Skip to content

Uzmanlar

[vc_row css=”.vc_custom_1586197115242{margin-top: 30px !important;}”][vc_column][vc_column_text]Dikey uzmanlıkta geliştirdikleri bilgilerini cömertçe paylaşan konuşmacılarımız, bilim-inovasyon-tıp-teknik-sanat ve çapraz birikimleriyle ihtisaslarını konuşturuyorlar.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]

Uzman Ara

En Geniş Konuşmacı Portföyü



Erkan
Yıldırım

Dijital Transformasyon ve İnovasyon, Alwiser Kurucusu ve CEO

Biyografi

Erkan Yıldırım lisans derecesini Boğaziçi Üniversitesi’nden, yüksek lisansını, Pittsburgh Üniversitesi ve Berkeley’deki California Üniversitesi’nde tamamladı.

Akademik çalışmalarının ardından, Mercedes-Benz Türk A.Ş. ve Danone Türkiye bünyesinde yönetici olarak başladığı kariyerini, perakende, e-ticaret ve teknoloji ağırlıklı start-uplar’da kurucu, üst düzey yönetici ve danışman olarak sürdürdü.

Dijital Dönüşüm, Yeni İş Modelleri Tasarımı

2016 yılında Dijital Dönüşüm, Yeni Nesil Eğitim – Gelişim – İnovasyon Programları ve Yeni İş Modelleri Tasarımı konusunda uzmanlaşan alwiser Yönetim Danışmanlığı şirketini kurdu. Yurt içi ve yurt dışında farklı sektör ve büyüklüklerdeki birçok şirket ve kurumlara, dönüşüm stratejilerini kurgulama, yeni değer vaatleri tasarlama, bunları başarılı iş modellerine dönüştürme, farkındalık yaratma ve icra planını oluşturma amaçlı hizmetler vermektedir.

Seminerler, Atölye Çalışmaları

Erkan Yıldırım, dijital dönüşümü sadece bir dijital ve teknoloji meselesi olarak görmeyip, bu dönüşümün aynı zamanda liderlik, kültür, yetkinlik, yetenek, tasarım işi olduğunu anlattığı seminer ve konuşmalar yapıyor.

Kurumlara özel uygulamalı mini-atölyeler tasarlayan Erkan Yıldırım, bu dönüşüm hareketini tetikleyen bir inovasyon programına dönüştüren kurumsal inovasyon programları yürütüyor.

Konuşma Konuları

  • Dijital dönüşüm,
  • Şirket dönüşüm stratejileri,
  • İş modelleri yaratma,
  • Liderlik

Videolar

Ongun
Tan

İnovasyon Danışmanı, Makers Türkiye Kurucusu

Biyografi

Ongun Tan, fizik mühendisliği eğitimi sonrasında kariyerine yazılım geliştirme yaparak başladı. Türkiye’de ve dünyada birçok şirkete teknoloji ve strateji danışmanlığı verdi. 2012’de Londra’dan döndükten sonra, Turkcell’de stratejik pazarlama bölümünde çalıştı ve Internet of Things (IoT) ekibinin yöneticiliğini yaptı.

Strateji danışmanlığı, inovasyon servisleri

2014’ten beri, kendi girişimi olan Türkiye’nin ilk inovasyon inisiyatifi Makers Türkiye ile danışman, profesyonel konuşmacı ve moderatör olarak hizmet verdiği kurumlara, farklı strateji danışmanlığı, inovasyon servisleri ve etki yaratan öğrenme kurguları kurguları sağlıyor. Makers Türkiye danışmanlık ve öğrenme kurguları hizmetlerini buradan inceleyebilirsiniz.

Dijital dönüşüm, Geleceğin Çalışanı

Dijital dönüşümü hızlandırmak, lanse etmek, çalışanlarını inovatif metotlarla hızlandırmak ve geleceğe hazırlamak isteyen kurumlara ufuk açan konuşmalar yapan Ongun Tan, yeni dünyaya adapte olabilmek için girişimci gibi düşünmenin önemine vurgu yapıyor. Esnek, çevik, çıktı odaklı bir işgücü  için zihniyet – araç değişiminin ve dönüşümünün bugünden başlayarak nasıl yapılabileceğini aktarıyor.

