[vc_row css=”.vc_custom_1586197115242{margin-top: 30px !important;}”][vc_column][vc_column_text]Dikey uzmanlıkta geliştirdikleri bilgilerini cömertçe paylaşan konuşmacılarımız, bilim-inovasyon-tıp-teknik-sanat ve çapraz birikimleriyle ihtisaslarını konuşturuyorlar.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]
Can Fuat
Gürlesel
Strateji Uzmanı, Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı
Jeopolitik
Global Ekonomi
Toplumsal Siyasi Değişimler
Ekonomi Yorumları
Sektör Analizleri
Rekabet Analizleri
Biyografi
Can Fuat Gürlesel, deneyimli stratejist, araştırmacı ve ekonomist.
Ekonomi ve Sektör Danışmanlığı
Kurucusu ve yöneticisi olduğu Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetleri şirketi ile reel ve mali sektör kurumlarına, iş örgütlerine, yerel yönetimlere, kamu kurumlarına, yabancı kurumlara yönelik ekonomik ve sektörel danışmanlık ve araştırma hizmetleri sunuyor. Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün kurucu başkanı. Enstitü stratejik araştırmalar ve gelecek çalışmaları yapıyor. Kitap, makale, rapor ve benzeri nitelikte çok sayıda yazılı eseri bulunuyor. Gündemi farklı perspektiflerden irdeleyen Gürlesel, kutu dışında düşünmeye ve çözüm önerileri getirmeye odaklanan çalışmalarıyla dikkat çekiyor.
Küresel ve yerel gelişmeler
Gürlesel, ekonomik ve siyasi konjonktürü içinden geçtiğimiz dinamik gelişmeler üzerinden yorumlarken, öngörüleri spesifik sektör, belli bir kurum ve tarih dönemini ele alması açısından hem kıymetli hem özgün. Küresel ve yerel gelişmelerin anlık röntgenini çekerek talep edilen sorunsal ya da fırsat alanını güncel rakamlarla harmanlıyor.
Farklı bakış açısı
Gürlesel’in konuşmaları şablona sığmıyor, dinamik gündemin şartlara göre farklı zaman perspektiflerinde yorumlanması anlamına geliyor. İçinde bulunduğumuz dönem global güç kayması ve çok taraflı denge arayışlarına işaret ediyor. Bu dönemden geçerken kuşkusuz klişe bakış yol göstermekte yetersiz kalacak.
Can Fuat Gürlesel, Türkiye’nin de yeni dönemin çok taraflı dengesinden etkileneceğini söylerken Türkiye’nin belki de ilk kez yeni dengenin kurulmasında bölgesel bir aktör olabileceğine inancını dile getiriyor. Bölgesel aktör olma potansiyelinin kullanılmasının idealizm ile realizm arasındaki dengenin sağlıklı kurulması ile mümkün olacağını da gizlemiyor.
Konuşma Konuları
- Global Ekonomik Kriz ve Sonrası
- Global Güç Kayması ve Çok Taraflı Denge Arayışı
- Yeni Güç Dengesi için Jeopolitik Seçenekler
- Türkiye’nin Yeni Çok Taraflı Dış Politikası ve Olası Sonuçları
- Türkiye’de Kurumsal, Toplumsal ve Siyasi Değişim İle Sonuçları
Celal
Seçkin
Yönetim Danışmanı, EFQM Eğitmeni, EFQM Değerlendiricisi
Biyografi
Celal Seçkin, Türkiye’de “Kurumsal Mükemmellik” denince akla ilk gelen isimlerden biri. Kurumsal mükemmellik alanında uzun yıllar boyunca edindiği bilgi ve deneyimini kurumlarla paylaşan Celal Seçkin, bugün, “kurumsal mükemmellik” alanında en çok aranan konuşmacılardan. Seçkin; değişim yönetimi, liderlik, yenileşim/inovasyon, kurumsal özdeğerlendirme gibi kurumsal mükemmellik anlayışı kapsamında ihtiyaç duyulan birçok konuda profesyonel kitlelere özel konuşmalar gerçekleştiriyor.
EFQM Mükemmellik Danışmanı
Türkiye’de 1992’den itibaren “Ulusal Kalite Ödülü” sürecinin oluşturulmasına katkıları olan Seçkin, Avrupa Kalite Ödülü sürecinde de 1997’den itibaren değerlendirici ve baş değerlendirici olarak rol aldı. Ekim 2000 – Aralık 2004 tarihleri arasında EFQM Brüksel’de Avrupa Kalite Ödülü Yöneticisi olarak çalışan Seçkin, EFQM Mükemmellik Aşamaları değerlendirme sürecini tasarlayan ekipte ve sürecin uygulamalarında yer aldı, EFQM Mükemmellik Modeli’nin güncellenmesi çalışmalarına katıldı.
