[vc_row css=”.vc_custom_1586197115242{margin-top: 30px !important;}”][vc_column][vc_column_text]Dikey uzmanlıkta geliştirdikleri bilgilerini cömertçe paylaşan konuşmacılarımız, bilim-inovasyon-tıp-teknik-sanat ve çapraz birikimleriyle ihtisaslarını konuşturuyorlar.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]
Erkan
Yıldırım
Dijital Transformasyon ve İnovasyon, Alwiser Kurucusu ve CEO

Biyografi
Erkan Yıldırım lisans derecesini Boğaziçi Üniversitesi’nden, yüksek lisansını, Pittsburgh Üniversitesi ve Berkeley’deki California Üniversitesi’nde tamamladı.
Akademik çalışmalarının ardından, Mercedes-Benz Türk A.Ş. ve Danone Türkiye bünyesinde yönetici olarak başladığı kariyerini, perakende, e-ticaret ve teknoloji ağırlıklı start-uplar’da kurucu, üst düzey yönetici ve danışman olarak sürdürdü.
Dijital Dönüşüm, Yeni İş Modelleri Tasarımı
2016 yılında Dijital Dönüşüm, Yeni Nesil Eğitim – Gelişim – İnovasyon Programları ve Yeni İş Modelleri Tasarımı konusunda uzmanlaşan alwiser Yönetim Danışmanlığı şirketini kurdu. Yurt içi ve yurt dışında farklı sektör ve büyüklüklerdeki birçok şirket ve kurumlara, dönüşüm stratejilerini kurgulama, yeni değer vaatleri tasarlama, bunları başarılı iş modellerine dönüştürme, farkındalık yaratma ve icra planını oluşturma amaçlı hizmetler vermektedir.
Seminerler, Atölye Çalışmaları
Erkan Yıldırım, dijital dönüşümü sadece bir dijital ve teknoloji meselesi olarak görmeyip, bu dönüşümün aynı zamanda liderlik, kültür, yetkinlik, yetenek, tasarım işi olduğunu anlattığı seminer ve konuşmalar yapıyor.
Kurumlara özel uygulamalı mini-atölyeler tasarlayan Erkan Yıldırım, bu dönüşüm hareketini tetikleyen bir inovasyon programına dönüştüren kurumsal inovasyon programları yürütüyor.
Konuşma Konuları
- Dijital dönüşüm,
- Şirket dönüşüm stratejileri,
- İş modelleri yaratma,
- Liderlik
Videolar
Göksal
İzci
Yaratıcı Platform Kurucusu, kahvengelsin.com, baristaol.com
Tüketici İçgörüsü
Karar Verme
Davranış Ekonomisi
Tutum Davranış
Pazarlama trendleri
Akıllı Alışveriş

Biyografi
Göksal İzci, dünyaya Barista ihraç eden girişimci. İzci, kahvengelsin.com, baristaol.com gibi yaratıcı platformların kurucusu. Dünyaya açılan yenilikçi bakış açısıyla Türk Kahvesi cennetinde Barista mesleğini yarattı. Eğittiği Baristalar bileklerine altın bileziği dünyanın her yerinde iş buluyorlar.
İzci, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde aldı. Viyana Üniversitesi’nde Almanca dil eğitimi ve yüksek lisans dersleri alan Göksal İzci, İstanbul Üniversitesi’nde “E-memnuniyetin E-sadakate etkisi” konulu Tedarik Zinciri Yönetimi yüksek lisansını tamamladı.
Girişimcilik, Yenilikçi Markalar
Girişimci ruhu, eğitimini aldığı konulardan esinlenmesine neden olsa da icraat kısmında gönlünden başka işler geçirmeye başladı, farklı dünyalar olduğunu kendisinin yaratıcı fikirlerle oralara yelken açabileceğini gördü. Gizci Bilişim ve Eğitim Hizmetleri’ni kurup bünyesinde Barista OL, kahvengelsin.com, The Barista Center gibi yenilikçi markalar oluşturdu. Göksal İzci’nin uzmanı olduğu, eğitimini ve danışmanlığını verdiği alanlar: Tedarik zinciri yönetimi, e-ticaret, e-memnuniyet, online itibar yönetimi, markalaşma ve franchising yönetimi.
İşletme kuruluşu ve yönetimi
Kurucusu ve program koordinatörü olduğu Barista OL aracılığıyla profesyonel baristalık, aşçılık ve pastacılık, kahve dükkanı lezzetleri ve sıfırdan işletme kuruluşu ve yönetimi eğitimleri vermeye devam ediyor. Ayrıca, şirketler için düzenlediği atölye programlarıyla kahveyi harmanlayarak “Entegrasyon ve İletişim” konularında keyifli programlar gerçekleştiriyor.
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’nın da servis sağlayıcısı olan Barista OL tarafından düzenlenen profesyonel barista eğitimleri, istihdama katkıda bulunacak şekilde farklı illerde yapılmaya devam ediliyor.