Moderasyon,  workshop

Ongun Tan ayrıca, yönetim toplantıları, yıllık toplantılar, terfi ve yeni işe giriş etkinliklerinde etkin bir başlangıç için moderatörlük yapıyor, workshop’lar düzenliyor. Sunduğu hızlı reçeteler ve yaratıcı fikirlerle kurumların hedefledikleri noktaya ulaşmasına rehberlik eden Tan, HR teknolojisi konusunda yenilikçi projeler yürütüyor.

2014 yılında American Turkish Society, Young Society Leaders arasına seçilen Ongun Tan, Amerika Büyükelçiliği’nin resmi teknoloji mentoru olarak da görev yaptı. Teknoloji ve pazarlama konusunda 20 yıla yakın deneyime sahip Tan, onlarca zirve ve etkinlikte yaptığı konuşma ve workshoplarla inovasyon ve girişimcilik kültürünün gerçek çıktıya dönüşmesi adına kurumlara yüksek etki ve memnuniyet sağlayan servisler sunuyor.

Konuşma Konuları

  • Çevik İşgücünü Tasarlamak
  • Tasarım Odaklı Zihniyet Dönüşümü
  • Dijital Dönüşüm ve Girişimci Gibi Düşünmek
  • “Future Ready” Çalışma ve Çalışan; İnovasyon Metodolojisi

Mert
Aydıner

İletişim Uzmanı, Sinergolog ve Yazar

Biyografi

Mert Aydıner, İstanbul Üniversitesi Moleküler Genetik bölümü mezunu; kararlarımızın ve davranışlarımızın altında yatan fizyolojik ve psikolojik nedenleri tanımlamak üzere çalışmalar gerçekleştiriyor. Doğruluğu tıp dünyası tarafından da kabul edilmiş çıktıları profesyonel iş dünyasına adapte eden Aydıner, ekonomik karşılığı olan iş süreçleri yazıyor ve eğitim programları tasarlıyor.

Satış ve pazarlama eğitimleri

Duyusal pazarlama ve duyusal satış konularında beynin karar verme mekanizmalarının işleyiş biçimine dair çalışmalar gerçekleştiren Mert Aydıner, aynı zamanda Academy Neuro kurucusu ve yönetici ortağıdır. Halihazırda Academy Neuro bünyesinde eğitim danışmanı olarak da hizmet veren Aydıner, uzun yıllar boyunca çalışmalarından elde ettiği verileri, uygulanabilir formatlara dönüştürerek satış ve pazarlama dünyası profesyonellerinin hizmetine sunuyor.

İnsanları çıplak gözle okumak üzere iletişim kanalları “beden dili, yüz ifadeleri, ses, söz ve tarz” üzerinden yayılan sinyallerin tanımlanmasını sağlayan Sinergoloji (Synergologie) tekniğini Türkiye’de uygulayan ilk kişi olan Mert Aydıner, farklı kültürlere özgü davranışların analizinden elde ettiği ortak çıktıları bir araya getirerek evrensel bir dil oluşturmayı amaçlıyor.

Bilim temelli yaklaşım

Çalışmalarında sinergoloji dışında nöroanatomi ve nöropsikolojiden de yararlanıyor. Otomatik düşünce ve davranış kalıplarımızı tanımlamak üzere ortaya koyduğu “Uyaran>Düşünce>Duygu>Davranış>Hafıza” modelini iki yönlü işleterek uyaranların tetikleyici etkisine maruz kalmadan, davranışlarımızı bilinçli olarak düzenleyebileceğimizi ve buna göre arzu edilen duygu ve düşünce durumuna geçiş yapılabileceğini kanıtlıyor.

Beden dili ve iletişim

Bu alandaki çalışmaları sonucunda elde ettiği verileri Nöro Satış – Müşteri Mıknatısı Olmanın Formülü ve Beden Dili (Maskeli Balo “Maskeleri Düşürme Zamanı”) kitaplarında okuyucularıyla paylaşan Aydıner, politikacılar, sporcular ve magazin dünyasının tanınmış isimlerinin davranış kodları ve iletişim üzerine de pek çok platformda ufuk açıcı yazılarını okuyucularla buluşturmaya devam ediyor.

Mert Aydıner, aynı zamanda yazdığı kitaplar, makaleler ve verdiği seminerlerle kitlelerin kendi duygularını doğru tanımlayarak içsel keşiflerini yapmalarına da aracı oluyor.

