[vc_row css=”.vc_custom_1586197115242{margin-top: 30px !important;}”][vc_column][vc_column_text]Dikey uzmanlıkta geliştirdikleri bilgilerini cömertçe paylaşan konuşmacılarımız, bilim-inovasyon-tıp-teknik-sanat ve çapraz birikimleriyle ihtisaslarını konuşturuyorlar.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]
James
Dorsey
Gazeteci, Araştırmacı

Biyografi
James Dorsey tanınmış bir gazeteci, aranan bir Orta Doğu uzmanı. Yıllarca Türkiye’den haber geçen Dorsey, araştırmacı gazeteciliğin başarılı örneklerini sergilemeye devam ediyor.
Orta Doğu konusunda uzman
Orta Doğu’da tanınmış bir gazeteci kimliğine sahip olan Dorsey, Wuerzburg Üniversitesi’nde “Institute of Fan Culture”ın eş başkanlığını yürütüyor. Dorsey aynı zamanda Singapur S. Rajaratnam, Uluslararası Çalışmalar Okulu Nanyang Teknik Üniversitesi’nin Batı Asya kıdemli üyesi. Dorsey’nin haber analizleri, dünyanın farklı coğrafyalarında medya kuruluşlarında yayınlanıyor.
Dorsey, aktif gazetecilik yaptığı yıllarda Orta Doğu bölgesinde en çok tanınan simalardan biri oldu. Tanınmış gazeteci; Orta Doğu’da futbol sporu ve endüstrisini gündeme getirdiği blog’uyla da büyük ses getiriyor. 1995-2004 yıllarında “Dünya Ekonomik Forumu”nun Kazablanka, Amman ve Kahire’de gerçekleşen Orta Doğu ve Kuzey Afrika Zirveleri’nde Başkan Klaus Schwab’ın danışmanlığını yaptı. Aralarında Bosna-Hersek Dış Ticaret Bakanı ve üst düzey personeli, Dünya Su Forumu ile Dünya Bankası Enstitüsü sponsorluğundaki gruplarda üst düzey yöneticilere medya eğitimleri verdi. Ürdün, Irak, BAE, Mısır, Fas, Türkiye, Güney Afrika, Etiyopya, Mali, Kenya, Hindistan, Bangladeş, Nepal, Fransa, Venezuela, Brezilya, Peru ve Arjantin’in de aralarında bulunduğu birçok ülkede seminerler düzenledi. Dikkat çeken çalışmaları arasında 2011’de “Singapur Uluslararası Toplum Katılımı Konferansı”nda moderatörlük, 2012’de Danimarka Aalborg’da düzenlenen “20. Spor Yönetimi için Avrupa Birliği Konferansı”nda açılış konuşması sıralanabilir.
Gazetecilik ve danışmanlık kariyeri
Dorsey, Amsterdam Üniversitesi’nde ekonomi, Wageningen Tarım Üniversitesi’nde tropikal tarım eğitimleri aldı. Gazetecilik ve danışmanlık kariyerini farklı kıtalarda sürdürdü. 1983 – 1987 yıllarında United Press International için Atina, Ankara, Kudüs’te büro şefliği ve Orta Doğu ve Londra ofislerinde kıdemli muhabirlik, Washington Times için 1987 – 1991 yıllarında diplomatik ve ulusal güvenlik muhabirliği yaptı. 1993 – 2003 yılları arasında The Wall Street Journal için Orta Doğu, Orta Asya ve Balkanlar, İstanbul, Amsterdam ve Riyad merkezli kıdemli muhabir olarak görev aldı. Dorsey uzun bir süre İstanbul’da yaşadı. İngilizce, Almanca, İspanyolca ve Hollandaca konuşuyor. Teorik Arapça, Türkçe, Fransızca, İbranice dilbilgisine sahip.
Konuşma Konuları
- Orta Doğu’da Yaşam, Türkiye – Orta Doğu ilişkileri
- Siyasette ve Sporda “Fun Club” Yönetimi
- Güvenlik – Asker ve Sivil İlişkileri
- Siyaset ve Ekonomi Analizleri
- Spor ve Sporun Ekonomisi
- Spor ve Siyaset İlişkisi
- Sporda Cinsiyetçilik
- Uluslararası Siyaset ve İlişkiler
- Kitlesel Hareketlerin Makro Yorumu
- Olimpiyatlar, F1 -Mega Events ve Ülkelere Etkisi
- Medya İlişkileri
Medya İlişkileri Eğitimi
James Dorsey, gazeteci ve iletişim uzmanı olarak uluslararası platformda etkin bir isim.
İndeks Konuşmacı Ajansı’nın ve İndeks Medya İlişkileri Eğitimi’nin değerli bir üyesi. Birikim ve deneyimlerini uzmanlık alanlarıyla buluşturuyor, paha biçilmez eğitimlere imza atıyor.