Tamamen bir Türk markası olarak yurt dışında kabul görme misyonuyla hareket eden Barista OL, verdiği eğitimler ve uluslararası alanda geçerliliği olan sertifikasıyla İngiltere’den ABD’ye, İsviçre’den Somali’ye kadar uzanıyor.
İmza attığı başarılı işler ve kurduğu markalarla, birçok kez ulusal ve uluslararası basında yer alan İzci, son olarak Güney Kore üniversitesi KUMA tarafından çekilen ve National Geography için hazırlanan bir belgesele Barista OL markasıyla konu oldu.
Konuşma Konuları
- Başarı Hikayesi; Barista Olmak
- Baristalık nasıl en popüler meslek oldu?
- E-ticaret E-memnuniyet E-sadakat
- Online İtibar Yönetimi
- Online Pazarlama
- Markalaşma ve Franchising
- Tedarik Zinciri Yönetimi
Videolar
Celal
Seçkin
Yönetim Danışmanı, EFQM Eğitmeni, EFQM Değerlendiricisi

Biyografi
Celal Seçkin, Türkiye’de “Kurumsal Mükemmellik” denince akla ilk gelen isimlerden biri. Kurumsal mükemmellik alanında uzun yıllar boyunca edindiği bilgi ve deneyimini kurumlarla paylaşan Celal Seçkin, bugün, “kurumsal mükemmellik” alanında en çok aranan konuşmacılardan. Seçkin; değişim yönetimi, liderlik, yenileşim/inovasyon, kurumsal özdeğerlendirme gibi kurumsal mükemmellik anlayışı kapsamında ihtiyaç duyulan birçok konuda profesyonel kitlelere özel konuşmalar gerçekleştiriyor.
EFQM Mükemmellik Danışmanı
Türkiye’de 1992’den itibaren “Ulusal Kalite Ödülü” sürecinin oluşturulmasına katkıları olan Seçkin, Avrupa Kalite Ödülü sürecinde de 1997’den itibaren değerlendirici ve baş değerlendirici olarak rol aldı. Ekim 2000 – Aralık 2004 tarihleri arasında EFQM Brüksel’de Avrupa Kalite Ödülü Yöneticisi olarak çalışan Seçkin, EFQM Mükemmellik Aşamaları değerlendirme sürecini tasarlayan ekipte ve sürecin uygulamalarında yer aldı, EFQM Mükemmellik Modeli’nin güncellenmesi çalışmalarına katıldı.
Öz değerlendirme ve Çalıştaylar
Seçkin, yurt içi ve yurt dışında kamu sektörü ve özel sektörden çok sayıda kuruluşa kurumsal mükemmellik, EFQM Modeli, kurumsal öz değerlendirme uygulamaları ve ulusal/uluslararası ödül süreçlerine hazırlanmalarına yönelik eğitimler verdi. Çok farklı özelliklerdeki kurumlarda uygulamalarda yer aldı, kurumsal mükemmellik değerlendirmeleri yaptı. Birçok uluslararası, ulusal kongre ve sempozyumda organizasyon komitesi üyesi, oturum başkanı, çalıştay yöneticisi, konuşmacı ve katılımcı olarak yer aldı.
Kurumsal eğitimler
Halen, EFQM’in değerlendirici eğitimlerini tasarlayan ekipte yer alan Seçkin, birçok ülkede eğitim veriyor, EFQM adına eğitmen akredite ediyor ve değerlendirici yetiştiriyor. Kurumsal mükemmellik anlayışının insanlığın daha iyi bir geleceğe kavuşmasında önemli katkıları olacağına inanan Seçkin, çalışmalarını yurt içi ve yurt dışında danışman, eğitmen ve değerlendirici olarak sürdürüyor.
Seçkin, ODTÜ Elektronik ve Haberleşme Bölümü’nden mezun oldu. PTT ARLA (TELETAŞ) ve Siemens A. Ş.’de elektronik haberleşme sistemleri üretiminde 17 yıl mühendis ve yönetici olarak çalıştı. Ulusal Kalite Ödülü Sekreteri ve KalDer İcra Kurulu Üyesi olarak görev alan Seçkin, Ulusal Kalite Hareketi’ni geliştiren ve uygulayan ekipte yer aldı. Çeşitli üniversitelerin sertifika programlarında eğitmen olarak yer aldı. Seçkin Danışmanlık ve Eğitim Ltd. Şti.’ni kurdu. Seçkin, her yıl EFQM Mükemmellik Ödülü sürecinde Değerlendirme Ekibi Lideri olarak görev yapıyor.
Konuşma Konuları
Kurumsal Mükemmellikte Başarı(sızlık) Öyküleri
- İyi yönetilen kurumların özellikleri nelerdir? Kurumsal mükemmelliğe giden yolda kurumlar hangi engeller ve kolaylaştırıcı unsurlarla karşılaşırlar?
