Mert Bekçi

Finansal zeka, çeşitli ekonomik konulardaki bilgi birikimini etkili bir şekilde kullanma yeteneğidir. Bir diğer deyiş ile mevcut finansal verileri inceleme, yorumlama, analiz etme becerisidir. Bunun yanı sıra söz konusu verilerden yola çıkarak gelecekteki hareketleri tahmin etmekle ilgilidir. Bu sayede yatırımcılar, ellerindeki finans varlıklarını en iyi şekilde değerlendirebilirler. Mâli zeka olarak da bilinen bu kavram, finansal okuryazarlık gibi becerileri de gerektirir. Finansal okuryazarlık, kişisel finans yönetimi, bütçe oluşturma ve yatırım yapma gibi bileşenlerden meydana gelir. Tüm bunlar sayesinde yerel ve küresel ekonomilerdeki gidişatı doğru analiz etme olasılığı artar. Böylelikle hem bireysel hem kurumsal yatırıcımlar, finansal zekaları sayesinde doğru kararlar verebilir. Ekonomi yönetimi de sıklıkla bununla ilgilidir ve doğru zamanda doğru hamleyi yapmayı kapsar. Aksi takdirde borç yönetiminden yatırıma kadar pek çok finansal alanda yanlış kararlar verebilirsiniz. Kredi kartının bir borçlanma unsuru değilmişçesine kullanılması buna popüler bir örnektir.

İndeks Konuşmacı Ajansı’nın zengin konuşmacı portföyünde keşfedebileceğiniz Barış Soydan yerel ve küresel ekonomideki gelişmeleri takip etmek isteyenlerin, mâli zeka yeteneğini geliştirmek isteyenlerin yakından takip ettiği bir isim. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu olan Soydan, YouTube kanalında hafta içi her akşam ekonomi ve piyasalardaki son 24 saati yorumluyor. Bunun yanı sıra mega trendler, kulis bilgileri, ABD, Çin ve Hindistan arasındaki ekonomik ilişkiler gibi konuları da ele alıyor. Soydan, Para dergisinde yazı işleri müdürlüğü, Power ve Turkishtime dergilerinde genel yayın yönetmenliği de yapmakta. Kaotik konuları dahi anlaşılır bir şekilde ele alan Soydan, ekonominin nabzını tutmak geniş kitlelere ulaşmayı sürdürüyor. Bu açıdan finansal zeka ile ilgilenen, yatırımlarını ve borçlarını doğru yönetmek isteyen geniş bir kesim tarafından takip ediliyor. Siz de finansal & mâli zeka, yerel ve küresel ekonomik gelişmeler gibi olaylarla ilgileniyorsanız Soydan perspektifi ile tanışabilirsiniz. İçeriğimizin devamında finansal zeka kavramına daha yakından da bakabilirsiniz.

Finansal Zeka Nedir?

Finansal zeka ya da mâli zeka sadece finans alanlarında bilgi sahibi olmak demek değildir. Bunun yanı sıra bu finansal bilgileri etkili bir şekilde kullanmak anlamına gelir. Yani finansal verileri doğru bir şekilde analiz etmeniz, piyasaların geleceğine dönük tahminlerde bulunmanız demektir. Yüksek finansal zeka, olayları yorumlarken iyi bir neden – sonuç ilişkisi kurmayı başarır. Bu analizlerinden elde ettikleri ile de kendi yatırımlarını ve finans hareketlerini belirler. Örneğin, doların yükseliş ya da düşüşünün sebeplerini doğru bir şekilde görebilir ve kendi yatırımlarına buna göre yön verebilir. Benzer şekilde hisse senedi, halka arz, konut fiyatları, altının seyri gibi konularda da iyi bir finansal zeka diğerlerinden ayrılır. Bunun için farklı pek çok bileşene ve yeteneğe sahip olmak gerekir. Öncelikle tabii ki finansal bilgilere aşina ya da hâkim olmak önemlidir. Ancak bu sayede finans verileri doğru bir şekilde analiz edebilirsiniz.

Bunun yanı sıra finansal okuryazarlık da finansal zeka için gerekli bir değerdir. “Finansal okuryazarlık” terimi önemli finansal beceri ve kavramları ifade eder. Finansal okuryazarlığı olan insanlar genellikle finansal dolandırıcılığa karşı daha tetiktedir. Güçlü bir finansal okuryazarlık eğitim veya emeklilik için tasarruf yapmak, borcu sorumlu bir şekilde kullanmak ve bir işi yürütmek gibi çeşitli yaşam hedeflerini desteklemeye yardımcıdır. Bütçenin nasıl oluşturulacağını, emeklilik planının nasıl yapılacağını, borcun nasıl yönetileceğini ve kişisel harcamaların nasıl takip edileceğini bu şekilde bilebilirsiniz. Finansal okuryazarlık, kısa vadeli finansal stratejinin yanı sıra uzun vadeli finansal stratejiyi de kapsar. Bunun yanı sıra finansal zeka ve yatırım hareketleri için de önemlidir. Örneğin, bugünkü yatırım kararlarınızın gelecekteki vergi yükümlülüklerinizi nasıl etkileyeceğini bilmeyi kapsar. Ayrıca sermaye piyasalarına yatırım yapmanıza da finansal okuryazarlık yardımcı olabilir. Tüm bunlar finansal zeka gelişimi için oldukça değerli ve gerekli unsurlardır.

Yatırım Stratejileri

Yatırım stratejisi, bireysel yatırımcıların finansal hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için tasarladığı bir plandır. İyi bir plan için ise mutlaka finansal zeka yeteneğine ihtiyaç vardır. Aksi takside doğru bir yatırım hedefi ve plan yapmak güçleşir. Bunun yanı sıra yatırım stratejiniz yaşınız, sermayeniz, risk toleransınız ve hedefleriniz gibi kişisel koşullarınıza bağlıdır. Bu noktada finansal zeka, bazı kişisel faktörler dolayısıyla hata yapmanızı da önleyebilir. Çünkü yatırım stratejileri tedbirli yaklaşımlardan sert ve agresif metotlara kadar değişir. Kişisel durumunuz değiştikçe yatırım stratejilerinizi yeniden değerlendirmelisiniz. Bunun için ise iyi bir finansal zeka altyapısı çokça işinize yarayacaktır. Böylece yatırım stratejiniz ile kısa veya uzun vadeli hedeflerinize ulaşabilirsiniz. Ayrıca yatırım stratejileri büyük ölçüde farklılık gösterir. Yatırım konusunda herkese uyan tek bir yaklaşım yoktur. Bu da herkes için işe yarayan belirli bir planın olmaması demektir. Bu noktada size uyan yatırım stratejisini belirlemek için finansal zeka kapasitenizi artırmanız avantaj sağlar.

İnsanlar yatırım kararlarını kendi başlarına veya bir finans uzmanından yardım alarak almayı tercih edebilirler. Daha deneyimli yatırımcılar kararları ve yatırım seçimlerini kendi başlarına yapabilirler. Her iki durumda da yatırımcılar, riski azaltmaya çalışır. Bunun yanı sıra yeterli likiditeyi korumaya çalışarak ve verileri kullanarak rasyonel davranmaya çalışırlar. Burada deneyim ile finansal zeka kavramları da birbirine benzerdir. Daha doğrusu, finansal zeka ile geçen belli bir sürenin ardından kazanacağınız deneyim çok değerlidir. Yatırım stratejisi ile finansal zeka arasından farklı ilişkiler de vardır. Örneğin, hangi alana neden ve nasıl yatırım yapacağınıza finansal zeka etki eder. Bunun yanı sıra mevcut yatırımlarınızda güncelleme yaparken de yine finansal zeka oldukça değerli olabilir. Yatırım stratejileri arasında büyüme yatırımı, değer yatırımı, endeks yatırımı gibi çeşitler de vardır. Örneğin büyüme yatırımı hisse fiyatı yüksek görünse bile uzun vadede ortalamanın üzerinde büyümesi beklenen şirketleri seçmektir. Değer yatırımında ise hisse senedi fiyatları düşükken satın alma, yüksekken satma gerçekleşir.

Risk Yönetimi ve Finansal Zeka ile Güvenli Yatırımlar

Risk yönetimi, bir kuruluşun veya bireyin sermayesine, kazançlarına yönelik tehditleri belirlemesi, kontrol etme sürecidir. Bu riskler finansal belirsizlikler, yasal yükümlülükler, teknoloji sorunları, stratejik yönetim hataları, kazalar ve doğal afetler gibi sebeplerden kaynaklanmaktadır. Bu, hiçbir risk almadan hamle yapmak demek değildir. Daha çok hangi riskleri almaya değer olduğuna karar vermekle alakalıdır. Bunun yanı sıra riski azaltmak için de tabii ki risk yönetimi fayda sağlar. Tüm bunlarla da diğer başlıklardaki kavramlar gibi finansal zeka ile doğrudan ilişkilidir. Finansal verileri doğru okuduğunuz takdirde, etkin bir risk yönetimine de sahip olabilirsiniz. Özellikle daha güvenli yatırımlar yapmak isteyenler için de risk yönetimi öne çıkar. Burada risklerin belirlenmesi esastır. Örneğin, risk tanımlama, kötü amaçlı yazılım ve fidye yazılımı gibi BT güvenlik tehditlerinin, kazaların, doğal afetlerin ve iş operasyonlarını kesintiye uğratabilecek diğer potansiyel olarak zararlı olayların değerlendirilmesini gerekir. Akabinde bir risk olayının meydana gelme olasılığının ve her olayın potansiyel sonucunun belirlenir.

