Skip to content

Uzmanlar

[vc_row css=”.vc_custom_1586197115242{margin-top: 30px !important;}”][vc_column][vc_column_text]Dikey uzmanlıkta geliştirdikleri bilgilerini cömertçe paylaşan konuşmacılarımız, bilim-inovasyon-tıp-teknik-sanat ve çapraz birikimleriyle ihtisaslarını konuşturuyorlar.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]

Uzman Ara

En Geniş Konuşmacı Portföyü



Mert
Aydıner

İletişim Uzmanı, Sinergolog ve Yazar

Biyografi

Mert Aydıner, İstanbul Üniversitesi Moleküler Genetik bölümü mezunu; kararlarımızın ve davranışlarımızın altında yatan fizyolojik ve psikolojik nedenleri tanımlamak üzere çalışmalar gerçekleştiriyor. Doğruluğu tıp dünyası tarafından da kabul edilmiş çıktıları profesyonel iş dünyasına adapte eden Aydıner, ekonomik karşılığı olan iş süreçleri yazıyor ve eğitim programları tasarlıyor.

Satış ve pazarlama eğitimleri

Duyusal pazarlama ve duyusal satış konularında beynin karar verme mekanizmalarının işleyiş biçimine dair çalışmalar gerçekleştiren Mert Aydıner, aynı zamanda Academy Neuro kurucusu ve yönetici ortağıdır. Halihazırda Academy Neuro bünyesinde eğitim danışmanı olarak da hizmet veren Aydıner, uzun yıllar boyunca çalışmalarından elde ettiği verileri, uygulanabilir formatlara dönüştürerek satış ve pazarlama dünyası profesyonellerinin hizmetine sunuyor.

İnsanları çıplak gözle okumak üzere iletişim kanalları “beden dili, yüz ifadeleri, ses, söz ve tarz” üzerinden yayılan sinyallerin tanımlanmasını sağlayan Sinergoloji (Synergologie) tekniğini Türkiye’de uygulayan ilk kişi olan Mert Aydıner, farklı kültürlere özgü davranışların analizinden elde ettiği ortak çıktıları bir araya getirerek evrensel bir dil oluşturmayı amaçlıyor.

Bilim temelli yaklaşım

Çalışmalarında sinergoloji dışında nöroanatomi ve nöropsikolojiden de yararlanıyor. Otomatik düşünce ve davranış kalıplarımızı tanımlamak üzere ortaya koyduğu “Uyaran>Düşünce>Duygu>Davranış>Hafıza” modelini iki yönlü işleterek uyaranların tetikleyici etkisine maruz kalmadan, davranışlarımızı bilinçli olarak düzenleyebileceğimizi ve buna göre arzu edilen duygu ve düşünce durumuna geçiş yapılabileceğini kanıtlıyor.

Beden dili ve iletişim

Bu alandaki çalışmaları sonucunda elde ettiği verileri Nöro Satış – Müşteri Mıknatısı Olmanın Formülü ve Beden Dili (Maskeli Balo “Maskeleri Düşürme Zamanı”) kitaplarında okuyucularıyla paylaşan Aydıner, politikacılar, sporcular ve magazin dünyasının tanınmış isimlerinin davranış kodları ve iletişim üzerine de pek çok platformda ufuk açıcı yazılarını okuyucularla buluşturmaya devam ediyor.

Mert Aydıner, aynı zamanda yazdığı kitaplar, makaleler ve verdiği seminerlerle kitlelerin kendi duygularını doğru tanımlayarak içsel keşiflerini yapmalarına da aracı oluyor.

Konuşma Konuları

  • Kişisel imaj / Davranış kodları
  • Sunum teknikleri
  • Müzakere yönetimi
  • İkili ilişkilerde ve iş yaşamında duygusal zekanızı kullanmanın avantajları nelerdir?
  • Muhatabınızın sizin ve mevcut durum hakkındaki düşüncelerini beden dilini okuyarak nasıl anlarsınız?
  • İlk karşılaşma anında karşı tarafta olumlu bir izlenim yaratmak için duruş, bakış, mimik ve jestler nasıl kullanılmalıdır? Aktif ve etkin dinleme nasıl olmalıdır? Aynalama tekniği nedir ve nasıl kullanılır?
  • Beden dilini etkili kullanma, beden dilini doğru okuma, iş yaşamında beden dili, kadın ve erkek ilişkilerinde beden dilinin önemi