- Kurumsal mükemmellikte sürdürülebilirlik, liderlik ve değişime uyum.
- Kurumsal mükemmellik örneklerine ilişkin deneyim paylaşımı.
- Kurumsal Ayna: Özdeğerlendirme; ama nasıl?
Neden özdeğerlendirme? Özdeğerlendirmede objektiflik, tarafsızlık ve açıklık nasıl sağlanabilir? Özdeğerlendirme sonunda belirlenen güçlü yönler ve iyileştirme fırsatları nelerdir? Özdeğerlendirme sonuçları nasıl kullanılır? İyileştirme sürecinin tasarımındaki temel unsurlar nelerdir?
Kurumların Dönüşümünde Temel İtici Güç: Liderlik
Kurumların yönetiminde, değişim süreçlerinde ve başarılı olmalarında liderliğin rolü nedir? Kurum kültürü, değerler ve etik anlayışla liderlik arasındaki ilişkiler nasıl değerlendirilir? Başarılı liderlik profilinin temel özellikleri nelerdir? Liderlikte ilişki yönetimi ve kurumun paydaşlarının beklentileri nasıl karşılanır?
Kaçınılmaz Yol Ayrımlarında Nasıl Hareket Etmeli: Değişim Yönetimi
- Değimin ihtiyacının hissedilmesi ve değişimin gereği. Değişime direnç ve uyum.
- Değişim sürecinde liderlerin ve liderliğin rolü. Kurum kültürü, değerler ve değişim.
- Değişim sürecinin yönetimi. Değişim yönetiminde paydaşların rolü.
Böyle Gelmiş Böyle Gitmemeli: Yenileşim ya da İnovasyon
Neden inovasyon? İhtiyaç mı? Lüks mü? Gereklilik mi? Moda mı? Hobi mi? Fark yaratmak mı? Nasıl? Kurum kültürü ve yönetim anlayışı ile ilişkisi. Yenileşimde başarısızlık örnekleri… Engeller, kolaylaştırıcılar. Yenileşimde sürdürülebilirlik.
Birlikte Çalışalım, Arayalım, Anlayalım, Çözelim: Moderasyon, Çalıştay, Arama Konferansı Yönetimi ve Kurgusu
Kurumsal performansı iyileştirmek, daha iyi ve etkin bir yönetim anlayışına doğru yol almak üzere çeşitli konulara odaklanan çalıştaylar?
- Stratejik planlama.
- Süreç yönetimi.
- Çalışanların memnuniyeti.
- Müşteri memnuniyeti.
- Toplumsal sorumluluk.
- Değişim yönetimi.
- Sürdürülebilirlik.
- Etik, kurum kültürü, değerler vb.
Coşkun
Aral
Belgesel film yapımcısı
Arşiv
Belgesel
Tarih
Seyahat
Gezi
Gazetecilik

Biyografi
Coşkun Aral, deneyimli bir gazeteci, haberci, uluslararası savaş fotoğrafçısı, gezgin, macera insanı, belgesel yapımcısı… Aral’ı anlatmak için kelimeler yeterli değil. Durmak nedir bilmeyen, Türkiye ve dünyanın dört bir yanını karış karış gezip gören, keşfeden, üreten ve paylaşan Aral, farklı projeleriyle İndeks Konuşmacı Ajansı’na çözüm ortağı olarak katılıyor.
Farklı kültürler, farklı hikayeler
Aral, 1974 yılında basın fotoğrafçılığına başladı. 1977 yılı kanlı 1 Mayıs olaylarında çektiği fotoğraflar Sipa Press aracılığı ile tüm dünyada yayımlandı. Sipa Ajansı’nın Türkiye muhabirliğini üstlendi. Bu arada Türk basınında da Türk Haberler Ajansı, Milliyet, Hürriyet gazeteleri ile freelance çalıştı. 1980’den itibaren Times, Newsweek, Paris-Match, Stern, Epoca gibi dergiler adına Polonya’daki ünlü Gdansk görevinde, Lübnan, İrlanda, Çad ve Uzak Doğu’daki savaşlarda fotoğraf çekti. 1980’de kaçırılan bir uçakta, ilk kez hava korsanlarıyla röportaj gerçekleştirdi. Türkiye’nin ilk bilgi ve belge kanalı İZ TV’yi kurdu. Time, Newsweek, Paris-Match, Stern, Epoca gibi dergiler adına savaş fotoğrafçısı olarak mesleğini zirveye taşıdı.
Aral’ı ve kariyerini kendi sözleriyle tarif etmek belki de en doğrusu olur; “Yıllar boyunca bir belgesel fotoğrafçısı olarak dünyada seyahat ettiğim, dokularına indiğim yüzlerce ülke ve coğrafyada yaşanan anları belgelerken, hep aklımda tüm ayrıntılarıyla bilginin belgeye dönüştürülmesi için daha neler yapılabileceği vardı.”