Risk yönetimi yapan kişiler her riskin büyüklüğünü karşılaştırır. Ardından bunları önem derecesine göre sıralar ve daha güvenli yatırımları seçer. Bu ise genellikle daha uzun vadeli yatırım araçlarını öne çıkarır. Kişiler bu noktada uzun vadeli güvenli yatırım araçlarını sıklıkla tercih etme eğilimindedir. Tekrar finansal zeka kavramına dönmek gerekirse; yine güvenli yatırım araçları için finansal zekaya ihtiyaç vardır. Aynı zamanda agresif yönlü hareket eden yatırım yöntemlerini de bu şekilde daha iyi anlamak mümkündür. Burada son olarak finansal verilerden yola çıkarak risk yönetimi yapmak ve güvenli yatırım kanallarını seçmek öne çıkar. Örneğin, hangi tahvillerin daha güvenli olduğu, hangisinin daha riskli olduğu finansal zeka ile yorumlanabilir.

Barış Soydan Farkıyla Finansal Zeka

Ekonomi yorumcusu Barış Soydan perspektifi ile finansal zeka yeteneğinizi geliştirebilirsiniz. Soydan, uluslararası kabul görmüş analiz kurumlarının verileri üzerinden yaptığı ekonomi yorumları ile geniş bir kitleye hitap ediyor. Bir finansal haberin aslında ne anlama geldiği sorusunu da yanıtlayan Soydan, böylelikle verilerin objektif ve analitik bir değerlendirmesini yapıyor. Soydan’ın konulara analitik yaklaşımı da dinleyiciler açısından değer taşıyor. Yapay zeka, mega trendler, ABD, Çin ve Hindistan arasındaki ekonomik ilişkilerin ülke ekonomilerine etkileri, doların ve altının seyri, Bitcoin gibi pek çok alanda yorumlarını paylaşan Soydan, finansal zeka tarafında ilerleme göstermek isteyen pek çok kişinin de yakından takip ettiği bir isim. Böylelikle hem bu alana yeni girenler hem de aşina olanlar tarafından Soydan’ın yorumları önem kazanıyor.

İndeks Konuşmacı Ajansı Finansal Zeka Konuşmaları

İndeks Konuşmacı Ajansı’nın zengin konuşmacı portföyü ile tanışın! Ekonomiden siyasete, çevreden teknolojiye kadar pek çok alandaki usta konuşmacıların ufuk açan anlatılarını dinleyebilirsiniz. Bu noktada mâli zeka konuşmaları ve konuşmacılarını da keşfedebilirsiniz. Soydan, bu alanda öne çıkan isimlerden biri olarak farklı pek çok konu başlığında hareket ediyor. Bunların bazıları aşağıdaki gibidir:

• Bir Bakışta Küresel Ekonomi ve Yerel Ekonomiye Etkileri
• Çok Kutuplu Dünyada Değişen Ekonomik Dengeler
• Türkiye Ekonomisinde Gelişmelerin Tercümesi
• Ekonomik Kararların Piyasalara Etkisi. Gelişmelerin Neden Sonuç İlişkisi
• Jeopolitik ve Jeostratejik Mega Trendlerin Ekonomiye Etkisi
• Güncel Mikro Trendler ve Ekonomiye Etkileri
• Perde Arkası – Kulis Bilgileri
• Yatırım Platformları ve Araçları Hakkında Merak Edilenler

Yalın anlatımı ile zor finansal konuları dahi etkili bir şekilde anlatan Soydan, hem yazıları hem de videoları ile yorumlarını paylaşıyor. Bunun yanı sıra Türkiye’nin en geniş, derin ve çeşitli konuşmacı portföyümüzdeki diğer nevi şahsına münhasır profesyonelleri keşfedebilirsiniz. Bunun için Tüm Konuşmacılar sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. Buradaki kategori, konu gibi filtrelerden yararlanarak ilgi alanlarınıza, sektörünüze uyan konuşmacıları inceleyebilirsiniz. Ardından istediğiniz konuşmacıyı “Davet Et” butonuna tıklayıp form doldurarak şirketinize davet edebilirsiniz. İhtiyaca uygun konuşmacı sağlama hizmeti sunan İndeks’te çalışanlarınız, yöneticileriniz için ufuk açıcı anlatılara sahip konuşmacıları hemen keşfetmeye başlayın!

Barış Soydan, ekonomi yazıları ve YouTube videolarındaki yorumları ile geniş bir kesime hitap ediyor. Özellikle hem yerel hem de küresel ekonomideki gelişmeleri yakından takip etmek için önemli bir referans teşkil ediyor. Tarafsız ve güncel verileri ele alıp yorumlayan Barış Soydan konuşmaları ile de farklı pek çok alanda konu başlığı açıyor. Finansal gelişmeleri ve yeni ekonomik olayları yakından takip etmek isteyen geniş bir kesim, Soydan’ın yalın üslubu ile sorularına yanıt alıyor. Bu açıdan yerelde ve küreselde bir ekonomi turu yapmak isterseniz siz de Barış Soydan konuşmaları ve yazılarını takip edebilirsiniz. Barış Soydan’ın konu başlıkları da çeşitlilik göstermektedir. Mega trendler, değişen ekonomik dengeler, kulis bilgileri, yatırım araçları bunlardan bazılarıdır. Barış Soydan konuşmaları içerisinde özellikle sıcak gündemler ve kulis bilgileri de büyük merak uyandırıyor. Bu konuşmalar güncel gelişmelerin aslında ne olduğunu ve neye etki edeceğini anlamak açısından da değer taşıyor.

Barış Soydan konuşmaları, yazıları ile uzun yıllardır finans alanının önde gelen yorumcularından biri. Peki Soydan kimdir? İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu olan Soydan, Power ve Turkishtime dergilerinde genel yayın yönetmenliği yapıyor. Ekonomi gazeteciliğini de sürdüren yorumcu, bunun yanı sıra YouTube kanalında da hafta içi her gün piyasaları yorumluyor. Ekonominin iklimini yakından anlamak isteyenler için Barış Soydan konuşmaları ve yazıları çok uzun yıllardır referans teşkil etmeye devam ediyor. Siz de İndeks’in zengin konuşmacı portföyünde yer alan Barış Soydan’ı keşfedebilirsiniz. İlham veren bakış açılara sahip İndeks konuşmacıları arasında Barış Soydan konuşmaları ile geniş bir kesimde ilgi uyandırıyor. Gerek ekonomiye aşina olmayanlar gerek finans dünyasını yakından takip edenler, Barış Soydan konuşmaları ve yazılarından öğrenmeye devam ediyor. Arzu ederseniz, konuşmacı sayfalarımızdaki “Davet Et” butonuna tıklayarak da beğendiğiniz konuşmacıları firmanızda ağırlayabilirsiniz. Şimdi gelin Barış Soydan konuşmaları ve ekonomi hakkında daha derinlemesine sorulara yanıt verelim.

Ekonomi Dünyasını Anlamak

Ekonomiyi ve finansal gelişmeleri anlamak için birçok bileşenden haberdar olmak gerekir. Bir ekonomist gibi düşünmeyi öğrenmek, yeni başlayanlar için göz korkutucu olabilir. Örneğin en temel ekonomik kavramlardan biri arz ve talep ile ilgilidir. Genellikle bir ürünün fiyatına dikey eksen, ürünün miktarına – adedine ise yatak eksen çizilir. Yani arz, satışa sunulan ürünün miktarıyla ilgilidir. Talep ise onu satın alma isteğiyle ilgilidir. Arzın talepten yüksek olması durumunda piyasanın dengesi bozulur. Talebin mevcut arzdan fazla olması durumunda ise elde etmek daha zordur. Ekonomideki bir diğer önemli bileşen ise şüphesiz ki grafiklerdir. Grafikler iki veya daha fazla değişken arasındaki ilişkiyi açıklar. Bunun yanı sıra özellikle yeni başlayanlar için finansal terimleri anlamak da çok değerlidir. Ekonomi, açıklanması zor olabilecek kafa karıştırıcı terimler ve ayrıntılarla doludur. Kısaca ekonomi, insanların ve insan gruplarının kaynaklarını nasıl kullandıklarının incelenmesidir. Örneğin, para kesinlikle bu kaynaklardan biridir.

