Skip to content

Uzmanlar

[vc_row css=”.vc_custom_1586197115242{margin-top: 30px !important;}”][vc_column][vc_column_text]Dikey uzmanlıkta geliştirdikleri bilgilerini cömertçe paylaşan konuşmacılarımız, bilim-inovasyon-tıp-teknik-sanat ve çapraz birikimleriyle ihtisaslarını konuşturuyorlar.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]

Uzman Ara

En Geniş Konuşmacı Portföyü



Haluk
Gürgen

Akademisyen

İletişim Yönetimi

Algı Yönetimi

İtibar Yönetimi

Biyografi

Prof. Dr. Haluk Gürgen, yıllardır çok sayıda özel ve kamu kuruluşu için başarılı iletişim kampanyaları kurguluyor.  Prof. Gürgen, çağdaş pazarlamanın niteliklerini şu sözlerle anlatıyor: “Hayatın yaşanma hızı, toplumsal değişimi tetikleyen dinamiklerin başında geliyor. Her geçen gün ihtiyaçlarımızı daha hızlı bir şekilde belirlemek, karşılamak, tüketmek ve yeni ihtiyaçları keşfederek, tüketerek hayatın döngüsü içinde var olmaya çalışıyoruz. Bu nedenle pazarlamada başarılı olmanın yolu, baş döndürücü hıza ayak uydurabilen markaların yaratılmasından geçiyor. Bu da güçlü markalar yaratmak demek. Kurumsal marka, kurumsal iletişim ve itibarın doğru bir şekilde yönetilmesi sonucunda yaratılır. Güçlü ürün markalarının yaratılmasında ve geliştirilmesinde ise ait oldukları kurumsal markaların gücünden beslenmesinin gerekliliği önemli oluyor.”

Prof. Dr. Haluk Gürgen Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı. Gürgen bugüne kadar Çevre Bakanlığı, Gümrük Bakanlığı, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Vakıfbank, Mesa, Coşkunöz Holding ve Erciyas Biracılık adına iletişim projeleri çalışmalarında bulundu. Gürgen çok uluslu kurumlara, yerli kuruluşlara, bankalara eğitimler veriyor. Gürgen, Yüksek Öğretim Kurumu “Akademik Değerlendirme ve Kalite Geliştirme Komisyonu” kurucu üyesi olarak görev yapıyor.

Konuşma Konuları

  • Kurumsal İletişim
  • Kriz İletişimi
  • İtibar Yönetimi
  • Kişilerarası İletişim
  • Varolmak ve İletişim
  • Paylaşmak, Sorumluluk ve İletişim

Videolar

Deniz
Türkali

Oyuncu, Senarist, Yazar

Biyografi

Deniz Türkali Türk sinemasına emek vermiş tecrübeli bir oyuncu ve senarist. Oyunculuk, konuşma sanatı üzerine dersler konferanslar veren Türkali, DOT Tiyatro ve 2. Kat Tiyatro’da oyunlar sergiliyor. Hayatımın Yemekleri adlı kitabı yayına hazırlanan oyuncunun hayat öyküsünü ise Murat Çelikkan yazdı. Hazırlığı tamamlanmak üzere olan nehir sohbetleri yakın bir zamanda yayınlanacak.

Oyuncunun “Mine” ve “Minik Serçe” olmak üzere kaleme aldığı iki farklı senaryosu da bulunuyor. Türkali’nin hayatında sinemanın yeri çok özel. Yönetmen Atıf Yılmaz ile ikinci evliliğini gerçekleştiren Türkali için sanat ve edebiyatla yoğrulmuş bir ailede dünyaya geldi. Babası yazar Vedat Türkali, Deniz Türkali’nin kültürel ve siyasi çizgisinde çok önemli rol oynadı.

Sinemayla iç içe yaşayan oyuncunun hayatında Nişantaşı Kız Lisesi’nde okuduğu yıllar bir dönüm noktası kabul edilebilir. O yıllarda tiyatroyla tanışan oyuncu Şişli Koleji’nde eğitimi sürdürdükten sonra Konservatuar Tiyatro Bölümünü kazandı. Türkiye’de iki yıl okuduktan sonra eğitimine Londra’da devam etti. İtalyada Dario Fo, Franca Rame ile çalıştı. Müzik çalışmalarını yürütürken bir yandan da Milliyet Yayınları’nda yayın danışmanlığı yaptı. Yıllar 1980’i gösterdiğinde Türkali yeniden oyunculuğa döndü. Elbette müziği tamamen bırakmadı. Üstelik müziğe olan tutkusu Türkali’ye tek kişilik tiyatro oyunlarında başarıyı getirdi. Radyo programları hazırlayıp sundu, köşe yazarlığı yaptı, sinema ve televizyon filmlerinde oynadı, senaryo yazdı. “Kaktüs”  dergisinde, Milliyet gazetesinde, Hayat Dergisinde gazetecilik yaptı. Milliyet, Hürriyet, Radikal gazetelerinde çeşitli konularda yazdı. Kamelyalı Kadın müzikalinde Prudence Duvernoy’u canlandırdı. Sanatla uğraşırken bir yandan da iş hayatına atılan Türkali 5. Kat Restaurant ve Leyla Café’yi işletti.