Öz değerlendirme ve Çalıştaylar
Seçkin, yurt içi ve yurt dışında kamu sektörü ve özel sektörden çok sayıda kuruluşa kurumsal mükemmellik, EFQM Modeli, kurumsal öz değerlendirme uygulamaları ve ulusal/uluslararası ödül süreçlerine hazırlanmalarına yönelik eğitimler verdi. Çok farklı özelliklerdeki kurumlarda uygulamalarda yer aldı, kurumsal mükemmellik değerlendirmeleri yaptı. Birçok uluslararası, ulusal kongre ve sempozyumda organizasyon komitesi üyesi, oturum başkanı, çalıştay yöneticisi, konuşmacı ve katılımcı olarak yer aldı.
Kurumsal eğitimler
Halen, EFQM’in değerlendirici eğitimlerini tasarlayan ekipte yer alan Seçkin, birçok ülkede eğitim veriyor, EFQM adına eğitmen akredite ediyor ve değerlendirici yetiştiriyor. Kurumsal mükemmellik anlayışının insanlığın daha iyi bir geleceğe kavuşmasında önemli katkıları olacağına inanan Seçkin, çalışmalarını yurt içi ve yurt dışında danışman, eğitmen ve değerlendirici olarak sürdürüyor.
Seçkin, ODTÜ Elektronik ve Haberleşme Bölümü’nden mezun oldu. PTT ARLA (TELETAŞ) ve Siemens A. Ş.’de elektronik haberleşme sistemleri üretiminde 17 yıl mühendis ve yönetici olarak çalıştı. Ulusal Kalite Ödülü Sekreteri ve KalDer İcra Kurulu Üyesi olarak görev alan Seçkin, Ulusal Kalite Hareketi’ni geliştiren ve uygulayan ekipte yer aldı. Çeşitli üniversitelerin sertifika programlarında eğitmen olarak yer aldı. Seçkin Danışmanlık ve Eğitim Ltd. Şti.’ni kurdu. Seçkin, her yıl EFQM Mükemmellik Ödülü sürecinde Değerlendirme Ekibi Lideri olarak görev yapıyor.
Konuşma Konuları
Kurumsal Mükemmellikte Başarı(sızlık) Öyküleri
- İyi yönetilen kurumların özellikleri nelerdir? Kurumsal mükemmelliğe giden yolda kurumlar hangi engeller ve kolaylaştırıcı unsurlarla karşılaşırlar?
- Kurumsal mükemmellikte sürdürülebilirlik, liderlik ve değişime uyum.
- Kurumsal mükemmellik örneklerine ilişkin deneyim paylaşımı.
- Kurumsal Ayna: Özdeğerlendirme; ama nasıl?
Neden özdeğerlendirme? Özdeğerlendirmede objektiflik, tarafsızlık ve açıklık nasıl sağlanabilir? Özdeğerlendirme sonunda belirlenen güçlü yönler ve iyileştirme fırsatları nelerdir? Özdeğerlendirme sonuçları nasıl kullanılır? İyileştirme sürecinin tasarımındaki temel unsurlar nelerdir?
Kurumların Dönüşümünde Temel İtici Güç: Liderlik
Kurumların yönetiminde, değişim süreçlerinde ve başarılı olmalarında liderliğin rolü nedir? Kurum kültürü, değerler ve etik anlayışla liderlik arasındaki ilişkiler nasıl değerlendirilir? Başarılı liderlik profilinin temel özellikleri nelerdir? Liderlikte ilişki yönetimi ve kurumun paydaşlarının beklentileri nasıl karşılanır?
Kaçınılmaz Yol Ayrımlarında Nasıl Hareket Etmeli: Değişim Yönetimi
- Değimin ihtiyacının hissedilmesi ve değişimin gereği. Değişime direnç ve uyum.
- Değişim sürecinde liderlerin ve liderliğin rolü. Kurum kültürü, değerler ve değişim.
- Değişim sürecinin yönetimi. Değişim yönetiminde paydaşların rolü.
Böyle Gelmiş Böyle Gitmemeli: Yenileşim ya da İnovasyon
Neden inovasyon? İhtiyaç mı? Lüks mü? Gereklilik mi? Moda mı? Hobi mi? Fark yaratmak mı? Nasıl? Kurum kültürü ve yönetim anlayışı ile ilişkisi. Yenileşimde başarısızlık örnekleri… Engeller, kolaylaştırıcılar. Yenileşimde sürdürülebilirlik.
Birlikte Çalışalım, Arayalım, Anlayalım, Çözelim: Moderasyon, Çalıştay, Arama Konferansı Yönetimi ve Kurgusu
Kurumsal performansı iyileştirmek, daha iyi ve etkin bir yönetim anlayışına doğru yol almak üzere çeşitli konulara odaklanan çalıştaylar?
- Stratejik planlama.
- Süreç yönetimi.
- Çalışanların memnuniyeti.
- Müşteri memnuniyeti.
- Toplumsal sorumluluk.
- Değişim yönetimi.
- Sürdürülebilirlik.
- Etik, kurum kültürü, değerler vb.