Ferhat
Boratav

Gazeteci, Tarihçi

Biyografi

Ferhat Boratav, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümünü bitirdi. Fransa’da Grenoble Üniversitesi’nde “Türk Göçmen İşçiler” üzerine master yaptı. Medya macerası Nokta dergisinde başladı. Londra’da BBC Türkçe Yayınlar Servisi’nde yapımcı, sunucu ve radyo habercisi olarak çalıştı. Türkiye’ye dönüşünde kısa süre bir televizyon yapım şirketinde çalıştı. Daha sonra haberciliğe dönen Boratav, ATV Haber’de yöneticilik, CNN TÜRK Genel Yayın Yönetmenliği görevini üstlendi. Üniversite yıllarında uğraştığı tiyatroyu ve Fransa yıllarında yaptığı aşçılığı kariyerinin önemli halkaları arasında yer alıyor.

Dönüşüm değişimle mümkün

Boratav, hayatın her alanında büyük dönüşümler gerçekleştiren teknoloji en çok iletişim sektörünü etkilediğine dikkat çekiyor. Türkiye’de dünyadaki kadar güçlü bir değişimin olmadığını, ancak gelişmelerin Türkiye’yi de dönüştüreceğini belirten Boratav, gerçek bir iletişim devrimi için öncelikle zihinsel değişimin gerçekleştirilmesi gerektiğini söylüyor. Uzun yıllar habercilik ve haber yönetişi olarak her günü ve günceli en yakından takip eden kişilerden biri olması tarihçi kimliğiyle buluştuğunda ortaya zengin yorum ve analizler çıkaran  Boratav, “İletişim ve Biz Türkler” başlıklarında aranan konuşmacı.

Farkındalık yaratma çalışmaları

Boratav sosyal sorumluluk ve farkındalık çalışmalarına özel önem ve zaman ayıran bir iletişimci. Bunların arasında “Organ bağışı” özel bir yer tutuyor. Gündemimize görece yeni giren, çok da rahat olmadığımız bir konu olan organ bağışının anlaşılması adına çalışmalar yapan Boratav, konunun  eğitime bağlı olarak daha yakın durduğumuz yeni bir başlık olduğunu düşünüyor. Boratav, organ bağışı konusunda pek çok sosyal sorumluluk kampanyasına hayat verdi. Diğer sosyal farkındalık başlığı 65+ Derneği. Sayıları giderek artan yaş almış nüfusumuzla nasıl başa çıkacağımızı, yaş almış vatandaşlarımız ise hızla değişen dünyayla nasıl başa çıkacaklarını bilemiyorlar. Boratav toplumsal kadın eşitliği konusunda da toplumsal faaliyetler yürüten önemli bir aktivist.

Konuşma Konuları

  • Tarih
  • Gündemi Nasıl Yorumlayacağız
  • Medyatik Fütürizm; Medyanın Geleceği
  • Sorumlu Vatandaşlık / Toplumsal Duyarlılık
  • Organ Bağışı Yaşlanan Nüfusla Yaşam; Yeni Toplumsal Sorunumuz
  • Kadın sorunu; Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
  • Berber Sohbetleri

Şafak
Özsoy

Jeoloji Mühendisi, TULİP Sürdürülebilir Merkezi Kurucusu

Biyografi

Şafak Özsoy, uzun yıllardır sürdürülebilirlik konusuna emek veren fikir önderlerinden. Birleşmiş Milletler Risk ve Afet Ofisi Türkiye Temsilcisi. Birleşmiş Milletler (UNDRRMCR 2030 – İklim değişikliği karşında şehirler güçlendirilmesi programı) Danışmanı. Özünde yer bilimci, İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği mezunu.

36 yıllık sanayi tecrübesiyle, değişen ve dönüşen yönetsel süreçlerin tasarlanması, şirketlerin sürdürülebilirlik yol haritalarının oluşturulması odağında çözümler oluşturuyor. İklim risk ve kırılganlıklarına karşı dirençli şirketlere dönüşüm için entegre çözümler üretiyor.

