Alphan Manas

Alphan Manas
İnovasyon, Girişim, Melek Yatırım, Yaratıcı Düşünce, Mega Trendler
Alphan Manas, Türkiye’de girişimcilik dendiğinde akla gelen ilk isimlerden, bir fütürist, çünkü kelimenin tam anlamıyla ilklerden.
Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği bölümünden mezun olan Manas, New York Eyalet Üniversitesi’nden (SUNY) Üretim Yönetimi konusunda lisansüstü diplomasını aldı. Bir süre Tenba firmasının New York fabrikasında Üretim Müdürü olarak çalışan Manas, 1987’de Fortune 500’e dahil Vicks Corp.’a bağlı, Sears, K-Mart ve JC Penny gibi zincir devlere dünya çapında hazır giyim üretimi yapan Colonial Corp.’un Ülke Müdürü olarak Türkiye’ye döndü.
Girişimci kimliği
1988’de Exim’in ve takiben Planet ve Teknoser’in kurucu ortağı oldu. 2005 yılında Deloitte Fast 50 programı ile, Türkiye’nin son beş yılda en hızlı büyüyen 39 teknoloji şirketinden biri olan Exim, aynı yıl Fast 500 EMEA programında sıralamaya katılan 500 uluslararası şirket arasında 185. sırada yer aldı. Manas, kurucu ortak ve Yönetim Kurulu Eş Başkanı olarak 18 yıl grubun “İş ve Pazar Geliştirme” faaliyetlerini bizzat yürüttü. 2006’da 7 şirketi bünyesine alarak ayrıldı ve merkezi Hollanda’da bulunan Brightwell Holdings BV’yi kurdu.
Birçok yenilikçi fikir ve ürünü ülkemize tanıtan Manas’ın imzasını attığı projeler arasında “İddia”, fenomen oyun “Hugo”, “Deniz Taksi” bulunuyor. Alphan Manas’ın Türkiye ile tanıştırdığı ilkler bunlarla sınırlı kalmadı. Türkiye’de hükümet düzeyindeki birçok altyapı projesine öncülük eden ilgili kuruluşlarca hazırlanan kanun, tebliğ ve kararname düzenlenmesine destek oldu. Alphan Manas’ın bu kapsamdaki projelerinden bazıları şunlar: İlaçlarda Üretim Esnasında Barkod Uygulaması, Köprü ve Otoyollarda Otomatik Geçiş Sistemi, 1997 Nüfus Sayım Projesi, Uzaktan Otomatik Sayaç Okuma (AMR) ve Sabit Bayilik, GSM, ITV, Internet ve IVR platformlarından yararlanan “Spor Toto ve At Yarışları” Bahis Sistemi.
İnovasyon ve mega trendler
Alphan Manas, özel sektöre de projeler geliştirmeye aralıksız devam etti. Bu projelerden bazıları; Migros yazar kasa ve barkod uygulaması, süpermarket soğuk-sıcak zincir otomasyonu ve patentini 2002 yılında aldığı motorlu market arabası projesi. İnovasyon ve mega trendler konusunda dünya çapında birikiminin yanında Alphan Manas’ın Türkiye’de süpermarket satın almalarının nasıl yönetileceği ve organize perakende de izlenecek yollar ile ilgili stratejik çalışmaları da mevcut.
Bugüne kadar onlarca şirket birleşme/evlilik görüşmesini bizzat yürüten Alphan Manas’ın kurduğu veya iş modellerini oluşturduğu şirketlerin değerleri 1 milyar USD’ye ulaşırken, yıllık ciroları toplam 4 milyar USD’yi geçti.
Patent konusu ondan sorulur
Teknoloji ve inovasyon konularında sahip olduğu onlarca patent nedeniyle “mucit” olarak da adlandırılan Alphan Manas, Twitter’da Takip Edilmesi Gereken 100 Teknoloji Uzmanı (Top 100 Technology Experts To Follow On Twitter) Listesi’nde yer almayı başardı.
