Skip to content

Uzmanlar

[vc_row css=”.vc_custom_1586197115242{margin-top: 30px !important;}”][vc_column][vc_column_text]Dikey uzmanlıkta geliştirdikleri bilgilerini cömertçe paylaşan konuşmacılarımız, bilim-inovasyon-tıp-teknik-sanat ve çapraz birikimleriyle ihtisaslarını konuşturuyorlar.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]

Uzman Ara

En Geniş Konuşmacı Portföyü



Yılmaz
Argüden

ARGE Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı

Biyografi

Dr. Yılmaz Argüden iş dünyasının yakından tanıdığı başarılı bir isim. Profesyonel çalışmalarının yanı sıra gönüllü faaliyetleri, sosyal sorumluluk çalışmalarıyla da dikkat çekiyor.

ARGE Danışmanlık ve dünyanın önde gelen yatırım bankalarından Rothschild’ın Türkiye Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürüten Dr. Argüden, yaşam kalitesini yükseltme konusundaki çalışmaları nedeniyle Dünya Ekonomik Forumu tarafından Geleceğin 100 Küresel Lideri arasına seçildi. Deneyimleri özel sektörden, kamu sektörüne ve uluslararası kuruluşlara; sivil toplum örgütlerinden, akademik hayata kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Çeşitli kuruluşların yönetim kurullarında görev alan Dr. Argüden, deneyimlerini Boğaziçi Üniversitesi’nde ve Koç Üniversitesi MBA programında strateji dersi vererek, kitapları ve köşe yazılarıyla paylaşıyor.

Değişimi hedeflemeden, mevcudu yenileme arzusu duymadan ilerlemenin mümkün olmadığına inanan Dr. Argüden, “Kurumsal değişimi sağlamak için öncelikle kurumu değişimin gerekliliğine ve aciliyetine inandırmak gerekiyor. Bunu sağlamanın etkili yollarından birisi de performansın kurum içindeki birimler arasında değil, kurum dışı en iyi örneklerle karşılaştırılmasını sağlamak. Bir başka deyişle kıyaslama çalışmalarını kurum kültürü haline getirmektir” diyor. Değişim için öncelikle etkileyici bir vizyonun ortaya koyulması gerektiğini belirten Dr. Argüden, etkileyici vizyonu; “Gelecekle ilgili cazip bir hayali ortaya koyan, kararlara yön gösterecek kadar amaca odaklı, ancak inisiyatif kullanmayı özendirecek kadar esnek, kolaylıkla anlatılabilen ve değişime konu olanları heyecanlandıracak kadar gerçekçi olan bir hülya” olarak tanımlıyor.

Konuşma Konuları

  • Strateji
  • Kurumsallaşma
  • Değişim Yönetimi
  • Yönetim Kurulları
  • İyi Yönetişim
  • Sivil Toplum Kuruluşlarının Yönetimi
  • Geleceği Şekillendirmek

Celal
Seçkin

Yönetim Danışmanı, EFQM Eğitmeni, EFQM Değerlendiricisi

Biyografi

Celal Seçkin, Türkiye’de “Kurumsal Mükemmellik” denince akla ilk gelen isimlerden biri. Kurumsal mükemmellik alanında uzun yıllar boyunca edindiği bilgi ve deneyimini kurumlarla paylaşan Celal Seçkin, bugün, “kurumsal mükemmellik” alanında en çok aranan konuşmacılardan. Seçkin; değişim yönetimi, liderlik, yenileşim/inovasyon, kurumsal özdeğerlendirme gibi kurumsal mükemmellik anlayışı kapsamında ihtiyaç duyulan birçok konuda profesyonel kitlelere özel konuşmalar gerçekleştiriyor.

EFQM Mükemmellik Danışmanı

Türkiye’de 1992’den itibaren “Ulusal Kalite Ödülü” sürecinin oluşturulmasına katkıları olan Seçkin, Avrupa Kalite Ödülü sürecinde de 1997’den itibaren değerlendirici ve baş değerlendirici olarak rol aldı. Ekim 2000 – Aralık 2004 tarihleri arasında EFQM Brüksel’de Avrupa Kalite Ödülü Yöneticisi olarak çalışan Seçkin, EFQM Mükemmellik Aşamaları değerlendirme sürecini tasarlayan ekipte ve sürecin uygulamalarında yer aldı, EFQM Mükemmellik Modeli’nin güncellenmesi çalışmalarına katıldı.