Yasemin
Bradley
Tıp Doktoru, Beslenme Danışmanı
Biyografi
Dr. Yasemin Bradley 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu, İngiltere’de Avrupa’nın en önemli alternatif terapi okulu ITEC’te “Beslenme ve Diyet” alanında eğitim görüp, diploma aldı. TRT spikerlik sınavlarını kazanınca bir dönem görsel medyada çalıştı. Kanal D’de ana haber bültenini sundu. 1996’da Magazin Gazetecileri Derneği tarafından “Yılın En İyi Kadın Haber Spikeri” seçildi. Londra BBC Türkçe Servisi’nde prodüktörlük eğitimi gördü. Bradley; kurumsal beslenme danışmanlığı hizmeti ve eğitimi veriyor. TRT Haber’de “Dr. Yasemin Bradley ile Reçetesiz Hayat” programı unutulmayan çalışmalarından biri.
Dr. Bradley sağlıklı ve güzel kalmanın keyifli olabileceğini öğretiyor. Esas olanın, diyete başlamak değil, bir yaşam stiline başlamak. Bradley moda diyetlerin çoğunun yanlış bilgilerle dolu olduğunu söylüyor. “Önemli olan kişinin doğru beslenmesi ve egzersiz yapması. Zaten doğru beslenen kişi kilo vermeye başlıyor” diyor. Erkeklerin kas yoğunluğunun daha fazla olması nedeniyle kilo vermek konusunda kadınlardan daha avantajlı olduğunu söyleyen Bradley, kas hücrelerinin yoğunluğunun kalorinin daha hızlı yakılmasında etkili olduğunu belirtiyor. Kilo verme amacıyla diyet yapmanın işe yaramayacağını vurgulayan Bradley sözlerini şöyle sürdürüyor: “Londra’da derse giren hocalarımızın söylediği ilk söz; ‘Diyetler işe yaramaz!’ olmuştu. Gerçekten de diyetler işe yaramıyor. Çünkü bir anda normal beslenme biçiminizden çıkıp yiyecekleri aşırı derecede kıstığınız zaman, vücut bunu bir kıtlık tehlikesi olarak algılıyor. Metabolizmanızı birden bire düşürmeye başlıyor. İki, üç ay diyete devam ettikten sonra normal beslenme biçiminize geri döndüğünüzde, artık azalan metabolizmanız öğütmekte güçlük çekiyor ve daha çok kilo almaya başlıyorsunuz. Onun için yiyeceği aşırı kısan, çabuk kilo verdiren diyetler doğru değil.”
Konuşma Konuları
- Hastalıklara Karşı beslenme
- Kadın Nasıl Beslenmeli?
- Erkek Nasıl Beslenmeli?
- Bir Şirketi Zayıflatmak; Birlikte Hafifleyelim
- Örnek Menü
Videolar
Gül
İrepoğlu
Mimar, Sanat Tarihçisi, Yazar
Osmanlı Sanatı
Mücevher Tasarımı
Lale Kültürü
Sanat Tarihi
Harem Mücevherleri
Padişah Hazinesi
Biyografi
Gül İrepoğlu yazar, tarihçi, tasarımcı, kimlikleriyle çok yakın ama bir o kadar uzak durduğumuz sanat alanlarından sesleniyor. Kaleme aldığı romanlar aşk kadar yakın, tanımadığımız hikayeler kadar uzak… Mücevher sanata katkısı, gerdanımız kadar yakın bilgimiz kadar uzak… Renklerdeki ustalığı hayatımız kadar yakın, kullanımımız kadar uzak.. Bir bilmece mi hayır değil; Gül İrepoğlu yakın dönem önemli ve üretken sanatçılardan biri.
Mimarlık, sanat tarihi, edebiyat
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki Mimarlık eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü’nde akademik kariyerine başlayan Gül İrepoğlu, 26 yıllık kariyerini yazmaya daha fazla vakit ayırmak için noktaladı.
2005-2007 ve 2012’de TRT; 2014’de NTV kanallarında kültür, sanat ve tarih konulu TV programları hazırlayıp sundu.
2006-2012 yıllarında UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Somut Kültürel Miras Komitesi Başkanı olarak; 2007-2008’de ise TAÇ Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma Vakfı Başkanı olarak görev yaptı.
İrepoğlu, Avrupa ve Osmanlı Sanatı, Osmanlı Padişah Portreleri, Lâle Devri ve 18. Yüzyıl, tarihten günümüze Lâle Kültürü, tarihten günümüze Gül Kültürü, Doğu ile Batının sanatsal ilişkileri ile Turkuazın anlamı-tarihi ve Osmanlı mücevher tarihi alanlarında eserler verdi.
15 dile çevrilen kitapların yazarı
Tarihte yaşanmış hikayelerle İstanbul’un çeşitli dönemleri ve Topkapı Sarayı’ndaki yaşam üzerine kurguladığı romanları İngilizce, Arapça, Azerice, Arnavutça, Bulgarca, Hint-Malayalam dili, Hint-Marathi dili, Pakistan-Urduca, İtalyanca, Macarca, Portekizce, Romence, Rusça, Sırpça, Yunanca olmak üzere 15 yabancı dile çevrildi.
Tasarım danışmanlığı
Farklı sektörlerden markalara Osmanlı esinli ürünler için tasarım danışmanlığı yapmaya devam eden Gül İrepoğlu, edebiyat ve sanat tarihi çalışmalarıyla yurt içi-yurt dışı konferanslarını Türkçe, İngilizce ve Almanca dillerinde sürdürmektedir.