Türkali, konservatuar eğitimini Londra’da tamamladı. Sosyal ve siyasi yazılar yazdı, etkinliklere katıldı. dergisinde ve “Kriter” dergisinde Avrupa Birliği ülkeleri sinema tanıtım yazıları yazdı. “Şehvet” adlı bir albümü bulunan oyuncu Galip Derviş, Hürrem Sultan, Gece Melek ve Bizim Çocuklar, Eylül Fırtınası, Dudaktan Kalbe gibi birçok sinema ve televizyon filminde rol aldı. Deniz Türkali yalnızca sinemayla ilgilenmedi, müzik de onun hayatında önemli bir yer tutuyor. İlk evliliğini İtalyan şarkıcı Ernesto Casalini ile yapan oyuncu ömrünün neredeyse yarısını ünlü sinema ustası Atıf Yılmaz ile geçirdi.

Konuşma Konuları

HERKES OYNAYABİLİR Mİ?

BEDEN DİLİMİZİ KULLANMAYI BİLİYOR MUYUZ?

Çocukken oynadığımız oyunları hatırlarsak oynamanın hiç de o kadar zor olmadığının ilk işaretlerini görürüz.

Oyun, hayatın her alanında  hayatımızın tam da göbeğinde var olan bir eylem. Her zaman sahneye çıkarak ya da kamera önünde oynanmak gerekmez. Bazen bilerek, bazen kendiliğinden “oynarken” buluruz kendimizi. Kendinize bir sorun kimseyle paylaşmanıza gerek yok, yalnız kendinize sorun; inanmadan ama inanırmış gibi yaparak söylediğiniz ne çok şey var değil mi? İş hayatında, sosyal hayatta, aile ilişkilerinde, arkadaşlıklarda… Hayatta ne  isle uğraşırsak uğraşalım oynamaya mecburuz. Başta uygarlık gereği… Güne çok kötü başladınız başınız ağrıyor, eşiniz ya da sevgilinizle tartıştınız, işe geldiniz bir çalışma arkadaşınız ya da yöneticiniz size “günaydın” dedi. İçinizden geçeni burada tekrarlamayalım ama  cevabınız eğreti bir gülümsemeyle de olsa “günaydın” olacaktır. Şimdi iyi oynamak var kötü oynamak var. Eğer o selamdan yöneticiniz sıkıntınızı anladıysa başınız dertte demektir. İki kez daha tekrarlandığı takdirde hakkınızdaki izlenim hiç de iyi olmayacaktır.

Beden dilinin önemi işte bu örnekte öne çıkar. Oynamak’la numara yapmak arasındaki fark yalnız tonlamayla değil vücut dilini nasıl kullandığınızla da ortaya çıkar. Yani hayattaki iyi oyunculukta önemli olan, karşınızdakine ya da karşınızdakilere oynadığınızı belli etmemek. Karşınızdaki ya da karşınızdakiler oynadığınızı anlamışlarsa büyük ölçüde çuvallamışsınız… Bir başka ifadeyle çok kötü oynadınız demektir. İkna etmek, sahiciliğe inandırmak zor iş. Hele içten içe söylediklerinize kendiniz bile inanmıyorsanız, hemen açık vermeniz işten bile değil. “Güzel soru”, “tam da bunu söyleyecektim” tarzı klişeler çok geçmişte kaldı. Seçilen cümleler, o cümlelerin tonlamaları çok önemli. Vücut dilini spor yaparak da doğru kullanamazsınız. Her duruşun her hareketin her mimiğin bir anlamı var. O zaman nasıl iyi oynayacağız?

BİR MOTİVASYON OLARAK AŞK’A VAKİT VAR MI?

Çok sevdiğim genç bir arkadaşıma “Eşinle flört ediyor musun?” diye sormuştum. Biraz da şaşırarak “Deniz hanım hiç vaktim olmuyor çok çalışıyorum” demişti. “Çok üzücü” diye düşünmüştüm. Ona  “sakın ha sakın, ne yap yap vakit ayır” diye sıkı sıkı tembih etmiştim. Çalışma hayatımız evdeki flörtü bile engelliyorsa, ya hayatı en keyifli kılan unsurlarından biri olan “flört etmeyi” bilmiyoruz ki bu hayatı nasıl yaşadığımıza dair birçok sorunu birlikte getirir, ya da gerek duymuyoruz ki bu belki daha da vahim bir durumla karşı karşıyayız demektir. Hayatını sadece işten ibaret sananlar iş hayatında asla uzun süreli başarılı olamazlar. Hayatı tek bir şey üzerine kurmak sadece o şeye konsantre olmak asla başarının sırrı değildir.

Yaşamayı bilmek bir tür sanattır. İş hayatını zevkli kılacak küçük hazları asla es geçmemek gerekir. İş hayatı asık suratla lanet ederek sürdürülemez. Her an ne yaparsanız yapın yaratıcılığınızı kullanmak zorundasınız. Ne kadar çok “Endorfin” salgılarsak o kadar enerjik oluruz. Aşk hali zaten mutluluğun zirve yaptığı bir durum. Bu, herkes için, her an ele geçirilebilecek bir bağış değil biliyorum. Ama bir de şuradan bakalım; aşk bir ruh hali; o zaman, birine aşık olmuyoruz. Önce aşık oluyoruz sonra biri giriyor devreye… Hiç kimse olmasa da denk düşmese de o aşk halidir asıl önemli olan. Sizi motive edecek “endofin”e zirve yaptıracak olan da budur. Yani başarının sırrı ufak tefek ayrıntılarda gizlidir. O ayrıntı dediğimiz şeyler bizi motive ederken çalışmalarımızda da verimi artırır.