Manas, gelişmekte olan ülkelere yönelik projeler gerçekleştirebilmek amacıyla, Türkiye ve Amerika’da bulunan “Üniversite Teknoloji Transfer Merkezleri ve Dernekler” ile de iş birliği yapıyor. Kente göçü azaltmak için tarım, üretim ve yerleşime yönelik çözümler üreten, ABD merkezli “Institute of Ecolonomics”in Yönetim Kurulu Üyeliğine seçilen Alphan Manas, TOBB Genç Girişimciler Kurulu üyesi, TİM ve İHKİB İnovasyon ve Girişimcilik Danışmanı olarak da görev aldı. Manas, ‘Girişimcilik, İnovasyon ve Gelecek’ konularında kurumlara ve üniversitelere konferanslar veriyor. World Future Society (Dünya Fütüristler Derneği) Türkiye Başkanı olan Manas, bu organizasyonun bir uzantısı olan Türkiye Fütüristler Derneği’nin kurucusu ve onursal başkanı.
Birçok yayında köşe yazıları da yayınlanmış olan Manas’ın www.alphanmanas.com adlı blog’unu incelemenizi öneriyoruz.
- Gelecek Stratejileri ve Sektör Yansımaları
- “Nerede Hata Yaptım” Şirketlerin Geleceklerini Etkileyen Hatalar
- Gelecek Yaşam Biçimleri
- Teknolojinin Yaşamımıza Etkisi
- Girişimcilik
- Geleceğin Şirketleri
- Şirketlerin Sürdürülebilir Gelecek Senaryoları
- Şirketler Oyunu Oynamak Yerine Nasıl Değiştirmeliler?
- Başkalarının Vizyonu ile Geleceğe Hazırlanmamak
- Geleceği Tasarlamak için Değişime Hazır Olmak
YANLIŞ COĞRAFYA, YANLIŞ ZAMAN
Alphan Manas, bu toprakların yetiştirdiği sıra dışı isimlerden biri. Girişimci, fütürist, denenmemişleri cesaretle deneyen iş insanı kimliğiyle tanıyoruz. Ne gariptir ki, bugün adı Elon Musk ile yan yana anılan pek çok proje üzerinde, Musk’dan daha önce kolları sıvamış, projeyi de gerçekleştirmiş bir isim. Peki Manas neden Musk olamadı? Manas mı şanssız, biz mi? Gerçek, İbn-i Haldun’un da dediği gibi coğrafyanın kaderimizi şekillendiriyor olmasında mı gizli? Alphan Manas’a “Neden bizden Elon Musk çıkmaz?” diye sordum, samimiyetle gelecek öngörüsü ile geçmiş derslerini birleştirerek yorumladı.
YAPRAK ÖZER: Türkiye’den Elon Musk çıkar mı?
ALPHAN MANAS: Çok söylediğim bir şey bu. Çıkmıyor. Çıkmamasının birkaç nedeni var. Bunlardan bir tanesi, öncelikle güvenli bi geçmiş yaratman gerekiyor. Çok güvenli bir geçmiş yaratman lazım ki söylediklerine yatırımcılar para yatırsınlar. Türkiye’de henüz o teknolojik gelişimi yaratmış, güvenilir geçmiş yaratmış kişi sayısı çok az. Bu birincisi. Olsa bile, o parayı koyacak kişi sayısı, firma sayısı ve ya fon sayısı çok sınırlı. Dolayısıyla çok zor.
YAPRAK ÖZER: O kalibrede insanlar neden yok, eğitimimiz mi eksik ya da fikir mi geliştiremiyoruz?
ALPHAN MANAS: Yok değil. Elon Musk’ın gelişimine, yaptığı işlere bakarsan benim yaptığım işlerle çok paralel girişimler var. O, 2001 yılında geri ödeme yani PayPal’ı yaptığı zaman biz MPay diye kişiden kişiye para transferi yapılabilecek mobil ödeme şirketi kurmuştuk. Solar Enerji konusunda da bir yatırımımız vardı. Hyperloop’tan bahsederken benim gazete röportajlarım var. Hyperloop çizimlerimiz var bizim 2001-2002’de. Biz de hyperloop çalıştık, yani en azından konsept olarak. Ben de şimdi pil teknolojisine yatırım yapıyorum. Elektrikli araba konusunda çalıştık ama bu şekilde olmuyor.
YAPRAK ÖZER: Yanlış coğrafyada mısın?
ALPHAN MANAS: Coğrafya yanlış, tabii tek başınıza da yeterli olmuyorsunuz. Zaten çok iyi bir ekipleşme gerekiyor. Ekibinde aynı şekilde altyapısının güçlü olması gerekiyor.
YAPRAK ÖZER: Yanlış zamanda mısın?