Konuşma Konuları
Osmanlı Mücevheri, Mücevher Üzerinden Tarihi Okumak
Avrupa Mücevheri; Avrupa Tarihine Mücevherle Bakış
Harem ve Mücevher
Padişahın Hazinesi
TURKUAZ: Tarihle Sanatı Birleştiren
GÜL, Aşkın ve Sanatın Çiçeği
Tarihte ve Sanatta Lalenin Hikayesi
Lale ve İstanbul
Lale Devri Deyince…
Geçmiş Düğünlerden Yansıyan (İstanbul) Yaşamı
Cariye Romanı Işığında Topkapı Sarayı ve Aşk
Edebiyata İlham Veren Tarih
Bir Empresyonistin İstanbulu: (Ressam) Feyhaman Duran
İstanbul Nostaljisi: Fiyonklu İstanbul Dürbünü
Bu Topraklardaki Kültür ve Estetik
Geçmişin Ağız Tadı: Osmanlıda Yeme-İçme ve Sofra
Eralp
Caner
Terapist ve Değişim Yöneticisi
Biyografi
Eralp Caner, 17 yıl boyunca pek çok kuruma strateji ve iletişim alanında profesyonel hizmet verdi. 2010 yılında entelektüel kazanımlarını ve tecrübesini insanlığa yardım etmekte kullanmaya karar vererek kurumsal hayatına son verdi. Bu vizyon doğrultusunda araştırmalara ve eğitimlere başlayan Eralp Caner, halihazırda PSYCH-K® (basic, pro, advanced, per-k ve health & wellness) uygulayıcısı ve eğitimcisi, 3. seviye diplomalı Domancic Bioenerji Terapisti, lisanslı Reconnective Healing ve Reconnection Uygulayıcısı, Osho Konstelasyon Terapisti, Gestalt ve Somatik Deneyimleme Terapisti ve lisanslı Bioelektrografi, Zyto ve Accugraph Operatörü olarak çalışmalarını sürdürüyor.
“Çoğu zaman gerçek potansiyelimizi bilinçaltı düzeyinde engelleyen, kendi gerçek sınırlarımızı keşfetmemizi imkansız kılan, farkında olmadığımız inanç kalıplarıyla yaşıyoruz. İnançlar gerçeğin önündeki filtremizdir. Biz nasılsak, tecrübelerimiz ne ise dünyayı öyle görüyoruz.”
Zihinsel değişim nasıl yönetilir?
Eralp Caner, bireysel ve kurumsal alanlarda potansiyeli gerçekleştirmeye yardımcı olacak zihinsel değişimi yönetiyor. Enerji tıbbı ve bilinçaltı travma terapileri alanlarında çalışan Eralp Caner, kurucusu olduğu PRS (prsprocess.com) çatısı altında kurumlara “kurumsal destek”, Healing Hall (healinghall.com) çatısı altında bireysel destek sağlıyor. Caner, aynı zamanda Kansersiz Yaşam Derneği Genel Sekreteri.
Konuşma Konuları
Yeni bir BEN
“Ne yapsam, ne kadar çabalasam da istediğim gibi olmuyor.”
“Verdiğim kararlar genelde yanlış çıkıyor.”
“Başkaları yüzünden (patronum, iş arkadaşlarım, eşim, vs.) hep sorun yaşıyorum.”
“Yeni veya riskli şeyler denemeye cesaretim yok.”
“Başkalarından yardım isterken zorlanırım.”
“Kendim gibi davranmıyorum.”
“Benim fikirlerime gereken değer verilmiyor.”
“Yaptıklarım hak ettiği değeri görmüyor. ”
“Bir türlü iyileşemiyorum.”
“Hayatımı değiştiremiyorum.”
diyorsanız HAKLISINIZ!
Bu ve bunun gibi düşüncelere sahip olduğunuz sürece hayatta yaşadıklarınız da bu düşüncelerinizi desteklemeye devam edecek. Bilin bakalım bu düşünceler nereden geliyor, neden başkalarından farklı? İlk akla gelenin aksine bu düşüncelerin asıl kaynağı doğuştan itibaren bilinç altına kaydolan İNANÇ KALIPLARIMIZ.Bilinçaltımız genellikle, gerçekten kim olduğumuz veya kim olacağımızla ilgisi olmayan, hatta bazen artık geçerliliği dahi kalmamış program ve inanışlarla dolu bir mayın tarlası gibi. Bu güçlü ancak sınırlayıcı program, ilişkiler, özgüven, finansal durum, kariyer seçimi, hatta sağlık ve fiziksel durum da dahil hayatımızı neredeyse her yönden ve sürekli olarak etkiliyor. Hayatımızda anlayamadığımız davranış ve performanslarımızın sebepleri de açıkta olmayan bu inanç kalıplarımız.