Bunun yanı sıra ekonomide başka faktörler de rol oynayabilir. Örneğin, ekonomide esneklik bir diğer önemli kavramdır. Burada bir şeyin fiyatının ne kadar dalgalanabileceğinden bahsediyoruz. Esneklik talebe bağlıdır. Bunun yanı sıra bazı ürün ve hizmetler diğerlerinden daha esnektir. Ayrıca fiyatların nasıl belirlendiğini anlamak da çok önemlidir. Örneğin bir ekonominin durgunluğa girmesi fiyatların düşeceği anlamına gelmez. Mesela barınma gibi konularda arzın azalması ve talebin artması nedeniyle fiyatlar yükselir. Bunun yanı sıra Barış Soydan konuşmaları ve yazılarında da görebileceğiniz üzere finansal varlıkların değeri sıklıkla değişir. Bunun politik, sosyal, finansal pek çok sebebi olabilir. Yatırımcılar, yukarıdaki bileşenler ve ekonomik göstergelerden de yararlanarak ekonomiyi anlamaya çalışırlar. Bu sayede finansal varlıklarını, birikimlerini nasıl değerlendireceklerini tekrar ele alırlar. Peki tüm bunlar neden bu kadar önemlidir? Ekonomi hakkında bilgi edinmek şirketler, iş piyasaları ve siyaset hakkında daha çok bilgi edinmenizi sağlar. Böylece birikimleriniz için profesyonel kararlar almanıza yardımcı olabilir.

Finansal Analizler ve Yatırım Stratejileri

Finansal analiz ve bu doğrultuda bir yatırım stratejisi belirlemek yatırımcıların temel tavrıdır. Bu iki kavrama da kısaca bakalım. Öncelikle finansal analiz, bir performans değerlendirmesidir. Şirketler bunu kendi performansını ölçmek için yapar. Yatırımcılar ise mevcut finansal varlıkların, borsaların, hisselerin vs. durumunu değerlendirmeyi amaçlar. Böylece geleceğe dönük yatırım kararlarına şekil vermeye çalışırlar. Bir diğer deyiş ile finansal analiz, ekonomik eğilimleri değerlendirme çabasıdır. Trendleri, yükselen değerleri, fiyatı değişenleri ya da gelecek vadedenleri görmenize yardımcı olur. Finans analizi bir şirket yapıyor ise şirketin kârlılığını, likiditesini, ödeme gücünü ve genel mali durumunu değerlendirmeyi amaçlar. Bunun yanı sıra yatırımcılar finansal analiz yaparak hangi şirketlere yatırım yapmak gerektiğine karar verebilirler. Yatırımcılar şirketleri finansal analiz ile daha kolay karşılaştırır. Bunun yanı sıra gelecekteki şirket performanslarını da tahmin edebilirler. Özellikle ekonomiye yeni giriş yapanlar ise Barış Soydan konuşmaları ve yazıları gibi kaynakları takip ederek profesyonel analiz ve yorumları takip ederler.

Peki yatırım stratejisi nedir? Yatırım stratejisi, finansal araçları seçmeye yönelik uzun ya da kısa vadeli planlardır. Yatırımcılar önce finansal analiz yaparlar. Ardından birikimlerini yatırım olarak nasıl değerlendireceklerini belirler. Bu da bir strateji demektir. Bunun yanı sıra yatırım stratejileri yatırımcıdan yatırımcıya büyük farklılık gösterir. Genel hedef, yatırım stratejisini yatırımcının hedefleri, ve çıkarlarıyla uyumlu hale getirmektir. Bu stratejilerin 3 temel çeşidi vardır. Bunar muhafazakar yatırım, ılımlı yatırım ve agresif yatırımdır. Muhafazakar yatırımda düşük ve orta riskler öne çıkar. Ana parasını koruyarak gelir elde etmek isteyenlerin tercihidir. Ilımlı yatırımcı ise biraz daha fazla risk almayı kabul eder. Agresif yatırım stratejisinde ise genel olarak yüksek getiri elde etmek için büyük riskler söz konusudur. Yatırım tarzını benimsemek 1980’lerden bu yana popüler bir tekniktir. Bu noktada küresel pazarın özellikle bireysel yatırımcılar için göz korkutucu olabileceğini de belirtmekte fayda var.

Sektörel Bakış Açıları: Ekonomik Gelişmeler ve Trendler

Ekonomik gelişimler, eğilimler ya da trendler bir yatırım şekillendirecek kadar etkilidir. Özellikle Barış Soydan konuşmaları ve yazılarında da sıklıkla mega trendleri, bunların olası etkilerini vs. görebilirsiniz. Örneğin, işsizlik oranları aynı zamanda bir ekonominin içinde bulunduğu durumu gösteren bir gelişmedir. Tüketicilerin harcama gücü de fikir vericidir. Yoksul bir tüketici nüfusu, genelde yüksek işsizlik oranı demektir. Bunun yanı sıra ekonomideki düşüş eğilimine işaret eder. İşsizlik düşükse, hane halkı ve genel olarak tüketiciler daha zengin olma eğilimindedir. Bu da ekonominin yükseliş eğiliminde olduğu anlamına gelir. Finansal eğilimler, ister olumlu ister olumsuz olsun, bir ekonominin veya pazarın içinde bulunduğu genel finansal duruma işaret eder. Bu eğilimler yararlı göstergelerdir çünkü bir ekonomideki harcama gücü hakkında fikir verir. Örneğin, geçmiş popüler trendlerden biri olarak COVID – 19 dönemi öne çıkar. 2020 yılının ilk çeyreğinde, COVID-19’un ABD genelinde yayılmaya başlamasıyla birlikte ekonomik büyüme %5 oranında geriledi. Bu, 2020 durgunluğunun başlangıcının sinyalini vermişti.

Bunun yanı sıra bir ekonomik trendin yatırımcılar açısından öngörü değeri taşıyabilmesi için güncel olması gerekir. Ayrıca bu verilerin ileriye dönük olması da önemlidir. Hisse senedi, döviz kurları, petrol, tahıl, faiz oranları gibi göstergelere bakarak da bir trendi anlamaya çalışmak mümkündür. Bununla beraber bunlar çok önemli olsa da genellikle tek başına ekonomik gösterge değildir. Bunun nedeni uzak geleceğe bakmamalarıdır. Bu nedenle göstergelerin zaman içindeki hareketlerini ve geçmişini incelemek de önemlidir. Örneğin, bir İngiliz sterlini satın almanın maliyetinin 2 dolar olduğunu bilmek çok da yararlı değildir. Ancak sterlinin dolar karşısında son beş yılın en yüksek seviyesinde işlem gördüğünü bilmek yararlıdır. Bu da bir ekonomik trendden daha çok bahsedebileceğimiz bir noktadır. Peki bunlar niçin bu kadar önemlidir? Çok basit. Ekonomik trendlerin yatırım kararları üzerinde önemli bir etkisi vardır. Yatırımcılar, mevcut trendlere göre birikimlerine şekil verebilirler. Bunun yanı sıra yatırımcıların ekonomik trendlerin yatırımlarını nasıl etkileyebileceğini anlamaları gerekir.

Ekonomik Gelişmeler ve Barış Soydan Konuşmaları

Barış Soydan konuşmaları, ekonomik trendleri ve gelişmeleri anlamanıza yardımcı olacak bilgiler içerir. Soydan, gerek yazıları gerek videolarında piyasayı yorumluyor. Özellikle YouTube kanalında hafta içi her akşam ekonomi ve piyasalarda son 24 saati yorumluyor. Bunlar, ekonomik trendleri anbean görebilmeniz, takip edebilmeniz için önemli bir fırsattır. Örneğin, Barış Soydan konuşmaları içerisinde yeni yılda altının durumuna yönelik yorumlar bulabilirsiniz. Bunun yanı sıra dolarda yıl sonu beklentisi, FED kararlarının etkileri, bankaların dolar / TL tahminleri gibi pek çok içeriği de bulabilirsiniz. Böylece ekonomideki genel eğilimi ve finansal trendleri yakından takip edebilirsiniz. Ayrıca Barış Soydan konuşmaları sayesinde yerel ve küresel ekonomik trendleri bir arada inceleyebilirsiniz. Soydan, uluslararası kabul gören, tarafsız verileri basit bir dille yorumlamayı başarıyor. Bunun yanı sıra bazı YouTube programlarında ağırladığı uzmanlarla beraber konuyu farklı perspektiflere de açıyor.

Barış Soydan konuşmaları kadar özellikle kulis bilgilerinin öne çıktığı yazıları ile de ilgi uyandırıyor. Sıcak kulis bilgileri ve olayların perde arkası ekonomide oldukça önemli bir bileşendir. Bu açıdan geleceğe yönelik analiz yapmak için kulis bilgileri değer kazanıyor. İşin perde arkası ise özellikle “Aslında ne oldu?” sorusunun yanıtlarını arama girişimi oluyor. Siz de ekonomiye yeni giriş yaptıysanız ya da farklı kaynakları da takip etmek istiyorsanız Barış Soydan konuşmaları ve yazılarını inceleyebilirsiniz.

İndeks Konuşmacı Ajansı Farkıyla Barış Soydan Konuşmaları

İndeks Konuşmacı Ajansı’ndaki zengin konuşmacı portföyü ile tanışın! Farklı uzmanlık alanında yer alan zengin konuşmacı profilimiz, Türkiye’nin en geniş, en derin, en çeşitli portföyünü sunuyor. Bir fikir önderleri kulübü vizyonu ile hareket eden İndeks’te farklı pek çok alanın profesyonellerini bulabilirsiniz. Bunlardan Ekonomi kategorisi içerisinde yer alan Barış Soydan konuşmaları ile ufuk açan bir deneyim vadediyor. Soydan küresel ekonomi, yerel ekonomi, merkez bankaları ve mega trendler olmak üzere 4 ana başlıkta ilerliyor. Ekonominin nabzını tutmak isteyen geniş bir kesime hitap eden Barış Soydan konuşmaları ile kurumsal dünyaya da ilham veriyor. Dilerseniz, Tüm Konuşmacılar ya da doğrudan Barış Soydan sayfamızı ziyaret ederek incelemelerinize başlayabilirsiniz. Firmanızda ağırlamak istediğiniz konuşmacıyı bulduğunuzda “Davet Et” ikonuna basmanız yeterlidir. Ardından etkinliğiniz için doldurmanız gereken talep formunu tamamlayabilirsiniz. Görüş ve sorularınız için [email protected] adresine e – mail gönderebilir veya 0212 347 7070 numaralı telefondan bize de ulaşabilirsiniz.