Şafak Özsoy, 21. yüzyılı bir iklim yüzyılı olarak tanımlıyor ve zor bir dönüşüm süreci içinde olduğumuzu vurguluyor. “Küresel anlamda iklim değişikliğine bağlı dünyanın ısınması ve beraberindeki sistemler devam ediyor. Biz karbondioksit emisyonlarını ya da sera gazı emisyonlarını, durdurmadıkça bu etki devam edecek. Bugün bile durdursak sonuçları yine devam edecek…”

Şafak Özsoy’a göre, dünya artık “yeter” diyor. İklim değişikliğinin yaratacağı farklı durumlarla her gün karşı karşıya geleceğiz; artık “gardımızı almanın zamanı”. Özsoy, daha dayanıklı şehirler, dayanıklı bireyler, dayanıklı şirketler için araştırma geliştirmeye ve dönüşüme ihtiyacımız olduğunu ifade ediyor. Çevre ve doğa konusundaki hassasiyetin sürdürülebilirlik bakışı için yeterli olmadığını vurgularken sürdürülebilirlik denildiğine sosyal altlığı mutlaka geniş çerçevede düşünmenin, kadın, çocuk ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularının önemli olduğunun altını çiziyor.

Konuşmalarında iklim değişikliği kadar “İklim mültecileri” sorununu da dile getiriyor. “Netice itibarıyla bu iklim yüzyılının baskısı içinde hepimiz bir dönüşüm içinden geçiyoruz. Ne kadar farkındayız, bilmiyorum ama şunu söyleyebilirim birey olarak evlerimizde, ülkeler nezdinde iş yapma modellerimizde, ulusal hükümetlerde ve yerel boyutta belediyeler nezdinde yapacak çok şey var…”

Özsoy’un 2002 yılında kurduğu Tulip Sürdürülebilirlik Merkezi, eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunmaya devam ediyor.

Konuşma Konuları

  • ŞİRKETLERİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YOLCULUĞU
    Sürdürülebilirlik yolculuklarında şirketlere yol gösteren, uzun dönemde yol haritalarına odaklı yetkinliklerin yönetimi ve sistemsel dönüşümü ele alan bütüncül bir yaklaşım

  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK STRATEJİLERİ
    Şirketlerin sürdürülebilirlik yolculuklarında uygunluk yükümlülükleri ile şirket yönetimlerinin 21. yy gerekliliklerine yanıt veremeyeceği gerçeğine doğru bir gidiş söz konusu. Bu bağlamda sürdürülebilirlik odaklı çalışmalarda stratejik dönüşüm önemli bir nokta. Bütüncül bir bakış içinde sürdürülebilirliğe geçiş dönüşümü odaklı bir yol haritası ile yapılmalı
  • SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİRLERE DOĞRU
    Cazibe merkezlerine dönüşen şehirler ekonomik kalkınmanın da odağında yer alıyor. 21.yy’da iklim baskısı altında bütüncül bir dönüşümle şehir yönetimlerinin yeniden ele alınarak yönetsel süreçlerinin de dönüşümünü sağlamak gerek

  • İKLİM YÜZYILI VE DİRENÇLİLİK MEKANİZMALARI
    21.yy bir yanda azaltım taahhütlerinin giderek netleştiği diğer yanda uyum özelinde hayatın her alanında yapısal değişim ve dönüşümlere bizleri ulaştıracak nitelikte. 21.yy’da riskin dirençliliğe kayışı ve tüm süreçlerin bu doğrultuda ele alınması temel amaç. İklim yüzyılı sadece azaltım hedefleri ile değil enerjinin karbon arındırılmasını ve sistemsel bir dönüşümü de gerekli kılıyor

Ongun
Tan

İnovasyon Danışmanı, Makers Türkiye Kurucusu

Biyografi

Ongun Tan, fizik mühendisliği eğitimi sonrasında kariyerine yazılım geliştirme yaparak başladı. Türkiye’de ve dünyada birçok şirkete teknoloji ve strateji danışmanlığı verdi. 2012’de Londra’dan döndükten sonra, Turkcell’de stratejik pazarlama bölümünde çalıştı ve Internet of Things (IoT) ekibinin yöneticiliğini yaptı.