Medya İlişkileri Eğitimlerinde Dorsey’den yararlanabileceğiniz başlıklar:
- Güncel Siyasi ve Ekonomi Yorumları
- Orta Doğu ve Kuzey Afrika
- Mega Organizasyonlar
- İlişki Ağları ve Yönetimi
- Sosyal Mecrada Star Olmak
- Medya ve Silahlı Kuvvetler
Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgeleri deyim yerindeyse kaynayan bir kazan. Halkın nabzını tutmuş, bölgeye hakim ve bölgenin ruhunu çok iyi bilen bir gazeteciden; güç dengesi, ilişki dengesi ve algı yönetimine dair ipuçları…
“Mega events”; küresel ve bölgesel çaplı büyük etkinliklerde, çoklu taraf yönetimi, iletişim yönetimi, sonuç yönetimi…
Yabancı Medya ile İlişkiler
Medya iletişiminin kurulması ve yönetilmesi konusunda, yabancı bir gazetecinin bakış açısıyla değerlendirme yapabilen Dorsey, uzun süre The Wall Street Journal için dünyanın birçok farklı noktasında bulunarak, iletişim platformlarında hayatın ritmini tuttu. Türkiye’den bakıldığında haber değeri olan ya da tam tersine olmayan konuların nasıl yönetilebileceği ve algı yönetiminde strateji desteği sunuyor.
Silahlı Kuvvetler ve Medya
Yakın coğrafyamız silahlı kuvvetlerin görev tarifi ve tarihsel doku nedeniyle silahlı kuvvetler tarifinin Batı’ya kıyasla farklı noktalara ulaştığı bir alan. Anlaşılması çoğu zaman zor. Gelecek adımların bir yabancı gözüyle öngörülebilmesi çoğunlukla imkansız. Dorsey, bu bölgede en az silahlı kuvvetler kadar farklı dokuya sahip olan medya olgusunu da iyi teşhis etmiş bir gazeteci.
Akademik Platform
Dorsey uzun yıllar aktif gazetecilik yaptı… Birikimini akademik platformda da değerlendiriyor. İlginç ve etkin projelerde imzası bulunuyor.
İlişkiler
Bu dönem bir tek kelimeyle ifade edilecek tarihte: İlişki! Dorsey halen farklı coğrafyalarda iki akademik yapılanmayı yönetiyor. Bu yapılar “fan club” diye adlandırılsa da ekonomiden siyasete, sosyal dokudan fırsata uzanan değişik bir yelpazede kendisini gösteriyor.
Blog
Dorsey, kitabı yayınlanmadan Amazon.com’da çok satanlar arasına giren az sayıdaki yazardan biri. Son aktivitesi kurduğu blog. Bloğu futbol teması üzerine. Başta Orta Doğu olmak üzere dünyayı futbol üzerinden yorumluyor. Aktif bir blogger ve blogger’lar arasında en popüler isimlerden…
Özetle James Dorsey’nin iletişim üzerine anlatacak çok şeyi var!
Deniz
Türkali
Oyuncu, Senarist, Yazar

Biyografi
Deniz Türkali Türk sinemasına emek vermiş tecrübeli bir oyuncu ve senarist. Oyunculuk, konuşma sanatı üzerine dersler konferanslar veren Türkali, DOT Tiyatro ve 2. Kat Tiyatro’da oyunlar sergiliyor. Hayatımın Yemekleri adlı kitabı yayına hazırlanan oyuncunun hayat öyküsünü ise Murat Çelikkan yazdı. Hazırlığı tamamlanmak üzere olan nehir sohbetleri yakın bir zamanda yayınlanacak.
Oyuncunun “Mine” ve “Minik Serçe” olmak üzere kaleme aldığı iki farklı senaryosu da bulunuyor. Türkali’nin hayatında sinemanın yeri çok özel. Yönetmen Atıf Yılmaz ile ikinci evliliğini gerçekleştiren Türkali için sanat ve edebiyatla yoğrulmuş bir ailede dünyaya geldi. Babası yazar Vedat Türkali, Deniz Türkali’nin kültürel ve siyasi çizgisinde çok önemli rol oynadı.
Sinemayla iç içe yaşayan oyuncunun hayatında Nişantaşı Kız Lisesi’nde okuduğu yıllar bir dönüm noktası kabul edilebilir. O yıllarda tiyatroyla tanışan oyuncu Şişli Koleji’nde eğitimi sürdürdükten sonra Konservatuar Tiyatro Bölümünü kazandı. Türkiye’de iki yıl okuduktan sonra eğitimine Londra’da devam etti. İtalyada Dario Fo, Franca Rame ile çalıştı. Müzik çalışmalarını yürütürken bir yandan da Milliyet Yayınları’nda yayın danışmanlığı yaptı. Yıllar 1980’i gösterdiğinde Türkali yeniden oyunculuğa döndü. Elbette müziği tamamen bırakmadı. Üstelik müziğe olan tutkusu Türkali’ye tek kişilik tiyatro oyunlarında başarıyı getirdi. Radyo programları hazırlayıp sundu, köşe yazarlığı yaptı, sinema ve televizyon filmlerinde oynadı, senaryo yazdı. “Kaktüs” dergisinde, Milliyet gazetesinde, Hayat Dergisinde gazetecilik yaptı. Milliyet, Hürriyet, Radikal gazetelerinde çeşitli konularda yazdı. Kamelyalı Kadın müzikalinde Prudence Duvernoy’u canlandırdı. Sanatla uğraşırken bir yandan da iş hayatına atılan Türkali 5. Kat Restaurant ve Leyla Café’yi işletti.