Ebru Baybara Demir gastronomi alanındaki başarıları ile dünya çapında tanınan bir Türk girişimci ve şeftir. Vizyonu, bakış açısı ve konuşmaları ile gastronomi alanındaki öncü isimlerden biri olmayı başarmıştır. Demir, kendisini “Ben bir sosyal gastronomi şefiyim. Yaptığım yemeğin lezzeti kadar, o yemeğin kaç kişinin hayatını değiştirdiği ile ilgiliyim.” şeklinde tanıtmaktadır. Bu doğrultuda şef Demir farklı pek çok projeye imza atmıştır. Gastronomi ile sosyal sorumluluğu buluşturduğu çalışmaları ile adından söz ettirmektedir. Demir başarıları ile gastronominin Nobel’i olarak bilinen Basque Culinary World Prize (BCWP) 2023 ödülünü kazanmıştır. Bunun yanı sıra bu ödülü Türkiye’ye taşıyan ilk şef olmuştur. Sosyal gastronomi alanındaki çalışmaları ile sektöründeki değişimin öncülerinden biri olan Ebru Baybara Demir, Harran Gastronomi Okulu, Arı Varsa Hayat Var gibi pek çok projeye imza atmıştır.

Bu noktada kısaca sosyal gastronomi nedir ona da bakalım. Hayatımızın büyük bir bölümünü kaplayan yemeklerin aynı zamanda toplumda etki yaratabilecek olması sosyal gastronomide esastır. Bu terim ilk defa şef ve sosyal girişimci David Hertz tarafından geniş çapta ele alınmıştır. Hertz, ilk olarak gecekondu mahalleleri gibi düşük gelirli topluluklara yönelmiştir. Bu doğrultuda gelen insanlara yönelik çalışmalar yürütmüştür. Beslenme, gıda eğitimi ve kuluçka programları yürüten Gastromotiva adlı işletmesini de kurmuştur. Kendi çevresindeki toplumsal adaletsizlikle mücadele etmeye karar verdi. Bir süre sonra uluslararası yatırımcıların yardımıyla sosyal gastronomi hareketini başlattı. Yani bir diğer deyiş ile sosyal gastronomi; toplumsal ve sosyal sorunları yemek yoluyla çözmeye çabasıdır. Ayrıca bu çaba, günümüzde küresel bir değer taşır.

Ebru Baybara Demir Kimdir?

Ebru Baybara Demir bir girişimci ve sosyal gastronomi şefidir. Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Turizm Rehberlik Bölümü’nde tamamlamıştır. Şef, her ne kadar Mardin’de doğmamış olsa da Mardin kökenli bir ailenin kızıdır. Köklerinin peşinden gitme isteği duymuş, eğitimini bitirdikten sonra 1999 yılında Mardin’e yerleşmiştir. Burada turizm rehberliği yapmaya başlayarak profesyonel hayata adım atmıştır. Demir’in bir gün memleketine getirdiği bir Alman turist kafilesi Mardin’in tek restoranında yemek yemiştir. Ancak kafile bundan memnun kalmayınca çareyi turist kafilesini yemek için ailesinin evine götürmekte bulmuştur. Aile kadınlarının ve komşuların desteği ile hazırlanan yemekler Mardin’in eski zamanlardan gelen kadim mutfağıdır. Kafilenin de böylelikle bu kadim mutfağı tanıması sağlanmıştır.

Ev ortamındaki Mardin’in bu özgün mutfağı, şehrin otantik yapısına oldukça uygundur. Yemekler böyle bir atmosferde sunulması ile de ilgi görmüştür. Kafile tarafından ise yemekler çok beğenilmiştir. Bu sayede Ebru Baybara Demir için de adeta bir işaret fişeği oluşmuştur. Böylece Demir’in ilk girişim hikâyesi başlamıştır. Aynı sokakta oturan kadınları organize etmek ve turistlere evlerde yemek hazırlatmak! Böylece ev kadınları, yaşadıkları otantik ve tarihi evler içerisinde turist kafilelerine yemek hazırlamaya başlamıştır. Ayrıca bundan gelir elde etmeye de başlamıştır. Böylece Mardin’in ilk turizm işletmesi olan Cercis Murat Konağı, Demir’in kadın istihdamını öne çıkardığı en değerli girişimlerinden biri olarak hayata geçmiştir.

Ödülleri İle Ebru Baybara Demir

Ebru Baybara Demir, kazandığı ödüller ile de günümüzde dünya çapında bilinen bir sosyal gastronomi şefidir. Bunun yanı sıra çok önemli bir kadın girişimcidir. Gastronomi alanının Nobel’i olarak yorumlanan Basque Culinary World Prize (BCWP) 2023’ü kazanmıştır. Demir, böylece bu ödülü alan ilk Türk şef olmuştur. Ayrıca kendisi bu ödülü çeşitli temalara odaklanan projeleri ile almıştır. Bunlar göçmen krizinin sosyoekonomik sonuçları, iklim değişikliği, yerel kalkınma gibi temalara odaklı projelerdir. Dahası şef Demir, birincilik ödülünden önce de Basque Culinary World Prize’da iki yıl üst üste “Dünyanın En İyi İlk 10 Şefi” arasına girmiştir. Ocak 2023’te ise DLD Münih Konferansında Aenne Burda Yaratıcı Liderlik Ödülü‘ne layık görülmüştür. Demir bugün Anadolu mutfağı üzerine 15 yılı aşkın süredir araştırmalarını sürdürmekte. Mardin başta olmak üzere bölgede birçok sosyal gastronomi projesine başarıyla hayat kazandırmıştır.

BM Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) tarafından düzenlenen Dünya Gastronomi Turizm Forumu’nda da Türkiye’yi temsil etmiştir. Ayrıca 5’inci Food on the Edge Zirvesi’nde hayata geçirdiği proje sunumlarıyla da ülkemizi temsil etmiştir. Sosyal gastronomi alanındaki diğer çalışmaları ve projelerinden bazılarını da aktaralım. Topraktan Tabağa Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, Mutfakta Umut Var, Halep Sabunları, Sorgül, Savur Mantar Atölyesi, Türkiye – Arnavutluk Türk Mutfağı Projesi. Ebru Baybara Demir, günümüzde Mardin’deki iki restoranı ile de faaliyetlerini sürdürmektedir. Bunlar, Cercis Murat Konağı ile Zamarot 1890 restoranları olarak adından söz ettirmektedir.

Gastronomi ve Ebru Baybara Demir

Şef ve girişimci Ebru Baybara Demir için gastronomi, sadece yemek kültürü ile sınırlı kalmamıştır. Demir, vizyonu ve perspektifi doğrultusunda sosyal gastronomi alanını benimsemiştir. Bu yaklaşımı doğrultusunda ilhamını Mezopotamya coğrafyasından alır. Gerek restoranları gerek projeleri ile gastronomi alanındaki uzmanlığıyla sosyal faydayı bir araya getirmiştir. Bu doğrultuda uluslararası çapta niteliğe sahip pek çok ödülün ve takdirin de sahibi olmuştur. Bu nedenle Demir, yaptığı yemeklerin aynı zamanda kaç kişinin hayatını değiştirdiğini de odağına alır. Dahası çalışmalarına da buna göre yön verir. Zengin mutfak kültürü, sunumu ve adabını ise aile sofralarında görmeye başlamıştır. Şef, profesyonel kariyerini bunların da etkilediğini ifade eder.

Bu açıdan kültür turizminde de ilgili kentleri, bölgeleri, yerleri canlı kılanın insan unsuru olduğunun bilincindedir. Bu nedenle gastronomi alanındaki ilk atılımlarından itibaren Demir, sürecin içerisine insanları nasıl katabileceğine de her zaman kafa yormuştur. Ve çalışmalarına buna göre de şekil vermiştir. Bu noktada ise köklerinin peşinden gitmiş, Mardin kadınları ile kolektif bir çaba sergilemiştir. Hazırladığı yemekleri turist gruplarına sunmaya başlamış, insan unsurundan gelen otantik etkiyi göz ardı etmemiştir. Aynı zamanda Demir için gastronomi, erkek egemen toplum içerisinde kadın istihdamının artırılması için çok önemlidir. Şef gastronomide sosyal faydayı bu açıdan da değerlendirmiştir. Tüm bunlar şef ve girişimci Ebru Baybara Demir’in gastronomi alanındaki vizyonunu belirleyen güçlü unsurlardır. Yaklaşık 20 yıldır Mardin’de o toprakların dokusuna, mutfağına özgü yemekleri ile şehre değer katmaktadır.