Caner, bilinçaltı inanç kalıplarınızı keşfedebileceğiniz ve size hizmet etmeyen kalıplarınızı kolayca değiştirebileceğinizi gözünüzle göreceğiniz uygulamalar ile tanışmanıza yardımcı oluyor. Dinleyenlerle sağlıksız zihinsel yapılanmaları, yepyeni ve faydalı bir bakış açısına ve düşünce şekline dönüştürebilmenin yollarını paylaşan Caner, ‘Yeni bir BEN’ yaratmanın kolay ve mümkün olduğunu ispatlıyor.
Şirket Zihni
“Başarı için Algı Çerçeveleme”- Perception Reframing for Success (PRS®)
PRS®, şirket ya da organizasyonun başarısının artması için hedeflenen performansı, o hedef için çalışan tüm kişilerin zihninde programlayan, aksiyona dönüştüren ve gelişimini takip eden ölçülebilir ve benzersiz bir süreçtir.
İnsanların aksiyon ve performansları zihinleri tarafından yönetilir. Şirket ya da bir organizasyonun çalışanlarının zihni, şirketle ilgili değiştirilmek ya da geliştirilmek istenen herhangi bir konuda %100 etkilidir. Kurumda değişim ve gelişim istenen her alanda PRS® etkı̇n olarak kullanılabı̇lı̇r.
Performans iyileştirme, üretkenlik, verimlilik/karlılık, stratejik düşünme ve önceliklendirme, sonuç odaklılık, işveren markası, ekip yönetimi ve iletişimi, değişim adaptasyonu, çatışma yönetimi, uyum, farkındalık ve sadakat PRS’in kullanılabileceği alanlardan bazılarıdır.
PRS® bir dönüşüm sürecidir. PRS®, sadece ilham ve motivasyon kaynaklı bir program değildir. İlham ve motivasyon kaynaklı programlar, insan performansının sadece %5’ini yönettiği bilinen “bilinçli zihin” ile çalışır. PRS®, bilinçli zihnin yanı sıra, performansların % 95’ini yönettiği bilinen “bilinçaltı (bilinçdışı) zihin” ile çalışır. İlham ve motivasyon kaynaklı programlar yoruma açıktır. PRS® sürecinde, “değişim” bilimsel olarak ölçümlenir ve bu veriler kullanılır. İlham ve motivasyon kaynaklı programlar “bütüne” (şirkete/bölüme/ekibe) seslenir ve “detayı” (bireyleri) etkilemesi hedeflenir. PRS® sürecinde ise “birey” değiştirilerek “bütün” değiştirilir. Diğer tüm programların aksine PRS® algı ve zihin değişimini bilimsel olarak ölçümler ve değişim net olarak görülür.
PRS®, kurumun bütünü ile uygulanabildiği gibi, organizasyon içerisindeki herhangi bir bölüm-ekip ile de uygulanabilir. Çalışanların, şirket hedefleri doğrultusunda ilerlerken, karşılaştıkları zorlukları aşmasına engel olan kısıtlayıcı inançları, bilinçaltı seviyesinde değiştirmeye izin veren ve değişimi ölçümleyebilen bugüne dek bulunmuş en etkin süreçtir.
Videolar
Dilek Cindoğlu
Prof. Dr.
Akademisyen, Sosyoloji Profesörü
Biyografi
Prof. Dr. Dilek Cindoğlu, Türkiye’deki çalışma hayatı, göç sosyolojisi, siyaset sosyolojisi ve gündelik hayat sosyolojisi konularına toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri perspektifinden yaklaşıyor. Cindoğlu, Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi Dekan Vekili olarak görev yapıyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliğine sosyolojik bakış
“Kadınlar gelecek nesilleri biyolojik, sosyal ve kültürel olarak yeniden üretiyorlar. Yeni nesilleri doğuranlar da dilin, kültürün aktarımını sağlayanlar da çocuklara o toplumun tarihini, düzenini, adetini öğretenler de temel olarak kadınlar. Bu bağlamda düşünüldüğünde kadın bedeni sadece kendisi olarak değerlendirilmeyip gelecek nesillerin, toplumun geleceğinin de garantisi olarak görülüyor” diyen Cindoğlu
Uluslararası çalışmalar
Boğaziçi Üniversitesi sosyoloji bölümünden mezun oldu. Prof. Dr. Cindoğlu, aynı üniversitede yüksek lisansını yaptı. Ardından New York Eyalet Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı, Fulbright bursu ile Wisconsin Üniversitesinde Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi’nde çalışmalarını sürdürdü. Oxford, St. Anthony’s College’da üst düzey ziyaretçi öğretim görevlisi olarak bulunan Prof. Dr. Cindoğlu, New York Üniversitesi’nde Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Merkezi’nde ziyaretçi öğretim görevlisi olarak varlık gösterdi. Gerçekleştirdiği çalışmalarla Miami Üniversitesi tarafından Fulbright’ın ‘Müslüman Dünyasına Doğrudan Erişim’ ödülüne de layık görülen Cindoglu, Columbia Üniversitesi’nde ziyaretçi öğretim üyesi olarak bulundu. Bilkent Üniversitesi’nde, Mardin Artuklu Üniversitesi’nde akademik kariyerine devam eden Cindoğlu, Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi Dekan Vekili olarak görev yapıyor.
