Cengiz Aktar, Türkiye’nin Avrupa Birliği yolculuğundaki önemli isimlerden. Akademik kimliğinin yanı sıra, iletişim ortamlarında yaptığı katkılarla dikkat çekiyor. Aktar’ın diğer bir önemli uzmanlığı adem-i merkeziyet ve yerel yönetim.
AB’nin mevcut yapısı içerisine Türkiye’nin dâhil olmasının Avrupa açısından bir test sayılabileceğini söyleyen Aktar, “Avrupa için Türkiye’nin üyeliği bir test. Yani Hıristiyan temele Müslüman unsurunu katmak kolay değil” diyor. Aktar, AB müzakere ve hazırlık çalışmalarının 1959’dan beri tüm AB ilişkilerinde olduğu gibi bir dış ilişki olarak algılanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor: “AB’ye üyelik sürecinde bu adetlerin sürdürülmesi mümkün değil, çünkü bunlar AB süreci gibi katılımcı, şeffaf ve ancak topluma mal oldukça somutlaşacak bir sürece uygun değil.”
Cengiz Aktar kimdir?
Çalışma hayatının 22 yılı Birleşmiş Milletler’in farklı kuruluşlarında yöneticilik yaptı. Avrupa Birliği’nin bölgeler, genişleme, dış ilişkiler ve adalet içişleri politikaları üzerine, diğer tarafta azınlıklarla ilgili hafıza politikaları üzerine çalışıyor. 1999’dan bu yana Galatasaray ve Bahçeşehir Üniversitelerinde öğretim üyeliği yaptı. İstanbul Politikalar Merkezi kıdemli uzmanı, Hrant Dink Vakfı yönetim kurulundaki görevine ilâveten haberdar.com haber sitesinde köşe yazarlığı, Açık Radyo’da 1999’dan bu yana düzenli yorum yapıyor. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Fransız sosyal bilimler dergisi MAUSS, Antisemitizm farkındalık kuruluşu Aladin ve Şeffaflık Derneği danışmanı. Avrupa Komisyonu Araştırma Genel Müdürlüğü uzmanı. On kitabı ve pek çok bilimsel makalesi yayımlandı. 2010 İstanbul Kültür Başkenti çalışması Aktar tarafından başlatılan bir organizasyondu. 2014’te Türkiye’den Auschwitz toplama kampına ilk lise öğrenci grubu ziyaretini gerçekleştirdi. Proje sürüyor.