Öz değerlendirme ve Çalıştaylar

Seçkin, yurt içi ve yurt dışında kamu sektörü ve özel sektörden çok sayıda kuruluşa kurumsal mükemmellik, EFQM Modeli, kurumsal öz değerlendirme uygulamaları ve ulusal/uluslararası ödül süreçlerine hazırlanmalarına yönelik eğitimler verdi. Çok farklı özelliklerdeki kurumlarda uygulamalarda yer aldı, kurumsal mükemmellik değerlendirmeleri yaptı. Birçok uluslararası, ulusal kongre ve sempozyumda organizasyon komitesi üyesi, oturum başkanı, çalıştay yöneticisi, konuşmacı ve katılımcı olarak yer aldı.

Kurumsal eğitimler

Halen, EFQM’in değerlendirici eğitimlerini tasarlayan ekipte yer alan Seçkin, birçok ülkede eğitim veriyor, EFQM adına eğitmen akredite ediyor ve değerlendirici yetiştiriyor. Kurumsal mükemmellik anlayışının insanlığın daha iyi bir geleceğe kavuşmasında önemli katkıları olacağına inanan Seçkin, çalışmalarını yurt içi ve yurt dışında danışman, eğitmen ve değerlendirici olarak sürdürüyor.

Seçkin, ODTÜ Elektronik ve Haberleşme Bölümü’nden mezun oldu.  PTT ARLA (TELETAŞ) ve Siemens A. Ş.’de elektronik haberleşme sistemleri üretiminde 17 yıl mühendis ve yönetici olarak çalıştı. Ulusal Kalite Ödülü Sekreteri ve KalDer İcra Kurulu Üyesi olarak görev alan Seçkin, Ulusal Kalite Hareketi’ni geliştiren ve uygulayan ekipte yer aldı. Çeşitli üniversitelerin sertifika programlarında eğitmen olarak yer aldı. Seçkin Danışmanlık ve Eğitim Ltd. Şti.’ni kurdu. Seçkin, her yıl EFQM Mükemmellik Ödülü sürecinde Değerlendirme Ekibi Lideri olarak görev yapıyor.

Konuşma Konuları

Kurumsal Mükemmellikte Başarı(sızlık) Öyküleri


  • İyi yönetilen kurumların özellikleri nelerdir? Kurumsal mükemmelliğe giden yolda kurumlar hangi engeller ve kolaylaştırıcı unsurlarla karşılaşırlar?
  • Kurumsal mükemmellikte sürdürülebilirlik, liderlik ve değişime uyum.
  • Kurumsal mükemmellik örneklerine ilişkin deneyim paylaşımı.
  • Kurumsal Ayna: Özdeğerlendirme; ama nasıl?

Neden özdeğerlendirme? Özdeğerlendirmede objektiflik, tarafsızlık ve açıklık nasıl sağlanabilir? Özdeğerlendirme sonunda belirlenen güçlü yönler ve iyileştirme fırsatları nelerdir? Özdeğerlendirme sonuçları nasıl kullanılır? İyileştirme sürecinin tasarımındaki temel unsurlar nelerdir?

Kurumların Dönüşümünde Temel İtici Güç: Liderlik


Kurumların yönetiminde, değişim süreçlerinde ve başarılı olmalarında liderliğin rolü nedir? Kurum kültürü, değerler ve etik anlayışla liderlik arasındaki ilişkiler nasıl değerlendirilir? Başarılı liderlik profilinin temel özellikleri nelerdir? Liderlikte ilişki yönetimi ve kurumun paydaşlarının beklentileri nasıl karşılanır?

Kaçınılmaz Yol Ayrımlarında Nasıl Hareket Etmeli: Değişim Yönetimi


  • Değimin ihtiyacının hissedilmesi ve değişimin gereği. Değişime direnç ve uyum.
  • Değişim sürecinde liderlerin ve liderliğin rolü. Kurum kültürü, değerler ve değişim.
  • Değişim sürecinin yönetimi. Değişim yönetiminde paydaşların rolü.

Böyle Gelmiş Böyle Gitmemeli: Yenileşim ya da İnovasyon


Neden inovasyon? İhtiyaç mı? Lüks mü? Gereklilik mi? Moda mı? Hobi mi? Fark yaratmak mı? Nasıl? Kurum kültürü ve yönetim anlayışı ile ilişkisi. Yenileşimde başarısızlık örnekleri… Engeller, kolaylaştırıcılar. Yenileşimde sürdürülebilirlik.