Konuşma Konuları

  • Kişisel imaj / Davranış kodları
  • Sunum teknikleri
  • Müzakere yönetimi
  • İkili ilişkilerde ve iş yaşamında duygusal zekanızı kullanmanın avantajları nelerdir?
  • Muhatabınızın sizin ve mevcut durum hakkındaki düşüncelerini beden dilini okuyarak nasıl anlarsınız?
  • İlk karşılaşma anında karşı tarafta olumlu bir izlenim yaratmak için duruş, bakış, mimik ve jestler nasıl kullanılmalıdır? Aktif ve etkin dinleme nasıl olmalıdır? Aynalama tekniği nedir ve nasıl kullanılır?
  • Beden dilini etkili kullanma, beden dilini doğru okuma, iş yaşamında beden dili, kadın ve erkek ilişkilerinde beden dilinin önemi

Doğan
Taşkent

Elektrik – Elektrofizik Mühendisi, İnovasyon Danışmanı

Teknoloji Anlatıcısı

Patent

Endüstri 4:0

İlaç Sektöründe Gelişmeler

Yapay Zeka

İnovasyon

Biyografi

Teknoloji anlatıcısı ve danışmanı Doğan Taşkent, Türkiye’nin hızlı ilerleme kaydedebilmesi için biyoteknoloji, nanoteknoloji ve yeşil teknoloji gibi alanlarda öne çıkması gerektiğini söylüyor. Bu gelişim dizgesinde atlanmaması gereken en önemli unsurlar ise teknoloji yaratmak ve Endüstri 4.0’a entegrasyon.

İnovasyon, teknoloji

Taşkent, girişimcilik, inovasyon, rekabet ve start-up ekosistemi gibi konularda “model sunan” bir konuşmacı, teknoloji anlatıcısı; kariyerinin önemli yıllarını teknoloji üretimi alanında geçirdiği için konuşmalarında geleceği ve inovasyonu merkezine alıyor. Kariyerine adım attığı Lucent Technologies Bell Laboratories’de (New Jersey) fiberoptik ağ sistemleri gurubunda Ar-Ge mühendisi, uzman danışman ve uzman eğitimci olarak 1998-2005 yıllarında görev alan Taşkent, bu süre zarfında Verizon, BT, Telia, Deutsche Telekom, Global Crossing, Qwest ve UPC şirketlerinin değişiklik kıtalardaki elektro-optik ağ altyapılarının kurulumlarını üstlendi.

Bugün Taşkent’in bir “teknoloji misyoneri” olarak tanımlanmasında, o dönemde edindiği tecrübenin önemli rolü bulunuyor. New York’taki Lucent Worldwide Services grubunda “Knowledge Management”, “Competency Management” ve “Telekom Teknolojileri” alanlarında danışmanlık yapan Taşkent, telekomünikasyon, yenilenebilir enerji ve girişimcilik ekosistemi içinde şirket yapılandırma danışmanı olarak çalıştı. Taşkent, son yıllarda birçok iş planı yarışması ve startup şirketinin hayata geçmesinde rol oynadı.

Start-up’lara mentörlük

Bugüne kadar 2000+ start-up dinlemiş, 200+ start-up’a mentörlük vermiş, 100+ start-up şirketinin hayata geçmesinde rol oynamış olan Taşkent, 50 teknoloji transfer ofisiyle çalıştı. Taşkent, yalnızca Türkiye’nin değil küresel anlamda insanlığın en önemli gelişme ve yaşam ekseni olan sağlık sektöründe çalışmalarını yoğunlaştırmayı seçti. Rekabetçi sağlık çalışmaları için patent-inovasyon ve insan kaynağı üçgeninde sağlık politikaları geliştirmenin peşinde koşuyor.

Girişimciliğe dair güncel gelişmeleri konuşmacı olarak katıldığı toplantılarda dile getiren Taşkent eskiden de girişimcilik olduğunu ancak “eksik” olduğunu ifade ediyor. Taşkent’e göre sürdürülebilir bir ekosistemin oluşması için tüm dünyanın kullandığı Finans, Pazar, İnsan Kaynakları, Kültür, Kanunlar ve Destekleyici unsurları barındıran modelleme benimsenmeli.