Ebru Baybara Demir’in Öne Çıkan Projeleri

Demir, sofradaki lezzetlerin, yaşamları ve toplumları geliştirecek önemli bir unsur olduğunun başından beri farkındadır. Bu farkındalık ile sosyal gastronomi alanında 10’dan fazla projeye imza atmıştır. Örneğin, Harran Gastronomi Okulu projesi Harran ve bölge coğrafyasının yerel değerlerine sahip çıkma amacı taşır. Böylece unutulmaya yüz tutmuş yerel ürün ve tarifleri de kayıt altına alma çabası vardır. Ayrıca mültecilerin toplumsal hayata entegrasyonuna destek olmak ve kadınların nitelikli işgücüne dönüştürülmesi de Demir için önem arz eder. Halep Sabunları projesi ise Suriyeli mülteci ve ev sahibi topluluk mensubu katılımcıları kapsar. Eğitim programı aracılığıyla Halep sabunları üretimi konusunda teorik ve pratik tarımsal bilgi ve becerilerinin geliştirilip meslek edinmeleri amaçlanmıştır. Türkiye – Arnavutluk Türk Mutfağı projesi ise Arnavutluk Türkiye Büyükelçisi Sayın Ahmet Murat Yörük ve eşi Sayın Ayşegül Erdal Yörük’ün destekleri ile yürütülmüştür. Proje kapsamında Arnavutluk’un Tiran ve Iskodra şehirlerinde faaliyetlerini yürüten Alsar Vakfı’nın yetim çocuklar ve yetim anneleri için toplumsal fayda amaçlanmıştır.

Ebru Baybara Demir ile Yerel Lezzetlerin Dünya Turu

Sosyal gastronomi şefi Ebru Baybara Demir, toplumsal fayda güttüğü projeleri ile aynı zamanda yerel lezzetleri dünya çapında bilinir kılmayı başarıyor. Bu noktada özellikle Mardin’deki iki restoranı (Cercis Murat Konağı ve Zamarot 1890) şehre gelen yerli – yabancı sayısız turist için bir keşif diyarı olmuştur. Bu nedenle Mezopotamya coğrafyası ve kültürü pek çok işinin merkezinde yer almıştır. Günümüzdeki işlerinde de bu kültür, işlerinin merkezinde yer almaya da devam ediyor. Cercis Murat Konağı her akşam misafirlerine geleneksel tarım yöntemleriyle yetiştirilmiş ürünler sunar. Burası aynı zamanda Mardin’in ilk turizm işletmesidir. Zamarot 1890 ise Türkiye gastronomisinin ilk “sixth sense” (altıncı his) restoranıdır. Zamarot 1890 ise yerel ürün ve yerel mutfak odaklı ve Türkiye’nin ilk sıfır atık restoranıdır. Mardin’in zeytinyağlı yemek kültürünü hem bugüne hem geleceğe taşıyan bir önemli bir işletmedir.

Demir, yerel lezzetleri dünya ölçeğinde tanıtma başarılarını çeşitli projeleri ile de sürdürmektedir. Örneğin, T.C. Tarım Orman Bakanlığı, T.C. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve (FAO) Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü destekli olan Sorgül projesi yerel tohumu bulmak ve gelecek için çoğaltmak amacı taşır. Bu sayede proje hem iklim değişikliği ve kuraklığa karşı faaliyet göstermiş hem de ata tohumları toplanmıştır.

Sosyal Gastronomi ve Yerel Ekonomi

Gerek Ebru Baybara Demir’in amaçları arasında gerek sosyal gastronominin odağında her zaman istihdam da yer alır. Özellikle yereldeki dezavantajlı kişilerin, toplulukların sürdürülebilir şekilde kendi gelirlerini elde edebilmeleri sosyal gastronomide çok değerlidir. Örneğin, Demir’in 2’li yıllarda Mardin’deki işsizliği görmesi ve çalışmalarında bu soruna karşı da etki yaratmak istemesi, onun kadın istihdamını önceliklendirmesini sağlamıştır.

Genel olarak dünya çapındaki pek çok sosyal gastronomi hikâyesinde de, bu alanın yerel ekonomiye sağladığı katkılar açıkça görülür. Bir işletme açma, tarım faaliyetlerinde bulunma, ata tohumları toplama ya da mesleki yeterlilik sağlayacak gastronomi atölyeleri gibi pek çok çalışma, günün sonunda bölge ekonomisine ivme kazandırabilir. Böylece gastronomi, sosyal programların yardımıyla dezavantajlı bir nüfusun istihdamına fayda sağlayabilir. Tüm bunlar sosyal gastronominin birçok bilgiyi bir araya getirerek disiplinler arası bir alan oluşturmasını sağlar. Bunun yanı sıra ekonomik etki sağlayan imkânlar ortaya çıkarmasına da olanak verir. Kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi, tam ve üretken istihdamı ve insana yakışır işi teşvik etmek, günün sonunda yerel ekonomiye ciddi ölçüde hareketlilik katar.

Tıpkı Ebru Baybara Demir’de olduğu gibi dünyada da sosyal gastronominin yoksullukla mücadele ettiği örnekler vardır. Bunlar arasında The Social Gastronomy Movement (Sosyal Gastronomi Hareketi – SGM) en bilinen oluşumlardan biridir. SGM sosyal eşitsizliği gidermek, beslenme eğitimini geliştirmek, gıda israfını ortadan kaldırmak ve yerel istihdam yaratmak amacı taşır. SGM, gıdanın gücünden yararlanarak bu sorunlara gerçek çözümler sunar. Hareket 2006 yılında Gastromotiva’yı kuran Brezilyalı şef David Hertz’in çalışmaları ile başlamıştır. Sosyal açıdan savunmasız kişilere ilham vermek ve onları güçlendirmek amaçlanmıştır. Bu amaçla başlayan SGM, tüm toplumsal faydalarının yanı sıra istihdam ve yerel ekonomiye de katkı sağlar.

Ebru Baybara Demir Konuşmaları

Projeleri ve ödülleri ile Türkiye’de sosyal gastronomi alanındaki öncü isimler arasında yer alan Ebru Baybara Demir, İndeks’te! Sosyal girişim, sosyal gastronomi, ilham veren kadınlar, başarı hikâyeleri ve toplumsal sorumluluk olmak üzere 5 ayrı dalda konuşmacı olarak faaliyet gösteren Demir’in konuşma konuları da oldukça zengin bir yelpazede. Sosyal gastronomi, sürdürülebilirlik, üreten kadınlar, başarı hikayesi, ekip çalışması ve liderlik gibi konulardaki konuşmaları ile ilham veren şefi siz de firmanıza konuşmacı olarak davet edebilirsiniz. Bunun için İndeks Konuşmacı Ajansı’nda Demir’in sayfasına giderek davet işlemi gerçekleştirebilirsiniz. Dilerseniz, İletişim sayfamız üzerinden de bizimle irtibata geçerek tüm talep ve istekleriniz hakkında bilgi alabilirsiniz. Farklı uzmanlık alanlarındaki ilham veren, kitleleri harekete geçiren pek konuşmacıyı keşfedebileceğiniz İndeks aracılığıyla firmanıza en beğendiğiniz konuşmacıları davet edebilirsiniz.

Sürdürülebilir gastronomi, malzemelerin nereden geldiğini, nasıl üretildiğini, yerel pazarlara nasıl ulaştığına bakar. Ayrıca tabaklarımıza hangi yöntemlerle sunulduğunu da dikkate alan bir yaklaşımdır. Bu açıdan süreçlerin doğal kaynakları israf etmeyecek şekilde nasıl yürütüleceğini ele alan sürdürülebilirlik kapsamı içindedir. Kaynakların doğru ve israftan uzak bir şekilde kullanımı, hemen her sektördeki üretim anlayışını giderek değiştirmekte. Modadan otomobile, hizmet sektöründen lojistiğe kadar pek çok meslek dalı ve sektör kendi dinamiklerine göre sürdürülebilirliği ele alıyor. Çağımızın bu noktada gösterdiği ilerleyiş gastronomiden de bağımsız değil. Belli bir süredir tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi gastronomide de sürdürülebilirlik öne çıkıyor. İlk kez 18 Haziran 2017’de BM Genel Kurulu, UNESCO ve Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) öncülüğünde kutlanan Sürdürülebilir Gastronomi Günü de bu açıdan önemli bir değerdir. Bu tarihten itibaren bu gastronomi alanı çok daha fazla ivme kazanmıştır. Günümüzde de sürdürülebilirliğe duyulan ilgi doğrultusunda gastronomi alanında da öncü yenilikler ve değişiklikler yapılmaktadır.

Çevreyi korumak artık her zamankinden daha önemli hale geldi. COVID 19 pandemisi ile beraber de küresel gıda zinciri ciddi kesintiler yaşadı. Virüs, birçok işletme üzerinde yıkıcı etkiler yarattı. Ayrıca küresel olarak üretilen gıdanın üçte birinin israfa gittiği tahmin ediliyor. Tüketilmediğinde israf edilen şey yalnızca gıdanın değildir. Bunu yapmak için harcanan tüm para, emek, enerji ve kaynaklar (tohum, su, yem vb.) da boşa gider. Bu nedenle üreticilerin doğal kaynakları nasıl kullandıkları konusunda daha dikkatli olmaları gerekir. Ancak bununla da sınırlı değildir. Bunun yanı sıra tüketicilerin de yiyecekleri – içecekleri nasıl seçeceği, hazırlayacağı ve tüketeceği konusunda daha seçici olması önemlidir. Tüm bunlar bu gastronomi alanının giderek daha çok ön plana çıkmasını sağlamakta. İndeks Konuşmacı Ajansı’nda da bu gastronomi türünde ilham veren pek çok konuşmacıyı keşfedebilirsiniz.