Birlikte Çalışalım, Arayalım, Anlayalım, Çözelim: Moderasyon, Çalıştay, Arama Konferansı Yönetimi ve Kurgusu


Kurumsal performansı iyileştirmek, daha iyi ve etkin bir yönetim anlayışına doğru yol almak üzere çeşitli konulara odaklanan çalıştaylar?

  • Stratejik planlama.
  • Süreç yönetimi.
  • Çalışanların memnuniyeti.
  • Müşteri memnuniyeti.
  • Toplumsal sorumluluk.
  • Değişim yönetimi.
  • Sürdürülebilirlik.
  • Etik, kurum kültürü, değerler vb.

Mert
Aydıner

İletişim Uzmanı, Sinergolog ve Yazar

Biyografi

Mert Aydıner, İstanbul Üniversitesi Moleküler Genetik bölümü mezunu; kararlarımızın ve davranışlarımızın altında yatan fizyolojik ve psikolojik nedenleri tanımlamak üzere çalışmalar gerçekleştiriyor. Doğruluğu tıp dünyası tarafından da kabul edilmiş çıktıları profesyonel iş dünyasına adapte eden Aydıner, ekonomik karşılığı olan iş süreçleri yazıyor ve eğitim programları tasarlıyor.

Satış ve pazarlama eğitimleri

Duyusal pazarlama ve duyusal satış konularında beynin karar verme mekanizmalarının işleyiş biçimine dair çalışmalar gerçekleştiren Mert Aydıner, aynı zamanda Academy Neuro kurucusu ve yönetici ortağıdır. Halihazırda Academy Neuro bünyesinde eğitim danışmanı olarak da hizmet veren Aydıner, uzun yıllar boyunca çalışmalarından elde ettiği verileri, uygulanabilir formatlara dönüştürerek satış ve pazarlama dünyası profesyonellerinin hizmetine sunuyor.

İnsanları çıplak gözle okumak üzere iletişim kanalları “beden dili, yüz ifadeleri, ses, söz ve tarz” üzerinden yayılan sinyallerin tanımlanmasını sağlayan Sinergoloji (Synergologie) tekniğini Türkiye’de uygulayan ilk kişi olan Mert Aydıner, farklı kültürlere özgü davranışların analizinden elde ettiği ortak çıktıları bir araya getirerek evrensel bir dil oluşturmayı amaçlıyor.

Bilim temelli yaklaşım

Çalışmalarında sinergoloji dışında nöroanatomi ve nöropsikolojiden de yararlanıyor. Otomatik düşünce ve davranış kalıplarımızı tanımlamak üzere ortaya koyduğu “Uyaran>Düşünce>Duygu>Davranış>Hafıza” modelini iki yönlü işleterek uyaranların tetikleyici etkisine maruz kalmadan, davranışlarımızı bilinçli olarak düzenleyebileceğimizi ve buna göre arzu edilen duygu ve düşünce durumuna geçiş yapılabileceğini kanıtlıyor.

Beden dili ve iletişim

Bu alandaki çalışmaları sonucunda elde ettiği verileri Nöro Satış – Müşteri Mıknatısı Olmanın Formülü ve Beden Dili (Maskeli Balo “Maskeleri Düşürme Zamanı”) kitaplarında okuyucularıyla paylaşan Aydıner, politikacılar, sporcular ve magazin dünyasının tanınmış isimlerinin davranış kodları ve iletişim üzerine de pek çok platformda ufuk açıcı yazılarını okuyucularla buluşturmaya devam ediyor.

Mert Aydıner, aynı zamanda yazdığı kitaplar, makaleler ve verdiği seminerlerle kitlelerin kendi duygularını doğru tanımlayarak içsel keşiflerini yapmalarına da aracı oluyor.

Konuşma Konuları

  • Kişisel imaj / Davranış kodları
  • Sunum teknikleri
  • Müzakere yönetimi
  • İkili ilişkilerde ve iş yaşamında duygusal zekanızı kullanmanın avantajları nelerdir?
  • Muhatabınızın sizin ve mevcut durum hakkındaki düşüncelerini beden dilini okuyarak nasıl anlarsınız?
  • İlk karşılaşma anında karşı tarafta olumlu bir izlenim yaratmak için duruş, bakış, mimik ve jestler nasıl kullanılmalıdır? Aktif ve etkin dinleme nasıl olmalıdır? Aynalama tekniği nedir ve nasıl kullanılır?
  • Beden dilini etkili kullanma, beden dilini doğru okuma, iş yaşamında beden dili, kadın ve erkek ilişkilerinde beden dilinin önemi

Tunç
Fındık

Profesyonel Dağcı, Eğitmen

Biyografi

Tunç Fındık, dağcı. Böyle bir spor insanını tek kelimeyle anlatmak tabii ki mümkün değil, zaten büyük bir haksızlık. O ömrünü dağlara ve tırmanışa vakfetmiş uluslararası başarısı olan dağcı.