ZAMANI KULLANMAK HAYATI KULLANMAK

Hayatımızı nasıl kullanıyoruz? Üstelik bir daha ele geçirmemize imkan olmayan bir zaman dilimiyle kısıtlı. Bu iki dinamik aynı zamanda birbirleriyle var olabiliyor. Ve ayrıca herkesin hayatı ve zamanı bir bakıma çok benzer, bir bakıma çok farklı. Hepimizin hayatı birbiriyle son derece ilişkili…

Hayatın ve zamanın kullanımını ele geçirmemiz zaten “bir zaman” alıyor. Bunu farketmemiz “hay allah zaman nasıl da çabuk geçiyor” demeğe başlamamız da gene epey bir zaman alıyor. Bir yandan kendi hayatımızı elden kaçırmamaya çalışırken ihtiyaç duyduğumuz diğer hayatlarla da ilişki içinde olduğumuzu unutmamamız gerekiyor. Ne işle uğraşırsak uğraşalım zamanı kullanmayı bilmiyorsak hayatımızı bir anda alt üst edebiliriz. Yalnız kendi hayatımızı da değil birlikte çalıştığımız, yaşadığımız diğer insanların hayatlarını da…

İş hayatında en önemli şeylerden biri bilgi paylaşımı, yönetimi. Bir o kadar da önemli olan zamanı paylaşmak ve yönetmek. İş hayatımızı, zamanın boşa harcanmasına asla göz yummadan nasıl yönetebiliriz? Zamanın boşa harcanmasını nasıl önleriz? Bunu nasıl mümkün kılabiliriz?

Unutmayalım “Money is time, time is money!”

İLETİŞİM BECERİLERİ

Yaşamımızda her dokunuş bir iletişimdir. Her ne yaparsanız yapın doğru İletişim kurmak size başarı, mutluluk, keyif, güçlü ve sağlıklı ilişkiler olarak dönecektir. Biraz özen, biraz sabır biraz pozitif düşünce ve güçlü bir dille başarır mıyız dersiniz?

Hakan
Kırkoğlu

Danışman Astrolog, Eğitmen, Yazar

Burçlar

Astroloji Haritası

Yıldız Haritası

Fütüroloji

Biyografi

Hayatın DNA’sı

R. Hakan Kırkoğlu, astrolog, fütürist, tarihçi, geleceği okuyan renkli bir kişilik. Bir astrolog trendleri yakından takip ederek, geleceği gerek bireyler gerekse kurumlar için anlamlandırabilir. Farklı disiplinlerde eğitim alıp, farklı disiplinlerde kariyer peşinde koşan Kırkoğlu’nun gelecek analizindeki isabet oranı tesadüf değil. Başarılı bankacılık kariyerini hayalini gerçekleştirme pahasına bırakabilecek kadar cesur.

Kırkoğlu, İTÜ İşletme Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. 1993-2000 yılları arasında bankacılık sektöründe Hazine, Araştırma ve Finansal Kurumlar bölümlerinde görev aldı. En son 2000 yılında DenizBank’ta çalışırken bankacılık kariyerini bırakarak, astroloji konusuna yöneldi. İngiltere’de Faculty of Astrologicial Studies’de eğitim aldı. Türkiye’de kendi danışmanlık şirketini kurdu. Kırkoğlu bir grup arkadaşıyla birlikte, 2000 yılında Astroloji Birliği Derneği’ni (Astrobil) kurdu. ABD’de yapılan Birleşik Astroloji Kongresi’nde (UAC 2008) Dünya Astrolojisi Koordinatörü olarak görev aldı. Kırkoğlu, ülkemizde ilk defa astrolojinin üniversite çatısı altında yer almasını sağladı.

1997 yılında Londra’daki Faculty of Astrological Studies’den diplomasını Cordelia Mansall Veritas Award ile birlikte alan Kırkoğlu, ayrıca bu fakültede 2009 yılına kadar Türkiye temsilcisi ve uzaktan öğretim görevlisi olarak yer aldı.

2003 yılında ISAR (International Society for Astrological Research) temsilcisi olarak Los Angeles’ta gerçekleşen konferansta Orta Doğu’da savaş ve barış döngüleri ve Arap noktaları adlı sunumları gerçekleştirdi.

Uzun yıllara dayanan eğitim çalışmalarını 2005 yılından itibaren “Göklerin Bilgeliği Okulu” adı altında üç yılı kapsayan bir sertifikasyon programına dönüştürdü.

Astrolojiyi, insanın yapısına dair genetik kodların saklı olduğu DNA’ya benzeten Kırkoğlu, astrolojinin de insan yaşamının DNA’sı olduğunu söylüyor. “DNA yapımız bizim saçımızın, gözümüzün rengini ve hangi hastalıklara karşı hassas olduğumuzu gösteriyor. Astrolojik harita hayatın DNA’sı gibi değerlendirilebilir. Bir başka bakış açısıyla, manyetik kartlar vardır. Aynı bu kartlar gibi harita hayatımızda belli kapıları açıyor, belli kapılarıysa açmıyor. Hayat bizi başka kapılara doğru yöneltmeye çalışıyor. Astroloji, hayatın içinde, hayatla beraber nasıl akabileceğimizi gösteriyor. Astroloji, hayatın ritmine kendimizi uydurmakla ilgili. Astroloji, son derece basit ve aynı zamanda mükemmel bir dil. Bu dille, karşımıza çıkan birtakım olayları ve zamanları tanımlayabiliyoruz. 12 burç bunu kategorize ederek gösteriyor. Bu 12 burç içinde hayatın bütün boyutlarını görebiliyoruz. Koç burcundan Balık burcuna kadar hayatta karşımıza çıkan farklı davranış şekillerini görüyoruz” diyor.