Gastronomi Nedir?

Gastronomi, en basit ifade ile belirli bir bölgenin yemek pişirme tarzıdır. Terimi ilk kez 1801 yılında Fransız şair Joseph Berchoux “Gastronomie” adlı şiir başlığında kullanmıştır. Berchoux, burada gastronomiyi “nitelikli, güzel ve iyi yemek yeme sanatı” şeklinde tanımlar. Bunun yanı sıra terimi ilk kez Antik Yunan döneminde yaşayan Sicilyalı Yunan Archehestratus’un kullandığı da düşünülmektedir. Dünyanın hem doğal hem de kültürel çeşitliliğinin ifadelerinden biridir. Pişirme tekniklerini, gıda bilimini, beslenme gerçeklerini ve tat uygulamalarını içerir. Bazen “yemek sanatı” olarak da adlandırılan gastronomi, sıklıkla yerel mutfakları ifade eder. Bunun yanı sıra aynı zamanda yiyecek ve içecekleri seçme, hazırlama, servis etme, tadını çıkarma sanatıdır. Gastronomi yemek, kültür ve gelenek arasındaki ilişkilere dayanır. Bu kültürel ve tarihsel özellikleri gereği aynı zamanda gastronomi yazmayı ve anlatmayı da içerir. Bugün dünyayı belirli gastronomi bölgelerine göre birbirinden ayırıyoruz.

Örneğin, pirinç Güneydoğu Asya’da genel olarak temel gıda maddesidir. Hindistan ve Endonezya yemeklerinin ayırt edici özelliği baharatlarıdır. Zeytinyağı ise Akdeniz mutfaklarının ortak paydasıdır. Latin Amerika’da mısır temel gıda maddesidir. Bunun yanı sıra Kuzey Amerika tereyağı, krema, kaz ve tavuk yağlarının da bulunduğu çeşitli yemeklik yağlar kullanır. Gastronomi de tüm bunların değerini ve taşıdığı anlamı inceler. Gastronominin gelişmesindeki en önemli etkenlerden biri tabii ki insanlığın gelişimidir. Teknolojik ve sosyo-ekonomik faktörler insanın kıtlıktan bolluğa doğru ilerlemesini sağlamıştır. İnsan aynı zamanda dünyada yiyeceklerini sosyal normlara, modalara, inançlara veya geleneklere göre hazırlayan tek türdür. Bu sayede bir kültürün anlaşılması için onun beslenme biçiminin veya yiyeceklerinin de incelenmesi değerlidir. Farklı kültürler arasında anlayışı teşvik etmenin, insanları ve gelenekleri birbirine yakınlaştırmanın da bir yoludur. Çünkü gastronomi yemeği nasıl, nerede vs. yediğinize bakar. Günümüzde pek çok gurme, şef, aşçı, akademisyen de gastronomiye ilgi arttıkça daha çok değer kazanır.

Sürdürülebilir Gastronomi Nedir?

Sürdürülebilir gastronominin ayrıntılarından önce sürdürülebilirlik kavramını ele almak gerekir. Sürdürülebilirlik, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılamasına engel olmadan bugünün ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bir başka deyişle, kaynakları gelecek nesillere de bırakacak şekilde kullanmaktır. Bunun için ise doğal kaynakların sınırlı olduğunun farkında olmak gerekir. Sürdürülebilirlik bir başka açıdan aslında çocuklar, torunları ve onlara bırakacağımız dünyayla ilgilidir. Bu nedenle farklı pek çok meslek kolunda, sektörde bu tür bir kalkınma çok değerlidir. Sürdürülebilir gastronomi de “sürdürülebilirlik” kavramı içerisindedir. Örneğin tarım, balıkçılık gibi faaliyetlerin doğal kaynaklarımızı israf etmeyecek şekilde yapılmasıdır. Bunun yanı sıra çevreye ve sağlığa zarar vermeden gelecekte de sürdürülebilmesi demektir. Bu bağlamda sürdürülebilirlik, tarımda, balıkçılıkta, hayvancılıkta doğal kaynakları sorumlu bir şekilde kullanmaktır. Böylece bunları gelecekte de kullanmaya devam ederiz ve aynı zamanda çevreye de özen gösteririz.

Özellikle yemek sektörünün COVID-19 salgınından önemli ölçüde etkilenmesi de oldukça düşündürücüdür. Hatta gıda krizi çok daha önce başlamıştı. Bu nedenle bu gastronomi alanında farkındalık yaratmak çalışmaları uzun süredir yapılmaktadır. Bunlar arasında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun da bir uygulaması olmuştur. 18 Haziran’ı Sürdürülebilir Gastronomi Günü ilân etmesi öne çıkan örneklerden biridir. COVID-19 pandemisi hesaba katıldığında ise bu gastronomi yaklaşımı daha da önemli hale geldi. Peki neler yapmalıyız? Sektörel olarak kolektif bir çabanın yanı sıra bireysel çabalar da oldukça değerlidir. Bunlar arasında örneğin yerel üreticileri desteklemek öne çıkar. Yerel gıda pazarlarından, küçük üreticilerden / çiftçilerden / balıkçılardan gıda satın alabilirsiniz. Üretim kaynaklarını ve ulaşımla ilişkili sera gazlarını azaltmanın yanı sıra, onların geçimlerini de desteklemiş olursunuz.

Ayrıca mevsiminde yemek yemek de önemlidir. Bu, doğal olarak yetiştirilen daha kaliteli ürünlerin tadını çıkarmanızı sağlar. Üçüncü yöntem ise eski mutfak geleneklerini uygulamaktır. Eski insanların bugün sahip olduğumuz kaynaklara erişimi yoktu. Bu nedenle büyük ölçüde doğanın sağlayabileceği imkânlara kendilerini verdiler. Bölgenize özgü geleneksel mahsulleri ve malzemeleri kullanan yemek tarifleri deneyebilirsiniz. Son olarak tabii ki yemek israfını önleyin. Tabağınızdaki artıkları gelecekteki öğünlerde nasıl kullanabileceğinizi düşünün.

Sosyal Gastronomi hakkındaki blog yazımızı da keşfedin!

Organik Ürünlerin Sürdürülebilir Gastronomideki Rolü

Bu tür gastronomi uygulamalarında pek çok önemli alan vardır. Organik ürünler bunların başında gelenler arasındadır. Bunlara yeşil veya çevre dostu ürünler de demek mümkündür. Çevresel uygulamalar ile doğal kaynakların birleşimi sonucu uzmanlar organik ürünler imal ederler. Bunun yanı sıra doğanın döngülerine saygı göstermek esastır. Organik ürünlerde kimyasal böcek ilacı, sentetik veya genetiği değişen gübre yoktur. Bu üretim, salgınlara ve hastalıklara karşı dayanıklı yerel gıdayı artırır. Organik gıdalar birçok gıda çeşidi yer alır. Taze ürünler, et ve süt ürünlerinin yanı sıra içecekler, donan yemekler gibi gıdalar da vardır. 20. yüzyılın sonlarından bu yana önemli ölçüde büyüyen organik gıda pazarına her geçen ilgi artıyor. Bu tür gıda üretimi, özellikle alternatif bir yöntem olarak başlamıştır. Bununla beraber günümüzde popülerliğini artırmaktadır. Organik ürünler çevreye daha saygılıdır ve sürdürülebilirdir.

Yukarıda tanımı geçtiği üzere, bu gastronomi türü malzemelerin geldiği yerlere bakar. Ardından bunların üretimine kadar pek çok aşamaya dikkat eder. Bu noktada organik ürünler ile kesişen benzer bir yaklaşımı vardır. Organik gıdalarda yeniden kullanabileceğimiz kaynakların yanı sıra su ve toprak koruma teknikleri öne çıkar. Hayvanlarından elde edilen ürünler söz konusu olduğunda organik terimi hayvanın bakımıyla ilgilidir. Bunlar da gastronomide sürdürülebilir uygulamalarına örnektir. Bunun yanı sıra organik tarım sadece çevreyi korumakla kalmaz. Hem ekonomiye hem de kırsal alanlardaki yerel ekonomiye katkı sağlar. Ayrıca su, toprak ve enerjinin korunması da katkı sağlar.

Yenilenebilir kaynakların kullanılması dahil olmak üzere mevcut ekosistemlerle uyum içinde çalışmayla da ilgilidir. Tüm bunlar organik ürünleri sürdürülebilir gastronomi için önemli adımlardan biri haline getirmektedir. Bu doğrultuda organik gıda politikaları da ülkeler bazında öne çıkar. Bu politikalar üretim yöntemlerine ilişkin bir sertifikasyon sistemi içerir. Son olarak organik ürün satın alırken tüm organik gıdaların aynı olmadığını anlamak da önemlidir. Örneğin, %100 organik ifadesi organik gıda tanımını tam olarak karşılar. Ancak organik malzemeler ile üretilen gıdaların sadece belli bir kısmı organiktir.