Dünyamızdaki toplam 14 adet 8000 metrelik dağların tümüne çıkmayı içeren 14×8000 projesi ile ilgilenen Tunç Fındık, 2019 yılı sonu itibarıyla 13 adet 8000 metrelik zirveye tırmandı ve Everest’e iki kere, farklı rotalardan çıkan ilk Türk oldu. Bilkent Üniversitesi’nde ünlü dağcı ve konuşmacı Nasuh Mahruki ile Dost Dağcılık Kulübü’nü kurdu. AKUT Arama Kurtarma Derneği üyesi.

Tunç Fındık, “Dağların hepsi çok güzel ve büyüleyici. Karlısı da taşlısı da ayrı güzel” diyerek tanımladığı dağlara tutkun. Her tırmanışta türlü zorluk ve engelden geçse de neredeyse her yıl Türk bayrağımızı yeni bir zirveye dikmeyi başarıyor.

Biz uzaktan izleyenler için dağa tırmanmak asıl mesele gibi duruyor, oysa Fındık, “Çıkmayı da bileceksin, inmeyi de…” diyor. Bir tırmanıştan sağ salim dönebilmenin dağcılık açısından başarının tanımı olduğunu söylüyor: “Dağcılıkta zirveye varmak önemlidir. Tıpkı cümle sonundaki nokta gibidir ama en önemli şey değildir. Başarılı bir tırmanış için zirveye çıkmak kadar inmek de önemli.” Pek çok engelle karşılaşılan tırmanışlarda, sorunları çözebilmek ve yola devam edebilmek için belli bir plan, hedef, liderlik, takım çalışması, lojistik, motivasyon ve tüm bun unsurların başarılı biçimde yönetimi gerekiyor.

Fındık’ın konuşmaları görsel bir şölen. Sunumları, dağa tırmanmanın keyfini, korku ve cesaretini, soğukların esaretini inişlerin tehlikesini… Unutulmaz karar anlarının zorluğunu, bayrağı dikerken yaşanan zafer sarhoşluğunu olduğu gibi dinleyene geçiriyor. Yaklaşık 35 bin adet dia ve dijital fotoğraftan oluşan bir arşivi bulunuyor. Tunç Fındık özellikle Orta/Batı Toroslar ve Doğu Karadeniz Kaçkar Dağları’nda 150 kadar yeni rotanın ilk tırmanışlarını gerçekleştirdi. Ayrıca Nepal, Tibet/Çin, Pakistan, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan, Fransa, İsviçre, Bulgaristan, İran, Gürcistan, Arjantin, Tanzanya, Kenya, Rusya Federasyonu ve İskoçya’da tırmanışlar yaptı.

Tunç Fındık, ‘Dağcılık- Zirvelerin Özgürlüğü’ olmak üzere, toplamı 2500 sayfayı bulan, dağcılıkla ilgili beş kitabın İngilizce’den Türkçe’ye çevirisini yaptı ayrıca kendine ait 10 adet özgün kitabı bulunuyor.

Konuşma Konuları

  • Zirveye Yolculuk
  • Tanrıların Tahtına Yolculuk/Everest,
  • Karakurum’da 80 Zorlu Gün,
  • Turkuvaz Tanrıça’nın Zirvesinde,
  • Zirveden Bakınca,
  • Himalaya Günlüğü,
  • Dağcının Gözünden Kafkasya’nın Yalçın Doruğu: Ushba

