
Selda Terek
Selda Terek, holistik sağlık konusunda çalışmalar yapıyor birey ve şirketlere eğitim ve danışmanlık hizmetleri veriyor, özel projelere mentörlük yapıyor.
Terek, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. Türkiye’nin önde gelen iki hastanesinin kuruluş aşamasında koordinatörlük görevini üstendi. Anadolu Sağlık Merkezi John Hopkins Hastanesi “Hastane Yöneticilik Sertifikası” programını tamamlayan Terek, TÜSİAD’ın sağlık çalışma gruplarında da yer aldı.
Terek, holistik sağlık şemsiyesi altında bedensel, zihinsel ve duygusal kirlilikten arınmanın yolları üzerine çalışıyor. Bedenin ruh ve düşüncenin bir izdüşümü olduğunu ve birbirinden ayrılamayacağını kaydeden Terek, sağlığı bu üç bileşenin üzerinden analiz ediyor. Terek, seminerlerinde holistik sağlığın korunması için beslenme listesinin nasıl düzenlenmesi gerektiği, detoks ve fiziksel aktivitenin önemini ve hastalıklarla karşı karşıya bırakan sebeplere dair ipuçlarını paylaşıyor. Yaşam tarzına bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklarının önüne geçmenin kişinin bu alandaki bilinç seviyesinin yükseltilmesine bağlı olduğunun altını çizen Terek, duygu, zihin ve beden bir bütün olduğunu herhangi birindeki aksaklığın onarılamaz sonuçlara neden olabileceğini ifade ediyor.
Edebiyatla da yakından ilgilenen Selda Terek, realist kurgu üzerine çalışmalar gerçekleştiren bir roman yazarı. Terek’in hikaye, biyografi, şiir ve resim çalışmaları da bulunuyor.
BÜTÜNCÜL SAĞLIK
1- BEDENSEL SAĞLIK
- Sağlıklı insanın özellikleri
- İnsanları hastalığa, yaşlanmaya ve ölüme götüren faktörler?
- Toksin nedir?
- Serbest radikaller
- Kirlenmenin sebep olduğu hastalıklar
- Neden hastalanıyoruz?
- Retoks ve detoks nedir?
- Anti aging
- Detoks nedir?
- Bir detoks programı neler içerir?
- Detoksun olası zararlarından kaçınma
- Beslenme
- Beslenmek, yemek ve tıkınmak arasındaki fark
- Dış güzellik bile içten gelir
- Antioksidan gıdalar
- Ketojenik beslenme
- Stres
- Beyin dalgaları
2. DUYGUSAL VE ZİHİNSEL SAĞLIK
- Stres ve distres nedir?
- Depresyon!!!
- Duygusal detoks
- Çekirdek inanç ve inanç kalıpları
- Farkındalık
- Hoşgörü
3. YAŞAM KAYNAKLARININ SAĞLIK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
- Su, güneş, uyku, nefes, sevgi, cinsellik, doğum, hareket, gülmek, besin
N’aber Nasılsın?
Zor günlerden geçiyoruz. İçinden geçtiğimiz zor günlerin, gelecek zor günlerin yanında hafif kalacağını söyleyen uzman sayısı azımsanacak gibi değil. Moralimiz bozuk, endişemiz yüksek, stres tavan… Kaybedeceklerimizi düşündükçe korku basıyor yüreğimize…Yalnızca mal mülk gibi fiziki varlıklarımızı kaybetmenin riski ve eriyen gelirlerimizin korkusu değil, bedenimiz, zihnimiz ve duygularımızın da eridiğini görüyoruz. Çevre şartları hasta ediyor. Ki zaten aksi düşünülemez. Bu yüzden ben “biz krize alışığız, bize bir şey olmaz, bu da gelir geçer” mantığıyla konuşanlara kulaklarımı tıkadım. “Enseyi karartmayalım” diyenlere de “geç kaldın” demeyi uygun görüyorum. Duygu ve düşüncelerim budur, ama sonuna kadar da mücadele…
Bu yazıyı, “Nasılsın iyi misin?” diye sorduğumuzda içimiz kan ağlasa da “İyiyiz şükür” diye yanıt verenlere, “Bir dakika, beden, zihin ve duygu sağlığını korumanın zamanı gelmedi mi?” hatırlatması yapmak üzere paylaşıyorum. Bir süredir sağlık sektöründeki gelişmeleri daha yakından izliyor, bu alandaki sohbetlerimi derinleştirmeye özen gösteriyorum. Sağlıkta yalnızca teknolojik olarak değil, felsefe ve algı olarak müthiş değişim olduğunu görüyorum. Algılamak çok basitmiş gibi dursa da öyle olmadığını anlıyorum. Kapıyı aralamak ve bu dünyada ne konuşuluyor diye kulak vermek gerek. Katılmak ve uygulamak tamamen takdirinize kalmış. Sizlerle tanıştırmak istediğim iki farklı sağlık insanı tipi olacak bugün.
