[vc_row css=”.vc_custom_1586197115242{margin-top: 30px !important;}”][vc_column][vc_column_text]Dikey uzmanlıkta geliştirdikleri bilgilerini cömertçe paylaşan konuşmacılarımız, bilim-inovasyon-tıp-teknik-sanat ve çapraz birikimleriyle ihtisaslarını konuşturuyorlar.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]
Deniz
Türkali
Oyuncu, Senarist, Yazar

Biyografi
Deniz Türkali Türk sinemasına emek vermiş tecrübeli bir oyuncu ve senarist. Oyunculuk, konuşma sanatı üzerine dersler konferanslar veren Türkali, DOT Tiyatro ve 2. Kat Tiyatro’da oyunlar sergiliyor. Hayatımın Yemekleri adlı kitabı yayına hazırlanan oyuncunun hayat öyküsünü ise Murat Çelikkan yazdı. Hazırlığı tamamlanmak üzere olan nehir sohbetleri yakın bir zamanda yayınlanacak.
Oyuncunun “Mine” ve “Minik Serçe” olmak üzere kaleme aldığı iki farklı senaryosu da bulunuyor. Türkali’nin hayatında sinemanın yeri çok özel. Yönetmen Atıf Yılmaz ile ikinci evliliğini gerçekleştiren Türkali için sanat ve edebiyatla yoğrulmuş bir ailede dünyaya geldi. Babası yazar Vedat Türkali, Deniz Türkali’nin kültürel ve siyasi çizgisinde çok önemli rol oynadı.
Sinemayla iç içe yaşayan oyuncunun hayatında Nişantaşı Kız Lisesi’nde okuduğu yıllar bir dönüm noktası kabul edilebilir. O yıllarda tiyatroyla tanışan oyuncu Şişli Koleji’nde eğitimi sürdürdükten sonra Konservatuar Tiyatro Bölümünü kazandı. Türkiye’de iki yıl okuduktan sonra eğitimine Londra’da devam etti. İtalyada Dario Fo, Franca Rame ile çalıştı. Müzik çalışmalarını yürütürken bir yandan da Milliyet Yayınları’nda yayın danışmanlığı yaptı. Yıllar 1980’i gösterdiğinde Türkali yeniden oyunculuğa döndü. Elbette müziği tamamen bırakmadı. Üstelik müziğe olan tutkusu Türkali’ye tek kişilik tiyatro oyunlarında başarıyı getirdi. Radyo programları hazırlayıp sundu, köşe yazarlığı yaptı, sinema ve televizyon filmlerinde oynadı, senaryo yazdı. “Kaktüs” dergisinde, Milliyet gazetesinde, Hayat Dergisinde gazetecilik yaptı. Milliyet, Hürriyet, Radikal gazetelerinde çeşitli konularda yazdı. Kamelyalı Kadın müzikalinde Prudence Duvernoy’u canlandırdı. Sanatla uğraşırken bir yandan da iş hayatına atılan Türkali 5. Kat Restaurant ve Leyla Café’yi işletti.
Türkali, konservatuar eğitimini Londra’da tamamladı. Sosyal ve siyasi yazılar yazdı, etkinliklere katıldı. dergisinde ve “Kriter” dergisinde Avrupa Birliği ülkeleri sinema tanıtım yazıları yazdı. “Şehvet” adlı bir albümü bulunan oyuncu Galip Derviş, Hürrem Sultan, Gece Melek ve Bizim Çocuklar, Eylül Fırtınası, Dudaktan Kalbe gibi birçok sinema ve televizyon filminde rol aldı. Deniz Türkali yalnızca sinemayla ilgilenmedi, müzik de onun hayatında önemli bir yer tutuyor. İlk evliliğini İtalyan şarkıcı Ernesto Casalini ile yapan oyuncu ömrünün neredeyse yarısını ünlü sinema ustası Atıf Yılmaz ile geçirdi.
Konuşma Konuları
HERKES OYNAYABİLİR Mİ?
BEDEN DİLİMİZİ KULLANMAYI BİLİYOR MUYUZ?
Çocukken oynadığımız oyunları hatırlarsak oynamanın hiç de o kadar zor olmadığının ilk işaretlerini görürüz.
Oyun, hayatın her alanında hayatımızın tam da göbeğinde var olan bir eylem. Her zaman sahneye çıkarak ya da kamera önünde oynanmak gerekmez. Bazen bilerek, bazen kendiliğinden “oynarken” buluruz kendimizi. Kendinize bir sorun kimseyle paylaşmanıza gerek yok, yalnız kendinize sorun; inanmadan ama inanırmış gibi yaparak söylediğiniz ne çok şey var değil mi? İş hayatında, sosyal hayatta, aile ilişkilerinde, arkadaşlıklarda… Hayatta ne isle uğraşırsak uğraşalım oynamaya mecburuz. Başta uygarlık gereği… Güne çok kötü başladınız başınız ağrıyor, eşiniz ya da sevgilinizle tartıştınız, işe geldiniz bir çalışma arkadaşınız ya da yöneticiniz size “günaydın” dedi. İçinizden geçeni burada tekrarlamayalım ama cevabınız eğreti bir gülümsemeyle de olsa “günaydın” olacaktır. Şimdi iyi oynamak var kötü oynamak var. Eğer o selamdan yöneticiniz sıkıntınızı anladıysa başınız dertte demektir. İki kez daha tekrarlandığı takdirde hakkınızdaki izlenim hiç de iyi olmayacaktır.