ALPHAN MANAS: Yanlış coğrafyada olduğun zaman zaten zamanlama da bir parça yanlış gidiyor, neden, çünkü diğer coğrafyalarla sen aynı hızla gitmeye çalışıyorsun. Dolayısıyla zamanlama yanlış oluyor.
YAPRAK ÖZER: Peki çözüm ne?
ALPHAN MANAS: Bugünden yarına çözüm olması imkânsız.
YAPRAK ÖZER: Yani çözüm tası tarağı toplayıp Amerika’ya gitmek mi?
ALPHAN MANAS: Yok, hayır.
YAPRAK ÖZER: Giden gidene…
ALPHAN MANAS: Haklılar, şöyle ki;: şimdi Türkiye’den girişim çıkarıyorlar, Türkiye’den fonlayamıyorlar Türk orijinli olduğu için… diyorlar ki, Amerika’da biz bunu Amerikan orijini yaptığımız takdirde rahatlıkla fonlayabiliriz. Bu Türkiye’den Amerika’ya gitmek değil. Kaynağı orada yarattığı için oraya gidiyor. Yoksa arkadaşların derdi Türkiye’den Amerika’ya gidelim değil.
YAPRAK ÖZER: Yerli otomobilimiz olsun istiyoruz….
ALPHAN MANAS: Şimdi ben mesela yerli uçağımız olsa, (savaş uçağından bahsetmiyorum, savaş uçağının farklı formasyonu ve hedefleri var) fikirsel olarak desteklemem. Çünkü yerli uçak yapacağın zaman, senin bir pazarın olması gerekiyor. Diyelim ki, 2030 yılına kadar Türk Havayolları yaklaşık 300 tane uçak alacak. Bunlardan 200 tanesi dar gövdeli olsun. Senin pazarın 200 adet. Şimdi Çin’e bakıyorsun, C319 diye yeni bir uçak çıkardı. Çin’de 2030 yılına kadar 5500 civarında dar gövdeli uçak alınacak. Şimdi öyle bir pazara öyle bir şirket. O pazarda Boeing ve Airbus da çok güçlü olmasına rağmen Çin şirketi iş yapabilecek durumda. Dolayısıyla burada pazar çok çok önemli. Şimdi arabaya dönersek, arabada da başlangıçtayız. Ben olsam, arabada bir tane çok önemli bir iş modelini desteklerim.
YAPRAK ÖZER: Nedir o?
ALPHAN MANAS: Çok büyük bir finansman kaynağı yaratıp arabayı kiralama yoluna giderim. Yani arabayı satmam, arabayı kiralarım. Dolayısıyla insanlar aylık ödemeyle elektrikli arabaya sahip olabilirler. Ve otonom olması, yani biz dizaynımızı ona göre yapmalıyız. Çünkü 2023’ten, sonra otonom teknoloji artık kullanım açısından yükselecek. Dolayısıyla 2023’e kadar zaten bu araba hazır olacağı için tasarımın otonomla başlaması gerekiyor. Elektrikli olmak zorunda yani öyle, hibritmiş veya range extender dediğimiz mesafesi ufak bir içten yanmalı motorla otomatik şarj eden bir sistematiğe dönük olmamasında yarar var çünkü arabanın çıkış tarihi 2021-2022. Yani o yıllardan aşağı olacağını zannetmiyorum. Çok yakın tarihler. Gereksiz yani. Hazır bir sistematik, kullanılabilir, yani mesela bugün Çin’de en az 4-5 tane elektrikli otomobil üreten, otomobil tasarımı, altyapısı hazır firma var, şasesi vesairesi ile beraber. Onlarla anlaşma yapılabilir.
YAPRAK ÖZER: Hatırlatalım, Alphan Manas’ın elektrikli otomobille ilgili 3 farklı macerası var. Neden olmamıştı?
ALPHAN MANAS: Bir tanesinde spesifik olarak bize vermediler. Fransa’da Alman şirketine verdiler. Gerçekten bir Türk şirketine vermek istemedikleri için vermediler. Onun dışında bir başka Fransız şirketini satın aldık. Bu sefer teknoloji transferinde sıkıntı yaşadık. Daha sonra Think diye bir Norveç firmasını satın almak istedik. Orada Rus mafyasıyla karşılaştık. Onlar aldılar. Sonrada Saab ile ilgilendik. Saab’ın kendisiyle değil, Saab elektrik olarak ilgilendik, hatta bizim teklif ettiğimiz metodoloji ile Saab daha sonra satıldı. Fakat daha sonra fark ettik ki, elektrikli otomobil şirketi satın almanın bu aşamada çok fazla bir önemi yok eğer güçlü bir marka değilse ve markayı sürdüremeyeceksen.