Biyobozunur Atık Yönetimi ve Beslenme Kültürü

Peki biyobozunur atık yönetimi nedir? Biyobozunur, doğadaki çeşitli mikroorganizmalar veya enzimler tarafından biyolojik yollarla yıkıma uğrayan ve doğal bileşenlerine ayrılan, sonra tekrar doğadaki bu döngüye katılabilen maddelerdir. Örneğin, itki ve hayvan kaynaklı atıklar, ev ve ofislerden toplanıp çöp alanlarına taşınan atıkların büyük bölümü biyobozunur atıklardır. Meyve ve sebze kabukları, taze ot, çay ve kahve posaları, ağaç yaprakları, yumurta kabukları buna örnektir. Biyobozunur atıklar, doğada mikroorganizmalar yardımıyla kolayca bozunur. Böylece temel bileşenler ayrılır.. Her malzemenin kendine has ayrışma süreci vardır. Bu, taşınacağı bölgenin coğrafi konumuna ve iklimine bağlı olarak değişecektir.

Biyobozunur atık yönetiminin birçok faydası vardır. Organik materyali daha küçük parçalara böler. Böylece materyalin imhası için gereken enerji miktarı azalır. Bu da fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı azaltır ve doğal kaynakları korumamıza yardım eder. Aynı zamanda zararlı bir süreç olan çöp depolamaya bağımlılığımızı da azaltmamıza yardımcı olur. Burada devreye biyobozunur atıkların kompostlaştırılması da girer. Kompostlaştırılma sayesinde etan gazı emisyonu azalır. Bunun yanı sıra koku kirliliğinin önüne geçmek, toprağı havalandırmak mümkündür. Beslenme kültürüne de çeşitli uygulamalar ile bu atık yönetimi entegre edilmelidir. Örneğin, gübreleme, çöp yakıldığında veya gömüldüğünde ortaya çıkan sera gazı emisyonlarının miktarını azaltır.

Bunun yanı sıra Türkiye’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından paylaşılan Biyobozunur Atık Yönetimi Yönetmeliği Taslağı da önemlidir. Bu yönetmeliğin birden fazla amacı vardır. Çevre ve insan sağlığına zarar vermeden biyobozunur atıkların yönetiminin sağlanması bunlardan biridir. Ayrıca bu yönetmeliğe göre biyobozunur atık Park, bahçe ve evler ile lokantalar, satış noktaları, gıda üretim ve benzeri tesislerden kaynaklanan oksijenli veya oksijensiz ortamda bozunmaya uğrayabilen bazı atıkları ifade eder. Bunun yanı sıra bu yönetmelikte atık üretiminin önlenmesi ve azaltılması esastır. Buna göre il müdürlüklerinin, belediyelerin, atık işleme tesis sahiplerinin, atık işleme tesis işleticilerinin yükümlülükleri de vardır.

İndeks Konuşmacı Ajansı ile Sürdürülebilir Gastronomi Konuşmaları

İndeks Konuşmacı Ajansı’nın zengin konuşmacı portföyü ile tanışın! Sürdürülebilir gastronomi konuşmacılarını da keşfedebilirsiniz. Firmanız, işletmeniz, çalışanlarınız, kendiniz için hemen incelemeye başlayın. Sürdürülebilir gastronomi alanında ilham veren anlatılara sahip konuşmacılar arıyorsanız Tüm Konuşmacılar sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. Farklı uzmanlık alanında yer alan zengin konuşmacı profilimiz içerisinden ilgi alanlarınıza göre bir seçim yapabilirsiniz. Konuşmacınızı seçtikten sonra “Davet Et” butonuna tıklamanız ve talep formunu doldurmanız yeterlidir. Dilerseniz, daha ayrıntılı bilgi almak için İletişim sayfamızı da ziyaret edebilirsiniz.

Süreç analizi, en temelinde iş süreçlerinin analizidir. Bununla amaç genellikle süreçlerin çalışma şekillerini iyileştirecek fırsatları bulmaktır. Şirketler süreç analizi sayesinde mevcut iş süreçlerini değerlendirir. Böylece faaliyet ve operasyonlarında neyin işe yarayıp yaramadığını daha iyi tespit edebilirler. Analizler, başlangıçtan bitişe kadar bir iş sürecinin tüm noktalarındaki kaliteyi, zamanı ve maliyetleri kapsar ve ortaya çıkarır. Süreç analizinin daha düşük maliyet, karmaşık çalışma şekillerinin basitleşmesi gibi pek çok faydası vardır. Bu açıdan şirketler süreç analizi sayesinde farklı pek çok ticari fayda da elde eder. Bu bir bakıma, daha fazla kâr için işlerin basitleştirilmesi demektir. Şirketler, iş süreçlerini tam olarak anlarlarsa bunun eksiklerini, neyin gerekli ya da o kadar gerekli olmadığını da daha iyi tespit eder. Sürecin tüm bileşenleri doğru olarak ele alınmalıdır. Ardından süreçler, dijital araçlar ve personel tarafından basitleştirilebilir. Bu sayede şirketler daha az efor ve maliyet ile daha yüksek kâr oranlarına erişebilir.

Stratejik danışman ve kurumsal ilişkiler danışmanı Ceyhun Emre Doğru da etkin süreç analizi metotları ile şirketlere hizmet vermektedir. Doğru, uluslararası şirketlere politik ve ekonomik risk analizi, kamu ve paydaş ilişkileri yönetimi, stratejik karar verme, savunuculuk ve stratejik iletişim konularında danışmanlık sunmaktadır. Bunun yanı sıra Kurumsal İlişkiler Enstitüsü Genel Sekreterliği görevini yürütmektedir. Akademisyen olarak ise Boğaziçi Üniversitesi’nde Eleştirel Düşünme ve Stratejik Karar Verme, Uluslararası Müzakere ve Piyasa Dışı Strateji: İş Dünyası, Devlet, Toplum derslerini vermektedir. Siz de şirketinize değer katacağınız bir süreç analizi için Ceyhun Emre Doğru perspektifinden yararlanabilirsiniz. Peki süreç analizi ne demek? Bu sürecin bileşenleri neler? Analizde adım adım neler yapmalısınız? Hepsi ve daha fazlasını içeriğimizde keşfedin!

Süreç Analizi Nedir?

Öncelikle süreç analizi nedir ona bakmakta yarar var. İş süreçlerini düzenli olarak analiz etmeden ve iyileştirmeden yönetmek mümkün değildir. Bu açıdan iş yönetiminde değişmeyen kural planlamak, yürütmek ve sonuçları kontrol etmektir. Süreç analizi, iş süreçlerinizin şirketinizin stratejik hedefleriyle uyumlu olup olmadığını anlamanızı sağlar. Bunun için tüm bileşenler ele alınır. Geliştirilmesi gereken noktalar nelerdir ya da istemediğiniz sonuçlar neden meydana gelmiştir? Bu gibi soruları etkin bir süreç analizi yöntemi ile yanıtlayabilirsiniz. Buna niçin bu kadar ihtiyaç var? Özellikle süreç odaklı bir işletmeniz varsa, her iş akışına ilişkin derinlemesine bir göze gereksinim duyarsınız. Sonuçta süreçler bir dişlinin hem tek başına hem de bütün olarak düzgün çalışması gereken parçaları gibidir. Aynı zamanda zinciri oluşturan halkalara benzer. Bu halkaların hangisinde neden aksaklık olduğunu, neyin gelişmesi gerektiğini öğrenmeniz gerekir. Bunun için ise zinciri oluşturan tüm halkaları tek tek incelemelisiniz. İşte süreç analizi bu demektir.

Peki süreç analizi ile beraber neleri kontrol etmiş olursunuz? Bunun yanıtı şirketlere göre değişebilir. Bunun yanı sıra ortak kavramlar da vardır. Örneğin, hedefler ve maliyet bunlardan ikisidir. Ek olarak zaman, kalite, performans, kaynak kullanımı gibi bir iş sürecinin tüm ayaklarını böyle değerlendirebilirsiniz. Bu sayede şayet maliyette bir hata bulduysanız ona, kalitede bir noksan gördüyseniz ona eğilebilirsiniz. Süreç analizi sayesinde işlerinizin aksayan tüm yönlerini tespit ederek bunları geliştirebilirsiniz. Bu ise şirketinize olumlu olarak dönecektir. Peki süreç analizini bu kadar değerli kılan ne olabilir? En önemlisi süreçlerin her zaman iç ve dış müdahalelerden etkilenmesidir. Bu durumlardan süreçlerin bizzat kendisi etkilenebilir. Bunun yanı sıra müşteriler için daha fazla değer üretebilmek amacıyla sürekli gelişim esastır. Bu da süreç analizi yaklaşımını oldukça değerli kılar. Yani etkin bir süreç analizi ile beraber hem şirket hem müşteri kazanabilir. Şimdi biraz da süreç analizinin ayrıntılarına inelim.