Beden dilinin önemi işte bu örnekte öne çıkar. Oynamak’la numara yapmak arasındaki fark yalnız tonlamayla değil vücut dilini nasıl kullandığınızla da ortaya çıkar. Yani hayattaki iyi oyunculukta önemli olan, karşınızdakine ya da karşınızdakilere oynadığınızı belli etmemek. Karşınızdaki ya da karşınızdakiler oynadığınızı anlamışlarsa büyük ölçüde çuvallamışsınız… Bir başka ifadeyle çok kötü oynadınız demektir. İkna etmek, sahiciliğe inandırmak zor iş. Hele içten içe söylediklerinize kendiniz bile inanmıyorsanız, hemen açık vermeniz işten bile değil. “Güzel soru”, “tam da bunu söyleyecektim” tarzı klişeler çok geçmişte kaldı. Seçilen cümleler, o cümlelerin tonlamaları çok önemli. Vücut dilini spor yaparak da doğru kullanamazsınız. Her duruşun her hareketin her mimiğin bir anlamı var. O zaman nasıl iyi oynayacağız?
BİR MOTİVASYON OLARAK AŞK’A VAKİT VAR MI?
Çok sevdiğim genç bir arkadaşıma “Eşinle flört ediyor musun?” diye sormuştum. Biraz da şaşırarak “Deniz hanım hiç vaktim olmuyor çok çalışıyorum” demişti. “Çok üzücü” diye düşünmüştüm. Ona “sakın ha sakın, ne yap yap vakit ayır” diye sıkı sıkı tembih etmiştim. Çalışma hayatımız evdeki flörtü bile engelliyorsa, ya hayatı en keyifli kılan unsurlarından biri olan “flört etmeyi” bilmiyoruz ki bu hayatı nasıl yaşadığımıza dair birçok sorunu birlikte getirir, ya da gerek duymuyoruz ki bu belki daha da vahim bir durumla karşı karşıyayız demektir. Hayatını sadece işten ibaret sananlar iş hayatında asla uzun süreli başarılı olamazlar. Hayatı tek bir şey üzerine kurmak sadece o şeye konsantre olmak asla başarının sırrı değildir.
Yaşamayı bilmek bir tür sanattır. İş hayatını zevkli kılacak küçük hazları asla es geçmemek gerekir. İş hayatı asık suratla lanet ederek sürdürülemez. Her an ne yaparsanız yapın yaratıcılığınızı kullanmak zorundasınız. Ne kadar çok “Endorfin” salgılarsak o kadar enerjik oluruz. Aşk hali zaten mutluluğun zirve yaptığı bir durum. Bu, herkes için, her an ele geçirilebilecek bir bağış değil biliyorum. Ama bir de şuradan bakalım; aşk bir ruh hali; o zaman, birine aşık olmuyoruz. Önce aşık oluyoruz sonra biri giriyor devreye… Hiç kimse olmasa da denk düşmese de o aşk halidir asıl önemli olan. Sizi motive edecek “endofin”e zirve yaptıracak olan da budur. Yani başarının sırrı ufak tefek ayrıntılarda gizlidir. O ayrıntı dediğimiz şeyler bizi motive ederken çalışmalarımızda da verimi artırır.
ZAMANI KULLANMAK HAYATI KULLANMAK
Hayatımızı nasıl kullanıyoruz? Üstelik bir daha ele geçirmemize imkan olmayan bir zaman dilimiyle kısıtlı. Bu iki dinamik aynı zamanda birbirleriyle var olabiliyor. Ve ayrıca herkesin hayatı ve zamanı bir bakıma çok benzer, bir bakıma çok farklı. Hepimizin hayatı birbiriyle son derece ilişkili…
Hayatın ve zamanın kullanımını ele geçirmemiz zaten “bir zaman” alıyor. Bunu farketmemiz “hay allah zaman nasıl da çabuk geçiyor” demeğe başlamamız da gene epey bir zaman alıyor. Bir yandan kendi hayatımızı elden kaçırmamaya çalışırken ihtiyaç duyduğumuz diğer hayatlarla da ilişki içinde olduğumuzu unutmamamız gerekiyor. Ne işle uğraşırsak uğraşalım zamanı kullanmayı bilmiyorsak hayatımızı bir anda alt üst edebiliriz. Yalnız kendi hayatımızı da değil birlikte çalıştığımız, yaşadığımız diğer insanların hayatlarını da…
İş hayatında en önemli şeylerden biri bilgi paylaşımı, yönetimi. Bir o kadar da önemli olan zamanı paylaşmak ve yönetmek. İş hayatımızı, zamanın boşa harcanmasına asla göz yummadan nasıl yönetebiliriz? Zamanın boşa harcanmasını nasıl önleriz? Bunu nasıl mümkün kılabiliriz?