Coşkun Aral’ın dünyasına hoş geldiniz!
Konuşma Konuları
Sayısız ülkeye seyahat etmiş, Türkiye’nin her köşesini avucunun içi gibi bilen bir gezgin Coşkun Aral. Aral, Türkiye’de ve dünyada birçok insanın bilmediği özel kentlere ve bölgelere geziler düzenliyor. Bu gezilerde gidilen yerin kendine has özelliklerini gözler önüne seriyor, katılımcılara eşsiz bir deneyim yaşatıyor. Türkiye ve yurt dışı gezilerinde özel gruplara eşlik eden Aral ile dünyayı yeniden keşfetmeye hazır mısınız?
- “Futbol Haricinde Astronomiden Gastronomiye Her şey”
- Corona Sonrası Sıra Dışı Seyahat Rotaları,
- Sıra Dışı Mimariler
İnsanın Savaşı, Savaşın İnsanı
Coşkun Aral, “İnsanın Savaşı, Savaşın İnsanı” isimli sunumunda belgeselcilik ve savaş muhabirliği kariyerinde karşılaştığı olaylar ve insanların görselleriyle, hikayelerini harmanlıyor.
Hedefler ne kadar ulaşılmaz görünürse görünsün, her zaman her şeyi başarmanın bir yolunun olduğunu vurguladığı konuşması ile dinleyenleri zoru başarmak konusunda etkileyici sunumuna ortak ediyor.
Savaşın insanından insanın savaşını dinlemek isteyenler için belirtilen tüm konular, toplantıların temasına göre şekillendiriliyor. Sunumları risk alma, zaman yönetimi, liderlik ve takım ruhu konularında ilham verici örneklerle dolu.
Sizin de bir belgeseliniz olsun!
Usta belgeselci Aral’ın çektiği belgeselleri yıllardır ilgiyle izliyoruz. Bugüne kadar oluşmuş ve bin bir emekle hazırlanmış devasa arşivi ise son derece değerli. Aral, İndeks Konuşmacı Ajansı çözüm ortağı olarak firmalara belgeseller hazırlıyor. İstenildiği takdirde zengin arşivinden de faydalanma imkanı sunan Aral, gerektiğinde firmanın hedefleri doğrultusunda yeni belgesellere imza atıyor. Neden siz de Coşkun Aral ile bir belgesel yapmıyorsunuz?
İlgi çeken konuşma başlıkları
- Bilgi iyileştirir, bilgi kazandırır
- Kent Kültürü, Yaşam ve Mimari
- Sıra Dışı Seyahat Parkurları
- Sıra Dışı Yaşamlar
- Sıra Dışı Tedaviler
- Sıra Dışı Giysiler/ Makyajlar/ Saçlar
- Sıra Dışı Yemekler ve Pişirme Yöntemleri
- Sıra Dışı İnançlar, Ayinler, Düğünler
- Dünyanın Kadınları ve Çocukları
- Gezi ve Macera
- İlk İnsandan Günümüze 360 Derece Yerküre…
Fotoğraf & Video Workshop’ları
Coşkun Aral, mesleki birikimini rehber edinmek isteyen gruplar için fotoğraf çekim & belgesel çekim workshop’larına katılıyor.
Belirlenen gezi parkurlarında hem teknik bilgilendirme yapıyor hem de seyahat edilen bölgeyi “Haberci” bakışıyla tanıtıyor.
Etkinlik süresince çekilen fotoğraf ve video kayıtlar etkinlik sonrası Coşkun Aral tarafından değerlendiriliyor.
Diğer projeler…
Aral firmaların ihtiyaçlarına göre farklı çalışmalar da gerçekleştiriyor. Bu çalışmalardan bir tanesi çeşitli firma çalışanlarına yemek atölyeleri düzenlemek. Bir lezzet avcısı olan Aral, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir köşesinde tattığı farklı lezzetleri bu atölyelere taşıyor, aşçıların yardımıyla hazırlanan yemeklerin hikayesini de paylaşmayı ihmal etmiyor. Coşkun Aral’ın çeşitli kitap çalışmaları da bulunuyor. Türkçe ve yabancı dilde basılmış pek çok kitabı bulunan deneyimli gazeteci, şirketler adına da istekler doğrultusunda kitap hazırlayabiliyor.
Videolar
Deniz
Türkali
Oyuncu, Senarist, Yazar

Biyografi
Deniz Türkali Türk sinemasına emek vermiş tecrübeli bir oyuncu ve senarist. Oyunculuk, konuşma sanatı üzerine dersler konferanslar veren Türkali, DOT Tiyatro ve 2. Kat Tiyatro’da oyunlar sergiliyor. Hayatımın Yemekleri adlı kitabı yayına hazırlanan oyuncunun hayat öyküsünü ise Murat Çelikkan yazdı. Hazırlığı tamamlanmak üzere olan nehir sohbetleri yakın bir zamanda yayınlanacak.