Astroloji konusundaki bilgi paylaşımını Milliyet Gazetesi’nde yazdığı yazılarla devam ettiriyor.

Konuşma Konuları

Astrolojik HR; Burçlara göre yetkinlikler
Bir kişinin astrolojik haritası değerlendirildiğinde, o kişinin sadece psikolojik eğilimlerini değil, aynı zamanda yeteneklerini, duygusal açıdan rahat bulduğu ve motive olduğu yönleri, dikkatini nasıl kullandığını ve ilişkiler alanında nasıl tepkiler geliştirdiğini de analiz edebilirsiniz. Astrolojik haritanın tamamı bize iş hayatındaki yetkinliklerle ilgili bütüncül bilgiler verir. Bu konuşmada, kişilerin hem çevreleri hem de geçmiş-gelecek tasarımları düzlemindeki etkinlikleri üzerinde duruyoruz. Aynı zamanda kariyerin dönüşüme uğradığı kriz ve gelişme fırsatlarından söz ediyoruz.

Türkiye ve Dünya Sosyal, Ekonomik, Politik Trendler
Tarihsel döngüler göz önüne alındığında, aslında olayların hiç de rastlantısal olmadıklarını, tarihin belirli kalıplar izleyerek yeni gelişim çizgilerine doğru ilendiğini görebiliriz. Satürn ötesindeki yavaş gezegenlerin döngüleri, geçtikleri burçlar hem dünyasal trendleri, hangi konuların öne çıktığını, kısaca zamanın kalitesini ortaya koyarlar. 20 yılda bir gerçekleşen Jüpiter-Satürn birleşimleri özellikle ekonomik, politik paradigmaları öne çıkan çıkar. Çatışmalarını ve dünya çapında düzeyde ekonomik dalgalanmaları gösterirler. Bu sunumda, hem Türkiye’nin gelişim süreçlerini tarihsel açıdan ortaya koyacağız hem de dünya çapında trendlere, olası krizlere ve fırsatlara değineceğiz.

Şirketlerin astroloji haritaları; grup haritası
Kişilerin doğum haritaları olduğu gibi, şirketlerin de doğum anları vardır ve bu an Ticaret Sicil Gazetesi’ne geçmeleri ile hukuki bir anlam kazanır. Bir şirketin kuruluş haritasına bakıldığında, SWOT analizinin kullanılabileceğini görebiliriz. Şirketin güçlü olduğu alanlarını, yönetimini, liderlik yeteneğini, çalışanlarının kapasitelerini, medya ve halkla İlişkilerini ele alabiliriz. Bu buluşçu yaklaşım bize sadece şirketin bize vadettiği kapasiteyi açıklamakla kalmaz aynı zamanda farklı zaman aralıklarında hangi yönde ilerleyebileceği yönünde, stratejik bilgiler sunar. Kuşkusuz şirket yönetiminde, yöneticilerin astrolojik analizleri, bir araya geldiklerinde nasıl bir sinerji oluşturacakları, yöneticilerin ortak, kompozit haritaları üzerinde görülebilir. Yönetimden bir kişinin ayrılması ya da yeni bir kişinin katılması ile ortaya çıkabilecek yeni dinamikleri görmek, ilgi çekici olabilir. Bu çalışmada, şirket haritasının nasıl değerlendirilebileceği örneklerle ele alınıyor.

Fütüroloji
Orta ve uzun vadede döngüler incelendiğinde, sosyal trendlerin, teknolojik açılımların incelenmesi, geleceği düşünmek ve tasarlamak açısından zengin ipuçları sunar. Bu sunumda, 20. yüzyıldan devralınan gezegen döngülerinin 2020’lere doğru hangi yönlere gidebileceği konusunda ipuçlarını araştıracağız. Gezegen döngüleri eşliğinde, global siyasi ve ekonomik konjonktörler, yeni siyasi politikaların ortaya konması ve değişik ülke ve organizasyonların astrolojik haritalarının değerlendirilerek özetlenmesi ana baslıklarımızı oluşturmakta.

Videolar

Şafak
Özsoy

Jeoloji Mühendisi, TULİP Sürdürülebilir Merkezi Kurucusu

Biyografi

Şafak Özsoy, uzun yıllardır sürdürülebilirlik konusuna emek veren fikir önderlerinden. Birleşmiş Milletler Risk ve Afet Ofisi Türkiye Temsilcisi. Birleşmiş Milletler (UNDRRMCR 2030 – İklim değişikliği karşında şehirler güçlendirilmesi programı) Danışmanı. Özünde yer bilimci, İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği mezunu.

36 yıllık sanayi tecrübesiyle, değişen ve dönüşen yönetsel süreçlerin tasarlanması, şirketlerin sürdürülebilirlik yol haritalarının oluşturulması odağında çözümler oluşturuyor. İklim risk ve kırılganlıklarına karşı dirençli şirketlere dönüşüm için entegre çözümler üretiyor.