Unutmayalım “Money is time, time is money!”
İLETİŞİM BECERİLERİ
Yaşamımızda her dokunuş bir iletişimdir. Her ne yaparsanız yapın doğru İletişim kurmak size başarı, mutluluk, keyif, güçlü ve sağlıklı ilişkiler olarak dönecektir. Biraz özen, biraz sabır biraz pozitif düşünce ve güçlü bir dille başarır mıyız dersiniz?
Güler
Aras
Akademisyen, Finans ve Muhasebe Profesörü Finans, Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilirlik Merkezi (CFGS) Kurucu Direktörü

Biyografi
Prof. Dr. Güler Aras, akademik çalışmaları, yurt içi ve yurt dışında gerçekleştirdiği konuşmalarla dikkat çeken bir akademisyen. Sürdürülebilirlik, finans, bankacılık, sermaye piyasası, kurumsal yatırımcılar, stratejik sektör çalışmaları, kurumsal sosyal sorumluluk ve kurumsal yönetim alanlarında uzmanlaşan Aras’ın, 11’ i uluslararası olmak üzere 20 kitabı, 200’den fazla makalesi bulunuyor.
Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Finans Ana Bilim Dalında öğretim üyesi ve “Finans, Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilirlik Araştırma ve Uygulama Merkezi” Direktörü görevini sürdüren Aras, 2013 yılına kadar İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü olarak çalışmıştır. DeMontfort Üniversitesi’nde (İngiltere) misafir öğretim üyeliği yapan Aras, uluslararası araştırma projeleri yürütüyor.
Aras’ın konuşma konularından biri, bugün pek çok kurumun sıklıkla kullandığı “sürdürülebilirlik” kavramı. Aras, bu popüler kavrama farklı bir bakış açısı getiriyor. İşletmelerin sürdürülebilir performansa ulaşma sürecini, sosyal sorumluluk bilinciyle faaliyetlerini gerçekleştirmelerinin önemini, bunun sürdürülebilir firma performansına katkısını dinleyicilerle paylaşıyor. Kısaca, her işletmenin temel hedefi olan “sürdürülebilir bir firma yaratabilmenin” ipuçlarını veriyor. Aras’ın ilgi gören konuşma başlıklarından birini de “Basel” oluşturuyor. Basel bankacılık düzenlemelerinin firmaların kredilendirme sürecinde ne tür değişiklikler getireceğini ve firmaların bu sürece ne şekilde hazırlanması gerektiğini anlattığı toplantılar, küçük ve orta ölçekli şirketlerden uluslararası kuruluşlara kadar farklı ölçekteki pek çok firmaya yol gösteriyor.
Kriz yönetimi, Aras’ın uzmanlık alanı. Krizlerde finansal yönetimi, firmaları başarısızlıktan kurtaran ve sürdürülebilir bir performansa ulaşmalarını sağlayan önemli unsurlardan biri olarak tanımlayan Aras bu alanla ilgili yaptığı konuşmalarında, firmaların kriz ortamında faaliyetlerini nasıl yöneteceklerini, finansal ve finansal olmayan önlemleri ve uygulamaları aktarıyor.
Aras, Georgetown University McDonough School Business Center for Financial Market and Policy’de misafir öğretim üyeliği görevini üstlendi. On tanesi uluslararası olmak üzere çok sayıda akademik derginin yayın kurulunda görev alıyor, uluslararası ve ulusal konferansların sürekli bilim kurulu üyeliğini gerçekleştiriyor. Uluslararası Finansal Yönetim Enstitüsü -IMA Turkish Chapter– kurucu üyeliği ve başkanlık görevini yürütmüş olan Aras, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarındaki çalışma komisyonu üyelikleri ile birlikte Türkiye Şeffaflık Derneği’nin de kurucu üyeliğini yürütüyor.