Videolar

Haluk
Gürgen

Akademisyen

İletişim Yönetimi

Algı Yönetimi

İtibar Yönetimi

Biyografi

Prof. Dr. Haluk Gürgen, yıllardır çok sayıda özel ve kamu kuruluşu için başarılı iletişim kampanyaları kurguluyor.  Prof. Gürgen, çağdaş pazarlamanın niteliklerini şu sözlerle anlatıyor: “Hayatın yaşanma hızı, toplumsal değişimi tetikleyen dinamiklerin başında geliyor. Her geçen gün ihtiyaçlarımızı daha hızlı bir şekilde belirlemek, karşılamak, tüketmek ve yeni ihtiyaçları keşfederek, tüketerek hayatın döngüsü içinde var olmaya çalışıyoruz. Bu nedenle pazarlamada başarılı olmanın yolu, baş döndürücü hıza ayak uydurabilen markaların yaratılmasından geçiyor. Bu da güçlü markalar yaratmak demek. Kurumsal marka, kurumsal iletişim ve itibarın doğru bir şekilde yönetilmesi sonucunda yaratılır. Güçlü ürün markalarının yaratılmasında ve geliştirilmesinde ise ait oldukları kurumsal markaların gücünden beslenmesinin gerekliliği önemli oluyor.”

Prof. Dr. Haluk Gürgen Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı. Gürgen bugüne kadar Çevre Bakanlığı, Gümrük Bakanlığı, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Vakıfbank, Mesa, Coşkunöz Holding ve Erciyas Biracılık adına iletişim projeleri çalışmalarında bulundu. Gürgen çok uluslu kurumlara, yerli kuruluşlara, bankalara eğitimler veriyor. Gürgen, Yüksek Öğretim Kurumu “Akademik Değerlendirme ve Kalite Geliştirme Komisyonu” kurucu üyesi olarak görev yapıyor.

Konuşma Konuları

  • Kurumsal İletişim
  • Kriz İletişimi
  • İtibar Yönetimi
  • Kişilerarası İletişim
  • Varolmak ve İletişim
  • Paylaşmak, Sorumluluk ve İletişim

Videolar

Hakan
Güldağ

Gazeteci, Yazar

Sektör Analizleri

Türkiye Ekonomisi

Ekonomi Gazeteciliği

Güncel Gündem

Yorumcu

Biyografi

Hakan Güldağ tesadüfen başladığı gazetecilik mesleğinde basamakları birer birer çıkarak yöneticiliğe yükselmiş bir isim. “İçerik ürettikçe varız” diyen Güldağ, Türkiye’de ekonomi gazeteciliğinin yıldızını parlatan bir isim. Nasıl Bir Ekonomi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, basın özgürlüğü, ekonomi gazeteciliği, sansür ve gazeteciliğin geleceğine dair dikkat çeken konuşmalar yapıyor.

Sektörel analizler

Orta öğrenimini Darüşşafaka ve Pertevniyal liselerinde üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu ile Boğaziçi Üniversitesi Temel Bilimler Fakültesi’nde Tarih bölümünde tamamlayan Güldağ, “Ekonomi gazeteciliği” kavramının önemli temsilcilerinden.

Güldağ’ın yayıncılıkla tanışması, arkadaşlarıyla “İlk Adım” adlı siyasi dergiyi çıkarmaya başladıkları 1985 yılına uzanıyor. Güldağ ekonomi gazeteciliğine, ufuk açıcı pencerelerden bakmayı seviyor. Bardağın dolu tarafı diye tariflemek mümkün. Özellikle Anadolu’da üretim, tarım ve hizmetlerde güncel bilgi ve donanımı ile kuvvetli haber kaynaklarına sahip olan Güldağ, ülkenin nabzını sektörler ve iş kolları anlamında elinde tutuyor.

Gazeteci bakışı

Uzun yıllar Dünya gazetesinde yayın yönetmenliği yapan Güldağ, “Mesleği ondan öğrendim” dediği Nezih Demirkent okulundan mezun. Bir dönem, Demirkent’in anısına ve gazetecilik aşkına sahip çıkarak Türkiye’de yakın tarihte ilk kez bir yayın kuruluşunu batmaktan kurtarmakla kalmadı, mesai arkadaşlarını sermayedar yaparak örnek bir girişim modeli yarattı.

Mesleğe yalnızca icra eden ve yöneten olarak değil meslek örgütlerine verdiği önem ve ayırdığı zamanla da anılmalı. Ekonomi Muhabirleri Derneği İstanbul Şubesi Genel Sekreterliği görevini yürüttü. 2005’te Brüksel merkezli Avrupa Ekonomi Basını Federasyonu (EBP) İcra Kurulu Üyeliğine seçildi. 2010 Ekim ayından bu yana Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Meslek İzleme Komitesi üyesi ve Türkiye Medya ve İletişim Meclisi (TOBB MİM) Başkanı olarak görev yapıyor.