Strateji danışmanlığı, inovasyon servisleri

2014’ten beri, kendi girişimi olan Türkiye’nin ilk inovasyon inisiyatifi Makers Türkiye ile danışman, profesyonel konuşmacı ve moderatör olarak hizmet verdiği kurumlara, farklı strateji danışmanlığı, inovasyon servisleri ve etki yaratan öğrenme kurguları kurguları sağlıyor. Makers Türkiye danışmanlık ve öğrenme kurguları hizmetlerini buradan inceleyebilirsiniz.

Dijital dönüşüm, Geleceğin Çalışanı

Dijital dönüşümü hızlandırmak, lanse etmek, çalışanlarını inovatif metotlarla hızlandırmak ve geleceğe hazırlamak isteyen kurumlara ufuk açan konuşmalar yapan Ongun Tan, yeni dünyaya adapte olabilmek için girişimci gibi düşünmenin önemine vurgu yapıyor. Esnek, çevik, çıktı odaklı bir işgücü  için zihniyet – araç değişiminin ve dönüşümünün bugünden başlayarak nasıl yapılabileceğini aktarıyor.

Moderasyon,  workshop

Ongun Tan ayrıca, yönetim toplantıları, yıllık toplantılar, terfi ve yeni işe giriş etkinliklerinde etkin bir başlangıç için moderatörlük yapıyor, workshop’lar düzenliyor. Sunduğu hızlı reçeteler ve yaratıcı fikirlerle kurumların hedefledikleri noktaya ulaşmasına rehberlik eden Tan, HR teknolojisi konusunda yenilikçi projeler yürütüyor.

2014 yılında American Turkish Society, Young Society Leaders arasına seçilen Ongun Tan, Amerika Büyükelçiliği’nin resmi teknoloji mentoru olarak da görev yaptı. Teknoloji ve pazarlama konusunda 20 yıla yakın deneyime sahip Tan, onlarca zirve ve etkinlikte yaptığı konuşma ve workshoplarla inovasyon ve girişimcilik kültürünün gerçek çıktıya dönüşmesi adına kurumlara yüksek etki ve memnuniyet sağlayan servisler sunuyor.

Konuşma Konuları

  • Çevik İşgücünü Tasarlamak
  • Tasarım Odaklı Zihniyet Dönüşümü
  • Dijital Dönüşüm ve Girişimci Gibi Düşünmek
  • “Future Ready” Çalışma ve Çalışan; İnovasyon Metodolojisi

Erkan
Yıldırım

Dijital Transformasyon ve İnovasyon, Alwiser Kurucusu ve CEO

Biyografi

Erkan Yıldırım lisans derecesini Boğaziçi Üniversitesi’nden, yüksek lisansını, Pittsburgh Üniversitesi ve Berkeley’deki California Üniversitesi’nde tamamladı.

Akademik çalışmalarının ardından, Mercedes-Benz Türk A.Ş. ve Danone Türkiye bünyesinde yönetici olarak başladığı kariyerini, perakende, e-ticaret ve teknoloji ağırlıklı start-uplar’da kurucu, üst düzey yönetici ve danışman olarak sürdürdü.

Dijital Dönüşüm, Yeni İş Modelleri Tasarımı

2016 yılında Dijital Dönüşüm, Yeni Nesil Eğitim – Gelişim – İnovasyon Programları ve Yeni İş Modelleri Tasarımı konusunda uzmanlaşan alwiser Yönetim Danışmanlığı şirketini kurdu. Yurt içi ve yurt dışında farklı sektör ve büyüklüklerdeki birçok şirket ve kurumlara, dönüşüm stratejilerini kurgulama, yeni değer vaatleri tasarlama, bunları başarılı iş modellerine dönüştürme, farkındalık yaratma ve icra planını oluşturma amaçlı hizmetler vermektedir.

Seminerler, Atölye Çalışmaları

Erkan Yıldırım, dijital dönüşümü sadece bir dijital ve teknoloji meselesi olarak görmeyip, bu dönüşümün aynı zamanda liderlik, kültür, yetkinlik, yetenek, tasarım işi olduğunu anlattığı seminer ve konuşmalar yapıyor.