Konuşma Konuları
- Sürdürülebilir İşletme Performansı
- Kurumsal Sosyal Sorumluluk
- Basel ve Risk Yönetimi
- Kriz Yönetimi: Hazırlan, Tanımla, Analiz Et, Çözümle
- Ekonomi
Bihter
Ayyıldız
Lüks Marka Danışmanı

Biyografi
Bihter Ayyıldız, iletişim dalında farklı şapkaları olan bir reklamcı, gazeteci, danışman ve pazarlama uzmanı. Fransa’da aldığı sanat tarihi eğitiminin ardından, reklam sektöründen marka iletişimi tecrübelerini lüks markaların iletişimlerinde kullanmak üzere sektör değiştirdi. Moda ve lüks marka severlerin yakından takip ettiği Ayyıldız, önemli markaların yol arkadaşı. Profesyonel hayatına gazetecilikle başlayıp stratejik pazarlama danışmanlığı yapan Ayyıldız, son zamanlarda yoğun mesai harcadığı influence marketing ve uzantısı olan Love and Hate Marketing’le pazarlama iletişiminin sınırlarını zorluyor.
Bihter Ayyıldız, Saint Benoit Fransız Lisesi’ni bitirdikten sonra, Fransa’da Charles de Gaulle-Lille Üniversitesi’nde sanat tarihi eğitimi aldı. Fransa’da bulunduğu süre zarfında Paris’te Latin-Jockey Tour’da VIP incoming yönetimi ve Nice’de Cigale Orientale adlı firmada özel davet organizasyonlarına imza attı. Lüksün ve modanın anavatanı olan Fransa’da geçirdiği yıllar profesyonel hayatını şekillendirmesine de katkıda bulundu. Türkiye’ye döndüğünde MARKA Reklam Ajansı ile başlayan kariyerine Balizza ile devam etti. Ardından Tiffany & Co., Omega, Montegrappa, Jaquet Droz, Davidoff, Pequignet, Montblanc gibi dünyanın en değerli lüks ve mücevher markalarının pazarlama ve PR yönetimini üstlendi.
Aynı zamanda Vatan Gazetesi hafta sonu ekleri Bizim Kahve ve Vatan Pazar’ın yanı sıra Milliyet’te köşe yazarlığı yapan Bihter Ayyıldız,Tempo, XOXO ve Luxos gibi dergilere de yazılar yazdı.
2020 yılının başında kurduğu BA Projectz’in çatısı altında global ölçekli lüks markalara ve kültür sanat projelerine stratejik danışmanlık vermektedir. Güncel haber sitesi www.plumemag.com ‘un da kurucusu olan Bihter Ayyıldız’ın uzmanlık alanı Sürdürülebilir marka ve iletişim stratejileridir. Konuşmalarında da lüks kavramını ele alan, lüksün tarihteki yolculuğuna dikkat çeken Ayyıldız, stil sahibi olmanın püf noktalarını, trendlere dair bilgiler aktarıyor.
Konuşma Konuları
- Influencer Marketing
- Influencer İletişimi
- Love and Hate Marketing
Lüksün tanımı değişiyor peki ya kendisi?
Alışılagelen lüksün tanımı değişiyor. Deneyim ve duygusal etkileşim ise, en katı kurallara sahip köklü markaların kilit noktasına dönüşmüş durumda. Dijital iletişimde yenilikçi olup, mağaza içi deneyimde öncü adımlar atan markalar yerini koruyor. Lüks tüketicisi çok üstün kalite malzeme ve essiz tasarım kadar samimi bir içerik iletişimi de arıyor.
- Dijital çağda lüks perakendecilik
Günümüzde dijitalleşme her yere nüfuz etti. Moda dünyası da bundan nasibini aldı. Tüketim artık dijital kanallar aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Eğer bu kanallar aracılığıyla da müşteriye dokunmazsanız yok olup gidersiniz.
- Stil sahibi doğamayız ama olabiliriz
Audrey Hepburn ve Grace Kelly gibi bir ikonu kopyalayarak ya da stil danışmanlarıyla çalışıp başkasının hayal gücünün, zekasının ve zevkinin yansıması olan parçaları üzerinde taşıyarak stil sahibi olunur mu? Yoksa stil sahibi olmak kişinin genetik kodlarında mı vardır?
- Gardıropta “Top Ten”
Yıllar değişse de gardırobun değişmeyen ikonik parçaları neler olmalı? Hangi parçalarla zamansız bir şıklık yaşamanız mümkün.
- Sanat ve lüks: Markaların bitmeyen aşkı
Lüks markaların sanatçılarla olan iş birlikleri lüks tüketicisinin her zaman çok olumlu cevap verdiği bir formül. Fakat çok sık tekrarlandığı zaman, ticari algıya neden olup, müşteri gözünde sorgulanan bir alan olmaya da açık.
- Sadeleşme/100 ürünle yaşanır mı?
Sahip olduklarımızın bizi esir almasını daha çok dile getirdiğimiz dönemde, azalarak çoğalmak konusu üzerine düşünceler tartışmaya çok açık.
- İşte bunlar hep lüks…
Yüzyılı aşan hatta bazıları neredeyse 2 asra yaklaşan markaların da dünyanın dört bir yanındaki taleplere cevap vermek için üretim ağlarını geliştirmesi aynı ürüne gereğinden fazla kişinin sahip olabilme fırsatını doğurdu.