Türkali, konservatuar eğitimini Londra’da tamamladı. Sosyal ve siyasi yazılar yazdı, etkinliklere katıldı. dergisinde ve “Kriter” dergisinde Avrupa Birliği ülkeleri sinema tanıtım yazıları yazdı. “Şehvet” adlı bir albümü bulunan oyuncu Galip Derviş, Hürrem Sultan, Gece Melek ve Bizim Çocuklar, Eylül Fırtınası, Dudaktan Kalbe gibi birçok sinema ve televizyon filminde rol aldı. Deniz Türkali yalnızca sinemayla ilgilenmedi, müzik de onun hayatında önemli bir yer tutuyor. İlk evliliğini İtalyan şarkıcı Ernesto Casalini ile yapan oyuncu ömrünün neredeyse yarısını ünlü sinema ustası Atıf Yılmaz ile geçirdi.
Konuşma Konuları
HERKES OYNAYABİLİR Mİ?
BEDEN DİLİMİZİ KULLANMAYI BİLİYOR MUYUZ?
Çocukken oynadığımız oyunları hatırlarsak oynamanın hiç de o kadar zor olmadığının ilk işaretlerini görürüz.
Oyun, hayatın her alanında hayatımızın tam da göbeğinde var olan bir eylem. Her zaman sahneye çıkarak ya da kamera önünde oynanmak gerekmez. Bazen bilerek, bazen kendiliğinden “oynarken” buluruz kendimizi. Kendinize bir sorun kimseyle paylaşmanıza gerek yok, yalnız kendinize sorun; inanmadan ama inanırmış gibi yaparak söylediğiniz ne çok şey var değil mi? İş hayatında, sosyal hayatta, aile ilişkilerinde, arkadaşlıklarda… Hayatta ne isle uğraşırsak uğraşalım oynamaya mecburuz. Başta uygarlık gereği… Güne çok kötü başladınız başınız ağrıyor, eşiniz ya da sevgilinizle tartıştınız, işe geldiniz bir çalışma arkadaşınız ya da yöneticiniz size “günaydın” dedi. İçinizden geçeni burada tekrarlamayalım ama cevabınız eğreti bir gülümsemeyle de olsa “günaydın” olacaktır. Şimdi iyi oynamak var kötü oynamak var. Eğer o selamdan yöneticiniz sıkıntınızı anladıysa başınız dertte demektir. İki kez daha tekrarlandığı takdirde hakkınızdaki izlenim hiç de iyi olmayacaktır.
Beden dilinin önemi işte bu örnekte öne çıkar. Oynamak’la numara yapmak arasındaki fark yalnız tonlamayla değil vücut dilini nasıl kullandığınızla da ortaya çıkar. Yani hayattaki iyi oyunculukta önemli olan, karşınızdakine ya da karşınızdakilere oynadığınızı belli etmemek. Karşınızdaki ya da karşınızdakiler oynadığınızı anlamışlarsa büyük ölçüde çuvallamışsınız… Bir başka ifadeyle çok kötü oynadınız demektir. İkna etmek, sahiciliğe inandırmak zor iş. Hele içten içe söylediklerinize kendiniz bile inanmıyorsanız, hemen açık vermeniz işten bile değil. “Güzel soru”, “tam da bunu söyleyecektim” tarzı klişeler çok geçmişte kaldı. Seçilen cümleler, o cümlelerin tonlamaları çok önemli. Vücut dilini spor yaparak da doğru kullanamazsınız. Her duruşun her hareketin her mimiğin bir anlamı var. O zaman nasıl iyi oynayacağız?
BİR MOTİVASYON OLARAK AŞK’A VAKİT VAR MI?
Çok sevdiğim genç bir arkadaşıma “Eşinle flört ediyor musun?” diye sormuştum. Biraz da şaşırarak “Deniz hanım hiç vaktim olmuyor çok çalışıyorum” demişti. “Çok üzücü” diye düşünmüştüm. Ona “sakın ha sakın, ne yap yap vakit ayır” diye sıkı sıkı tembih etmiştim. Çalışma hayatımız evdeki flörtü bile engelliyorsa, ya hayatı en keyifli kılan unsurlarından biri olan “flört etmeyi” bilmiyoruz ki bu hayatı nasıl yaşadığımıza dair birçok sorunu birlikte getirir, ya da gerek duymuyoruz ki bu belki daha da vahim bir durumla karşı karşıyayız demektir. Hayatını sadece işten ibaret sananlar iş hayatında asla uzun süreli başarılı olamazlar. Hayatı tek bir şey üzerine kurmak sadece o şeye konsantre olmak asla başarının sırrı değildir.