Şafak Özsoy, 21. yüzyılı bir iklim yüzyılı olarak tanımlıyor ve zor bir dönüşüm süreci içinde olduğumuzu vurguluyor. “Küresel anlamda iklim değişikliğine bağlı dünyanın ısınması ve beraberindeki sistemler devam ediyor. Biz karbondioksit emisyonlarını ya da sera gazı emisyonlarını, durdurmadıkça bu etki devam edecek. Bugün bile durdursak sonuçları yine devam edecek…”

Şafak Özsoy’a göre, dünya artık “yeter” diyor. İklim değişikliğinin yaratacağı farklı durumlarla her gün karşı karşıya geleceğiz; artık “gardımızı almanın zamanı”. Özsoy, daha dayanıklı şehirler, dayanıklı bireyler, dayanıklı şirketler için araştırma geliştirmeye ve dönüşüme ihtiyacımız olduğunu ifade ediyor. Çevre ve doğa konusundaki hassasiyetin sürdürülebilirlik bakışı için yeterli olmadığını vurgularken sürdürülebilirlik denildiğine sosyal altlığı mutlaka geniş çerçevede düşünmenin, kadın, çocuk ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularının önemli olduğunun altını çiziyor.

Konuşmalarında iklim değişikliği kadar “İklim mültecileri” sorununu da dile getiriyor. “Netice itibarıyla bu iklim yüzyılının baskısı içinde hepimiz bir dönüşüm içinden geçiyoruz. Ne kadar farkındayız, bilmiyorum ama şunu söyleyebilirim birey olarak evlerimizde, ülkeler nezdinde iş yapma modellerimizde, ulusal hükümetlerde ve yerel boyutta belediyeler nezdinde yapacak çok şey var…”

Özsoy’un 2002 yılında kurduğu Tulip Sürdürülebilirlik Merkezi, eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunmaya devam ediyor.

Konuşma Konuları

  • ŞİRKETLERİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YOLCULUĞU
    Sürdürülebilirlik yolculuklarında şirketlere yol gösteren, uzun dönemde yol haritalarına odaklı yetkinliklerin yönetimi ve sistemsel dönüşümü ele alan bütüncül bir yaklaşım

  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK STRATEJİLERİ
    Şirketlerin sürdürülebilirlik yolculuklarında uygunluk yükümlülükleri ile şirket yönetimlerinin 21. yy gerekliliklerine yanıt veremeyeceği gerçeğine doğru bir gidiş söz konusu. Bu bağlamda sürdürülebilirlik odaklı çalışmalarda stratejik dönüşüm önemli bir nokta. Bütüncül bir bakış içinde sürdürülebilirliğe geçiş dönüşümü odaklı bir yol haritası ile yapılmalı
  • SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİRLERE DOĞRU
    Cazibe merkezlerine dönüşen şehirler ekonomik kalkınmanın da odağında yer alıyor. 21.yy’da iklim baskısı altında bütüncül bir dönüşümle şehir yönetimlerinin yeniden ele alınarak yönetsel süreçlerinin de dönüşümünü sağlamak gerek

  • İKLİM YÜZYILI VE DİRENÇLİLİK MEKANİZMALARI
    21.yy bir yanda azaltım taahhütlerinin giderek netleştiği diğer yanda uyum özelinde hayatın her alanında yapısal değişim ve dönüşümlere bizleri ulaştıracak nitelikte. 21.yy’da riskin dirençliliğe kayışı ve tüm süreçlerin bu doğrultuda ele alınması temel amaç. İklim yüzyılı sadece azaltım hedefleri ile değil enerjinin karbon arındırılmasını ve sistemsel bir dönüşümü de gerekli kılıyor

Şeref
Oğuz

Gazeteci, Yazar

Tüketici İçgörüsü

Karar Verme

Davranış Ekonomisi

Tutum Davranış

Pazarlama Trendleri

Akıllı Alışveriş

Biyografi

Şeref Oğuz Türkiye’nin önde gelen ekonomi yazarı ve ekonomist gazetecilerinden.

Ekonomiden teknolojiye güncel gelişmeler

Ekonomi alanına sığmayan ruhu, bilişim ve teknoloji ağırlıklı alanlarda kritik roller üstlenmesine vesile oldu. Örneğin, dünyanın ilk sanal mitingine (1996) imza atan Şeref Oğuz, “bedensiz özgürlük ve sanal kültür” üzerine sayısız makale, yazı ve söyleşi üretti. Anadolu’yu karış karış dolaşarak KOBİ’lere Yeni Ekonomi Konferansları veren Şeref Oğuz, uzun yıllar Sabah Gazetesi’nde Ekonomi Müdürü ve köşe yazarı olarak çalıştı.

Kabına sığmayan fikirlerini eğitiminde de görebilirsiniz. Oğuz, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu, aynı üniversitede yüksek lisans ve ekonomi doktorası yaptı. Londra Üniversitesi’nde “Sufficent Knowledge” konusunda araştırmalar gerçekleştirdi, gazeteciliğe Sabah Gazetesi’nde (1970) başladı. Oğuz, Tercüman Gazetesi Ekonomi Servisi Müdürlüğü, Günaydın Gazetesi Bölge Gazeteleri Yayın Sorumluluğu, Meydan Gazetesi Ekonomi Yönetmenliği, Milliyet Gazetesi Ekonomi Yönetmenliği ve Kanal 6 ve Yeni Yüzyıl’da yöneticilik görevlerinde bulundu, Dünya Gazetesi’nde yazdı. Şeref Oğuz halen Nasıl Bir Ekonomi Yayın Kurulu Başkanı olarak görev yapıyor.