- Çağdaş Moda – Kavramsal Moda
Moda artık sadece tasarım ve kumaştan ibaret değil. Tüm bunların yerine çağdaş sanatta olduğu gibi fikir aldı.
- Marka olmak ya da olmamak
Marka olunmaz doğulur diyebiliriz. Bir markanın sadece ürünlerinin kalitesi ve popülaritesi o markanın değerini maalesef belirleyemiyor. Günü doğru değerlendiren ve geleceğe yatıran markalar dışındakilerin pek şansı olmayan bir dönemdeyiz.
- Doğru parçalara yatırım (Minimum parça maksimum şıklık)
Eskilerin bir sözü vardır: Nicelik değil, nitelik önemlidir. İngilizler de “Ucuz ürün alacak kadar zengin değilim”, derler. Bu sözler boşuna söylenmiş değil. Doğru ve sürdürülebilir bir gardırop kendinize yapacağınız en iyi yatırımlardan biri. Ve bunu çok az parçayla yapmak mümkün.
Videolar
Harmonie
Toros
Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Profesörü, Reading Universitesi
Çatışma Çözücü
Çatışma Uzmanı
Siber Güvenlik
Siber Terör
Müzakere Yöntemleri
İklim Krizi

Biyografi
Harmonie Toros, çatışma çözümü/çatışma dönüşümü uzmanı. Dünya üzerinde sıcak bölgelerde barış ve çatışma çalışmaları üzerine akademik araştırmalar yapıyor. Aynı zamanda devletlere bu konuda kritik danışmanlıklar veriyor. Saha çalışmaları ile taraflar arasında üretilen diyalog mekanizmaları özetle geleceğe ışık tutan önemli çabalar. Toros, Türk kökenli bir araştırmacı olarak özellikle içinde bulunduğumuz coğrafya dinamikleri ile parçası olduğu uluslararası projelerde çok önemli deneyimler biriktirmiş olarak kabul görüyor. Kadınların çok az sayıda varlık gösterdiği çatışma alanında Toros cinsiyet eşitliği konusunda varlığıyla önemli çaba sarf ediyor.
Akademisyen, danışman ve konuşmacı olarak İndeks Konuşmacı Ajansı’na derinlik ve renk katan Toros, uzun yıllardan bu yana üzerinde çalıştığı terör konusunun çerçevesini yeni nesil sorunlarla genişletiyor.
Siber güvenlik uzmanı
Toros’u yeni uzmanlık alanı dünyanın yeni güvenlik kaygısı “siber güvenlik”. Yalnızca devlet, hükümetlerin değil, kurumsal dünyanın da korkulu rüyası olan siber güvenlik bireyleri de giderek sarmalayan bir kabus.
Toros, yeni tehdit kaynakları üzerine görüşlerini aktarırken, iklim krizinin dünya nüfusu üzerindeki çeşitli etkilerini göz ardı etmek mümkün değil. Toros’un uzmanlık alanlarını coğrafya üzerinden değerlendirdiğimizde Avrupa, Orta Doğu, Güney Doğu Asya ve Afrika özellikle öne çıkıyor. Bu arada unutmamak gerekir ki, devlet ve devlet dışı gruplarla yaptığı çalışmalar barış çabalarına olduğu kadar, davranış bilimine de önemli katkı sağlıyor.
Uluslararası projeler ve ödüller
Toros’un çalışmaları pek çok kez ödüle değer bulundu. Toros’u özellikli kılan konulardan biri çalışma deneyiminde önemli yer tutan gazetecilik kariyeri. Muhabir – Editör olarak The Associated Press ve Agence France-Presse’de başarılı çalışmalara imza atmış olması, daha sonraki yıllarda akademik çalışmalarına şüphesiz zenginlik kattı.
Toros, Critical Studies on Terrorism dergisinin editörü ve International Studies Association (ISA) ve British International Studies Association (BISA) üyesi.
Diğer satır başlarını özetlemek gerekirse; halen İngiltere’de Reading Üniversitesi’nde Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Profesörü olarak akademik çalışmalarını sürdüren Toros öncesinde Kent Üniversitesi, Queensland Üniversitesi (Avustralya) ve Canterbury Üniversitesi’nde (Yeni Zelanda) görev yaptı.
Lisans eğitimini Çağdaş Tarih (Sussex) ve Tarih (Paris IV-Sorbonne) üniversitesinde tamamlayan Toros’un akademik çalışmalarında dikkat çeken araştırmalar ve köşe taşları; Aberystwyth Üniversitesi Uluslararası Politika Bölümü’nde tamamladı (2010): “Terörizm, Konuşma ve Dönüşüm: Kuzey İrlanda ve Mindanao” Bradford Üniversitesi “Çatışma Çözümü”.