Yaşamayı bilmek bir tür sanattır. İş hayatını zevkli kılacak küçük hazları asla es geçmemek gerekir. İş hayatı asık suratla lanet ederek sürdürülemez. Her an ne yaparsanız yapın yaratıcılığınızı kullanmak zorundasınız. Ne kadar çok “Endorfin” salgılarsak o kadar enerjik oluruz. Aşk hali zaten mutluluğun zirve yaptığı bir durum. Bu, herkes için, her an ele geçirilebilecek bir bağış değil biliyorum. Ama bir de şuradan bakalım; aşk bir ruh hali; o zaman, birine aşık olmuyoruz. Önce aşık oluyoruz sonra biri giriyor devreye… Hiç kimse olmasa da denk düşmese de o aşk halidir asıl önemli olan. Sizi motive edecek “endofin”e zirve yaptıracak olan da budur. Yani başarının sırrı ufak tefek ayrıntılarda gizlidir. O ayrıntı dediğimiz şeyler bizi motive ederken çalışmalarımızda da verimi artırır.
ZAMANI KULLANMAK HAYATI KULLANMAK
Hayatımızı nasıl kullanıyoruz? Üstelik bir daha ele geçirmemize imkan olmayan bir zaman dilimiyle kısıtlı. Bu iki dinamik aynı zamanda birbirleriyle var olabiliyor. Ve ayrıca herkesin hayatı ve zamanı bir bakıma çok benzer, bir bakıma çok farklı. Hepimizin hayatı birbiriyle son derece ilişkili…
Hayatın ve zamanın kullanımını ele geçirmemiz zaten “bir zaman” alıyor. Bunu farketmemiz “hay allah zaman nasıl da çabuk geçiyor” demeğe başlamamız da gene epey bir zaman alıyor. Bir yandan kendi hayatımızı elden kaçırmamaya çalışırken ihtiyaç duyduğumuz diğer hayatlarla da ilişki içinde olduğumuzu unutmamamız gerekiyor. Ne işle uğraşırsak uğraşalım zamanı kullanmayı bilmiyorsak hayatımızı bir anda alt üst edebiliriz. Yalnız kendi hayatımızı da değil birlikte çalıştığımız, yaşadığımız diğer insanların hayatlarını da…
İş hayatında en önemli şeylerden biri bilgi paylaşımı, yönetimi. Bir o kadar da önemli olan zamanı paylaşmak ve yönetmek. İş hayatımızı, zamanın boşa harcanmasına asla göz yummadan nasıl yönetebiliriz? Zamanın boşa harcanmasını nasıl önleriz? Bunu nasıl mümkün kılabiliriz?
Unutmayalım “Money is time, time is money!”
İLETİŞİM BECERİLERİ
Yaşamımızda her dokunuş bir iletişimdir. Her ne yaparsanız yapın doğru İletişim kurmak size başarı, mutluluk, keyif, güçlü ve sağlıklı ilişkiler olarak dönecektir. Biraz özen, biraz sabır biraz pozitif düşünce ve güçlü bir dille başarır mıyız dersiniz?
Eren
Kantarlı
Google Türkiye Genel Müdür Yardımcısı

Biyografi
Eren Kantarlı, Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden birincilikle mezun oldu. İsveç’te bulunan MDH Master Academy’de Uluslararası Pazarlama alanında Yüksek Lisans derecesine sahip olan Kantarlı, Pazarlama Yönetimi derecesini ise İrlanda’da UCD Michael Smurfit Business School’dan aldı.
Kariyerinin satırbaşları
Profesyonel iş yaşamı boyunca dünyaca ünlü şirketlerde varlık gösteren Eren Kantarlı, halihazırda Google Türkiye Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyor. Procter and Gamble’da satış alanında kariyerine başlangıç yapan Kantarlı, 2007 yılında Google’ın Türkiye ofisinde çalışmaya başladı. Bu süreçte Türkiye, Yunanistan ve Rusya’da; dijital pazarlama, tüketici ve ticari pazarlama alanlarında proje liderliği görevini üstlendi. 2011 yılına kadar 45’ten fazla ülkenin pazarlama bütçelerini yönetti ve bu tarihte bir görev değişikliği ile Google’ın Kaliforniya’daki genel merkezine transfer oldu. Burada Google Offers ve dijital cüzdan servisi olan ‘Wallet’ta ürün pazarlama görevlerini sürdürdü. Google Fiber’de Kıdemli Pazarlama Müdürü olarak görev yaptı. Kantarlı’nın öne çıkan ürünleri; Google Maps, Android Pay ve Google Fiber.
Eren Kantarlı, aynı zamanda Rolex Big Boat Regatta, J24 Western Regionals gibi dünyaca ünlü yarışlara da katılım gösteren profesyonel bir yelkenci.