Oyuncunun “Mine” ve “Minik Serçe” olmak üzere kaleme aldığı iki farklı senaryosu da bulunuyor. Türkali’nin hayatında sinemanın yeri çok özel. Yönetmen Atıf Yılmaz ile ikinci evliliğini gerçekleştiren Türkali için sanat ve edebiyatla yoğrulmuş bir ailede dünyaya geldi. Babası yazar Vedat Türkali, Deniz Türkali’nin kültürel ve siyasi çizgisinde çok önemli rol oynadı.
Sinemayla iç içe yaşayan oyuncunun hayatında Nişantaşı Kız Lisesi’nde okuduğu yıllar bir dönüm noktası kabul edilebilir. O yıllarda tiyatroyla tanışan oyuncu Şişli Koleji’nde eğitimi sürdürdükten sonra Konservatuar Tiyatro Bölümünü kazandı. Türkiye’de iki yıl okuduktan sonra eğitimine Londra’da devam etti. İtalyada Dario Fo, Franca Rame ile çalıştı. Müzik çalışmalarını yürütürken bir yandan da Milliyet Yayınları’nda yayın danışmanlığı yaptı. Yıllar 1980’i gösterdiğinde Türkali yeniden oyunculuğa döndü. Elbette müziği tamamen bırakmadı. Üstelik müziğe olan tutkusu Türkali’ye tek kişilik tiyatro oyunlarında başarıyı getirdi. Radyo programları hazırlayıp sundu, köşe yazarlığı yaptı, sinema ve televizyon filmlerinde oynadı, senaryo yazdı. “Kaktüs” dergisinde, Milliyet gazetesinde, Hayat Dergisinde gazetecilik yaptı. Milliyet, Hürriyet, Radikal gazetelerinde çeşitli konularda yazdı. Kamelyalı Kadın müzikalinde Prudence Duvernoy’u canlandırdı. Sanatla uğraşırken bir yandan da iş hayatına atılan Türkali 5. Kat Restaurant ve Leyla Café’yi işletti.
Türkali, konservatuar eğitimini Londra’da tamamladı. Sosyal ve siyasi yazılar yazdı, etkinliklere katıldı. dergisinde ve “Kriter” dergisinde Avrupa Birliği ülkeleri sinema tanıtım yazıları yazdı. “Şehvet” adlı bir albümü bulunan oyuncu Galip Derviş, Hürrem Sultan, Gece Melek ve Bizim Çocuklar, Eylül Fırtınası, Dudaktan Kalbe gibi birçok sinema ve televizyon filminde rol aldı. Deniz Türkali yalnızca sinemayla ilgilenmedi, müzik de onun hayatında önemli bir yer tutuyor. İlk evliliğini İtalyan şarkıcı Ernesto Casalini ile yapan oyuncu ömrünün neredeyse yarısını ünlü sinema ustası Atıf Yılmaz ile geçirdi.
Konuşma Konuları
HERKES OYNAYABİLİR Mİ?
BEDEN DİLİMİZİ KULLANMAYI BİLİYOR MUYUZ?
Çocukken oynadığımız oyunları hatırlarsak oynamanın hiç de o kadar zor olmadığının ilk işaretlerini görürüz.
Oyun, hayatın her alanında hayatımızın tam da göbeğinde var olan bir eylem. Her zaman sahneye çıkarak ya da kamera önünde oynanmak gerekmez. Bazen bilerek, bazen kendiliğinden “oynarken” buluruz kendimizi. Kendinize bir sorun kimseyle paylaşmanıza gerek yok, yalnız kendinize sorun; inanmadan ama inanırmış gibi yaparak söylediğiniz ne çok şey var değil mi? İş hayatında, sosyal hayatta, aile ilişkilerinde, arkadaşlıklarda… Hayatta ne isle uğraşırsak uğraşalım oynamaya mecburuz. Başta uygarlık gereği… Güne çok kötü başladınız başınız ağrıyor, eşiniz ya da sevgilinizle tartıştınız, işe geldiniz bir çalışma arkadaşınız ya da yöneticiniz size “günaydın” dedi. İçinizden geçeni burada tekrarlamayalım ama cevabınız eğreti bir gülümsemeyle de olsa “günaydın” olacaktır. Şimdi iyi oynamak var kötü oynamak var. Eğer o selamdan yöneticiniz sıkıntınızı anladıysa başınız dertte demektir. İki kez daha tekrarlandığı takdirde hakkınızdaki izlenim hiç de iyi olmayacaktır.