Konuşma Konuları
- Çatışma Yönetimi ve İncelikleri
- Yeni Güç Odakları ve Uluslararası İlişkileri Anlamak
- Yeni Güvenlik Tehditleri ve Sosyal Hayatımıza Etkileri
- Siber Güvenlik ne kadar tehlikeli ve nasıl başa çıkılır
Videolar
Mert
Aydıner
İletişim Uzmanı, Sinergolog ve Yazar

Biyografi
Mert Aydıner, İstanbul Üniversitesi Moleküler Genetik bölümü mezunu; kararlarımızın ve davranışlarımızın altında yatan fizyolojik ve psikolojik nedenleri tanımlamak üzere çalışmalar gerçekleştiriyor. Doğruluğu tıp dünyası tarafından da kabul edilmiş çıktıları profesyonel iş dünyasına adapte eden Aydıner, ekonomik karşılığı olan iş süreçleri yazıyor ve eğitim programları tasarlıyor.
Satış ve pazarlama eğitimleri
Duyusal pazarlama ve duyusal satış konularında beynin karar verme mekanizmalarının işleyiş biçimine dair çalışmalar gerçekleştiren Mert Aydıner, aynı zamanda Academy Neuro kurucusu ve yönetici ortağıdır. Halihazırda Academy Neuro bünyesinde eğitim danışmanı olarak da hizmet veren Aydıner, uzun yıllar boyunca çalışmalarından elde ettiği verileri, uygulanabilir formatlara dönüştürerek satış ve pazarlama dünyası profesyonellerinin hizmetine sunuyor.
İnsanları çıplak gözle okumak üzere iletişim kanalları “beden dili, yüz ifadeleri, ses, söz ve tarz” üzerinden yayılan sinyallerin tanımlanmasını sağlayan Sinergoloji (Synergologie) tekniğini Türkiye’de uygulayan ilk kişi olan Mert Aydıner, farklı kültürlere özgü davranışların analizinden elde ettiği ortak çıktıları bir araya getirerek evrensel bir dil oluşturmayı amaçlıyor.
Bilim temelli yaklaşım
Çalışmalarında sinergoloji dışında nöroanatomi ve nöropsikolojiden de yararlanıyor. Otomatik düşünce ve davranış kalıplarımızı tanımlamak üzere ortaya koyduğu “Uyaran>Düşünce>Duygu>Davranış>Hafıza” modelini iki yönlü işleterek uyaranların tetikleyici etkisine maruz kalmadan, davranışlarımızı bilinçli olarak düzenleyebileceğimizi ve buna göre arzu edilen duygu ve düşünce durumuna geçiş yapılabileceğini kanıtlıyor.
Beden dili ve iletişim
Bu alandaki çalışmaları sonucunda elde ettiği verileri Nöro Satış – Müşteri Mıknatısı Olmanın Formülü ve Beden Dili (Maskeli Balo “Maskeleri Düşürme Zamanı”) kitaplarında okuyucularıyla paylaşan Aydıner, politikacılar, sporcular ve magazin dünyasının tanınmış isimlerinin davranış kodları ve iletişim üzerine de pek çok platformda ufuk açıcı yazılarını okuyucularla buluşturmaya devam ediyor.
Mert Aydıner, aynı zamanda yazdığı kitaplar, makaleler ve verdiği seminerlerle kitlelerin kendi duygularını doğru tanımlayarak içsel keşiflerini yapmalarına da aracı oluyor.
Konuşma Konuları
- Kişisel imaj / Davranış kodları
- Sunum teknikleri
- Müzakere yönetimi
- İkili ilişkilerde ve iş yaşamında duygusal zekanızı kullanmanın avantajları nelerdir?
- Muhatabınızın sizin ve mevcut durum hakkındaki düşüncelerini beden dilini okuyarak nasıl anlarsınız?
- İlk karşılaşma anında karşı tarafta olumlu bir izlenim yaratmak için duruş, bakış, mimik ve jestler nasıl kullanılmalıdır? Aktif ve etkin dinleme nasıl olmalıdır? Aynalama tekniği nedir ve nasıl kullanılır?
- Beden dilini etkili kullanma, beden dilini doğru okuma, iş yaşamında beden dili, kadın ve erkek ilişkilerinde beden dilinin önemi
Bülent
Şenver
Ekonomist, Stratejik Yönetim Danışmanı, Kitap Vakfı Kurucusu

Biyografi
Bülent Şenver, Türkiye’nin duayen bankacılarından biri. Türkiye’nin yakın tarihinde ekonomi icraatlarında görev alan Şenver, finans, ekonomi, liderlik, etik değerler, bilanço yönetimi, risk yönetimi ve kurumsal yönetim konularında aranan bir konuşmacı. Şenver’e göre bir bankanın gücünden söz edebilmek için her konuda güçlü olması büyük önem taşıyor. Ölçümü tek kriter üzerinden yapmanın aldatıcı olacağını belirtiyor. Başarının sürdürülebilir olmasının önemini vurguluyor.