Konuşma Konuları

Ekonomi

  • Türkiye Ekonomisi
  • Medya ve Ekonomi Gazeteciliği
  • Gündem ve Gündeme Dair Yorumlar

Videolar

Metin
Çorabatır

İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı, Medya Analisti, Gazeteci

Biyografi

Metin Çorabatır deneyimli bir gazeteci. Akademisyen olmak üzere yola çıkıp gazeteciliğin büyüsüne kapılanlardan… İyi ki de öyle olmuş; bir dönemin en başarılı dış habercilik örneklerini Çorabatır’ın çalışmalarında görmek mümkün. Bir gün bir baktık ki, haberlerini yaptığı Ankara’da, Birleşmiş Milletler’de Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Dış İlişkiler Sorumlusu ve Sözcü görevini üstlenmiş.  Bu noktadan sonra genç meslektaşlarının haber kaynağı olan Çorabatır, masanın diğer tarafındaki sorumluluklarını tamamlayarak hep istediği boyuta geçti; akademik hayatı günlük hayatına entegre etti.

Göç sorunu, mülteci hakları

Çorabatır, küreselleşmenin sonucunda ortaya çıkan, 21. yüzyılın en kötü insani krizi “Mülteciler Sorunu” ve “Göç” konuları üzerinde bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az sayıdaki uzmanlarımızdan biri. Başarılı medya kariyerini uluslararası görevi için noktaladı. Uluslararası organizasyonlarda çalışma ve sözcülük konusunda da deneyimlerini paylaşmaya hazır olan Çorabatır, mülteciler konusunun tüm dünya için en önemli sorunlardan biri olduğuna dikkat çekiyor: “Bütün dünya güvensiz göçe karşı neler yapılabileceğini tartışıyor. Türkiye’deki sistemde bazı açıklar ve eksiklikler var. Bunların giderilmesine çalışıyoruz. Türkiye uluslararası çabalara ortak olmalı, daha fazla iş birliğine gitmeli, çözüm arayışlarında aktif rol almalı.”

İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanlığını da yapan Çorabatır, BM Ekonomik ve Sosyal Konseyi STK Komitesi’nin IGAM’ı mültecilere ve göçmenlere yönelik yabancı düşmanlığı ve ayrımcılığa karşı mücadelede dünyadaki en iyi sekiz uygulamadan birisi olarak seçmesiyle New York’da çalışmalarıyla ilgili detaylı bir sunum da yaptı.

İnsan hakları, uluslararası ilişkiler

Uluslararası ilişkiler deneyimi olan bir gazeteci, BM sözcüsü, eski BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Dış İlişkiler Sorumlusu Çorabatır’ın yetkinlik alanlarını sığınma, insan hakları hukuku, anayasa hukuku, Türkiye, Birleşmiş Milletler ile kurumsal ve kişisel gelişim konuları oluşturuyor. Amerikan Gazete Editörleri Derneği’nden gazetecilik bursu alan Çorabatır, bugüne kadar çok sayıda basın kuruluşunda önemli görevlerde bulundu. Çorabatır ayrıca 1997 ve 2000 yıllarında yayımlanan Dünya Mültecilerinin Durumu adlı raporların Türkçe editörü.

Çorabatır, son yıllarda yaptığı konuşmaların neredeyse tamamını küresel ve milli sorunumuz mülteci sorunu, göç alma ve göç verme ile bu iki temel başlığın çevresindeki alt temalara vakfediyor. Çorabatır, deneyimli bir gazeteci ve çok deneyimli BM profesyoneli olarak medya ilişkileri çatısı altında kritik meslek sözcülükle ilgili en kapsamlı deneyime gazeteci ve iletişim profesyonellerinden biri.

Konuşma Konuları

  • Sözcülük
  • Sosyal Sorumluluğun Diğer Yüzü: Bağışım Nereye Gidiyor?
  • Uluslararası Kurumlarda Kariyer Seçenekleri
  • Küreselleşmenin Yeni Sonucu; Göç
  • Çatışmaların Önlenmesi, Barışın Korunması ve Barışın Tesisi
  • İnsan Haklarının 21. Yüzyıldaki Statüsü

Medya İlişkileri Eğitimi

Sahip olduğu uluslararası deneyimle İndeks Medya İlişkileri Eğitimleri’ne renkli bir perspektif katan Metin Çorabatır;

Birleşmiş Milletlerle İş Yapmak,

Uluslararası Kurumlarda Kariyer Seçenekleri,

İnsan Haklarının 21. Yüzyıldaki Statüsü konularındaki deneyimlerini konuşmacı olarak paylaşıyor.