Eğitim projeleri

Bilgi ekonomisi, yeni ekonomi ve değişim üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Şeref Oğuz, Internet Society kurucularından. İnternetteki ilk büyük Türk gazetesi Milliyet.com projesini yöneten Şeref Oğuz, bilgisayar destekli eğitim için geliştirilen “Her Okula Internet” projesinin öncülerinden.

Yönetim danışmanlığı

Yıllar içinde cesaretle gazeteciliğe ara veren Oğuz, 1999’da Koç Holding Yeni Ekonomi danışmanlığı görevini üstlendi.  Oğuz, Koç Holding Bilgi Grubu Danışmanı olarak görev yaptı. Bilgi Üniversitesi e-MBA akademik kadrosunda Sanal Kültür dersleri verdi. Ulusal Rekabet Araştırmaları Kurumu, Türkiye Zekâ Vakfı Yönetim Kurulu üyeliği yapıyor. Oğuz, aynı zamanda Türkiye Satranç Federasyonu Yönetim Kurulu, Internet Kurulu üyesi. Şeref Oğuz, Meclis Bilgi Grubu parlamento dışı üyeliğinde de bulundu.

İstanbul Sanayi Odası (ISO)’da Danışman olarak görev yapan Şeref Oğuz, TRT, Habertürk, Ekotürk, BloombergHT, NTV, Kanal24 kanallarında gündemin nabzını tutuyor.

Konuşma Konuları

  • Makro-mikro ekonomi
  • Teknoloji yönetimi
  • Türkiye’de iş yapma kültürü
  • Küresel trendler
  • Değişim-dönüşüm yönetimi
  • Eğitim

Videolar

Abdurrahman
Yıldırım

Ekonomist, Yazar, Yorumcu

Biyografi

Abdurrahman Yıldırım, Türkiye ve dünya ekonomisinin geleceği konusunda yaptığı isabetli öngörüleri nedeniyle görüşlerine en çok başvurulan gazeteci ve ekonomistlerden biri. Televizyon programları, köşe yazıları ve güncel yorumlarıyla ekonomiye yön tutuyor.

Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu mezunu olan Abdurrahman Yıldırım; Anadolu Ajansı (AA), Cumhuriyet, Sabah, Yeniyüzyıl ve Habertürk gazetelerinde yazdığı yazılarla ekonomi çevrelerinin radarına girerek analizleri en çok takip edilen gazetecilerden biri. Yıldırım paralel olarak kitap çalışmalarını da sürdürüyor. Sermaye piyasaları üzerine yayınlanmış 4 adet kitabı bulunuyor.

Türkiye ve Dünya Ekonomisi

Yıldırım mesleki hayatı süresince hemen her yıl ekonomi ve araştırma kurumları ile sivil toplum kuruluşları tarafından düzenli olarak verilen Ekonomi Basını Başarı Ödülleri’nde ‘yılın ekonomi yazarı’ ödülüne layık görüldü.

Ekonominin yol haritası ve piyasalara dair yazılarını köşesinde okuyucuların beğenisine sunan Abdurrahman Yıldırım, anlaşılması güç̧ istatistiki verileri herkesin anlayacağı bir dile indirgeyerek ustalıkla yorumluyor.

Türkiye ve dünya ekonomisini, geleceğe yönelik beklentileri ve sürdürülebilir bir ekonomi için yol haritasını somut veriler ışığında sık sık okurlarıyla paylaşan Yıldırım, öngörülerinde özellikle yaşanmış̧ somut gelişmeleri çıpa olarak kullanmasıyla dikkat çekiyor.

Ekonomi Analizleri

Sürekli değişkenlik gösteren döviz, borsa, para piyasaları Yıldırım’ın yazılarında ete kemiğe bürünüyor. Yorumlarında objektif olma ilkesini kendisine baz alan Yıldırım, konuşmalarında mevcut durumu analiz ederek, geleceğe dair öngörülerini yapıcı önerileri ve tespitleriyle sunuyor.

Abdurrahman Yıldırım halen Habertürk’te ve Bloomberg’de programlarıyla izleyiciyle buluşuyor.

Konuşma Konuları

  • Türkiye ve Dünya Ekonomisi
  • Ekonomi Analizleri ve Öngörüleri
  • Sürdürülebilir Ekonomi
  • Döviz Piyasası, Borsa ve Para Piyasaları

Videolar

Olcay
Silahlı

Sosyal Girişimci, Fazla Gıda CEO’su, Whole Surplus CEO’su

Biyografi

İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi Olcay Silahlı, bir sosyal teknoloji girişimi olan Fazla Gıda’nın kurucu ortaklarından ve aynı zamanda bu yapının CEO’su. Henüz 28 yaşındayken bu platformun kurulmasına öncülük eden genç girişimci aynı zamanda Whole Surplus’ın da kurucularından biri ve CEO’su.

Whole Surplus markasıyla Almanya’ya açılan Fazla Gıda girişimi, Techstars Berlin hızlandırma programından 120 bin Euro tutarında bir yatırım almayı başardı. Ayrıca Accelerate 2030 programına seçilen tek Türk proje oldu. Sosyal teknoloji girişimi olarak The Good Kitchen programına da kabul edilen Fazla Gıda, Birleşmiş Milletler Kalkınma Hedeflerinden “Açlığa Son” ve “İklim Eylemi” konularında çalışıyor.