YAPRAK ÖZER: Önerdiğin modeli biraz açar misin?
ALPHAN MANAS: Dünya zaten kiralama modelinde, mal sahipliği bitiyor. Otomobilde de UBER gibi firmalar çıktıkça otomobil sahipliği bitecek. Otomobil üreticileri de Uber gibi firmalarla rekabet için araba satmaktan çok, araba kiralama metoduna girecektir. Yani orta vadede belki kiralama şirketleri aracılığı ile bunu yapacaklar. Ama uzun vadede kendileri kiralama şirketi haline dönecekler. Şu anda Türkiye’de beyaz eşya üreticilerden bir tanesi başladı. Bu gizli saklı, inanılmaz bir fikir de değil yani çok basit bir şey bunu zaten görüyorlar.
Ben araba kiralama metodunun yerli elektrikli arabada çok tutacağını düşünüyorum. Çünkü özellikle elektrikli arabada, teknoloji çok hızlı değişecek. Bugünkü pil teknolojisinden 3 yıl sonra çok daha farklı bir pil teknolojisi ortaya çıkacak. Zaten 5 yılda bir pillerin değişmesi gerekecek tabii ki kimyasal bazlı piller ama yarı iletken pillerde kullanım ömrü çok daha uzun olacak. Kimyasal bazlı pillerin geleceğinin olmadığını düşünüyorum. Onun dışında teknoloji çok hızlı değişecek. İnsanlar sürekli hızlı bir şekilde tüketim yapacak, zaten hızlı tüketiyoruz. Dolayısı ile bir araba alayım ama ikinci elde satabilir miyim, satamaz mıyım diye düşünmeyecek. Arabanın üst kaportasına 3 boyutlu yazıcılarla falan basmaya başlayacakları için internetten çok güzel resmini gördüm bunu bastım, bastım kullandım falan gibi çok daha farklı bir noktaya doğru gidiyoruz.
Neden Bizden Elon Musk Çıkmaz?
nun arabası var, güzel mi güzel, onun roketi de var özel mi özel ve üstelik ruhu da var çılgın mı desem!
Elon Musk bu hafta NASA’ya rakip kendi roketini fırlattı: Falcon Heavy. SpaceX teknolojilerinin üretimi olan Falcon Heavy, Musk’ın “cherry red” diye markalaşan kırmızı renkli meşhur aracı Tesla Roadster’ı uzaya taşıyor. Aracın sürücü koltuğunda manken “Starman” oturuyor. Sembolik, bundan sonraki araçlar zaten sürücüsüz (otonom) olacaklar.
Çılgın Musk “uzayda arabamın olması beni acayip heyecalandırıyor” diye tweet atarken, bir rüya gerçek oldu. Ve pek çok gerçeğin de sonu geldi. Ay ve veya Mars’ta yaşam çok yakın. Ve devletlerin karşısında artık “çılgın” bireyler var. Bazı gerçeklerin sonu bu hafta başladı!
Florida yakınlarında uzaya fırlatılan roketle bir yandan, “buraya kadarmış…” deyip bu coğrafya için havluyu attım, diğer yandan “esaret bitti” diye küresel anlamda umutla doldum. Yaşadığım ülke, bulunduğum coğrafya, hayatı tükettiğim zaman dilimi gözümün önünden geçti. Ülkemin bir bölümünde an itibarıyla yaşanan savaş gerçeğini unutmadan, “neden” dedim kendi kendime, “çıkmaz bizden bir Elon Musk?”
Ekip işi
“Neden” diye sordum gerçekten. Alphan Manas’a sordum. Röportajı youtube kanalımdan izleyebilirsiniz. Manas da bizim toprakların çılgını. “Neden sen Musk olamadın? Yanlış zamanda mısın, yanlış coğrafyada mı?” Doğru yanıt; her ikisi de! Aslında biliyor musunuz ki, Manas, Musk, Paypal üzerinde çalışırken, ödeme sistemleri üzerinde çabalıyordu, Musk “hyperloop”u ortaya atarken, Manas da trafik konusuna çözüm geliştiren güneş enerjisinden yararlanan araçlar üzerine kafa yoruyordu, pil teknolojisi hala dirsek çürüttüğü alan. Musk bu hafta uzaya favori arabasını gönderdi, Manas 3 ya da 4 kez elektrikli aracın köşesinden döndü. Neden, işi mi bilmiyordu, yeteneği mi yoktu… Sordum anlattı. Özetle şöyle; birinde Türk olduğu için projeyi alamadı. İkincisinde şirkette teknoloji transferinde sıkıntı oldu. Üçüncü denemesinde karşısına Rus mafyası çıktı, “sen bir dur bakalım” dediler… Hikaye çok.