Taşkent’in fütüristik kariyer yolculuğunu temel ve yüksek eğitiminde de görmek mümkün. Kariyeri Eidgenösische Technische Hochschule Zürich (ETH) Elektrik Mühendisliği Fakültesi’nden mezun olmasının ardından başlayan Taşkent, Massachusetts Institute of Technology (MIT) ve Polytechnic Institue of NYU Üniversitesi’nde doktora programına girdi, elektrofizik dalında özellikle lazerler üzerine araştırma yapmaya başladı. Elektrofizik ve teknoloji MBA konularında yüksek lisans derecesi alarak mezun oldu. MIT Enterprise Forum Türkiye Kurucu Başkanlığını, Ege Üniversitesi Teknopark Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, Teknoloji Transferi Profesyonelleri Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, Endeavor Türkiye Danışma Kurulu Üyeliği, İsviçre Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı, DEİK İsviçre Konseyi Başkan Vekilliğini yaptı. Çalışma hayatını bireysel kariyerin ötesinde geniş bir yelpazede yorumlayan Taşkent, toplumsal fayda ve farkındalık yaratabileceğini düşündüğü teknoloji ve inovasyon konularında başrolde olmaktan ve zaman harcamaktan asla çekinmeden yoğun çalışmalar yapıyor.  Taşkent, konuşma ve sunumlarını ana dili Türkçe dışında İngilizce ve Almanca olarak da yapıyor.

Konuşma Konuları

  • Yapay zeka
  • Teknoloji nasıl geliştirilir?
  • Endüstri 4:0 Türkiye’nin işine yarar mı?
  • Teknoloji bizi nerede ayrıştıracak?
  • Operasyonel verimlilik İsviçre modeli endüstri Türkiye’ye uyar mı?
  • Girişimci gladyatör olmalı
  • Türkiye’den Elon Musk çıkarmanın formülü
  • Burası Silikon Vadisi değil, İstanbul’da Mahmutpaşa
  • Teknoloji-yaşam döngüsü
  • Satranç üzerinden stratejik düşünce
  • Darwin, feminizm, Çarşı; aralarındaki inovasyon bağı nedir?

Videolar

Deniz
Türkali

Oyuncu, Senarist, Yazar

Biyografi

Deniz Türkali Türk sinemasına emek vermiş tecrübeli bir oyuncu ve senarist. Oyunculuk, konuşma sanatı üzerine dersler konferanslar veren Türkali, DOT Tiyatro ve 2. Kat Tiyatro’da oyunlar sergiliyor. Hayatımın Yemekleri adlı kitabı yayına hazırlanan oyuncunun hayat öyküsünü ise Murat Çelikkan yazdı. Hazırlığı tamamlanmak üzere olan nehir sohbetleri yakın bir zamanda yayınlanacak.

Oyuncunun “Mine” ve “Minik Serçe” olmak üzere kaleme aldığı iki farklı senaryosu da bulunuyor. Türkali’nin hayatında sinemanın yeri çok özel. Yönetmen Atıf Yılmaz ile ikinci evliliğini gerçekleştiren Türkali için sanat ve edebiyatla yoğrulmuş bir ailede dünyaya geldi. Babası yazar Vedat Türkali, Deniz Türkali’nin kültürel ve siyasi çizgisinde çok önemli rol oynadı.

Sinemayla iç içe yaşayan oyuncunun hayatında Nişantaşı Kız Lisesi’nde okuduğu yıllar bir dönüm noktası kabul edilebilir. O yıllarda tiyatroyla tanışan oyuncu Şişli Koleji’nde eğitimi sürdürdükten sonra Konservatuar Tiyatro Bölümünü kazandı. Türkiye’de iki yıl okuduktan sonra eğitimine Londra’da devam etti. İtalyada Dario Fo, Franca Rame ile çalıştı. Müzik çalışmalarını yürütürken bir yandan da Milliyet Yayınları’nda yayın danışmanlığı yaptı. Yıllar 1980’i gösterdiğinde Türkali yeniden oyunculuğa döndü. Elbette müziği tamamen bırakmadı. Üstelik müziğe olan tutkusu Türkali’ye tek kişilik tiyatro oyunlarında başarıyı getirdi. Radyo programları hazırlayıp sundu, köşe yazarlığı yaptı, sinema ve televizyon filmlerinde oynadı, senaryo yazdı. “Kaktüs”  dergisinde, Milliyet gazetesinde, Hayat Dergisinde gazetecilik yaptı. Milliyet, Hürriyet, Radikal gazetelerinde çeşitli konularda yazdı. Kamelyalı Kadın müzikalinde Prudence Duvernoy’u canlandırdı. Sanatla uğraşırken bir yandan da iş hayatına atılan Türkali 5. Kat Restaurant ve Leyla Café’yi işletti.