Prof. Dr. Dilek Cindoğlu’nun araştırmaları TÜBİTAK, KSGGM, AAK gibi ulusal ve IDRC, Ford Foundation, Dünya Bankası, ILOIPEC, EU gibi uluslararası kuruluşlar tarafından da destekleniyor. Uluslararası Sosyoloji Derneği’nin (ISA) Yönetim Kurulu üyesi de olan Prof. Dr. Dilek Cindoğlu’nun 30’un üzerindeki çalışması ulusal ve uluslararası akademik dergilerde ve kitaplarda kendisine yer buldu.
Konuşma Konuları
Çalışma Sosyolojisi
- Kadınların Çalışma Hayatın Katılımı;
- Kadınlar Neden Evde?
- Çalışma hayatında neden bu kadar az kadın var?
Türkiye ekonomisi, dünyanın sayılı ekonomilerinden birisi olmakla birlikte, kadınların işgücüne katılımı açısından dünya ortalamasının oldukça gerisinde kalıyor. Orta gelir tuzağından çıkabilmek için çalışma hayatında kadınların katılımı çok önemli. Bu çerçevede kadınların iş piyasalarına girmelerini engelleyen ya da girdikten sonra caydıran ayrımcılık pratiklerin üst düzey yöneticiler tarafından öngörülmesi önemli. Dilek Cindoğlu, bu konuşmada Türkiye’de kadınların çalışma hayatına katılımı meselesindeki ataerkillik, ayrımcılık gibi temel sosyolojik süreçler ve kadınların iş hayatına katılımı ve yükselmeleri konusundaki “iyi örnekler”i katılımcılarla paylaşıyor.
Türkiye’de Kadın Girişimciliğin Sarp Yolları: Çok Laf, Az İş Türkiye’de neden bu kadar az kadın girişimci var?
Kadın girişimciliği özellikle son yıllarda kamuoyunun gündemindeki bir konu olmasına rağmen, kadın girişimciliğinin Türkiye’de ve dünyada gelişimi önündeki engeller fazla konuşulmuyor. Dilek Cindoğlu, bu konuşmada Türkiye ekonomisinde KOBİ’lerin yapısı ve kadın girişimcilerinin ve kadın girişimciliğinin düzeyi, fırsatlar ve darboğazları üzerine yoğunlaşıyor.
Siyaset Sosyolojisi
Yerel Siyasette Kadınlar: Evden Meclise Giden Yolda Darboğazlar ve İyi Örnekler Yerel siyasette neden bu kadar az kadın var? Siyaset doğası gereği erkeklerin kontrolünde ve erkek egemen bir alan. Dilek Cindoğlu, özellikle kadınların yerel siyasete katılımında karşılaştıkları sosyal, siyasi ve kültürel darboğazları tartışmaya açıyor. Kadınların siyaset alanına erkeklerle eşit düzeyde katılamamasına engel süreçlerin ve yapıların alan araştırmalarından da yola çıkan Dilek Cindoğlu, kadınların siyasette daha fazla temsil edildiği “dünyadaki iyi örnekler” üzerinde duruyor.
Eşitliğin Neresindeyiz: Bir Demokrasi Meselesi Olarak Kadın Erkek Eşitliği Kadın Erkek eşitliğinin neresindeyiz? Bir toplumdaki kadın-erkek eşitliği, toplumun yarısını oluşturulan kadınların erkeklerle eşit vatandaşlık haklarına erişimi bir demokrasi meselesidir. Dilek Cindoğlu, kadın erkek eşitliğinin nesnel temellerde nasıl ölçüldüğü konusunda dünya sosyoloji literatüründeki temel kavramları ortaya koyarak Türkiye’deki kadın erkek eşitliğinde hangi noktada olduğumuza dair tespitlerde bulunuyor.
Türkiye’nin Kırılgan Eksenleri; Muhafazakarlık, Modernlik ve Dindarlık Muhafazakarlık, modernlik ve dindarlık Türkiye’nin temel kırılgan eksenleri. Her toplumda tarihsel, kültürel ve yapısal süreçlerle belirlenen çatışma alanları mevcut. Dilek Cindoğlu, Türkiye toplumunun temel meselelerini sosyal bilimlerin temel kavramları üzerinden tartışıyor. Türkiye modernleşme tarihi çerçevesinde, muhafazakarlık, modernleşme ve dindarlık temel kırılgan eksenler olarak ortaya çıkaran Dilek Cindoğlu, aynı zamanda bu süreçlerin hangi şekillerde çatışmalar yarattığını araştırmalardan yola çıkarak tartışıyor
Suriyeli Göçmenlerle Türkiye’nin Karşılaşması: Toplumsal Barış Mümkün mü? Türkiye, Suriye iç savaşının neticesi olarak tarihinin yaşadığı en kitlesel göç hareketi ile karşı karşıya kaldı. Üç milyonun üzerinde Suriyeli nüfusu misafir eden Türkiye, aynı zamanda toplumsal cinsiyet ve etnik kimlik üzerinden farklı ayrımcılık pratiklerinin de ortaya çıktığı bir süreci yaşıyor. Dilek Cindoğlu, Suriyeli kadınları “potansiyel kuma”, Suriyeli erkekleri “potansiyel terörist” olarak algılayan toplumsal muhayyile, Suriyeliler üzerinden toplumsal “öteki”ni yaratarak hep birlikte huzurlu yaşamanın önünde engel oluşturduğuna vurgu yapıyor.