Süreç Analizinin Temel Adımları ve Yöntemleri

Süreç analizinin temel adımları nelerdir onu ele alarak başlayalım. Genel kabule göre bu adımlar fırsatların tanımlanması, kapsamın tanımlanması, sürecin belgelenmesi, performansın değerlendirilmesi, sürecin yeniden tasarlanması ve değişikliklerin uygulanmasıdır. Peki bunlar ne demektir? İlk adım olan fırsatların tanımlanmasında tedarikçi ilişkileri, yeni ürün/hizmet geliştirme, siparişin karşılanması ve müşteri ilişkileri gibi süreçlere dikkat etmek gerekir. Ardından kapsamı tanımlamak gerekir. Bu adım çok önemlidir çünkü analiz ettiğiniz sürecin sınırlarını burada belirlersiniz. Yani süreç birçok çalışandan ve adımdan mı oluşacak yoksa daha dar mı olacak? Kapsam tanımlarında bunları netleştirebilirsiniz. Sonra ise sürecin belgelenmesi adımı vardır. Analizi yapan kişi / kişiler bu aşamada süreci belgelendirmelidir. Akış şemaları, süreç şemaları ya da hizmet planları tekniğinden biri / birkaçını kullanarak süreci belgelendirmek gerekir.

Bu ilk üç adımdan sonra son üç adıma geçebilirsiniz. Dördüncü adımda performans değerlendirmesi vardır. Yani kalite, müşteri ilişkileri, maliyet, harcanan zaman, hatalar, kalite, son teslim tarihine uyma gibi alanları inceleyebilirsiniz. Böylelikle iş süreçlerinizdeki performans hakkında kapsamlı bilgi sahibi olabilirsiniz. Beşinci adımda ise süreci yeniden tasarlamak vardır. Bir önceki adımda hangi performans kriterini seçtiyseniz ona göre gerçek ve beklenen performans arasındaki farkı çıkartmanız gerekir. Aradaki farkı en aza indirecek, mümkünse sıfırlayacak şekilde süreçte bulunan gereksiz adımları çıkarabilirsiniz. Bunun yanı sıra eklenmesi gerekenleri de eklemeniz önemlidir. Altıncı ve son adımda ise tüm bu değişiklikleri uygulamalısınız.

Genel olarak süreç analizinin temel adımları bunlardır. Bunun yanı sıra süreç analizini ne zaman yapacağınız da çok önemlidir. Aslında süreçleri sürekli olarak gözden geçirirseniz iyileştirme sağlarsınız. Bu nedenle süreç analizinin düzenli olarak yapılması gerekir. Bunun yanı sıra süreç analizi için uygun belli başlı zamanlar vardır: Stratejik planlamanızı güncellerseniz, ürün kalitesinde düşüklük görüyorsanız, şirketler arası birleşme – satın alma bir yapısal değişiklikler varsa süreç analizinin tam zamanıdır. Son olarak yeni yasalar, yeni dış düzenlemeler, ekonomik, çevresel, politik veya diğer türden krizlerde de süreç analizi başlayabilir.

Tüm ekonomi konuşmacılarını da keşfedin!

Yatay ve Dikey Süreç Analizi: İşbirliği ve Koordinasyon

Süreç analizi ile birleştirmeden önce yatay ve dikey analiz nedir ona bakalım. Özellikle finans dünyasında sıkla karşımıza çıkan yatak ve dikey analiz, farklı karşılaştırma yöntemleridir. Yatay analiz bir muhasebe dönemine ait finansal bilgileri diğer dönemlere ait bilgilerle karşılaştırır. Bunun yanı sıra analistler geçmişten günümüze eğilimleri analiz etmek için bu yöntemi çokça kullanır. Amaç belirli değerlerde herhangi bir artış veya azalma olup olmadığını tespit etmektir. Bir şirketin rakiplerine karşı konumunu belirlemek için yatay analiz oldukça elverişlidir. Dikey analiz ise bilanço ve gelir tablosundaki kalemlerin bağlı oldukları grup içindeki ağırlıklarını değerlendirir. Dikey analiz ile işletmenin varlık ve kaynak yapısı ile dönem net kârının nasıl oluştuğunu açıklayabiliriz. Bu nedenle bir yıla ait veriler için dikey analiz uygulanır. Yatay ve dikey analiz farkı budur. Yatay yöntemde farklı yıllara ait veriler, dikey yöntemde tek bir dönem içindeki veriler esastır. Bunun yanı sıra dikey analiz, yatay analiz ile beraber kullanıldığında daha güçlü bir araç haline gelebilir.

Bu açıdan süreç analizi içerisinde de dikey ve yatay analizlerinin işbirliği çok daha etkilidir. Yatay süreç analizi sayesinde performansınızın geçmiş yıllardaki durumu ile bugününü kıyaslayabilirsiniz. Dikey analiz sayesinde ise bu yıla ait süreci kendi içinde değerlendirebilirsiniz. Her ikisinin tam bir uyumu sayesinde ise adeta büyük fotoğrafı görmek kolaylaşır. Bu açıdan yatak ve dikey süreç analizi, parçaları tam olarak birleştirmenizi sağlar. Bir yandan geçmiş veriler ile bugünü kıyaslarken diğer yandan bugünü kendi içinde ele alırsınız. Her ikisinden çıkan sonuçları yerlerine oturtarak süreç analizi işlemini dört dörtlük bir şekilde tamamlayabilirsiniz. Bunun için ise her iki analizin tam uyumu önemlidir. Şirketinizdeki süreç analizi için yatay ve dikey yöntemleri uygulayacak kadroyu belirleyin. Çıkan sonuçları ise yan yana getirerek hem dün ile bugün arasındaki farkları hem de kendi içinde bugünü ele alabilirsiniz. Bu koordinasyonu sağlayacak ekibinizi ya da danışmanınızı doğru seçmeniz oldukça kritik bir rol oynar.

Süreç Analizinde Ceyhun Emre Doğru Perspektifi

Öncelikle Ceyhun Emre Doğru’dan bahsetmekte yarar var. Ceyhun Emre Doğru, stratejik danışmanlık, kurumsal danışmanlık, konuşma ve eğitim, akademi, düşünce liderliği gibi alanlarda faaliyet göstermektedir. Örneğin, stratejik danışmanlık hizmeti sayesinde yöneticilerin belirsiz durumları daha net bir şekilde görmesini sağlıyor. Kurumsal danışmanlık tarafında ise CORPERA Danışmanlık yönetici ortağı olarak uluslararası şirketlere kurumsal ilişkiler danışmanlığı veriyor. Bunun yanı sıra Doğru, özel sektör ve kamu kurumlarına iş hayatının en kritik konularında ilham veren konuşmalar yapıyor. Akademik olarak ise Boğaziçi Üniversitesi’nde Eleştirel Düşünme & Stratejik Karar Verme, Uluslararası Müzakere ve Piyasa Dış Strateji: İş Dünyası, Devlet ve Toplum konularında dersler veriyor. Kariyerine uluslararası politika analisti olarak başlayan Doğru, Birleşmiş Milletler ve NATO’da da görev yapmıştır. 2012 yılında ise TÜSİAD’ın Washington temsilciliği görevini yürüttükten sonra çalışma hayatına danışman olarak devam etmiştir. Tüm bunlar süreç analizi içerisinde Ceyhun Emre Doğru yaklaşımını değerli kılan unsurlardır.

Ceyhun Emre Doğru’nun iş hayatındaki başarılı kariyeri sayesinde süreç analizi uygulamalarınızı başarılı bir şekilde yürütebilirsiniz. Amazon’dan Unilever’e, TikTok’tan Bayer’e kadar farklı pek çok referansı ile seçkin kariyerini özetleyen Doğru, şirketinizdeki süreç analizi ihtiyacınıza yanıt verecek danışmanlıklarına devam ediyor. Böylelikle siz de süreç analizi için üst düzeyde hizmet alabilirsiniz.

İndeks Konuşmacı Ajansı Süreç Analizi Konuşmaları

Tüm Konuşmacılar sayfamız üzerinden siz de şirketiniz için en başarılı süreç analizi konuşmacılarını keşfedin! Zengin konuşmacı portföyümüzde, ilham veren konuşma ustalarını incelemeye başlayın. Farklı pek çok konu başlığına sahip süreç analizi konuşmacıları, ufuk açıcı anlatıları ile faaliyet gösteriyor. Bu sayede siz de personeliniz, yöneticileriniz, hatta kendiniz için esin kaynağı olacak bakış açılarını duyabilirsiniz. İhtiyaca uygun konuşmacı sağlama hizmeti sunan İndeks’te gereksinimleriniz doğrultusunda beğendiğiniz bir konuşmacıyı firmanıza davet edebilirsiniz. Konuşmacılar sayfamızda kategori, konu gibi filtreleri kullanarak aramalarınızı özelleştirebilirsiniz. Bunun yanı sıra konuşmacıların detay sayfalarına tıklayarak da profesyonel hayatlarındaki en önemli bilgileri öğrenebilirsiniz. Bunun için ihtiyaç duyduğunuz konuşmacının sayfasına giderek “Davet Et” butonuna basmanız ve işlemlerinizi sürdürmeniz yeterlidir. Arzu ederseniz, bizimle irtibata geçmek için ise İletişim sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. Sayfamız üzerinden iletişim formunu doldurarak ya da irtibat numaramızı arayarak farklı sorularınıza da yanıt alabilirsiniz.