Türkali, konservatuar eğitimini Londra’da tamamladı. Sosyal ve siyasi yazılar yazdı, etkinliklere katıldı. dergisinde ve “Kriter” dergisinde Avrupa Birliği ülkeleri sinema tanıtım yazıları yazdı. “Şehvet” adlı bir albümü bulunan oyuncu Galip Derviş, Hürrem Sultan, Gece Melek ve Bizim Çocuklar, Eylül Fırtınası, Dudaktan Kalbe gibi birçok sinema ve televizyon filminde rol aldı. Deniz Türkali yalnızca sinemayla ilgilenmedi, müzik de onun hayatında önemli bir yer tutuyor. İlk evliliğini İtalyan şarkıcı Ernesto Casalini ile yapan oyuncu ömrünün neredeyse yarısını ünlü sinema ustası Atıf Yılmaz ile geçirdi.

Konuşma Konuları

HERKES OYNAYABİLİR Mİ?

BEDEN DİLİMİZİ KULLANMAYI BİLİYOR MUYUZ?

Çocukken oynadığımız oyunları hatırlarsak oynamanın hiç de o kadar zor olmadığının ilk işaretlerini görürüz.

Oyun, hayatın her alanında  hayatımızın tam da göbeğinde var olan bir eylem. Her zaman sahneye çıkarak ya da kamera önünde oynanmak gerekmez. Bazen bilerek, bazen kendiliğinden “oynarken” buluruz kendimizi. Kendinize bir sorun kimseyle paylaşmanıza gerek yok, yalnız kendinize sorun; inanmadan ama inanırmış gibi yaparak söylediğiniz ne çok şey var değil mi? İş hayatında, sosyal hayatta, aile ilişkilerinde, arkadaşlıklarda… Hayatta ne  isle uğraşırsak uğraşalım oynamaya mecburuz. Başta uygarlık gereği… Güne çok kötü başladınız başınız ağrıyor, eşiniz ya da sevgilinizle tartıştınız, işe geldiniz bir çalışma arkadaşınız ya da yöneticiniz size “günaydın” dedi. İçinizden geçeni burada tekrarlamayalım ama  cevabınız eğreti bir gülümsemeyle de olsa “günaydın” olacaktır. Şimdi iyi oynamak var kötü oynamak var. Eğer o selamdan yöneticiniz sıkıntınızı anladıysa başınız dertte demektir. İki kez daha tekrarlandığı takdirde hakkınızdaki izlenim hiç de iyi olmayacaktır.

Beden dilinin önemi işte bu örnekte öne çıkar. Oynamak’la numara yapmak arasındaki fark yalnız tonlamayla değil vücut dilini nasıl kullandığınızla da ortaya çıkar. Yani hayattaki iyi oyunculukta önemli olan, karşınızdakine ya da karşınızdakilere oynadığınızı belli etmemek. Karşınızdaki ya da karşınızdakiler oynadığınızı anlamışlarsa büyük ölçüde çuvallamışsınız… Bir başka ifadeyle çok kötü oynadınız demektir. İkna etmek, sahiciliğe inandırmak zor iş. Hele içten içe söylediklerinize kendiniz bile inanmıyorsanız, hemen açık vermeniz işten bile değil. “Güzel soru”, “tam da bunu söyleyecektim” tarzı klişeler çok geçmişte kaldı. Seçilen cümleler, o cümlelerin tonlamaları çok önemli. Vücut dilini spor yaparak da doğru kullanamazsınız. Her duruşun her hareketin her mimiğin bir anlamı var. O zaman nasıl iyi oynayacağız?

BİR MOTİVASYON OLARAK AŞK’A VAKİT VAR MI?