Beden dilinin önemi işte bu örnekte öne çıkar. Oynamak’la numara yapmak arasındaki fark yalnız tonlamayla değil vücut dilini nasıl kullandığınızla da ortaya çıkar. Yani hayattaki iyi oyunculukta önemli olan, karşınızdakine ya da karşınızdakilere oynadığınızı belli etmemek. Karşınızdaki ya da karşınızdakiler oynadığınızı anlamışlarsa büyük ölçüde çuvallamışsınız… Bir başka ifadeyle çok kötü oynadınız demektir. İkna etmek, sahiciliğe inandırmak zor iş. Hele içten içe söylediklerinize kendiniz bile inanmıyorsanız, hemen açık vermeniz işten bile değil. “Güzel soru”, “tam da bunu söyleyecektim” tarzı klişeler çok geçmişte kaldı. Seçilen cümleler, o cümlelerin tonlamaları çok önemli. Vücut dilini spor yaparak da doğru kullanamazsınız. Her duruşun her hareketin her mimiğin bir anlamı var. O zaman nasıl iyi oynayacağız?
BİR MOTİVASYON OLARAK AŞK’A VAKİT VAR MI?
Çok sevdiğim genç bir arkadaşıma “Eşinle flört ediyor musun?” diye sormuştum. Biraz da şaşırarak “Deniz hanım hiç vaktim olmuyor çok çalışıyorum” demişti. “Çok üzücü” diye düşünmüştüm. Ona “sakın ha sakın, ne yap yap vakit ayır” diye sıkı sıkı tembih etmiştim. Çalışma hayatımız evdeki flörtü bile engelliyorsa, ya hayatı en keyifli kılan unsurlarından biri olan “flört etmeyi” bilmiyoruz ki bu hayatı nasıl yaşadığımıza dair birçok sorunu birlikte getirir, ya da gerek duymuyoruz ki bu belki daha da vahim bir durumla karşı karşıyayız demektir. Hayatını sadece işten ibaret sananlar iş hayatında asla uzun süreli başarılı olamazlar. Hayatı tek bir şey üzerine kurmak sadece o şeye konsantre olmak asla başarının sırrı değildir.
Yaşamayı bilmek bir tür sanattır. İş hayatını zevkli kılacak küçük hazları asla es geçmemek gerekir. İş hayatı asık suratla lanet ederek sürdürülemez. Her an ne yaparsanız yapın yaratıcılığınızı kullanmak zorundasınız. Ne kadar çok “Endorfin” salgılarsak o kadar enerjik oluruz. Aşk hali zaten mutluluğun zirve yaptığı bir durum. Bu, herkes için, her an ele geçirilebilecek bir bağış değil biliyorum. Ama bir de şuradan bakalım; aşk bir ruh hali; o zaman, birine aşık olmuyoruz. Önce aşık oluyoruz sonra biri giriyor devreye… Hiç kimse olmasa da denk düşmese de o aşk halidir asıl önemli olan. Sizi motive edecek “endofin”e zirve yaptıracak olan da budur. Yani başarının sırrı ufak tefek ayrıntılarda gizlidir. O ayrıntı dediğimiz şeyler bizi motive ederken çalışmalarımızda da verimi artırır.
ZAMANI KULLANMAK HAYATI KULLANMAK
Hayatımızı nasıl kullanıyoruz? Üstelik bir daha ele geçirmemize imkan olmayan bir zaman dilimiyle kısıtlı. Bu iki dinamik aynı zamanda birbirleriyle var olabiliyor. Ve ayrıca herkesin hayatı ve zamanı bir bakıma çok benzer, bir bakıma çok farklı. Hepimizin hayatı birbiriyle son derece ilişkili…
Hayatın ve zamanın kullanımını ele geçirmemiz zaten “bir zaman” alıyor. Bunu farketmemiz “hay allah zaman nasıl da çabuk geçiyor” demeğe başlamamız da gene epey bir zaman alıyor. Bir yandan kendi hayatımızı elden kaçırmamaya çalışırken ihtiyaç duyduğumuz diğer hayatlarla da ilişki içinde olduğumuzu unutmamamız gerekiyor. Ne işle uğraşırsak uğraşalım zamanı kullanmayı bilmiyorsak hayatımızı bir anda alt üst edebiliriz. Yalnız kendi hayatımızı da değil birlikte çalıştığımız, yaşadığımız diğer insanların hayatlarını da…
İş hayatında en önemli şeylerden biri bilgi paylaşımı, yönetimi. Bir o kadar da önemli olan zamanı paylaşmak ve yönetmek. İş hayatımızı, zamanın boşa harcanmasına asla göz yummadan nasıl yönetebiliriz? Zamanın boşa harcanmasını nasıl önleriz? Bunu nasıl mümkün kılabiliriz?
Unutmayalım “Money is time, time is money!”
İLETİŞİM BECERİLERİ
Yaşamımızda her dokunuş bir iletişimdir. Her ne yaparsanız yapın doğru İletişim kurmak size başarı, mutluluk, keyif, güçlü ve sağlıklı ilişkiler olarak dönecektir. Biraz özen, biraz sabır biraz pozitif düşünce ve güçlü bir dille başarır mıyız dersiniz?