Kurumlara özel uygulamalı mini-atölyeler tasarlayan Erkan Yıldırım, bu dönüşüm hareketini tetikleyen bir inovasyon programına dönüştüren kurumsal inovasyon programları yürütüyor.

Konuşma Konuları

  • Dijital dönüşüm,
  • Şirket dönüşüm stratejileri,
  • İş modelleri yaratma,
  • Liderlik

Videolar

Saffet Emre
Tonguç

Tarihçi, Seyahat Yazarı, Profesyonel Rehber

Turizm

Butik Oteller

Büyük Oteller

Boğaz Turu

Gezilecek Yerler

İlginç Rotalar

Biyografi

Saffet Emre Tonguç tarihçi, gezgin, yazar. Türkiye’nin en ünlü rehberi. Duygularını, “Gitme tutkusu kişinin genetik kodlamasında var. Bu istek benim açımdan vizyonumu açan, ufkumu genişleten bir unsur oldu. Çoğu insan hayatı, çalışıp mal edinmek olarak görüyor. Oysa önemli olanın beyinsel anlamda bir zenginliğe ulaşabilmek olduğunu düşünüyorum” sözleriyle açıklıyor.

Bugüne kadar yüzden fazla ülkeye birçok kez giden Tonguç, Türkiye’nin dünyada görülmesi gereken ilk yerlerden biri olduğunu ancak tanıtımına yönelik önemli eksikliklerin bulunduğunu söylüyor. “A ile B arasındaki en kestirme yol Türkiye. Bu nedenle de inanılamayacak kadar çok sayıda uygarlık izlerini Türkiye’de bırakmış. En güvenilir rehber kitaplardan ‘Lonely Planet’ın Türkiye bölümünde; ‘Yunan kalıntılarını görmek istiyorsanız Yunanistan’a değil Türkiye’ye; Roma kalıntılarını görmek istiyorsanız İtalya’ya değil Türkiye’ye gidin’ diyor. Bu çok doğru bir tespit. Ancak bunun farkında değiliz ve değerini bilmiyoruz. 100’ün üzerinde ülkeye gittim, ancak hala en çok etkilendiğim yerlerden biri Anadolu” diyor.

Turizm Bölümü öğrencisiyken profesyonel rehberliğe adım attı. Amatör fotoğraf çalışmaları, ABD ve Avustralya başta olmak üzere, çeşitli uluslararası yayınlarda yer aldı. ABC Televizyonu’nun “Good Morning America” programında sunuculuk yaptı. Türkiye Turist Rehberleri Birliği tarafından  “Türkiye’nin En Çok Seyahat Eden Rehberi” seçildi, “Yılın Seyahat Yazarı” olarak ödüllendirildi.

Konuşma Konuları

  • Görülecek 101 Yer; Dünyada, Avrupa’da, Amerika’da, Türkiye’de…
  • Istanbul ve gece
  • Türkiye’nin zenginlikleri
  • Ayrıcalıklı rotalar

Videolar

Deniz
Türkali

Oyuncu, Senarist, Yazar

Biyografi

Deniz Türkali Türk sinemasına emek vermiş tecrübeli bir oyuncu ve senarist. Oyunculuk, konuşma sanatı üzerine dersler konferanslar veren Türkali, DOT Tiyatro ve 2. Kat Tiyatro’da oyunlar sergiliyor. Hayatımın Yemekleri adlı kitabı yayına hazırlanan oyuncunun hayat öyküsünü ise Murat Çelikkan yazdı. Hazırlığı tamamlanmak üzere olan nehir sohbetleri yakın bir zamanda yayınlanacak.

Oyuncunun “Mine” ve “Minik Serçe” olmak üzere kaleme aldığı iki farklı senaryosu da bulunuyor. Türkali’nin hayatında sinemanın yeri çok özel. Yönetmen Atıf Yılmaz ile ikinci evliliğini gerçekleştiren Türkali için sanat ve edebiyatla yoğrulmuş bir ailede dünyaya geldi. Babası yazar Vedat Türkali, Deniz Türkali’nin kültürel ve siyasi çizgisinde çok önemli rol oynadı.