Sosyal Psikoloji
İş Hayatında Duygusal Zekâ; Ne İşe Yarar, Nasıl Geliştirilir Duygusal Zekâ ne işimize yarar? Sosyal psikoloji alanındaki araştırmalar “Duygusal Zekâ”nın kişinin iş ve hayat başarısını ve hayat doyumunu etkileyen ve geliştirilebilen en önemli psikolojik becerilerden birisi olduğunu ortaya koyuyor. Dilek Cindoğlu, katılımcıları Duygusal Zekanın temel süreçleri ve duygu okur yazarlığı konusundaki temel kavramlarla tanıştırıyor.
Videolar
Şeref
Oğuz
Gazeteci, Yazar
Tüketici İçgörüsü
Karar Verme
Davranış Ekonomisi
Tutum Davranış
Pazarlama Trendleri
Akıllı Alışveriş
Biyografi
Şeref Oğuz Türkiye’nin önde gelen ekonomi yazarı ve ekonomist gazetecilerinden.
Ekonomiden teknolojiye güncel gelişmeler
Ekonomi alanına sığmayan ruhu, bilişim ve teknoloji ağırlıklı alanlarda kritik roller üstlenmesine vesile oldu. Örneğin, dünyanın ilk sanal mitingine (1996) imza atan Şeref Oğuz, “bedensiz özgürlük ve sanal kültür” üzerine sayısız makale, yazı ve söyleşi üretti. Anadolu’yu karış karış dolaşarak KOBİ’lere Yeni Ekonomi Konferansları veren Şeref Oğuz, uzun yıllar Sabah Gazetesi’nde Ekonomi Müdürü ve köşe yazarı olarak çalıştı.
Kabına sığmayan fikirlerini eğitiminde de görebilirsiniz. Oğuz, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu, aynı üniversitede yüksek lisans ve ekonomi doktorası yaptı. Londra Üniversitesi’nde “Sufficent Knowledge” konusunda araştırmalar gerçekleştirdi, gazeteciliğe Sabah Gazetesi’nde (1970) başladı. Oğuz, Tercüman Gazetesi Ekonomi Servisi Müdürlüğü, Günaydın Gazetesi Bölge Gazeteleri Yayın Sorumluluğu, Meydan Gazetesi Ekonomi Yönetmenliği, Milliyet Gazetesi Ekonomi Yönetmenliği ve Kanal 6 ve Yeni Yüzyıl’da yöneticilik görevlerinde bulundu, Dünya Gazetesi’nde yazdı. Şeref Oğuz halen Nasıl Bir Ekonomi Yayın Kurulu Başkanı olarak görev yapıyor.
Eğitim projeleri
Bilgi ekonomisi, yeni ekonomi ve değişim üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Şeref Oğuz, Internet Society kurucularından. İnternetteki ilk büyük Türk gazetesi Milliyet.com projesini yöneten Şeref Oğuz, bilgisayar destekli eğitim için geliştirilen “Her Okula Internet” projesinin öncülerinden.
Yönetim danışmanlığı
Yıllar içinde cesaretle gazeteciliğe ara veren Oğuz, 1999’da Koç Holding Yeni Ekonomi danışmanlığı görevini üstlendi. Oğuz, Koç Holding Bilgi Grubu Danışmanı olarak görev yaptı. Bilgi Üniversitesi e-MBA akademik kadrosunda Sanal Kültür dersleri verdi. Ulusal Rekabet Araştırmaları Kurumu, Türkiye Zekâ Vakfı Yönetim Kurulu üyeliği yapıyor. Oğuz, aynı zamanda Türkiye Satranç Federasyonu Yönetim Kurulu, Internet Kurulu üyesi. Şeref Oğuz, Meclis Bilgi Grubu parlamento dışı üyeliğinde de bulundu.
İstanbul Sanayi Odası (ISO)’da Danışman olarak görev yapan Şeref Oğuz, TRT, Habertürk, Ekotürk, BloombergHT, NTV, Kanal24 kanallarında gündemin nabzını tutuyor.
Konuşma Konuları
- Makro-mikro ekonomi
- Teknoloji yönetimi
- Türkiye’de iş yapma kültürü
- Küresel trendler
- Değişim-dönüşüm yönetimi
- Eğitim
Videolar
Prof. Dr.
Acar Baltaş
Psikolog, Baltaş Grubu Kurucusu
Biyografi
Prof. Dr. Acar Baltaş, Türkiye’de geniş kitlelere, psikolojinin insan ihtiyaçları ve iş hayatının sorunları için bir çözüm olduğunu gösteren öncülerden biri.