Çok sevdiğim genç bir arkadaşıma “Eşinle flört ediyor musun?” diye sormuştum. Biraz da şaşırarak “Deniz hanım hiç vaktim olmuyor çok çalışıyorum” demişti. “Çok üzücü” diye düşünmüştüm. Ona  “sakın ha sakın, ne yap yap vakit ayır” diye sıkı sıkı tembih etmiştim. Çalışma hayatımız evdeki flörtü bile engelliyorsa, ya hayatı en keyifli kılan unsurlarından biri olan “flört etmeyi” bilmiyoruz ki bu hayatı nasıl yaşadığımıza dair birçok sorunu birlikte getirir, ya da gerek duymuyoruz ki bu belki daha da vahim bir durumla karşı karşıyayız demektir. Hayatını sadece işten ibaret sananlar iş hayatında asla uzun süreli başarılı olamazlar. Hayatı tek bir şey üzerine kurmak sadece o şeye konsantre olmak asla başarının sırrı değildir.

Yaşamayı bilmek bir tür sanattır. İş hayatını zevkli kılacak küçük hazları asla es geçmemek gerekir. İş hayatı asık suratla lanet ederek sürdürülemez. Her an ne yaparsanız yapın yaratıcılığınızı kullanmak zorundasınız. Ne kadar çok “Endorfin” salgılarsak o kadar enerjik oluruz. Aşk hali zaten mutluluğun zirve yaptığı bir durum. Bu, herkes için, her an ele geçirilebilecek bir bağış değil biliyorum. Ama bir de şuradan bakalım; aşk bir ruh hali; o zaman, birine aşık olmuyoruz. Önce aşık oluyoruz sonra biri giriyor devreye… Hiç kimse olmasa da denk düşmese de o aşk halidir asıl önemli olan. Sizi motive edecek “endofin”e zirve yaptıracak olan da budur. Yani başarının sırrı ufak tefek ayrıntılarda gizlidir. O ayrıntı dediğimiz şeyler bizi motive ederken çalışmalarımızda da verimi artırır.

ZAMANI KULLANMAK HAYATI KULLANMAK

Hayatımızı nasıl kullanıyoruz? Üstelik bir daha ele geçirmemize imkan olmayan bir zaman dilimiyle kısıtlı. Bu iki dinamik aynı zamanda birbirleriyle var olabiliyor. Ve ayrıca herkesin hayatı ve zamanı bir bakıma çok benzer, bir bakıma çok farklı. Hepimizin hayatı birbiriyle son derece ilişkili…

Hayatın ve zamanın kullanımını ele geçirmemiz zaten “bir zaman” alıyor. Bunu farketmemiz “hay allah zaman nasıl da çabuk geçiyor” demeğe başlamamız da gene epey bir zaman alıyor. Bir yandan kendi hayatımızı elden kaçırmamaya çalışırken ihtiyaç duyduğumuz diğer hayatlarla da ilişki içinde olduğumuzu unutmamamız gerekiyor. Ne işle uğraşırsak uğraşalım zamanı kullanmayı bilmiyorsak hayatımızı bir anda alt üst edebiliriz. Yalnız kendi hayatımızı da değil birlikte çalıştığımız, yaşadığımız diğer insanların hayatlarını da…

İş hayatında en önemli şeylerden biri bilgi paylaşımı, yönetimi. Bir o kadar da önemli olan zamanı paylaşmak ve yönetmek. İş hayatımızı, zamanın boşa harcanmasına asla göz yummadan nasıl yönetebiliriz? Zamanın boşa harcanmasını nasıl önleriz? Bunu nasıl mümkün kılabiliriz?

Unutmayalım “Money is time, time is money!”

İLETİŞİM BECERİLERİ

Yaşamımızda her dokunuş bir iletişimdir. Her ne yaparsanız yapın doğru İletişim kurmak size başarı, mutluluk, keyif, güçlü ve sağlıklı ilişkiler olarak dönecektir. Biraz özen, biraz sabır biraz pozitif düşünce ve güçlü bir dille başarır mıyız dersiniz?