Konuşma Konuları
- Irrasyonel Müşteri Deneyimi: Dijital ve Geleneksel Dünyadan Örnekler
- Pazarlama Dünyasındaki Yenilikler: Türkiye ve Global Örnekler ve Karşılaştırmalar
- Programmatik Medya
- Teknoloji; hep daha iyiye
Başak
Özer
Teknoloji Yöneticisi, Girişimci, Melek Yatırımcı, Strateji Danışmanı
İnovasyon
Tasarım
Pazarlama
Teknoloji
Girişim
İnsansız Araç

Biyografi
Başak Özer, temel eğitimini Türkiye’de tamamladıktan sonra geleceği yurt dışında inovasyon merkezlerinde arayan maceracı profesyonel girişimcilerden. Özer’in arayışı, küresel anlamda bütün dünya için somut başarılarla dolu. Başarıyı kutu dışı bir yaklaşımla tariflerken girişimci ve yönetici olarak deneyimlerini birleştirdiğini görüyoruz; “Egolardan arınmış takım ruhu – sağlıklı rekabet – merak – inovasyon tutkusu – yaratıcılığı alkışlamak – hata yapmaktan korkmamak – pazar ve çözüm odaklı olmak – agile ürün geliştirmek.”
Pazarlamadan teknolojiye farklı bir serüven
İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Başak Özer, Michigan Üniversitesi’nde MBA programını tamamladı. ABD’de sensor ve mikroişlemci alanında isim yapan Honeywell’de Küresel Ürün Yöneticisi olarak iş hayatına başladı. Dünyanın ilk iki GPS-Big Data yazılım şirketlerinden biri olan Tele Atlas’ta Ürün ve Pazarlama Küresel Başkan Yardımcısı, Dünyanın ilk zeki mobil reklam platformu Quattro Wireless’te Ürün ve Pazarlama Başkan Yardımcısı pozisyonlarında görev aldı. MIT’nin bir start-up’ı olan Superpedestrian’a yatırım yapan Özer, Nokia Sosyal ve Konum Tabanlı Uygulamalar Küresel Yöneticisi olarak çalısmaya başladı. Nokia Pulse’ın mimarlarından biri olarak Berlin merkezli şirkette, Boston – San Francisco ekiplerini yönetti. Nokia’nın satışını takiben, kurucusu olduğu Boston merkezli danışmalık kurumu SpicaPartners’la mobil teknoloji tecrübesiyle inovasyon ve ürün stratejisi konularında danışmanlık hizmeti vermeye başladı.
Yurt dışında başarılı kariyer
ABD-Boston’da yerleşik olan Özer, halen dünyanın en önemli insansız araç üretimi yapan şirketi Motional’de Başkan Yardımcısı olarak çalışıyor. Motional, Hyundai Motor Group’un otomobil parçaları tedarikçisi Aptiv ile otonom araçlar yapmak için kurduğu ortak girişim, her iki şirkette küresel otonom sürüş ekosistemindeki konumlarını güçlendirmek için 2’şer milyar dolar yatırımla Motional’ı kurdu. Şirket dünyanın ilk ticari robotaksisi veya Seviye 4 otonom sürüşü başlatmak üzere çalışmalar yapıyor.
Melek yatırımcı ve girişimci kimliği
Özer, “start-up” dünyasının ikinci kalbi sayılan coğrafyada gerek girişimci gerekse melek yatırımcı olarak da aktif rol alıyor. Bir dönem, Türkiye’nin en büyük telekom ağı Turkcell’e IOT (internet of things) şemsiyesi altında sağlık (connected health), evde yaşam (connected home), ve eğitim (connected education) danışmanlıkları verdi.
Özer, danışmanlık çalışmalarına dünyanın en yaratıcı ve heyecanlı projelerinden birinde üst düzey yönetici olmak üzere ara verdi; insansız araç teknolojisini geliştiren girişim takımında, Güney Kore’den yatırım alarak Google’ın en büyük rakibi olarak geleceğe koşuyor. Boston – SanFrancisco ve Güney Kore’de yerleşik ekipleri yönetiyor.
Konuşma Konuları
- Çözüm odaklı kullanılabilir inovasyon
- Seri Girişimci olarak başarıyı yakalamak
- Dünya nereye koşuyor; Teknolojide yeni trendler
Coşkun
Aral
Belgesel film yapımcısı
Arşiv
Belgesel
Tarih
Seyahat
Gezi
Gazetecilik

Biyografi
Coşkun Aral, deneyimli bir gazeteci, haberci, uluslararası savaş fotoğrafçısı, gezgin, macera insanı, belgesel yapımcısı… Aral’ı anlatmak için kelimeler yeterli değil. Durmak nedir bilmeyen, Türkiye ve dünyanın dört bir yanını karış karış gezip gören, keşfeden, üreten ve paylaşan Aral, farklı projeleriyle İndeks Konuşmacı Ajansı’na çözüm ortağı olarak katılıyor.
Farklı kültürler, farklı hikayeler
Aral, 1974 yılında basın fotoğrafçılığına başladı. 1977 yılı kanlı 1 Mayıs olaylarında çektiği fotoğraflar Sipa Press aracılığı ile tüm dünyada yayımlandı. Sipa Ajansı’nın Türkiye muhabirliğini üstlendi. Bu arada Türk basınında da Türk Haberler Ajansı, Milliyet, Hürriyet gazeteleri ile freelance çalıştı. 1980’den itibaren Times, Newsweek, Paris-Match, Stern, Epoca gibi dergiler adına Polonya’daki ünlü Gdansk görevinde, Lübnan, İrlanda, Çad ve Uzak Doğu’daki savaşlarda fotoğraf çekti. 1980’de kaçırılan bir uçakta, ilk kez hava korsanlarıyla röportaj gerçekleştirdi. Türkiye’nin ilk bilgi ve belge kanalı İZ TV’yi kurdu. Time, Newsweek, Paris-Match, Stern, Epoca gibi dergiler adına savaş fotoğrafçısı olarak mesleğini zirveye taşıdı.