Stresi yönetmek, beden dilini kullanmak
Stres ve beden dili kavramlarını Prof. Dr. Zuhal Baltaş’la birlikte Türkiye’ye tanıtan isim. Yüksek öğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nde tamamlayan Acar Baltaş, doktora çalışmasını Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda “yüksek beyin fonksiyonları” konusunda yaptı. 1981’de klinik nörofizyoloji alanında Tıp Bilimleri Doktoru (M. Sc. Dr.), 1986 yılında Uygulamalı Psikoloji Doçenti, 1996 yılında da Profesör unvanını aldı. 1977-1997 yılları arasında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda çalıştı.
Liderlik ve ekip çalışması seminerleri
1983’ten bu yana tıbbi ve örgütsel psikoloji alanındaki bilgilerini iş hayatının ihtiyaçlarıyla bağdaştırarak liderlik ve ekip çalışması konusunda seminerler vermekte, uygulamalar yapmakta, kitaplar yazmakta ve insan kaynakları alanında hizmet veren Baltaş Grubu’nu yönetmektedir.
1996-1999 yılları arasında Türk A Milli Futbol Takımı’nın, 2002-2003 sezonunda Galatasaray Futbol Takımı’nın psikolojik danışmanlığını yapan Baltaş, bu görevi 2005 yılında Türk A Milli Futbol Takımı’yla sürdürdü. Ayrıca, 2009-2016 yılları arasında Harp Akademileri’nde kurmay subay adaylarına ve her rütbede terfi eden generallere kişilik bilimi ve liderlik eğitimleri verdi.
Hayatın farklı alanlarında
Çocukluk ve gençlik yıllarında yüzme, su topu ve futbol sporlarıyla ilgilenen Baltaş; onyedi yaşında Veliefendi Hipodromu’nda çalışmaya başlamış; otel resepsiyonistliği, takdimcilik, disc jockey’lik, turizm rehberliği ve öğretmenlik yaparak hayatın farklı cephelerini tanıyarak sıradan gibi gözüken işleri yapanların emeğine saygı göstermeyi öğrenmiştir.
Prof. Dr. Zuhal Baltaş’la evli ve iki çocuk babasıdır.
Konuşma Konuları
Değerlerle Yaşamak Ve Yönetmek
İş hayatı doğru işleri, doğru yöntemle yapmayı gerektirir. Bunun devamlı olabilmesi, sürdürülebilirliğe, iyi hizmete ve kurumun ruhunun özgürleştirilmesine ihtiyaç gösterir. Bunun için de her düzeydeki yöneticinin ve bütün çalışanların kararlarını yürekten inandıkları değerlere dayanarak vermeleri gerekir. Her karar kişilerin ve kurumun sahip olduğu değerle ilişkilendirilmezse değerlerin yaşaması ve hayata geçmesi mümkün olmaz.
Yürekten Adanma
Başarı, sağlık ve mutluluk, enerjinin doğru bir şekilde kullanılmasına bağlıdır. En değerli kaynağımız zannedildiği gibi zaman değil, enerjidir. Zaman enerjiye dönüştüğünde anlam kazanır. Kişi hayata yansıttığı enerjiyle ilgili ne kadar sorumluluk alırsa o kadar güçlü ve verimli olur. Bütün başarılı sanatçı, sporcu ve iş hayatındaki girişimci ve yöneticilerin ortak özelliği yaptıkları işe kendilerini yürekten adamalarıdır.
Bedensel, zihinsel, duygusal ve ruhsal enerjinin hayata yansıtılması.
İçinizdeki Zirveye Çıkın
Çalışanların performanslarının yöneticileri ve iş arkadaşlarıyla olan ilişkilerine sıkı sıkıya bağlı olduğunu biliyoruz. Olumlu ilişki ortamı kişiye topluluk kültürünün oluşturduğu, ait olma ve korunma duygusu verir. Her çalışan yeterli ücretin yanı sıra, iş liderinin kendisini değerli hissettirmesine ve yaptığı işi anlamlı bulmasına ihtiyacı vardır. Hangi düzeyde olursa olsun etkili liderler bu duyguları çalışanlarına verirler.
Kişilik psikolojisinin bilimsel temellerine aşina olmak, insanların farklılıklarını fark etmeye ve bunu kabullenmeye imkân verir. Böylece de her bireyi kişiselleştirerek ve özelleştirerek yaklaşarak yönetir.
Türk Kültüründe Yönetmek
Batı dillerinde “vefa”, “hatır”, “gönül” kelimelerinin karşılığı yoktur. Çünkü bu dillere kaynaklık eden kültürlerde bu kavramlar yoktur. Buna karşılık “vizyon”, “misyon”, “strateji”, “plan” kavramlarının karşılığı da bizim dilimizde bulunmaz. Bizim geleneğimize göre “kervan yolda düzülür, istimi arkadan gelir”.
Bir kültürün düşünme biçimi yansıtan dil psikolojisi, bu tür kavramların oluşmasının ya da oluşmamasın nedenlerini ve bu günkü hayata olan izdüşümlerini ortaya koymaktadır. Bu seminer, aynı dil psikolojisi gibi Türk iş dünyasının kendi kültür değerlerinden nasıl etkilendiğini ve bu değerleri dikkate alan bir liderin hem ülke çapında hem de dünyada nasıl başarılı olabileceğine dair ipuçları vermektedir.
Videolar
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]