Yasemin
Bradley
Tıp Doktoru, Beslenme Danışmanı

Biyografi
Dr. Yasemin Bradley 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu, İngiltere’de Avrupa’nın en önemli alternatif terapi okulu ITEC’te “Beslenme ve Diyet” alanında eğitim görüp, diploma aldı. TRT spikerlik sınavlarını kazanınca bir dönem görsel medyada çalıştı. Kanal D’de ana haber bültenini sundu. 1996’da Magazin Gazetecileri Derneği tarafından “Yılın En İyi Kadın Haber Spikeri” seçildi. Londra BBC Türkçe Servisi’nde prodüktörlük eğitimi gördü. Bradley; kurumsal beslenme danışmanlığı hizmeti ve eğitimi veriyor. TRT Haber’de “Dr. Yasemin Bradley ile Reçetesiz Hayat” programı unutulmayan çalışmalarından biri.
Dr. Bradley sağlıklı ve güzel kalmanın keyifli olabileceğini öğretiyor. Esas olanın, diyete başlamak değil, bir yaşam stiline başlamak. Bradley moda diyetlerin çoğunun yanlış bilgilerle dolu olduğunu söylüyor. “Önemli olan kişinin doğru beslenmesi ve egzersiz yapması. Zaten doğru beslenen kişi kilo vermeye başlıyor” diyor. Erkeklerin kas yoğunluğunun daha fazla olması nedeniyle kilo vermek konusunda kadınlardan daha avantajlı olduğunu söyleyen Bradley, kas hücrelerinin yoğunluğunun kalorinin daha hızlı yakılmasında etkili olduğunu belirtiyor. Kilo verme amacıyla diyet yapmanın işe yaramayacağını vurgulayan Bradley sözlerini şöyle sürdürüyor: “Londra’da derse giren hocalarımızın söylediği ilk söz; ‘Diyetler işe yaramaz!’ olmuştu. Gerçekten de diyetler işe yaramıyor. Çünkü bir anda normal beslenme biçiminizden çıkıp yiyecekleri aşırı derecede kıstığınız zaman, vücut bunu bir kıtlık tehlikesi olarak algılıyor. Metabolizmanızı birden bire düşürmeye başlıyor. İki, üç ay diyete devam ettikten sonra normal beslenme biçiminize geri döndüğünüzde, artık azalan metabolizmanız öğütmekte güçlük çekiyor ve daha çok kilo almaya başlıyorsunuz. Onun için yiyeceği aşırı kısan, çabuk kilo verdiren diyetler doğru değil.”
Konuşma Konuları
- Hastalıklara Karşı beslenme
- Kadın Nasıl Beslenmeli?
- Erkek Nasıl Beslenmeli?
- Bir Şirketi Zayıflatmak; Birlikte Hafifleyelim
- Örnek Menü
Videolar
Barbara
Gray
Gazeteci, Eğitmen, Medya Koçu
Medya ilişkileri eğitimi
Kriz iletişimi
Sunum becerileri
Topluluk önünde konuşma
Eğitmen
Biyografi
İki kültürlü ve üç dilli (İngilizce, Fransızca ve Almanca) bir televizyon gazetecisi olan Barbara Gray, 30 yılı aşkın bir süredir Paris’te yaşamakta ve çalışmakta.
ABC News, ITV News, BBC TV ve Radyo, Channel 4 News, CNN, NBC Reuters… Bugüne kadar hem İngilizce hem Fransızca yüzlerce televizyon röportajı gerçekleştiren Barbara Gray, tecrübelerini kurumlara verdiği medya ilişkileri eğitimlerinde paylaşıyor.
Farklı coğrafyalarda İngilizce ve Fransızca olarak üst düzey yöneticilere medya ile nasıl iletişim kurulacağını, topluluk önünde konuşma yapmanın püf noktalarını ve kriz yönetimi konularında eğitim veren Gray, İngiliz ve ABD yayıncıları için serbest TV gazeteciliği yapmaya da devam ediyor.
Çalıştığı kurumlar Gray’i şu sözlerle anlatıyor: “profesyonel, verimli ve titiz, aynı zamanda esnek ve eğlenceli…”
Konuşma Konuları
- Medya ile iletişim
- Topluluk önünde konuşma
- Sunum becerileri
- Kriz İletişimi
Doğan
Taşkent
Elektrik – Elektrofizik Mühendisi, İnovasyon Danışmanı
Teknoloji Anlatıcısı
Patent
Endüstri 4:0
İlaç Sektöründe Gelişmeler
Yapay Zeka
İnovasyon
Biyografi
Teknoloji anlatıcısı ve danışmanı Doğan Taşkent, Türkiye’nin hızlı ilerleme kaydedebilmesi için biyoteknoloji, nanoteknoloji ve yeşil teknoloji gibi alanlarda öne çıkması gerektiğini söylüyor. Bu gelişim dizgesinde atlanmaması gereken en önemli unsurlar ise teknoloji yaratmak ve Endüstri 4.0’a entegrasyon.
