Sevgili Nazlı Eray’ın Aşık Papağan Barı kitabını bitirdiğim saniye, ona ulaşmak, duygularımı aktarmak ihtiyacındaydım. 224 sayfa boyunca, çok geniş ve kuvvetli olduğuna inandığım hayal gücüm, onun sınırsız ve enerjik hayal gücü ile adeta satranç oynamıştı.
İlk sayfadan itibaren beni yıllardır sınır ötesi mekânlara, zamanlara ve kişilere uçuran zihnimin kanatlarını Nazlı’nın kelimelerine teslim etmiştim ama bu, şartsız bir teslimiyet değildi. Onun tüm kahramanlarının psikolojilerinin ardından nasıl bir karakterin daha ruh kazanmak üzere olduğunu tahminle yarışarak okudum. Bir gece yarısı sonrasından, sabahın ilk ışıklarına Nazlı’yı bir kez daha, daha derinden tanıdım. Onun ıssız geceleri sevdiğini bildiğimden, öyküsüne daha yakın dokunabilmek için özellikle gece yarısı okumayı tercih ettim. Zihnimin kanatlarına takılıp çıktığım bu serüven zamanı, kendi hayal gücümün, fantastik ustası bir güçle at başı uçmaya çalışmasını izleme zamanı oldu.
(Kitabın İçinden)