Nermin Bezmen, üçüncü romanı Mengene Göçmenleri’nde yine tarihin eski sahifelerinde kalmış, artık yaşamayan insanların, artık var olmayan mekânların gerçek öyküsünü anlatıyor.
Mahmutpaşa’nın, Çiftesaraylar Caddesi’nde bir göçmen mahallesi. Bizanslılardan kalma surların çevirdiği altmış hanelik küçük bir dünya. Kafkas, Kırım Göçmenleri’nin dünyası. Mahmutpaşa’nın ortasında bir küçük Kafkasya, bir küçük Kırım. Adı, Mengene Bölgesi.
Ve 1892’nin Silistresi’nde parçalanan bir ailenin bu küçük dünyaya sığınan bireyleri. Gönülsüz göçlerin cefakârlık, fedakârlık ve ardı kesilmeyen savaşlarla yoğrulan dramında doğan, büyüyen çocuklar. Çocukluklarını bilemeden gençliğe, gençliklerini tadamadan ihtiyarların yorgunluğuna erişen nesiller. Yasak, ayıp ve günah kavramlarının gölgesinde yaşanan masum aşklar, kalp kırıklıkları, zamanın kıskançlığında kurulan hayaller ve ilişkiler.
Bugün yerinde yeller esen Mengene’den geriye fazla bir şeyler kalmadı gibi ama anılar hep taze; aynen, Mengene içinde doğan Mürvet’in anıları gibi. Kurt Seyit’in Murkası olduğu günlerinin anıları kadar taze…