Yemişlerrr ne var ne yok yemişlerrr, son dönemin “reklam” diye adlandırabileceğimiz en etkin işi. Bir seyreden bir daha seyretmek ister ama bekle ki çıksın tekrar. İşte hep anlatmaya çalıştığım şey, reklamın yaratıcılık dozu yüksek, castingi şaheser, prodüksiyonu bu derece başarılı olduğunda hedeflenen etkiye ulaşmak adına alacağınız frekans aynı oranda düşer. Tüketici tekrar görmek ister ve hatta idda ediyorum reklam kuşaklarının zaplanma oranını düşürür bu tarz işler.
Bir markaya ilgi çekmek, onunla ilgili mesajı komik iletmek olarak algılanır oldu. Birçok viral ünlüsü girdi hayatımıza, viral reklam ajansları açıldı, viral medya kanalları keşfedildi. Tamamının yapmak istediği şey, zaman kısıtı olmadan geniş geniş hikayelerini anlatmak ve kulaktan kulağa yayılıp bir an önce hedefe ulaşmak. Peki, bunu nasıl yapmaya çalışıyorlar. Sıkılmadan izlememiz için üç ana öğeyi kullanarak, komedi, argo ya da küfür ve hatta seks yani yasakların yıkımı ve korku. Bu öğeler yapılan işi sonuna kadar izlenmesi adına bir araç haline getiriliyor. Hazırlarken hayli eğlendikleri kesin, eee cebe giren para da fena değil daha ne olsun bundan iyisi kolda manita.
Öyle değil işte canlar, vallahi de billahi de öyle değil o işler. Bakın girişteki reklama tekrar, usta işi reklamcılık ona diyorlar. Fakaaat bir ajansın yaratıcı departmanı kadar diğer departmanları da kafa patlatmalı. Medya ajansı yaratıcı olmalı artık. Bir işe baktığında onun etkinliğine katkı yapacak yaratıcı medya önerileri getirmeli masaya, grafik departmanı işi görür görmez kolları sıvayıp bu tarz bir işin parçası olmak için kendisini parçalamalı adeta. Müşteri ilişkileri yeterli oranda talepkâr olmalı abartıya kaçmadan sineğin yağını çıkartmalı. Superfresh’in bu işinin her yerde capslerini görmeliydik örneğin, online medya ajansı tüm sosyal ortamlarda patlatabilirdi bu işi belki de yapmışlardır ama ben görmedim.
Bu reklamda komedi unsuru yok mu var. Ama komik olurken asla tüketicisiyle yada ürünle dalga geçmiyor. Meraklandırıcı etki var mı? Var. Bunu yaparken de asla abartıya kaçmıyor. Yani tam bir terzi işi. Dondurulmuş gıda pazarı ülkemizde hayli küçükken, birçok marka bu pazardan çıkma kararı almışken aferin Superfresh, hem yerel tatlarla bir alternatif ürün gamı yaratmış, hem de çocuklarımıza bile yedirebileceğimiz kadar güvenli algısının altını çiziyor ve bir deneyelim ne çıkar dedirtiyor. Artık gerisi ürünün performansına kalmış bir deneriz baktık memnun kaldık sürekli müşteri oluruz, baktık olmamış bir daha almayız olur biter.
İnternette bir sürü viral çalışmaya denk geliyoruz değil mi? Kimine gülmekten ölüyoruz hatta, ama sonuç ne? Aklımızda ne bir ürün ne de bir marka kalıyor. Ailecek izlediğimiz pek de güldüğümüz, çocuklarında cebine üç beş bir şeyler giren işler olarak evrende yerini alan filmcikler kalıyor geriye. Belki bir gün bir yerde tekrar karşımıza çıktığında haaa hatırlıyorum bu işi dediğimiz işler. Oysa viral reklam şunu becerebilmelidir. Ben izledim bak sende izle çok acayip bir iş diye birbirimize gönderdiğimiz linkler silsilesi yaratabilmeli, aynı zamanda ürünü ıskalamadan hedeflenen etkiyi yapabilmelidir.
Ürün: Ayça Şen Başkan radyo programı
Hedef: Süper bir radyo şovu kaçırma
Viral süreç: bu bir bant kaydıdır telefon şakası