Sinemayla iç içe yaşayan oyuncunun hayatında Nişantaşı Kız Lisesi’nde okuduğu yıllar bir dönüm noktası kabul edilebilir. O yıllarda tiyatroyla tanışan oyuncu Şişli Koleji’nde eğitimi sürdürdükten sonra Konservatuar Tiyatro Bölümünü kazandı. Türkiye’de iki yıl okuduktan sonra eğitimine Londra’da devam etti. İtalyada Dario Fo, Franca Rame ile çalıştı. Müzik çalışmalarını yürütürken bir yandan da Milliyet Yayınları’nda yayın danışmanlığı yaptı. Yıllar 1980’i gösterdiğinde Türkali yeniden oyunculuğa döndü. Elbette müziği tamamen bırakmadı. Üstelik müziğe olan tutkusu Türkali’ye tek kişilik tiyatro oyunlarında başarıyı getirdi. Radyo programları hazırlayıp sundu, köşe yazarlığı yaptı, sinema ve televizyon filmlerinde oynadı, senaryo yazdı. “Kaktüs”  dergisinde, Milliyet gazetesinde, Hayat Dergisinde gazetecilik yaptı. Milliyet, Hürriyet, Radikal gazetelerinde çeşitli konularda yazdı. Kamelyalı Kadın müzikalinde Prudence Duvernoy’u canlandırdı. Sanatla uğraşırken bir yandan da iş hayatına atılan Türkali 5. Kat Restaurant ve Leyla Café’yi işletti.

Türkali, konservatuar eğitimini Londra’da tamamladı. Sosyal ve siyasi yazılar yazdı, etkinliklere katıldı. dergisinde ve “Kriter” dergisinde Avrupa Birliği ülkeleri sinema tanıtım yazıları yazdı. “Şehvet” adlı bir albümü bulunan oyuncu Galip Derviş, Hürrem Sultan, Gece Melek ve Bizim Çocuklar, Eylül Fırtınası, Dudaktan Kalbe gibi birçok sinema ve televizyon filminde rol aldı. Deniz Türkali yalnızca sinemayla ilgilenmedi, müzik de onun hayatında önemli bir yer tutuyor. İlk evliliğini İtalyan şarkıcı Ernesto Casalini ile yapan oyuncu ömrünün neredeyse yarısını ünlü sinema ustası Atıf Yılmaz ile geçirdi.

Konuşma Konuları

HERKES OYNAYABİLİR Mİ?

BEDEN DİLİMİZİ KULLANMAYI BİLİYOR MUYUZ?

Çocukken oynadığımız oyunları hatırlarsak oynamanın hiç de o kadar zor olmadığının ilk işaretlerini görürüz.

Oyun, hayatın her alanında  hayatımızın tam da göbeğinde var olan bir eylem. Her zaman sahneye çıkarak ya da kamera önünde oynanmak gerekmez. Bazen bilerek, bazen kendiliğinden “oynarken” buluruz kendimizi. Kendinize bir sorun kimseyle paylaşmanıza gerek yok, yalnız kendinize sorun; inanmadan ama inanırmış gibi yaparak söylediğiniz ne çok şey var değil mi? İş hayatında, sosyal hayatta, aile ilişkilerinde, arkadaşlıklarda… Hayatta ne  isle uğraşırsak uğraşalım oynamaya mecburuz. Başta uygarlık gereği… Güne çok kötü başladınız başınız ağrıyor, eşiniz ya da sevgilinizle tartıştınız, işe geldiniz bir çalışma arkadaşınız ya da yöneticiniz size “günaydın” dedi. İçinizden geçeni burada tekrarlamayalım ama  cevabınız eğreti bir gülümsemeyle de olsa “günaydın” olacaktır. Şimdi iyi oynamak var kötü oynamak var. Eğer o selamdan yöneticiniz sıkıntınızı anladıysa başınız dertte demektir. İki kez daha tekrarlandığı takdirde hakkınızdaki izlenim hiç de iyi olmayacaktır.