72 ton gıda atığı kurtarıldı

Kısa bir süre içinde 72 ton gıda atığını önleyen Fazla Gıda, sunduğu kurumsal çözüm kapsamında iş ortaklarına sosyal etki yaratan projeler hazırlıyor. Bu sayede raf ömrü dolmak üzere olan gıdalar israf edilmiyor ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor. İhtiyaç sahipleri ile kurumlar arasında sanal bir köprü gibi çalışan bu yapı, sosyal etki odaklı iş yapış biçimlerini perakende ve gıda sektöründe bir norm haline getirmekte kararlı. Fazla Gıda platformunda kalite ve muhasebe raporlamaları, platform üzerinden süreç ve dokümantasyon takibi, sosyal metrik raporlama, veri analizi ve saha danışmanlığı hizmetleri sunuluyor. Böylelikle yapı, gerçekleştirilen bağışları ve toplam atık gıda ile mücadeleyi, ölçülebilir bir olgu hale getiriyor.

Paydaşlar elini taşın altına koyarsa sorunlar çözülür

Fazla Gıda CEO’su Silahlı “Doğru mekanizmalar ve koordinasyonla, gıda atığı gibi tarladan tabağa her aşamada herkesin ürettiği küresel bir sorun karşısında bile etkili çözümler üretmek mümkün. Fazla Gıda’nın sağladığı teknolojik alt yapı sayesinde büyük, küçük tüm perakendeciler ve gıda üreticileri gıda bankalarına sistematik ve sürdürülebilir şekilde gıda bağışında bulunabilirler. Üstelik artık bu hizmetimizi gıda tedarik zincirinin her aşamasında gıda atığı üreten her ölçekte işletme için ücretsiz sağlıyoruz. Bu mücadele hepimizi ilgilendiren bir sorun. Gıda israfını çözmek için tüm paydaşların bir araya gelmesi, emek ve kaynak harcamayı göze alması, gıda bankacılığı ya da geri dönüşüm inisiyatiflerini desteklemesi ve sorumluluk alması gerekiyor” diyor.

Olcay Silahlı kimdir?

1988’de Çorlu – Tekirdağ’da dünyaya gelen Olcay Silahlı 2001’de girdiği Kuleli Askeri Lisesi’nin ardından 2005’te Kara Harp Okulu’na devam etti. Silahlı, okul üçüncüsü olduğu Harbiye’den ayrılarak İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İşletme Mühendisliğine devam etti. Bu okulu ise üç yılda bitirerek 2011’de iş hayatına atıldı. Deloitte Consulting’te İş Analisti, Unilever’de Marka Yöneticisi ve Akbank’ta Think Tank Koordinatörü gibi pozisyonlarda çalışan Olcay Silahlı, 2017’de, ortağı Arda Eren ile beraber, web tabanlı bir B2B atık yönetim platformu olan Fazla Gıda’yı kurdu.

Konuşma Konuları

  • Atık gıda yönetimi
  • Açlık ve yoksullukla mücadele
  • Sosyal teknoloji girişimi nasıl kurulur?
  • Sosyal girişimcilere öneriler

Videolar

James
Dorsey

Gazeteci, Araştırmacı

Biyografi

James Dorsey tanınmış bir gazeteci, aranan bir Orta Doğu uzmanı. Yıllarca Türkiye’den haber geçen Dorsey, araştırmacı gazeteciliğin başarılı örneklerini sergilemeye devam ediyor.

Orta Doğu konusunda uzman

Orta Doğu’da tanınmış bir gazeteci kimliğine sahip olan Dorsey, Wuerzburg Üniversitesi’nde “Institute of Fan Culture”ın eş başkanlığını yürütüyor. Dorsey aynı zamanda Singapur S. Rajaratnam, Uluslararası Çalışmalar Okulu Nanyang  Teknik Üniversitesi’nin Batı Asya kıdemli üyesi. Dorsey’nin haber analizleri, dünyanın farklı coğrafyalarında medya kuruluşlarında yayınlanıyor.

Dorsey, aktif gazetecilik yaptığı yıllarda Orta Doğu bölgesinde en çok tanınan simalardan biri oldu. Tanınmış gazeteci; Orta Doğu’da futbol sporu ve endüstrisini gündeme getirdiği blog’uyla da büyük ses getiriyor. 1995-2004 yıllarında “Dünya Ekonomik Forumu”nun Kazablanka, Amman ve Kahire’de gerçekleşen Orta Doğu ve Kuzey Afrika Zirveleri’nde Başkan Klaus Schwab’ın danışmanlığını yaptı. Aralarında Bosna-Hersek Dış Ticaret Bakanı ve üst düzey personeli, Dünya Su Forumu ile Dünya Bankası Enstitüsü sponsorluğundaki gruplarda üst düzey yöneticilere medya eğitimleri verdi. Ürdün, Irak, BAE, Mısır, Fas, Türkiye, Güney Afrika, Etiyopya, Mali, Kenya, Hindistan, Bangladeş, Nepal, Fransa, Venezuela, Brezilya, Peru ve Arjantin’in de aralarında bulunduğu birçok ülkede seminerler düzenledi. Dikkat çeken çalışmaları arasında 2011’de “Singapur Uluslararası Toplum Katılımı Konferansı”nda moderatörlük,  2012’de Danimarka Aalborg’da düzenlenen “20. Spor Yönetimi için Avrupa Birliği Konferansı”nda açılış konuşması sıralanabilir.