“…Gerçek şu ki…” diye söze başladı, “Çıkmaz Elon Musk bizden, çünkü bu iş tek başına yapacağın bir şey değil. Büyük ekip işi” diye devamını getirdi. Şimdi siz o büyük ekibin içini bilginiz ve hayalinizle doldurun.
Hadi Elon Musk’ı çıkarmak hayal, daha küçük örnekler çıkarsak bari… Ki, onlar da zaten gidiyor. Manas, “Haksız değiller gidecekler tabii,” dedi; “Fonlanamıyorlar burada, ne yapsın, fikrini nasıl hayata geçirsin? Kaynak bulmak için gidiyor. Elon Musk denen adam tesadüf çıkmıyor.”
Yine yeni yeniden
Ben bu konulara uzun zamandır kafa yoruyorum. 2000 yılı sonu 2001 başında TRT 2 için hazırlayıp sunduğum programa Rahmetli İshak Alaton (Alarko Holding), Rahmetli Prof. İbrahim Kavrakoğlu (akademisyen-fütürist iş insanı-danışman), Cengiz Ultav (TTGV Başkanı), Metin Akpınar (Tiyatro Sanatçısı, fikir insanı) davet etmiştim. Bugün konuştuklarımızı konuşmuştuk. Üşenmedim arşivden buldum çıkardım, dinledim… Yine yeni yeniden ama bu kadarı da olmaz ki! Konuştuklarımızın, eksiği yok, tam tersine bugünden fazlası var. Bir sokak röportajları var ki, dinlemeniz gerek. (youtube’dan izleyebilirsiniz söyleşinin tümünü) O gün gündemimizde Elon Musk olmadığından, başka türlü sormuşum sorularımı ama hepsi aynı kapıya çıkmış. Artık sevinsem mi üzülsem mi bilemedim:
İshak bey bir örnekle anlatmış neden Elon Musk çıkmazı: “… Dünya Bankası Yöneticisi Türkiye’ye geldi.Türkiye’nin ekonomisini yağladı balladı ondan sonra bir genç adam kalktı dedi ki “Bizim ekonomimiz bu kadar iyiyse neden bu kadar fakiriz?” “Güven vermiyorsunuz” diye cevap verdi. Konferanstan sonra yanına gittim; dedi ki “Bak sen holdingin başındaki insansın ve hisselerin borsada satılıyor. Sorumluluğunun idrakindesin ve hesap veriyorsun, 3 ayda bir bilanço açıklıyorsun. Devlet büyük bir şirket gibidir peki devlet topluma veya insana hesap veriyor mu? Bir an durdum, haklı…”
Gördüğünüz gibi bu coğrafyada hayat da sorular da tekrardan ibaret. Donmuş kalmışız, yetmez geriye gitmişiz. Tam 17 yıl geçmiş, aynı konu aynı cevaplar. İbret olsun diye aktarıyorum.