Beden dilinin önemi işte bu örnekte öne çıkar. Oynamak’la numara yapmak arasındaki fark yalnız tonlamayla değil vücut dilini nasıl kullandığınızla da ortaya çıkar. Yani hayattaki iyi oyunculukta önemli olan, karşınızdakine ya da karşınızdakilere oynadığınızı belli etmemek. Karşınızdaki ya da karşınızdakiler oynadığınızı anlamışlarsa büyük ölçüde çuvallamışsınız… Bir başka ifadeyle çok kötü oynadınız demektir. İkna etmek, sahiciliğe inandırmak zor iş. Hele içten içe söylediklerinize kendiniz bile inanmıyorsanız, hemen açık vermeniz işten bile değil. “Güzel soru”, “tam da bunu söyleyecektim” tarzı klişeler çok geçmişte kaldı. Seçilen cümleler, o cümlelerin tonlamaları çok önemli. Vücut dilini spor yaparak da doğru kullanamazsınız. Her duruşun her hareketin her mimiğin bir anlamı var. O zaman nasıl iyi oynayacağız?

BİR MOTİVASYON OLARAK AŞK’A VAKİT VAR MI?

Çok sevdiğim genç bir arkadaşıma “Eşinle flört ediyor musun?” diye sormuştum. Biraz da şaşırarak “Deniz hanım hiç vaktim olmuyor çok çalışıyorum” demişti. “Çok üzücü” diye düşünmüştüm. Ona  “sakın ha sakın, ne yap yap vakit ayır” diye sıkı sıkı tembih etmiştim. Çalışma hayatımız evdeki flörtü bile engelliyorsa, ya hayatı en keyifli kılan unsurlarından biri olan “flört etmeyi” bilmiyoruz ki bu hayatı nasıl yaşadığımıza dair birçok sorunu birlikte getirir, ya da gerek duymuyoruz ki bu belki daha da vahim bir durumla karşı karşıyayız demektir. Hayatını sadece işten ibaret sananlar iş hayatında asla uzun süreli başarılı olamazlar. Hayatı tek bir şey üzerine kurmak sadece o şeye konsantre olmak asla başarının sırrı değildir.

Yaşamayı bilmek bir tür sanattır. İş hayatını zevkli kılacak küçük hazları asla es geçmemek gerekir. İş hayatı asık suratla lanet ederek sürdürülemez. Her an ne yaparsanız yapın yaratıcılığınızı kullanmak zorundasınız. Ne kadar çok “Endorfin” salgılarsak o kadar enerjik oluruz. Aşk hali zaten mutluluğun zirve yaptığı bir durum. Bu, herkes için, her an ele geçirilebilecek bir bağış değil biliyorum. Ama bir de şuradan bakalım; aşk bir ruh hali; o zaman, birine aşık olmuyoruz. Önce aşık oluyoruz sonra biri giriyor devreye… Hiç kimse olmasa da denk düşmese de o aşk halidir asıl önemli olan. Sizi motive edecek “endofin”e zirve yaptıracak olan da budur. Yani başarının sırrı ufak tefek ayrıntılarda gizlidir. O ayrıntı dediğimiz şeyler bizi motive ederken çalışmalarımızda da verimi artırır.

ZAMANI KULLANMAK HAYATI KULLANMAK

Hayatımızı nasıl kullanıyoruz? Üstelik bir daha ele geçirmemize imkan olmayan bir zaman dilimiyle kısıtlı. Bu iki dinamik aynı zamanda birbirleriyle var olabiliyor. Ve ayrıca herkesin hayatı ve zamanı bir bakıma çok benzer, bir bakıma çok farklı. Hepimizin hayatı birbiriyle son derece ilişkili…

Hayatın ve zamanın kullanımını ele geçirmemiz zaten “bir zaman” alıyor. Bunu farketmemiz “hay allah zaman nasıl da çabuk geçiyor” demeğe başlamamız da gene epey bir zaman alıyor. Bir yandan kendi hayatımızı elden kaçırmamaya çalışırken ihtiyaç duyduğumuz diğer hayatlarla da ilişki içinde olduğumuzu unutmamamız gerekiyor. Ne işle uğraşırsak uğraşalım zamanı kullanmayı bilmiyorsak hayatımızı bir anda alt üst edebiliriz. Yalnız kendi hayatımızı da değil birlikte çalıştığımız, yaşadığımız diğer insanların hayatlarını da…

İş hayatında en önemli şeylerden biri bilgi paylaşımı, yönetimi. Bir o kadar da önemli olan zamanı paylaşmak ve yönetmek. İş hayatımızı, zamanın boşa harcanmasına asla göz yummadan nasıl yönetebiliriz? Zamanın boşa harcanmasını nasıl önleriz? Bunu nasıl mümkün kılabiliriz?