Ayrıca;

Medya İlişkilerinde Kurumların İhtiyacı Olan Uluslararası Örgütlerle İlişkiler,

Uluslararası İlişkiler,

Dış Dünyayla İletişim,

Karşı Tarafın Dil Kodunu Çözmek-Anlamak-Karşılık Vermek konularındaki butik çalışmalarla medya ilişkilerinde ihtiyaçlarınıza yaratıcı katkılar sunuyor.

Videolar

Dilek Cindoğlu
Prof. Dr.

Akademisyen, Sosyoloji Profesörü

Biyografi

Prof. Dr. Dilek Cindoğlu, Türkiye’deki çalışma hayatı, göç sosyolojisi, siyaset sosyolojisi ve gündelik hayat sosyolojisi konularına toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri perspektifinden yaklaşıyor. Cindoğlu, Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi Dekan Vekili olarak görev yapıyor.

Toplumsal cinsiyet eşitliğine sosyolojik bakış

“Kadınlar gelecek nesilleri biyolojik, sosyal ve kültürel olarak yeniden üretiyorlar. Yeni nesilleri doğuranlar da dilin, kültürün aktarımını sağlayanlar da çocuklara o toplumun tarihini, düzenini, adetini öğretenler de temel olarak kadınlar. Bu bağlamda düşünüldüğünde kadın bedeni sadece kendisi olarak değerlendirilmeyip gelecek nesillerin, toplumun geleceğinin de garantisi olarak görülüyor” diyen Cindoğlu

Uluslararası çalışmalar

Boğaziçi Üniversitesi sosyoloji bölümünden mezun oldu.  Prof. Dr. Cindoğlu, aynı üniversitede yüksek lisansını yaptı. Ardından New York Eyalet Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı, Fulbright bursu ile Wisconsin Üniversitesinde Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi’nde çalışmalarını sürdürdü. Oxford, St. Anthony’s College’da üst düzey ziyaretçi öğretim görevlisi olarak bulunan Prof. Dr. Cindoğlu, New York Üniversitesi’nde Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Merkezi’nde ziyaretçi öğretim görevlisi olarak varlık gösterdi. Gerçekleştirdiği çalışmalarla Miami Üniversitesi tarafından Fulbright’ın ‘Müslüman Dünyasına Doğrudan Erişim’ ödülüne de layık görülen Cindoglu, Columbia Üniversitesi’nde ziyaretçi öğretim üyesi olarak bulundu. Bilkent Üniversitesi’nde, Mardin Artuklu Üniversitesi’nde akademik kariyerine devam eden Cindoğlu, Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi Dekan Vekili olarak görev yapıyor.

Prof. Dr. Dilek Cindoğlu’nun araştırmaları TÜBİTAK, KSGGM, AAK gibi ulusal ve IDRC, Ford Foundation, Dünya Bankası, ILOIPEC, EU gibi uluslararası kuruluşlar tarafından da destekleniyor. Uluslararası Sosyoloji Derneği’nin (ISA) Yönetim Kurulu üyesi de olan Prof. Dr. Dilek Cindoğlu’nun 30’un üzerindeki çalışması ulusal ve uluslararası akademik dergilerde ve kitaplarda kendisine yer buldu.

Konuşma Konuları

Çalışma Sosyolojisi

  • Kadınların Çalışma Hayatın Katılımı;
  • Kadınlar Neden Evde?
  • Çalışma hayatında neden bu kadar az kadın var?

Türkiye ekonomisi, dünyanın sayılı ekonomilerinden birisi olmakla birlikte, kadınların işgücüne katılımı açısından dünya ortalamasının oldukça gerisinde kalıyor. Orta gelir tuzağından çıkabilmek için çalışma hayatında kadınların katılımı çok önemli. Bu çerçevede kadınların iş piyasalarına girmelerini engelleyen ya da girdikten sonra caydıran ayrımcılık pratiklerin üst düzey yöneticiler tarafından öngörülmesi önemli. Dilek Cindoğlu, bu konuşmada Türkiye’de kadınların çalışma hayatına katılımı meselesindeki ataerkillik, ayrımcılık gibi temel sosyolojik süreçler ve kadınların iş hayatına katılımı ve yükselmeleri konusundaki “iyi örnekler”i katılımcılarla paylaşıyor.