“Dünün ekonomi modelleriyle bugünün ekonomisini, dünün bankacılık araçlarıyla bugünün bankacılığını yönetmek mümkün değildir. Değişime ayak uydurmalıyız.”
Şenver, bankacılık ve ekonomi deneyiminin yanı sıra uzun yıllara dayanan akademik çalışmalarında etik liderlik ve genç liderler yetiştirme konularına vurgu yapıyor. Şenver, milyonları arkasından sürükleyen büyük liderler olabileceği gibi her konuda ve her meslekte lider olunabileceğini vurguluyor ve şöyle diyor: “Her konuda, her alanda genç liderler yetiştirmeliyiz. Türkiye’nin genç liderlere ihtiyacı var.”
Bülent Şenver, resimli kredi kartı uygulaması, varlığa dayalı menkul kıymet ihracı, telefon bankacılığı uygulaması, kredili mevduat, sigortalı mevduat, euro mevduat, konut kredisi gibi birçok yeni bankacılık ürün ve hizmetini gerçekleştirerek, bankacılıkta birçok ilke imzasını attı.
Bülent Şenver kimdir?
Duayen bankacı Bülent Şenver, Türk bankacılık sistemine birçok yenilik getirdi. Türk Amerikan İşadamları Derneği (TABA-AmCham) Genel Başkanı, Amerikan Ticaret Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, İcra Komitesi Üyesi ve aynı dönemde ECACC Hazine Başkanı olarak görev yaptı. Türkiye Etik Değerler Merkezi Vakfı’nı ve Derneğini kurdu. Türklider Merkezi Kurucu Başkanlığını yapan Şenver, Boğaziçi ve Bilgi Üniversitelerinde “Elektronik Bankacılık”, “Bankalarda Aktif/Pasif Yönetimi”, “Yatırım Bankacılığı”, “Ticari Bankacılık” ve ”İşletme Etiği” derslerini veriyor.
Konuşma Konuları
- Bankacılık ve Finans
- Kurumsal yönetim
- Risk yönetimi
- Takım yönetimi
- Başarılı yönetim teknikleri
- Etik liderlik
- Girişimcilik
Videolar
Sinan
Ülgen
Risk Yönetimi Uzmanı, EDAM (Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi) YKB, İstanbul Ekonomi Danışmanlık Kurucu Ortağı
Ekonomik Gelişmeler
Siyasi Analizler
Kamuoyu Araştırmaları
Türk Dış Politikası
Jeostratejik Öngörü
Biyografi
Sinan Ülgen, Brugge Avrupa Koleji’nde Avrupa Topluluğu konusunda yüksek lisans eğitimi aldı. Dışişleri Bakanlığı’nda Birleşmiş Milletler Dairesi’nde çalıştı. Brüksel’de AB nezdindeki Türkiye Daimi Temsilciliği’nde görev yaptı; Gümrük Birliği’yle ilgili olarak Türkiye’nin müzakere pozisyonunun belirlenmesine katkıda bulundu. 1996’da T.C. Trablus Büyükelçiliği’nde görev aldı.
Türkiye’nin Avrupa Birliği serüveninin en hareketli dönemlerinde, müzakere pozisyonunun belirlenmesinde görev yapmış deneyimli bir diplomat, risk yönetimi strateji uzmanı. Ülgen çalışmalarını Düşünce Kuruluşları, Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) ile İstanbul Ekonomi Danışmanlık bünyesinde kurum ve kuruluşların gelecek analizleri ve pozisyon alma ihtiyaçlarını karşılayacak bilgi analizleri yaparak sürdürüyor. Yerel ve çok uluslu kurumların danışmanlığını üstleniyor, fikirlerini paylaştığı platformlarda uzun ve orta vadeli öngörülerle dikkat çekiyor.
Strateji oluşturma, risk yönetimi
“Ekonomik krizden sonra kapitalizm bir ana sistem olarak muhafaza edilecek. Ancak aşırılıklarının törpülendiği bir kapitalizme geçiş söz konusu olacak.” İfadeleriyle günümüz geçiş toplumuna açıklık getiren Ülgen’e göre dünya liderleri, parasını harcadıkları ve belirli bir dönem bazı sıkıntılara göğüs germesini istedikleri vatandaşlarına bugün yaşanan tipte bir krizle bundan 3-5 yıl sonra yeniden karşılaşmayacaklarının garantisini vermek zorunda. Bu tip garantilerin verilmesi ise nihayetinde uluslararası sistemin yeni ve farklı bir tasarımından geçiyor. Bu tasarım, etkinlik ile istikrar, risk ile getiri arasındaki dengeyi daha farklı kuracak. Bu açıdan bakıldığında bu krizin kapitalist sistem açısından da bir dönüm noktası olduğunu söylemek mümkün belki de. Kapitalizm bir ana sistem olarak muhafaza edilmeye devam edilecek. Ancak aşırılıklarının törpülendiği bir kapitalizme geçiş söz konusu olacak. Ülgen, AB ilişkilerinde Türkiye’nin önümüzdeki dönem yapacağı reformlar, başta bankacılık, enerji gibi kritik sektörlerde beklenen değişimler ve Türkiye’nin daha fazla yatırım çekmek için yapması gerekenler konusunda da danışmanlık veriyor.
