Prof. Dr.
Acar Baltaş
Psikolog, Baltaş Grubu Kurucusu
Biyografi
Prof. Dr. Acar Baltaş, Türkiye’de geniş kitlelere, psikolojinin insan ihtiyaçları ve iş hayatının sorunları için bir çözüm olduğunu gösteren öncülerden biri.
Stresi yönetmek, beden dilini kullanmak
Stres ve beden dili kavramlarını Prof. Dr. Zuhal Baltaş’la birlikte Türkiye’ye tanıtan isim. Yüksek öğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nde tamamlayan Acar Baltaş, doktora çalışmasını Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda “yüksek beyin fonksiyonları” konusunda yaptı. 1981’de klinik nörofizyoloji alanında Tıp Bilimleri Doktoru (M. Sc. Dr.), 1986 yılında Uygulamalı Psikoloji Doçenti, 1996 yılında da Profesör unvanını aldı. 1977-1997 yılları arasında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda çalıştı.
Liderlik ve ekip çalışması seminerleri
1983’ten bu yana tıbbi ve örgütsel psikoloji alanındaki bilgilerini iş hayatının ihtiyaçlarıyla bağdaştırarak liderlik ve ekip çalışması konusunda seminerler vermekte, uygulamalar yapmakta, kitaplar yazmakta ve insan kaynakları alanında hizmet veren Baltaş Grubu’nu yönetmektedir.
1996-1999 yılları arasında Türk A Milli Futbol Takımı’nın, 2002-2003 sezonunda Galatasaray Futbol Takımı’nın psikolojik danışmanlığını yapan Baltaş, bu görevi 2005 yılında Türk A Milli Futbol Takımı’yla sürdürdü. Ayrıca, 2009-2016 yılları arasında Harp Akademileri’nde kurmay subay adaylarına ve her rütbede terfi eden generallere kişilik bilimi ve liderlik eğitimleri verdi.
Hayatın farklı alanlarında
Çocukluk ve gençlik yıllarında yüzme, su topu ve futbol sporlarıyla ilgilenen Baltaş; onyedi yaşında Veliefendi Hipodromu’nda çalışmaya başlamış; otel resepsiyonistliği, takdimcilik, disc jockey’lik, turizm rehberliği ve öğretmenlik yaparak hayatın farklı cephelerini tanıyarak sıradan gibi gözüken işleri yapanların emeğine saygı göstermeyi öğrenmiştir.
Prof. Dr. Zuhal Baltaş’la evli ve iki çocuk babasıdır.
Konuşma Konuları
Değerlerle Yaşamak Ve Yönetmek
İş hayatı doğru işleri, doğru yöntemle yapmayı gerektirir. Bunun devamlı olabilmesi, sürdürülebilirliğe, iyi hizmete ve kurumun ruhunun özgürleştirilmesine ihtiyaç gösterir. Bunun için de her düzeydeki yöneticinin ve bütün çalışanların kararlarını yürekten inandıkları değerlere dayanarak vermeleri gerekir. Her karar kişilerin ve kurumun sahip olduğu değerle ilişkilendirilmezse değerlerin yaşaması ve hayata geçmesi mümkün olmaz.
Yürekten Adanma
Başarı, sağlık ve mutluluk, enerjinin doğru bir şekilde kullanılmasına bağlıdır. En değerli kaynağımız zannedildiği gibi zaman değil, enerjidir. Zaman enerjiye dönüştüğünde anlam kazanır. Kişi hayata yansıttığı enerjiyle ilgili ne kadar sorumluluk alırsa o kadar güçlü ve verimli olur. Bütün başarılı sanatçı, sporcu ve iş hayatındaki girişimci ve yöneticilerin ortak özelliği yaptıkları işe kendilerini yürekten adamalarıdır.
Bedensel, zihinsel, duygusal ve ruhsal enerjinin hayata yansıtılması.
İçinizdeki Zirveye Çıkın
Çalışanların performanslarının yöneticileri ve iş arkadaşlarıyla olan ilişkilerine sıkı sıkıya bağlı olduğunu biliyoruz. Olumlu ilişki ortamı kişiye topluluk kültürünün oluşturduğu, ait olma ve korunma duygusu verir. Her çalışan yeterli ücretin yanı sıra, iş liderinin kendisini değerli hissettirmesine ve yaptığı işi anlamlı bulmasına ihtiyacı vardır. Hangi düzeyde olursa olsun etkili liderler bu duyguları çalışanlarına verirler.
Kişilik psikolojisinin bilimsel temellerine aşina olmak, insanların farklılıklarını fark etmeye ve bunu kabullenmeye imkân verir. Böylece de her bireyi kişiselleştirerek ve özelleştirerek yaklaşarak yönetir.
Türk Kültüründe Yönetmek
Batı dillerinde “vefa”, “hatır”, “gönül” kelimelerinin karşılığı yoktur. Çünkü bu dillere kaynaklık eden kültürlerde bu kavramlar yoktur. Buna karşılık “vizyon”, “misyon”, “strateji”, “plan” kavramlarının karşılığı da bizim dilimizde bulunmaz. Bizim geleneğimize göre “kervan yolda düzülür, istimi arkadan gelir”.
Bir kültürün düşünme biçimi yansıtan dil psikolojisi, bu tür kavramların oluşmasının ya da oluşmamasın nedenlerini ve bu günkü hayata olan izdüşümlerini ortaya koymaktadır. Bu seminer, aynı dil psikolojisi gibi Türk iş dünyasının kendi kültür değerlerinden nasıl etkilendiğini ve bu değerleri dikkate alan bir liderin hem ülke çapında hem de dünyada nasıl başarılı olabileceğine dair ipuçları vermektedir.