Türkiye’de Kadın Girişimciliğin Sarp Yolları: Çok Laf, Az İş Türkiye’de neden bu kadar az kadın girişimci var?

Kadın girişimciliği özellikle son yıllarda kamuoyunun gündemindeki bir konu olmasına rağmen, kadın girişimciliğinin Türkiye’de ve dünyada gelişimi önündeki engeller fazla konuşulmuyor. Dilek Cindoğlu, bu konuşmada Türkiye ekonomisinde KOBİ’lerin yapısı ve kadın girişimcilerinin ve kadın girişimciliğinin düzeyi, fırsatlar ve darboğazları üzerine yoğunlaşıyor.

Siyaset Sosyolojisi

Yerel Siyasette Kadınlar: Evden Meclise Giden Yolda Darboğazlar ve İyi Örnekler Yerel siyasette neden bu kadar az kadın var? Siyaset doğası gereği erkeklerin kontrolünde ve erkek egemen bir alan. Dilek Cindoğlu, özellikle kadınların yerel siyasete katılımında karşılaştıkları sosyal, siyasi ve kültürel darboğazları tartışmaya açıyor. Kadınların siyaset alanına erkeklerle eşit düzeyde katılamamasına engel süreçlerin ve yapıların alan araştırmalarından da yola çıkan Dilek Cindoğlu, kadınların siyasette daha fazla temsil edildiği “dünyadaki iyi örnekler” üzerinde duruyor.

Eşitliğin Neresindeyiz: Bir Demokrasi Meselesi Olarak Kadın Erkek Eşitliği Kadın Erkek eşitliğinin neresindeyiz? Bir toplumdaki kadın-erkek eşitliği, toplumun yarısını oluşturulan kadınların erkeklerle eşit vatandaşlık haklarına erişimi bir demokrasi meselesidir. Dilek Cindoğlu, kadın erkek eşitliğinin nesnel temellerde nasıl ölçüldüğü konusunda dünya sosyoloji literatüründeki temel kavramları ortaya koyarak Türkiye’deki kadın erkek eşitliğinde hangi noktada olduğumuza dair tespitlerde bulunuyor.

Türkiye’nin Kırılgan Eksenleri; Muhafazakarlık, Modernlik ve Dindarlık Muhafazakarlık, modernlik ve dindarlık Türkiye’nin temel kırılgan eksenleri. Her toplumda tarihsel, kültürel ve yapısal süreçlerle belirlenen çatışma alanları mevcut. Dilek Cindoğlu, Türkiye toplumunun temel meselelerini sosyal bilimlerin temel kavramları üzerinden tartışıyor. Türkiye modernleşme tarihi çerçevesinde, muhafazakarlık, modernleşme ve dindarlık temel kırılgan eksenler olarak ortaya çıkaran Dilek Cindoğlu, aynı zamanda bu süreçlerin hangi şekillerde çatışmalar yarattığını araştırmalardan yola çıkarak tartışıyor

Suriyeli Göçmenlerle Türkiye’nin Karşılaşması: Toplumsal Barış Mümkün mü? Türkiye, Suriye iç savaşının neticesi olarak tarihinin yaşadığı en kitlesel göç hareketi ile karşı karşıya kaldı. Üç milyonun üzerinde Suriyeli nüfusu misafir eden Türkiye, aynı zamanda toplumsal cinsiyet ve etnik kimlik üzerinden farklı ayrımcılık pratiklerinin de ortaya çıktığı bir süreci yaşıyor. Dilek Cindoğlu, Suriyeli kadınları “potansiyel kuma”, Suriyeli erkekleri “potansiyel terörist” olarak algılayan toplumsal muhayyile, Suriyeliler üzerinden toplumsal “öteki”ni yaratarak hep birlikte huzurlu yaşamanın önünde engel oluşturduğuna vurgu yapıyor.

Sosyal Psikoloji

İş Hayatında Duygusal Zekâ; Ne İşe Yarar, Nasıl Geliştirilir Duygusal Zekâ ne işimize yarar? Sosyal psikoloji alanındaki araştırmalar “Duygusal Zekâ”nın kişinin iş ve hayat başarısını ve hayat doyumunu etkileyen ve geliştirilebilen en önemli psikolojik becerilerden birisi olduğunu ortaya koyuyor. Dilek Cindoğlu, katılımcıları Duygusal Zekanın temel süreçleri ve duygu okur yazarlığı konusundaki temel kavramlarla tanıştırıyor.

Videolar



[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]