Aral’ı ve kariyerini kendi sözleriyle tarif etmek belki de en doğrusu olur; “Yıllar boyunca bir belgesel fotoğrafçısı olarak dünyada seyahat ettiğim, dokularına indiğim yüzlerce ülke ve coğrafyada yaşanan anları belgelerken, hep aklımda tüm ayrıntılarıyla bilginin belgeye dönüştürülmesi için daha neler yapılabileceği vardı.”
Coşkun Aral’ın dünyasına hoş geldiniz!
Konuşma Konuları
Sayısız ülkeye seyahat etmiş, Türkiye’nin her köşesini avucunun içi gibi bilen bir gezgin Coşkun Aral. Aral, Türkiye’de ve dünyada birçok insanın bilmediği özel kentlere ve bölgelere geziler düzenliyor. Bu gezilerde gidilen yerin kendine has özelliklerini gözler önüne seriyor, katılımcılara eşsiz bir deneyim yaşatıyor. Türkiye ve yurt dışı gezilerinde özel gruplara eşlik eden Aral ile dünyayı yeniden keşfetmeye hazır mısınız?
- “Futbol Haricinde Astronomiden Gastronomiye Her şey”
- Corona Sonrası Sıra Dışı Seyahat Rotaları,
- Sıra Dışı Mimariler
İnsanın Savaşı, Savaşın İnsanı
Coşkun Aral, “İnsanın Savaşı, Savaşın İnsanı” isimli sunumunda belgeselcilik ve savaş muhabirliği kariyerinde karşılaştığı olaylar ve insanların görselleriyle, hikayelerini harmanlıyor.
Hedefler ne kadar ulaşılmaz görünürse görünsün, her zaman her şeyi başarmanın bir yolunun olduğunu vurguladığı konuşması ile dinleyenleri zoru başarmak konusunda etkileyici sunumuna ortak ediyor.
Savaşın insanından insanın savaşını dinlemek isteyenler için belirtilen tüm konular, toplantıların temasına göre şekillendiriliyor. Sunumları risk alma, zaman yönetimi, liderlik ve takım ruhu konularında ilham verici örneklerle dolu.
Sizin de bir belgeseliniz olsun!
Usta belgeselci Aral’ın çektiği belgeselleri yıllardır ilgiyle izliyoruz. Bugüne kadar oluşmuş ve bin bir emekle hazırlanmış devasa arşivi ise son derece değerli. Aral, İndeks Konuşmacı Ajansı çözüm ortağı olarak firmalara belgeseller hazırlıyor. İstenildiği takdirde zengin arşivinden de faydalanma imkanı sunan Aral, gerektiğinde firmanın hedefleri doğrultusunda yeni belgesellere imza atıyor. Neden siz de Coşkun Aral ile bir belgesel yapmıyorsunuz?
İlgi çeken konuşma başlıkları
- Bilgi iyileştirir, bilgi kazandırır
- Kent Kültürü, Yaşam ve Mimari
- Sıra Dışı Seyahat Parkurları
- Sıra Dışı Yaşamlar
- Sıra Dışı Tedaviler
- Sıra Dışı Giysiler/ Makyajlar/ Saçlar
- Sıra Dışı Yemekler ve Pişirme Yöntemleri
- Sıra Dışı İnançlar, Ayinler, Düğünler
- Dünyanın Kadınları ve Çocukları
- Gezi ve Macera
- İlk İnsandan Günümüze 360 Derece Yerküre…
Fotoğraf & Video Workshop’ları
Coşkun Aral, mesleki birikimini rehber edinmek isteyen gruplar için fotoğraf çekim & belgesel çekim workshop’larına katılıyor.
Belirlenen gezi parkurlarında hem teknik bilgilendirme yapıyor hem de seyahat edilen bölgeyi “Haberci” bakışıyla tanıtıyor.
Etkinlik süresince çekilen fotoğraf ve video kayıtlar etkinlik sonrası Coşkun Aral tarafından değerlendiriliyor.
Diğer projeler…
Aral firmaların ihtiyaçlarına göre farklı çalışmalar da gerçekleştiriyor. Bu çalışmalardan bir tanesi çeşitli firma çalışanlarına yemek atölyeleri düzenlemek. Bir lezzet avcısı olan Aral, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir köşesinde tattığı farklı lezzetleri bu atölyelere taşıyor, aşçıların yardımıyla hazırlanan yemeklerin hikayesini de paylaşmayı ihmal etmiyor. Coşkun Aral’ın çeşitli kitap çalışmaları da bulunuyor. Türkçe ve yabancı dilde basılmış pek çok kitabı bulunan deneyimli gazeteci, şirketler adına da istekler doğrultusunda kitap hazırlayabiliyor.