Ercan Altuğ
Yılmaz

Eğitmen, Yazar, Oyunlaştırma Uzmanı, Gamfed Türkiye & Oyun Akademisi Kurucu

Biyografi

Ercan Altuğ Yılmaz, Yıldız Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliği mezunu. Dijital eğitim teknolojileri üzerine uzun yıllar Netron, Bilgeadam ve Turkcell Akademi’de çalıştı. Oyun tabanlı ve oyunlaştırılmış birçok ödüllü eğitim projesini de bu süreçte hayata geçirdi.
Gamification Meetup ve Gamification Hackathon isimli oyunlaştırma etkinliklerini düzenleyen Yılmaz, girişim merkezleri Startershub, Workinton, KWORKS, Impact Hub ve İTÜ Magnet gibi kuluçka merkezlerinde mentorluk yapıyor.

Dijitalleşme, dijital eğitim ve iletişim sistemleri, yeni nesil motivasyon, oyun tasarımı, oyunlaştırma, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik gibi konularda eğitim ve seminerler veriyor, danışmanlık yapıyor.

Yılmaz, dünyaca ünlü oyun tasarımcısı ve oyunlaştırma uzmanlarının yer aldığı GamFed Uluslararası Oyunlaştırma Federasyonu’nun Türkiye temsilcisi. GWC16 Gamification World Congress Madrid, Gamification Europe Brighton UK, Gamicon New Orleans USA ve Gamilearn Barcelona gibi oyunlaştırma konferanslarından davet alarak sunum yapan Türkiye’den ilk ve tek isim.
Yılmaz halen Bahçeşehir Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Beykoz Üniversitesi ve ITUSEM, BAUSEM gibi kurumlarda Oyun Tasarımı ve Oyunlaştırma dersleri veriyor.

Konuşma Konuları

  • Yeni Nesil İçin Geleceğin İş Modeli: Oyunlaştırma
  • İnsan Odaklı Deneyim Tasarımı: Hikayeleştirme ve Oyunlaştırma
  • Uzaktan Eğitimde Etkileşim ve Oyunlaştırma
  • Oyun Trendleri: Metaverse, NFT, Kripto Oyun, DeFi,F antoken, XR Genişletilmiş Gerçeklik.
  • İşini Oyuna, Oyunu İşe Çevirme Sanatı
  • Dijitalleşen Nesil için Dijital Liderlik
  • Oyunun Yeni Nesil Hali: Espor, Gaming ve Gamification
  • Bağımlılık Yapan Müşteri ve Çalışan Deneyimleri Tasarlamak
  • Şirket Olarak Takdir Kültürü ve Geribildirim ile Yeni Alışkanlık Kazanma

Videolar

Can Fuat
Gürlesel

Strateji Uzmanı, Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı

Jeopolitik

Global Ekonomi

Toplumsal Siyasi Değişimler

Ekonomi Yorumları

Sektör Analizleri

Rekabet Analizleri

Biyografi

Can Fuat Gürlesel, deneyimli stratejist, araştırmacı ve ekonomist.

Ekonomi ve Sektör Danışmanlığı

Kurucusu ve yöneticisi olduğu Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetleri şirketi ile reel ve mali sektör kurumlarına, iş örgütlerine, yerel yönetimlere, kamu kurumlarına, yabancı kurumlara yönelik ekonomik ve sektörel danışmanlık ve araştırma hizmetleri sunuyor. Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün kurucu başkanı. Enstitü stratejik araştırmalar ve gelecek çalışmaları yapıyor. Kitap, makale, rapor ve benzeri nitelikte çok sayıda yazılı eseri bulunuyor. Gündemi farklı perspektiflerden irdeleyen Gürlesel, kutu dışında düşünmeye ve çözüm önerileri getirmeye odaklanan çalışmalarıyla dikkat çekiyor.

Küresel ve yerel gelişmeler

Gürlesel, ekonomik ve siyasi konjonktürü içinden geçtiğimiz dinamik gelişmeler üzerinden yorumlarken, öngörüleri spesifik sektör, belli bir kurum ve tarih dönemini ele alması açısından hem kıymetli hem özgün. Küresel ve yerel gelişmelerin anlık röntgenini çekerek talep edilen sorunsal ya da fırsat alanını güncel rakamlarla harmanlıyor.

Farklı bakış açısı

Gürlesel’in konuşmaları şablona sığmıyor, dinamik gündemin şartlara göre farklı zaman perspektiflerinde yorumlanması anlamına geliyor. İçinde bulunduğumuz dönem global güç kayması ve çok taraflı denge arayışlarına işaret ediyor. Bu dönemden geçerken kuşkusuz klişe bakış yol göstermekte yetersiz kalacak.