Gazetecilik ve danışmanlık kariyeri

Dorsey,  Amsterdam Üniversitesi’nde ekonomi, Wageningen Tarım Üniversitesi’nde tropikal tarım eğitimleri aldı. Gazetecilik ve danışmanlık kariyerini farklı kıtalarda sürdürdü. 1983 – 1987 yıllarında United Press International   için Atina, Ankara, Kudüs’te büro şefliği ve Orta Doğu ve Londra ofislerinde kıdemli muhabirlik,  Washington Times için 1987 – 1991 yıllarında diplomatik ve ulusal güvenlik muhabirliği yaptı. 1993 – 2003 yılları arasında The Wall Street Journal için Orta Doğu, Orta Asya ve Balkanlar, İstanbul, Amsterdam ve Riyad merkezli kıdemli muhabir olarak görev aldı. Dorsey  uzun bir süre İstanbul’da yaşadı. İngilizce, Almanca, İspanyolca ve Hollandaca konuşuyor. Teorik Arapça, Türkçe, Fransızca, İbranice dilbilgisine sahip.

Konuşma Konuları

  • Orta Doğu’da Yaşam, Türkiye – Orta Doğu ilişkileri
  • Siyasette ve Sporda “Fun Club” Yönetimi
  • Güvenlik – Asker ve Sivil İlişkileri
  • Siyaset ve Ekonomi Analizleri
  • Spor ve Sporun Ekonomisi
  • Spor ve Siyaset İlişkisi
  • Sporda Cinsiyetçilik
  • Uluslararası Siyaset ve İlişkiler
  • Kitlesel Hareketlerin Makro Yorumu
  • Olimpiyatlar, F1 -Mega Events ve Ülkelere Etkisi
  • Medya İlişkileri

Medya İlişkileri Eğitimi

James Dorsey, gazeteci ve iletişim uzmanı olarak uluslararası platformda etkin bir isim.

İndeks Konuşmacı Ajansı’nın ve İndeks Medya İlişkileri Eğitimi’nin değerli bir üyesi. Birikim ve deneyimlerini uzmanlık alanlarıyla buluşturuyor, paha biçilmez eğitimlere imza atıyor.

Medya İlişkileri Eğitimlerinde Dorsey’den yararlanabileceğiniz başlıklar:

  • Güncel Siyasi ve Ekonomi Yorumları
  • Orta Doğu ve Kuzey Afrika
  • Mega Organizasyonlar
  • İlişki Ağları ve Yönetimi
  • Sosyal Mecrada Star Olmak
  • Medya ve Silahlı Kuvvetler

Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgeleri deyim yerindeyse kaynayan bir kazan.  Halkın nabzını tutmuş, bölgeye hakim ve bölgenin ruhunu çok iyi bilen bir gazeteciden; güç dengesi, ilişki dengesi ve algı yönetimine dair ipuçları…

“Mega events”; küresel ve bölgesel çaplı büyük etkinliklerde, çoklu taraf yönetimi, iletişim yönetimi, sonuç yönetimi…

Yabancı Medya ile İlişkiler

Medya iletişiminin kurulması ve yönetilmesi konusunda, yabancı bir gazetecinin bakış açısıyla değerlendirme yapabilen Dorsey, uzun süre The Wall Street Journal için dünyanın birçok farklı noktasında bulunarak, iletişim platformlarında hayatın ritmini tuttu. Türkiye’den bakıldığında haber değeri olan ya da tam tersine olmayan konuların nasıl yönetilebileceği ve algı yönetiminde strateji desteği sunuyor.

Silahlı Kuvvetler ve Medya

Yakın coğrafyamız silahlı kuvvetlerin görev tarifi ve tarihsel doku nedeniyle silahlı kuvvetler tarifinin Batı’ya kıyasla farklı noktalara ulaştığı bir alan. Anlaşılması çoğu zaman zor. Gelecek adımların bir yabancı gözüyle öngörülebilmesi çoğunlukla imkansız. Dorsey, bu bölgede en az silahlı kuvvetler kadar farklı dokuya sahip olan medya olgusunu da iyi teşhis etmiş bir gazeteci.

Akademik Platform

Dorsey uzun yıllar aktif gazetecilik yaptı… Birikimini akademik platformda da değerlendiriyor. İlginç ve etkin projelerde imzası bulunuyor.

İlişkiler

Bu dönem bir tek kelimeyle ifade edilecek tarihte: İlişki! Dorsey halen farklı coğrafyalarda iki akademik yapılanmayı yönetiyor. Bu yapılar “fan club” diye adlandırılsa da ekonomiden siyasete, sosyal dokudan fırsata uzanan değişik bir yelpazede kendisini gösteriyor.

Blog

Dorsey, kitabı yayınlanmadan Amazon.com’da çok satanlar arasına giren az sayıdaki yazardan biri. Son aktivitesi kurduğu blog. Bloğu futbol teması üzerine. Başta Orta Doğu olmak üzere dünyayı futbol üzerinden yorumluyor. Aktif bir blogger ve blogger’lar arasında en popüler isimlerden…

Özetle James Dorsey’nin iletişim üzerine anlatacak çok şeyi var!



[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]