İnovasyon, teknoloji
Taşkent, girişimcilik, inovasyon, rekabet ve start-up ekosistemi gibi konularda “model sunan” bir konuşmacı, teknoloji anlatıcısı; kariyerinin önemli yıllarını teknoloji üretimi alanında geçirdiği için konuşmalarında geleceği ve inovasyonu merkezine alıyor. Kariyerine adım attığı Lucent Technologies Bell Laboratories’de (New Jersey) fiberoptik ağ sistemleri gurubunda Ar-Ge mühendisi, uzman danışman ve uzman eğitimci olarak 1998-2005 yıllarında görev alan Taşkent, bu süre zarfında Verizon, BT, Telia, Deutsche Telekom, Global Crossing, Qwest ve UPC şirketlerinin değişiklik kıtalardaki elektro-optik ağ altyapılarının kurulumlarını üstlendi.
Bugün Taşkent’in bir “teknoloji misyoneri” olarak tanımlanmasında, o dönemde edindiği tecrübenin önemli rolü bulunuyor. New York’taki Lucent Worldwide Services grubunda “Knowledge Management”, “Competency Management” ve “Telekom Teknolojileri” alanlarında danışmanlık yapan Taşkent, telekomünikasyon, yenilenebilir enerji ve girişimcilik ekosistemi içinde şirket yapılandırma danışmanı olarak çalıştı. Taşkent, son yıllarda birçok iş planı yarışması ve startup şirketinin hayata geçmesinde rol oynadı.
Start-up’lara mentörlük
Bugüne kadar 2000+ start-up dinlemiş, 200+ start-up’a mentörlük vermiş, 100+ start-up şirketinin hayata geçmesinde rol oynamış olan Taşkent, 50 teknoloji transfer ofisiyle çalıştı. Taşkent, yalnızca Türkiye’nin değil küresel anlamda insanlığın en önemli gelişme ve yaşam ekseni olan sağlık sektöründe çalışmalarını yoğunlaştırmayı seçti. Rekabetçi sağlık çalışmaları için patent-inovasyon ve insan kaynağı üçgeninde sağlık politikaları geliştirmenin peşinde koşuyor.
Girişimciliğe dair güncel gelişmeleri konuşmacı olarak katıldığı toplantılarda dile getiren Taşkent eskiden de girişimcilik olduğunu ancak “eksik” olduğunu ifade ediyor. Taşkent’e göre sürdürülebilir bir ekosistemin oluşması için tüm dünyanın kullandığı Finans, Pazar, İnsan Kaynakları, Kültür, Kanunlar ve Destekleyici unsurları barındıran modelleme benimsenmeli.
Taşkent’in fütüristik kariyer yolculuğunu temel ve yüksek eğitiminde de görmek mümkün. Kariyeri Eidgenösische Technische Hochschule Zürich (ETH) Elektrik Mühendisliği Fakültesi’nden mezun olmasının ardından başlayan Taşkent, Massachusetts Institute of Technology (MIT) ve Polytechnic Institue of NYU Üniversitesi’nde doktora programına girdi, elektrofizik dalında özellikle lazerler üzerine araştırma yapmaya başladı. Elektrofizik ve teknoloji MBA konularında yüksek lisans derecesi alarak mezun oldu. MIT Enterprise Forum Türkiye Kurucu Başkanlığını, Ege Üniversitesi Teknopark Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, Teknoloji Transferi Profesyonelleri Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, Endeavor Türkiye Danışma Kurulu Üyeliği, İsviçre Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı, DEİK İsviçre Konseyi Başkan Vekilliğini yaptı. Çalışma hayatını bireysel kariyerin ötesinde geniş bir yelpazede yorumlayan Taşkent, toplumsal fayda ve farkındalık yaratabileceğini düşündüğü teknoloji ve inovasyon konularında başrolde olmaktan ve zaman harcamaktan asla çekinmeden yoğun çalışmalar yapıyor. Taşkent, konuşma ve sunumlarını ana dili Türkçe dışında İngilizce ve Almanca olarak da yapıyor.
Konuşma Konuları
- Yapay zeka
- Teknoloji nasıl geliştirilir?
- Endüstri 4:0 Türkiye’nin işine yarar mı?
- Teknoloji bizi nerede ayrıştıracak?
- Operasyonel verimlilik İsviçre modeli endüstri Türkiye’ye uyar mı?
- Girişimci gladyatör olmalı
- Türkiye’den Elon Musk çıkarmanın formülü
- Burası Silikon Vadisi değil, İstanbul’da Mahmutpaşa
- Teknoloji-yaşam döngüsü
- Satranç üzerinden stratejik düşünce
- Darwin, feminizm, Çarşı; aralarındaki inovasyon bağı nedir?
Videolar
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]