Selda Terek; bilişim, finans, sağlık ve eğitim sektörlerinde başarılı kariyer sürmüş bir profesyonel. Dikkatinizi çekmiş olabilir, ‘Son Toksine Kadar Kendine İyi Bak’ adlı kitabın iki yazarından birisi. Kitabın temel konusu holistik (bütüncül) sağlık. “N’aber?” sorusuna verdiğimiz “N’olsun iyiyim” yanıtını deşifre ediyor.
Terek, iyiyim cevabının altında sorguladığımız üç kaynak olduğunu söylüyor; “bedenimiz, zihnimiz, duygularımız. Bir iyilik ve sağlık halinden söz edeceksek tek bir tanesi yetersiz. Bunları birbirinden ayırt etmek mümkün değil. Biri diğerinin hem sebebi hem sonucu.”
Bu satırları okurken hafife almamanızı rica ediyorum. Çünkü derdinizin çaresi uzmanlardan çok sizsiniz. Benim ulaştığım kanaat bu. Her koşulda yola devam edebilmek için kendinizi tanıyacak, sorunlarınızı bilecek sonra en doğru kişiyi bulacaksınız ki, bu her zaman bir tıp doktoru olamayacak…
Peki, neden holistik sağlık bugünün konusu oldu… Çok mu derdimiz var? Stres, o, şu, bu… diye sordum doğal olarak; “Aslında holistik sağlık bugünün konusu değil. Bugün biraz daha farkındalığını yaşadığımız bir konu. Vücudumuzun bize verdiği sinyaller semptomlar. Baş ağrısı, ateş yükselmesi, tansiyonun çıkması, kolesterolün artması, bunlar vücudun korunma mekanizmaları. Gittiğiniz doktor size sadece ateş düşürücü bir ilaç verirse semptomu gidererek sorunu çözmüş olmuyor. Ölüme götüren şey ile yaşlanmaya ve hastalanmaya götüren şey aynı. Bunlardan bir tanesi sürekli kirleniyoruz. Kirlenmek hem fiziksel, hem duygusal, hem zihinsel olarak üzerimize gelen şeylerin bazılarını atamıyoruz. Yediğimiz her şey bize faydalı değil. Faydasını alıyoruz sonra belli bir kısmını atmamız gerekiyor. Fakat vücutta her zaman bir şeyler kalıyor. O kalan şeyler vücutta toksinleri meydana getiriyor. İkincisi yetersiz beslenme, ne kadar beslenirsek beslenelim, yüzde 100 ihtiyacımız olan gıdayı dışarıdan alamıyoruz. Ve üç, stresin sürekliliği. Stresten arınmamız mümkün değil, sürekli bu durumda yaşamak ise ölüme götürüyor.”
Peki siz ne yapıyorsunuz diye sormak gerek ki, ben de sordum;
“Obeziteden trigliserid yükselmesine, insülin direncinden yaşlanmaya, diş dökülmesinden kemik erimesine kadar saydığım sayamadığım bir sürü faktörün altında kirlenme yatıyor. Dışardan antioksidan alırsak vücudumuzdaki serbest radikaller bizim hücrelerimizle uğraşmıyor. Birçok sebzenin içinde var. Yeşillerin, morların turuncuların içinde var. Bunlar zaten çok uzak olduğumuz şeyler değil. İlaç da alabilirsiniz. Takviye takviyedir. İyi beslenin, çeşitli beslenin diyorum. Her kendini seven insanın bence bir aktar dostu olmalı. Bitkisel çaylar, baharatlar. Antioksidan değeri çok yüksek şeyler… Sumak, tarçın, zerdeçal, zencefil vesaire… Ben bunları daha bilinçli uyguluyorum eskisine nazaran. Elli yaşındayım koşarak merdiven çıkabiliyorum, saçımda beyaz yok. Daha az zararlı şeyler yapmaya çalışıyorum. Spor, hareket, uyku… Benim ihtiyacım olan uyku ile sizin ihtiyacınız olan uyku farklı olabilir. Ama ortalama yedi buçuk sekiz saat uyku çok güzel bir uyku. Üç saat uyuyup çok sağlıklı olan da var, ama aralarda “Power nap” denen kestirmelerle bir çeşit meditasyon yapıyorlar…”
Röportaj: Yaprak Özer