Bakın Metin Akpınar’a göre neden Elon Musk çıkmaz bizden: “… Bireyin oluşumunda çevre çok önemli. Birincisi genetik şifre ikincisi çevre. Genetik şifreyi çok fazla elleyemiyoruz… Bir insanın beynindeki 200 milyar hücrenin ara bağlantıları çevresindeki gereksinimlerine göre kuruluyor. Çünkü bu ara bağlantıların olması için insanın yetiştiği coğrafik çevrenin sağlıklı olması lazım, ekonomik çevrenin sağlıklı olması lazım, kültürel çevrenin sağlıklı olması lazım. O zaman bu 200 milyar hücre 10- 30 bin bağ ile bağlanıyor ve beyin üretken oluyor. O zaman yaratıcı oluyorsunuz. Bunlar sağlıksız gittiği zaman sağlıksız beyin, ara bağlantılar az, kısa devreler çok oluyor ve yaratamıyorsunuz…”
Türkiye’nin teknoloji gurusu diye anılan, insansız araçlar, deniz suyundan içme suyu elde etmek ve sayamayacağım pek çok konuda tuzu bulunan Cengiz Ultav’a göre; “… Zaafımız bence ister siyasette ister şirketlerdeki yönetici kadrolarda, bilgiye dayanan yönetim sistemlerini kurmuş değiliz. Daha çok bağırsaklarımıza ve sezgilerimize dayanan… bazen de çok hızlı bir şekilde Tanrısallaştığımız için ilahi kararlarla yönetmeye çalıştığımız şeyler var…”
Ve aramızdan bence zamansız ayrılan İbrahim Kavrakoğlu’yla bağlayayım;
“Sistemin düzeltilmesi”ni ne zaman dile getirsek bazı düşünür arkadaşlarımız, “Bu hamurdan başka türlü bir ekmek çıkmaz” diyor… Toplumda bir değişim istiyorsanız sistemi değiştireceksiniz. Bunu yapmak için de yegâne şey liderlik. Bizim eksikliğimiz bu. Yoksa değişimin gerekliliğini Türkiye’de bilmeyen yok.” “…Bir eğitmen olarak şunu gördüm, evlatlarımızda zaten yaratıcılık var. Yaratıcılığı öldürmeyelim yeter… Yaratıcılığın gelirle de alakası yok.”
Ayağımız hep frende
Alphan Manas’ı 2001 yılındaki programdaki konuklarımın arasına koysam o gün ne çıkardı bilmem mümkün değil… Eğlenceli şeyler olurdu mutlaka. Sizin-benim eğlenmemiz değil de Türkiye’nin top yekun keyiflenmesi ve zenginleşmesi önemli!
Sayısını hatırlamadığı kadar hedefi o ya da bu nedenle vuramamış projesi bulunan, buna karşın, eko sistemimize hayatın bir parçası haline gelen ilginç uygulamalar sokmayı başaran Manas’a cesaretimi topladım doğrudan, “Fütüristim diyorsun da tutan bir iki örnek var. Neyi bildin?” diye sordum. Çok güldü; “1999’da cep telefonuyla canlı yayın yapacaksın demiştim. Tuttu. Bir de 2035 için fikrim var, onu birlikte bekleyelim; AT&T firmasıyla UPS’in birleşip mal dolaşımını ışınlamayla sağlayacaklarını ileri sürmüştüm. Hala arkasındayım. O firma olmaz bu firma olur ama olur”… Tutmayan elektrikli aracı anlatsın istedim, onun için geçmiş geçmişte kalmış. “Ceketimi alır çıkarım modundayım” diye başladı, “ben sana milli ve yerli araçla ilgili fikrimi vereyim” diye sürdürdü; Bu araç olursa insansız, elektrikli olmalı. Bunu herkes söylüyor. Ama araçtaki inovasyon iş modelinde olmalı. Kiralama modeliyle çıkmalı. Şansı yok. Mal sahipliği dönemi bitiyor. Teknoloji çok hızlı yenisini üretiyor. Kaportayı 3D’de basıyorsun, Çin’de 3-4 elektrikli araç firması var, şasiyi de alıyorsun. Olay pil teknolojisi ve iş modelinde!”
Prof. Kavrakoğlu’nun yaratıcılığın gelirle alakası yok vurgusunu anmak adına sordum; “Ne tutuyor senin elini kolunu, para mı…” yanıt çok ilginç; Türkiye’de fütürizmde, gazdan çok fren tertibatı var. Ha bire fren! Elon Musk frene değil gaza bastığında yetişiyor. Olmaz bizde.
Biliyorum yazıyı sonlarken içinizden soracaksınız bana, bu kadar kişiden alıntı yaptın, birinden bal damlamadı sen niye umutluyum dedin başta? Umutluyum çünkü, görürüm görmem, ama ilkel siyasetin ve liderliğin bittiği noktadayız. Bir adam kırmızı arabasını yüklediği roketini fırlattıysa, bu işin geldiği yer başka. Ve tabii o kadar naif de değilim; Kuzey Kore’den fırlatılan içine ölüm yüklenmiş roketleri de unutmuyorum. Oradaki da bir anlamda çılgın (!).
Günün özlü sözü şu, burada Elon Musk yetiştirmek istiyorsak, o ayağı frenden çekeceğiz.