Videolar
Sadi Uzunoğlu
Prof. Dr.
Ekonomist, Akademisyen
Yatırım Ekonomisi
Sermaye Piyasaları
Sermaye Araçları
Finansman Teknikleri
Makro Ekonomik Gösterge
Aktif Pasif Yönetimi

Biyografi
Sadi Uzunoğlu, ekonominin karmaşık yapısını basit bir dille halka aktarmasıyla ün yaptı ve para piyasalarını hem teorik hem de birbirinden ilginç yaşanmış örneklerle tarihsel bir perspektiften ele alıyor. Uzunoğlu’nun ekonomi dinletileri keyifle öğretiyor.
Ekonomist Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, Uludağ Üniversitesi İktisat Bölümü’nden mezun oldu. Sadi Uzunoğlu, akademik çalışmalarına 1985 yılında İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi’nde Araştırma Görevlisi olarak başladı. Ekim 2001 tarihine kadar aynı üniversitede doçent olarak görevini sürdüren Uzunoğlu, akademik kariyerine İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde devam etti. Sadi Uzunoğlu, çalışmalarını 2004 yılından bu yana Trakya Üniversitesi İİBF’de sürdürüyor.
Uzunoğlu, akademisyen ve ekonomist kimliğini kusursuz bir şekilde sentezlemesi sonucunda mikro ve makro ekonomiye dair isabetli öngörülerde bulunuyor. Güçlü bir ekonomik duruş sergilemenin yolunun üretimden geçtiğini kaydeden Uzunoğlu, ancak ve ancak yüksek teknolojiye sahip, katma değeri yüksek ürünler üreterek dışa bağımlılıktan kurtulmanın mümkün olduğunu her fırsatta dile getiriyor.
Dünyanın ekonomik sınavdan geçtiğine işaret eden Sadi Uzunoğlu, “Artık eski alışkanlıklardan kurtulup kendimiz ve dünyamız için daha bilinçli yaşama zamanı” diyor.
Uzunoğlu’nun konuşmalarında da sıklıkla ifade ettiği önemli bir tespitini şöyle özetleyebiliriz; “Sıklıkla yaşanan finansal krizler dikkatleri finansal piyasalar ve işleyişi üzerine yoğunlaştırdı. Bankalar, finansal sistemin en önemli kurumları olarak başı çekerek ön plana çıktı. Artık ekonomi denince akla maalesef, finansal sistem ve bankalar gelmeye başladı. Reel ekonomi ikinci plana itildi. Oysa reel ekonomi olmadan finansal sistemin var olması mümkün değil.”
Uzunoğlu, aktif bir yazar ve çok sayıda kitabı var; Para ve Döviz Piyasaları, Temel Ekonomi, Finans Matematiği Çalışma Kitabı, HP Uygulamalı, Güncel ekonomik Sorunlar: Dünya Ekonomisi, Güncel ekonomik Sorunlar: Global Kriz.
Konuşma Konuları
- Yatırım Ekonomisi
- Sermaye Piyasası ve Araçları
- Türkiye Ekonomisi ve Makro Ekonomik Göstergelerin Yorumlanması
- Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Beklentiler
- Bankalarda Aktif – Pasif Yönetimi
- Yeni Finansman Teknikleri
- Bankalarda Kaynak Maliyeti Hesaplama Yöntemleri ve Finansal Matematik
Tunç
Fındık
Profesyonel Dağcı, Eğitmen
Biyografi
Tunç Fındık, dağcı. Böyle bir spor insanını tek kelimeyle anlatmak tabii ki mümkün değil, zaten büyük bir haksızlık. O ömrünü dağlara ve tırmanışa vakfetmiş uluslararası başarısı olan dağcı.
Dünyamızdaki toplam 14 adet 8000 metrelik dağların tümüne çıkmayı içeren 14×8000 projesi ile ilgilenen Tunç Fındık, 2019 yılı sonu itibarıyla 13 adet 8000 metrelik zirveye tırmandı ve Everest’e iki kere, farklı rotalardan çıkan ilk Türk oldu. Bilkent Üniversitesi’nde ünlü dağcı ve konuşmacı Nasuh Mahruki ile Dost Dağcılık Kulübü’nü kurdu. AKUT Arama Kurtarma Derneği üyesi.
Tunç Fındık, “Dağların hepsi çok güzel ve büyüleyici. Karlısı da taşlısı da ayrı güzel” diyerek tanımladığı dağlara tutkun. Her tırmanışta türlü zorluk ve engelden geçse de neredeyse her yıl Türk bayrağımızı yeni bir zirveye dikmeyi başarıyor.