Unutmayalım “Money is time, time is money!”

İLETİŞİM BECERİLERİ

Yaşamımızda her dokunuş bir iletişimdir. Her ne yaparsanız yapın doğru İletişim kurmak size başarı, mutluluk, keyif, güçlü ve sağlıklı ilişkiler olarak dönecektir. Biraz özen, biraz sabır biraz pozitif düşünce ve güçlü bir dille başarır mıyız dersiniz?

Sinan
Ülgen

Risk Yönetimi Uzmanı, EDAM (Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi) YKB, İstanbul Ekonomi Danışmanlık Kurucu Ortağı

Ekonomik Gelişmeler

Siyasi Analizler

Kamuoyu Araştırmaları

Türk Dış Politikası

Jeostratejik Öngörü

Biyografi

Sinan Ülgen, Brugge Avrupa Koleji’nde Avrupa Topluluğu konusunda yüksek lisans eğitimi aldı. Dışişleri Bakanlığı’nda Birleşmiş Milletler Dairesi’nde çalıştı. Brüksel’de AB nezdindeki Türkiye Daimi Temsilciliği’nde görev yaptı; Gümrük Birliği’yle ilgili olarak Türkiye’nin müzakere pozisyonunun belirlenmesine katkıda bulundu. 1996’da T.C. Trablus Büyükelçiliği’nde görev aldı.

Türkiye’nin Avrupa Birliği serüveninin en hareketli dönemlerinde, müzakere pozisyonunun belirlenmesinde görev yapmış deneyimli bir diplomat, risk yönetimi strateji uzmanı. Ülgen çalışmalarını Düşünce Kuruluşları, Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) ile İstanbul Ekonomi Danışmanlık bünyesinde kurum ve kuruluşların gelecek analizleri ve pozisyon alma ihtiyaçlarını karşılayacak bilgi analizleri yaparak sürdürüyor. Yerel ve çok uluslu kurumların danışmanlığını üstleniyor, fikirlerini paylaştığı platformlarda uzun ve orta vadeli öngörülerle dikkat çekiyor.

Strateji oluşturma, risk yönetimi

“Ekonomik krizden sonra kapitalizm bir ana sistem olarak muhafaza edilecek. Ancak aşırılıklarının törpülendiği bir kapitalizme geçiş söz konusu olacak.” İfadeleriyle günümüz geçiş toplumuna açıklık getiren Ülgen’e göre dünya liderleri, parasını harcadıkları ve belirli bir dönem bazı sıkıntılara göğüs germesini istedikleri vatandaşlarına bugün yaşanan tipte bir krizle bundan 3-5 yıl sonra yeniden karşılaşmayacaklarının garantisini vermek zorunda. Bu tip garantilerin verilmesi ise nihayetinde uluslararası sistemin yeni ve farklı bir tasarımından geçiyor. Bu tasarım, etkinlik ile istikrar, risk ile getiri arasındaki dengeyi daha farklı kuracak. Bu açıdan bakıldığında bu krizin kapitalist sistem açısından da bir dönüm noktası olduğunu söylemek mümkün belki de. Kapitalizm bir ana sistem olarak muhafaza edilmeye devam edilecek. Ancak aşırılıklarının törpülendiği bir kapitalizme geçiş söz konusu olacak. Ülgen, AB ilişkilerinde Türkiye’nin önümüzdeki dönem yapacağı reformlar, başta bankacılık, enerji gibi kritik sektörlerde beklenen değişimler ve Türkiye’nin daha fazla yatırım çekmek için yapması gerekenler konusunda da danışmanlık veriyor.

Konuşma Konuları

  •  Dış Politika ve Ekonomide Sıcak Gelişmeler
  •  Risk Yönetimi, Jeostratejik öngörüler
  •  Türkiye ve Bölgesel İlişkiler
  •  Türkiye’nin Sürdürülebilir Kalkınması
  •  Küresel İklim Değişikliği ve Küresel Sosyal Sorumluluk Boyutu

Videolar



[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]