Konuşma Konuları
- Dış Politika ve Ekonomide Sıcak Gelişmeler
- Risk Yönetimi, Jeostratejik öngörüler
- Türkiye ve Bölgesel İlişkiler
- Türkiye’nin Sürdürülebilir Kalkınması
- Küresel İklim Değişikliği ve Küresel Sosyal Sorumluluk Boyutu
Videolar
Olcay
Silahlı
Sosyal Girişimci, Fazla Gıda CEO’su, Whole Surplus CEO’su
Biyografi
İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi Olcay Silahlı, bir sosyal teknoloji girişimi olan Fazla Gıda’nın kurucu ortaklarından ve aynı zamanda bu yapının CEO’su. Henüz 28 yaşındayken bu platformun kurulmasına öncülük eden genç girişimci aynı zamanda Whole Surplus’ın da kurucularından biri ve CEO’su.
Whole Surplus markasıyla Almanya’ya açılan Fazla Gıda girişimi, Techstars Berlin hızlandırma programından 120 bin Euro tutarında bir yatırım almayı başardı. Ayrıca Accelerate 2030 programına seçilen tek Türk proje oldu. Sosyal teknoloji girişimi olarak The Good Kitchen programına da kabul edilen Fazla Gıda, Birleşmiş Milletler Kalkınma Hedeflerinden “Açlığa Son” ve “İklim Eylemi” konularında çalışıyor.
72 ton gıda atığı kurtarıldı
Kısa bir süre içinde 72 ton gıda atığını önleyen Fazla Gıda, sunduğu kurumsal çözüm kapsamında iş ortaklarına sosyal etki yaratan projeler hazırlıyor. Bu sayede raf ömrü dolmak üzere olan gıdalar israf edilmiyor ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor. İhtiyaç sahipleri ile kurumlar arasında sanal bir köprü gibi çalışan bu yapı, sosyal etki odaklı iş yapış biçimlerini perakende ve gıda sektöründe bir norm haline getirmekte kararlı. Fazla Gıda platformunda kalite ve muhasebe raporlamaları, platform üzerinden süreç ve dokümantasyon takibi, sosyal metrik raporlama, veri analizi ve saha danışmanlığı hizmetleri sunuluyor. Böylelikle yapı, gerçekleştirilen bağışları ve toplam atık gıda ile mücadeleyi, ölçülebilir bir olgu hale getiriyor.
Paydaşlar elini taşın altına koyarsa sorunlar çözülür
Fazla Gıda CEO’su Silahlı “Doğru mekanizmalar ve koordinasyonla, gıda atığı gibi tarladan tabağa her aşamada herkesin ürettiği küresel bir sorun karşısında bile etkili çözümler üretmek mümkün. Fazla Gıda’nın sağladığı teknolojik alt yapı sayesinde büyük, küçük tüm perakendeciler ve gıda üreticileri gıda bankalarına sistematik ve sürdürülebilir şekilde gıda bağışında bulunabilirler. Üstelik artık bu hizmetimizi gıda tedarik zincirinin her aşamasında gıda atığı üreten her ölçekte işletme için ücretsiz sağlıyoruz. Bu mücadele hepimizi ilgilendiren bir sorun. Gıda israfını çözmek için tüm paydaşların bir araya gelmesi, emek ve kaynak harcamayı göze alması, gıda bankacılığı ya da geri dönüşüm inisiyatiflerini desteklemesi ve sorumluluk alması gerekiyor” diyor.
Olcay Silahlı kimdir?
1988’de Çorlu – Tekirdağ’da dünyaya gelen Olcay Silahlı 2001’de girdiği Kuleli Askeri Lisesi’nin ardından 2005’te Kara Harp Okulu’na devam etti. Silahlı, okul üçüncüsü olduğu Harbiye’den ayrılarak İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İşletme Mühendisliğine devam etti. Bu okulu ise üç yılda bitirerek 2011’de iş hayatına atıldı. Deloitte Consulting’te İş Analisti, Unilever’de Marka Yöneticisi ve Akbank’ta Think Tank Koordinatörü gibi pozisyonlarda çalışan Olcay Silahlı, 2017’de, ortağı Arda Eren ile beraber, web tabanlı bir B2B atık yönetim platformu olan Fazla Gıda’yı kurdu.
Konuşma Konuları
- Atık gıda yönetimi
- Açlık ve yoksullukla mücadele
- Sosyal teknoloji girişimi nasıl kurulur?
- Sosyal girişimcilere öneriler
Videolar
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]