Biz uzaktan izleyenler için dağa tırmanmak asıl mesele gibi duruyor, oysa Fındık, “Çıkmayı da bileceksin, inmeyi de…” diyor. Bir tırmanıştan sağ salim dönebilmenin dağcılık açısından başarının tanımı olduğunu söylüyor: “Dağcılıkta zirveye varmak önemlidir. Tıpkı cümle sonundaki nokta gibidir ama en önemli şey değildir. Başarılı bir tırmanış için zirveye çıkmak kadar inmek de önemli.” Pek çok engelle karşılaşılan tırmanışlarda, sorunları çözebilmek ve yola devam edebilmek için belli bir plan, hedef, liderlik, takım çalışması, lojistik, motivasyon ve tüm bun unsurların başarılı biçimde yönetimi gerekiyor.
Fındık’ın konuşmaları görsel bir şölen. Sunumları, dağa tırmanmanın keyfini, korku ve cesaretini, soğukların esaretini inişlerin tehlikesini… Unutulmaz karar anlarının zorluğunu, bayrağı dikerken yaşanan zafer sarhoşluğunu olduğu gibi dinleyene geçiriyor. Yaklaşık 35 bin adet dia ve dijital fotoğraftan oluşan bir arşivi bulunuyor. Tunç Fındık özellikle Orta/Batı Toroslar ve Doğu Karadeniz Kaçkar Dağları’nda 150 kadar yeni rotanın ilk tırmanışlarını gerçekleştirdi. Ayrıca Nepal, Tibet/Çin, Pakistan, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan, Fransa, İsviçre, Bulgaristan, İran, Gürcistan, Arjantin, Tanzanya, Kenya, Rusya Federasyonu ve İskoçya’da tırmanışlar yaptı.
Tunç Fındık, ‘Dağcılık- Zirvelerin Özgürlüğü’ olmak üzere, toplamı 2500 sayfayı bulan, dağcılıkla ilgili beş kitabın İngilizce’den Türkçe’ye çevirisini yaptı ayrıca kendine ait 10 adet özgün kitabı bulunuyor.
Konuşma Konuları
- Zirveye Yolculuk
- Tanrıların Tahtına Yolculuk/Everest,
- Karakurum’da 80 Zorlu Gün,
- Turkuvaz Tanrıça’nın Zirvesinde,
- Zirveden Bakınca,
- Himalaya Günlüğü,
- Dağcının Gözünden Kafkasya’nın Yalçın Doruğu: Ushba
Videolar
Can Fuat
Gürlesel
Strateji Uzmanı, Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı
Jeopolitik
Global Ekonomi
Toplumsal Siyasi Değişimler
Ekonomi Yorumları
Sektör Analizleri
Rekabet Analizleri
Biyografi
Can Fuat Gürlesel, deneyimli stratejist, araştırmacı ve ekonomist.
Ekonomi ve Sektör Danışmanlığı
Kurucusu ve yöneticisi olduğu Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetleri şirketi ile reel ve mali sektör kurumlarına, iş örgütlerine, yerel yönetimlere, kamu kurumlarına, yabancı kurumlara yönelik ekonomik ve sektörel danışmanlık ve araştırma hizmetleri sunuyor. Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün kurucu başkanı. Enstitü stratejik araştırmalar ve gelecek çalışmaları yapıyor. Kitap, makale, rapor ve benzeri nitelikte çok sayıda yazılı eseri bulunuyor. Gündemi farklı perspektiflerden irdeleyen Gürlesel, kutu dışında düşünmeye ve çözüm önerileri getirmeye odaklanan çalışmalarıyla dikkat çekiyor.
Küresel ve yerel gelişmeler
Gürlesel, ekonomik ve siyasi konjonktürü içinden geçtiğimiz dinamik gelişmeler üzerinden yorumlarken, öngörüleri spesifik sektör, belli bir kurum ve tarih dönemini ele alması açısından hem kıymetli hem özgün. Küresel ve yerel gelişmelerin anlık röntgenini çekerek talep edilen sorunsal ya da fırsat alanını güncel rakamlarla harmanlıyor.
Farklı bakış açısı
Gürlesel’in konuşmaları şablona sığmıyor, dinamik gündemin şartlara göre farklı zaman perspektiflerinde yorumlanması anlamına geliyor. İçinde bulunduğumuz dönem global güç kayması ve çok taraflı denge arayışlarına işaret ediyor. Bu dönemden geçerken kuşkusuz klişe bakış yol göstermekte yetersiz kalacak.
Can Fuat Gürlesel, Türkiye’nin de yeni dönemin çok taraflı dengesinden etkileneceğini söylerken Türkiye’nin belki de ilk kez yeni dengenin kurulmasında bölgesel bir aktör olabileceğine inancını dile getiriyor. Bölgesel aktör olma potansiyelinin kullanılmasının idealizm ile realizm arasındaki dengenin sağlıklı kurulması ile mümkün olacağını da gizlemiyor.
Konuşma Konuları
- Global Ekonomik Kriz ve Sonrası
- Global Güç Kayması ve Çok Taraflı Denge Arayışı
- Yeni Güç Dengesi için Jeopolitik Seçenekler
- Türkiye’nin Yeni Çok Taraflı Dış Politikası ve Olası Sonuçları
- Türkiye’de Kurumsal, Toplumsal ve Siyasi Değişim İle Sonuçları
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]