Can Fuat Gürlesel, Türkiye’nin de yeni dönemin çok taraflı dengesinden etkileneceğini söylerken Türkiye’nin  belki de ilk kez yeni dengenin kurulmasında bölgesel bir aktör olabileceğine inancını dile getiriyor. Bölgesel aktör olma potansiyelinin kullanılmasının idealizm ile realizm arasındaki dengenin sağlıklı kurulması ile mümkün olacağını da gizlemiyor.

Konuşma Konuları

  • Global Ekonomik Kriz ve Sonrası
  • Global Güç Kayması ve Çok Taraflı Denge Arayışı
  • Yeni Güç Dengesi için Jeopolitik Seçenekler
  • Türkiye’nin Yeni Çok Taraflı Dış Politikası ve Olası Sonuçları
  • Türkiye’de Kurumsal, Toplumsal ve Siyasi Değişim İle Sonuçları

Itır
Erhart

Akademisyen, Sosyal Girişimci

Adım Adım Hareketi

Sosyal Farkındalık

Sivil Vatandaş

Takım Olmak

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Sivil Toplum

Biyografi

Itır Erhart, Chicago’da (2004) bir otobüs durağında “Koşmak zor mu geliyor, kemoterapiyi dene!” sloganını görünce hayatını değiştirecek farklı bir yönelime girdi;  sivil toplum kuruluşları için kaynak ve farkındalık yaratmak. Sosyal Aktivizmin fitilini  sekiz maraton, 20 yarı maraton koşarak ateşledi. Türkiye’nin ilk yardımseverlik koşu oluşumu Adım Adım’ın kurucuları arasında yer aldı. Şirket takımları oluşturup bir STK yararına koşmanın şirket içi iletişim, aidiyet, motivasyon üzerindeki etkileri üzerine ufuk açıcı konuşmalar yapan Erhart bu ve benzeri kampanyaların iletişim çalışmalarının nasıl yapılması gerektiğini ve medya yansımalarını dinleyicileriyle paylaşıyor. Konuşmalarında takım olmanın önemine vurgu yapan Erhart spor yoluyla kaynak yaratmak ve farkındalık yaratmak için neler yapılabileceğini de dinleyicilerine aktarıyor.

Doç. Dr. Itır Erhart, Lisans ve Lisansüstü eğitimini Boğaziçi Üniversitesi’nde İngiliz Dili Edebiyatı (BA) ve Felsefe (BA & MA & Phd) bölümünde, tamamladı. Cambridge Üniversitesi Felsefe Bölümünde  M.Phil. derecesini kazandıktan sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde toplumsal cinsiyet, insan hakları, spor ve medya üzerine ders vermeye başladı. Itır Erhart, sivil toplum alanında yaptığı çalışmalardan dolayı “Fark Yaratanlar” programına konuk oldu (2009) ve Ten Outstanding Young Persons (2010) jüri özel ödülünü aldı, Ashoka Fellow seçildi (2014).

Onbinlerce üyeye ulaşan Adım Adım, bir yandan dayanıklılık artırıcı sporlar aracılığıyla bireyleri toplumsal sorunların çözümü için harekete geçirirken, öte yandan da sivil toplum kuruluşlarını şeffaf ve hesap verebilir olmaya teşvik ediyor. Adım Adım’a katılan bireyler ve kurumsal koşucular spor yaparak destekledikleri STK’lar için kaynak yaratıyor. Dünyada “charity run” olarak bilinen bu model, etki alanını artırarak büyüyor. Bağışçılar pek çok ihtiyaç sahibinin hayatına dokunuyor.  Sistem içinde yer alan her koşucu yaklaşık 200 kişiye mesaj atıp desteklediği projeyi anlatıyor. Böylece hem bağış toplanmasına yardım ediyor hem de farkındalık yaratıyor.

Konuşma Konuları

  •  Spor yoluyla kaynak ve farkındalık yaratmak ve birleştirici güç olarak spor
  •  Adım Adım Hareketi
  •  Takım olmak
  •  Toplumsal Cinsiyet 101
  • Toplumsal Cinsiyet Eşitliği; “Kadınlar ofsayttan anlar mı?”
  • Sivil Toplum ve Hesap Verebilirlik

Videolar



[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]